1225 On Birinci Kalkınma Planının (2019-2023) Onaylandığına İlişkin Karar
23 Temmuz 2019 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 30840 (Mükerrer)
ON BİRİNCİ KALKINMA PLANININ (2019-2023) ONAYLANDIĞINA İLİŞKİN KARAR
Karar No. 1225
Karar Tarihi: 18.07.2019
On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023), 30.10.1984 tarihli ve 3067 sayılı Kanun gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 18.07.2019 tarihli 105’inci Birleşiminde onaylanmıştır.
ON BİRİNCİ KALKINMA PLANI
(2019-2023)
BİRİNCİ BÖLÜM
1. GİRİŞ
1. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk kalkınma planı olan On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023), uzun vadeli bir perspektifle ülkemizin kalkınma vizyonunu ortaya koyarak, milletimizin temel değerlerini ve beklentilerini karşılamak, ülkemizin uluslararası konumunu yükseltmek ve halkımızın refahını artırmak için temel yol haritası olacaktır.
2. 15 yıllık bir perspektifin ilk beş yıllık dilimi olarak tasarlanmış olan Kalkınma Planı, her alanda topyekûn bir değişim ve atılımın başlatılarak, uzun vadeli bir perspektifte kesintisiz bir şekilde kararlıkla uygulanmasını öngörmektedir. Plan döneminde ekonominin yapısı uzun vadede istikrarı ve sürdürülebilirliği sağlayacak şekilde dönüşüme tabi tutularak, eğitim hamlesiyle beşeri sermayenin, milli teknoloji hamlesiyle teknoloji ve yenilik kabiliyetinin artırılması hedeflenmektedir.
3. Kalkınma Planı, uluslararası işbirliklerinin çeşitlenerek daha karmaşık bir hale geldiği, belirsizliklerin arttığı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından ekonomik ve siyasi güç dengelerinin hızlı bir biçimde değiştiği, küresel düzeyde yeniden dengelenme sürecinin devam ettiği, siyasi ve ekonomik düzlemde yeni güç ve çekim merkezlerinin oluştuğu bir ortamda hazırlanmıştır.
4. Küresel düzeyde artan politik, ekonomik ve finansal risklerin yanı sıra teknolojik rekabet ve ticaret alanlarında artan gerginlikler ve yeni korumacılık eğiliminin beslediği belirsizlikler, çatışma alanlarının ve ittifakların hızlı bir biçimde yer değiştirmesine neden olmakta ve ülkelerin belirli alanlarda sürekli konumlanmasını güçleştirmektedir. Diğer taraftan, küresel güç odağı olan ülkeler, kalkınma ve ekonomik büyüme süreçlerini çok daha stratejik bir yaklaşımla yönetmeye eğilmekte; önemli işbirlikleri geliştirmekte, kritik teknolojilerdeki yetkinliklerini artırmakta ve ekonomik tercihlerinde daha planlı bir yaklaşım benimsemektedir. Bu durum, uzun vadeli öncelikleri görmeyi kolaylaştıran kalkınma sürecinin planlanmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç oluşturmaktadır. On Birinci Kalkınma Planı, ortak hedeflere yönelen yoğunlaşma stratejilerinin uygulamaya konulması yoluyla orta ve uzun vadede ekonomik ve sosyal kaynakların artırılarak daha üretken alanlara yönlendirilmesi için yol gösterici bir işlev üstlenecektir.
5. On Birinci Kalkınma Planı, ülkemizin her alanda verimliliği artırarak, milli teknoloji hamlesiyle uluslararası düzeyde rekabet gücü kazanmasına yönelik daha fazla değer üreten bir ekonomik ve sosyal kalkınma süreci öngörmektedir. Planda, hukukun üstünlüğü, güçlü demokrasi ile korunan ve geliştirilen temel hak ve hürriyetler, kalkınma çabasının taşıyıcı sütunları olarak benimsenmekte; ekonomide istikrar ve sürdürülebilirlik, beşeri, sosyal ve mekânsal gelişme alanlarında refahın artışı ve adil paylaşımı ile süreklilik arz eden bir gelişmişlik yönelimi öncelikli bir amaç olarak ortaya konulmaktadır.
6. Kalkınma Planı, her alanda rekabetçiliği ve verimlilik artışını sağlamaya odaklanmıştır. Plan, istikrarlı ve güçlü ekonomi, rekabetçi üretim ve verimlilik, nitelikli insan ve güçlü toplum, yaşanabilir şehirler ve sürdürülebilir çevre ile hukuk devleti, demokratikleşme ve iyi yönetişim gelişme eksenleri olmak üzere beş temel eksenden oluşmaktadır. Tüm eksenler açısından nihai olarak “daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü ve müreffeh Türkiye” vizyonunun gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu yaklaşımla, imalat sanayiinde belirlenen öncelikli sektörler başta olmak üzere yerli üretimin artırılması ve sanayileşmenin hızlandırılması öngörülmektedir. Öncelikli sektörlere ilaveten tarım, turizm ve savunma sanayii kalkınma planında öncelikli gelişme alanları olarak belirlenmiştir.
7. “İstikrarlı ve güçlü ekonomi” ekseni altında ekonomide; para, maliye, gelirler ve dış ticaret politikaları ile bu politikaları güçlendirecek makroekonomik hedeflere ilişkin temel çerçeve ve prensiplere yer verilmektedir. “Rekabetçilik üretim ve verimlilik” ekseni altında ekonomide rekabetçilik ve verimlilik artışı sağlanarak üretimde hedeflenen yapısal dönüşüm ve refah artışına destek sağlayacak politikalar kapsanmaktadır. “Nitelikli insan ve güçlü toplum” ekseni altında beşeri sermayenin güçlendirilmesi, kapsayıcı büyüme yaklaşımının belirgin bir biçimde hayata geçirilmesi ve refahın toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılması amacıyla uygulanacak politikalar ele alınmaktadır. “Yaşanabilir Şehirler ve Sürdürülebilir Çevre” ekseni altında ekonomik ve sosyal faydanın artırılmasına paralel olarak çevrenin korunması, şehirlerde ve kırsal alanlarda yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ile bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasına yönelik hedef ve politikalara yer verilmektedir. “Hukuk devleti, demokratikleşme ve iyi yönetişim” ekseni altında ise hukuk devleti ve demokratikleşme ilkelerinin Devleti oluşturan tüm kurum ve kuruluşlarda güçlü bir şekilde egemen kılındığı; kamu yönetiminde katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilîrliğin her düzeyde hayat bulduğu iyi yönetişim anlayışının pekiştiği hedef ve politikalar ele alınmaktadır.
8. Orta ve uzun vadede ekonomik ve sosyal alanda hedeflenen temel yapısal dönüşümlere yönelik önemli adımları içeren On Birinci Kalkınma Planında başta rekabetçi üretim ve verimlilik olmak üzere tüm eksenlerde öngörülen politika ve tedbirlerle Planın uygulama ayağı güçlü ve somut bir biçimde tasarlanmıştır. Bu çerçevede, kaynak dağılımının ihtiyaçlara ve üretkenliği artırma işlevine göre önceliklendirilmesi yapılarak, plan kapsamındaki beş yıl boyunca uygulama mekanizmaları ve araçları ortaya konulmuştur.
9. On Birinci Kalkınma Planı, bakanlıklar başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra toplumumuzun tüm kesimlerinden çok sayıda temsilcinin katkılarıyla katılımcı bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Bu kapsamda üç bin beş yüzü aşkın kamu çalışanı, özel kesim ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve akademisyenin bir araya gelerek katkı verdiği 75 adet özel ihtisas komisyonu (ÖİK) ve çalışma grubu oluşturulmuştur. Ülkemizin kalkınma önceliklerine yönelik görüş alışveriş süreci kapsamında 81 ilde toplam 267 adet toplantı ve çalıştay düzenlenerek yerel düzeyde yaklaşık 12 bin kişinin katkısı alınmıştır. Ayrıca internet üzerinden gerçekleştirilen “vatandaş anketi” yoluyla 19 bin kişiyi aşkın katılımcıdan plan önceliklerine dair fikir ve öneriler alınmıştır.
10. Kalkınma Planı, diğer politika dokümanları ile stratejik planların hazırlanmasında tüm kurumlara, önceliklerini belirlemede yön verecek bir politika seti sunmaktadır. Planda öngörülen politika ve tedbirlerin etkin bir biçimde hayata geçirilmesini teminen Cumhurbaşkanlığı Programı, orta vadeli programlar (OVP), Cumhurbaşkanlığı yıllık programları, bölgesel gelişme ve sektör stratejileri, kurumsal stratejik planlar Kalkınma Planı esas alınarak hazırlanacaktır. Kalkınma Planında, plan ve bütçe bağlantısını güçlendirmek üzere uygulanacak tüm politikaların ve alınacak tedbirlerin bütçe boyutu özellikle dikkate alınmıştır. Kamu kuruluşları politikalarını, yatırım ve cari harcamalarını, kurumsal ve hukuki düzenlemelerini planda öngörülen hedef ve kaynaklara göre ortaya koyacaklardır.
11. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde yürütmenin hızlı ve etkili yapısıyla bu çerçevede uygulanacak en üst politikaların belirlendiği On Birinci Kalkınma Planının idarelerce etkin bir şekilde uygulanması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede Kalkınma Planındaki gelişmelerin izlenmesi ve değerlendirilmesi Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı koordinasyonunda etkin bir izleme ve değerlendirme mekanizması aracılığıyla gerçekleştirilecek ve her yıl bir rapor şeklinde Cumhurbaşkanına sunulacaktır.
12. Kamu kuruluşları Planın amaç, hedef, ilke ve politikaları çerçevesinde kendi görev alanlarına ilişkin alt politikaların ve tedbirlerin geliştirilmesinden sorumlu olacaktır. Bütçe ve harcama süreçlerinde Planın amaç, hedef ve politikaları temel çerçeveyi oluşturacaktır.
13. Jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin arttığı, küresel güç dengelerinin yeniden şekillenmeye başladığı bir dönemde, ülkemizin sahip olduğu tüm kaynakları ortak bir anlayış çerçevesinde bu Plan ile belirlenmiş hedeflere yöneltmek suretiyle, riskleri ve tehditleri karşılayabilen, fırsatları ise milletimizin kazancına dönüştüren, refahı ve adil bölüşümü herşeyin üzerinde tutan bir yönetim anlayışının hâkim kılınması ve ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine çıkarılması temel hedefimiz olmaya devam edecektir.
2. KÜRESEL GELİŞMELER VE EĞİLİMLER
2.1. KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE ETKİLEŞİMİ
Artan Belirsizlikler ve Yeni Arayışlar
14. 2008 küresel finansal krizi sonrasındaki süreçte yaygın olarak alınan çok çeşitli önlemlere karşın küresel ekonomide topyekûn bir toparlanma hala gerçekleşememiştir. Küresel finansal kriz, gelir dağılımını ciddi oranda olumsuz etkilerken, serbest piyasa ekonomilerinin etkin işleyişine yönelik inancı da zedelemiştir. Bir süredir açıldığı gözlenen ülkeler ve kesimler arası gelir farkı, krizin akut sorunlarına yönelik uygulamaların yarattığı hoşnutsuzlukla birleşerek, liberal demokrasiye ve kurumlarına yönelik güvensizliği artırmıştır.
15. Uluslararası göçün artan yoğunluğu ve jeopolitik gerginlikler yabancı karşıtlığını beslemiştir. Küresel ölçekte terör eylemlerinin yanında savunma harcamaları da artmıştır. Bu çerçevede liberal demokrasiye yönelik zedelenen inancın da etkisiyle daha korumacı ve içe kapalı nitelikte popülist politikalar güç bulmuş, müdahaleci politikalar zemin kazanmıştır.
16. Jeopolitik, askeri ve ekonomik alanda küresel ölçekte güç dengesi arayışları sürmektedir. Bu arayışın enerji, küresel ticaret, uluslararası yatırımlar ve lojistik ile savunma gibi alanlardaki politikaların belirlenmesinde önemli etkileri bulunmaktadır. Hızlanan teknolojik dönüşümün gelecek dönemde piyasa yapıcı ilk adımları atan ülkelere sağlayacağı avantajlar, ülkeleri bu alanda piyasa mekanizmalarının ötesinde adımlar atmaya yönlendirerek, ticaret savaşlarını teknoloji temelinde şekillendirmektedir.
17. Kısa vadeli göreli kayıplara karşın uzun vadeli faydayı hedefleyen politikaların iletişiminin zorlaştığı ve belirsizliklerin arttığı bu dönemde, eşitlik ve kurallılık temeline dayalı, sürdürülebilir ve etkin işleyen uluslararası politika koordinasyonuna ihtiyaç artmaktadır.
Ekonomik Ağırlık Merkezlerinde Değişim ve Dengelenme Arayışı
18. Üretim ekseni, yüksek gelirli ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaymakta olup, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu ekonomilerin gelecekte daha fazla güçlenerek küresel üretim, ticaret, teknoloji, katma değer gibi alanlarda etkili olması beklenmektedir.
19. Yüksek gelirli ülkelerin ise yenilikçi üretim teknolojisi ve nitelikli insan kaynaklarındaki üstünlüklerini teknoloji savaşları, ticaret savaşları ve korumacılık yaklaşımlarıyla tahkim ederek küresel değer zincirlerindeki liderliğini devam ettirme çabası sürmektedir.
20. Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin korumacı yaklaşımı ve Brexit’in küresel ticaret ve entegrasyonu olumsuz etkilemesi beklenmektedir. ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Japonya ikili anlaşmalara ağırlık verirken, Çin Kuşak ve Yol Girişimi ile küresel ticaret ağını genişletme çabası içerisindedir.
21. Afrika ve Asya ülkeleri arasındaki ticaret koridorlarının gelişmiş ülkeler arasındaki koridorlara kıyasla daha hızlı büyümesi, yeni lojistik ağların ve transit geçişleri barındıran bölgelerin önem kazanması öngörülmektedir.
On Birinci Kalkınma Planı Tamamı İçin Tıklayınız