Takdir Komisyonu Kararlarında Önemli Hususlar
Birol GÜVEN
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
[email protected]
I-Giriş
Türk Vergi Sistemi beyan üzerine kurulan sistemdir. Mükellef beyan eder, bu beyan tarh tahakkuk ve tebliğle kesinleşir. Bazı durumlar vardır ki mükellefin beyanı yeterli olmaz. Mevzuatın belirlediği bazı durumlarda vergi dairesinin veya mükellefin talebi üzerine takdir komisyonu marifetiyle matrah veya kıymet takdiri yapılmaktadır.
II-Takdir Komisyonlarının Hukuki Niteliği
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre kurulan takdir komisyonları yasada belirlenen konularda ilgili makamların isteği üzerine takdir işlemi yaparlar. Ağırlığı vergi idaresinin üyelerinin teşkil ettiği bu komisyona bir üye de mükellefin bağlı bulunduğu mesleki teşekkülden katılır.
Mükellef doktor ise barodan, bakkal ise berberler odasından, muhasebeci ise ticaret odasından olmaz. Herkesin bağlı olduğu mesleki teşekkülden bir üye katılır.
Uygulamada Vergi Dairesinden bağımsız olması gereken bu birim sanki vergi dairesinin uzantısı olan bir birimmiş gibi çalışmaktadır. Mükellef hakları bakımından özerk ve bağımsız değildir. Bazen mükellefin bağlı bulunduğu meslek odasından üye yerine farklı odanın üyesiyle komisyon oluşmaktadır. Bu durum başlı başına eleştiri sebebidir.
Bağımsız olması gereken bu birim hem Vergi Dairesinin, hem de mükellefin bağlı olduğu mesleki teşekkülün temsilcileriyle birlikte oturum yapmak suretiyle kendisinden istenen konuları karara bağlar. Cezalı tarhiyata konu olacak takdir işleminde komisyona, Takdir Komisyonu Başkanı unvanı altında başkan olabildiği gibi uygulamada vergi dairesi müdürleri de başkanlık etmektedir.
Basmakalıp kelimelerle yazılan usul ve esaslara aykırı oluşan kararlar yargı mercilerinden geri dönmekte ve işlemler iptal edilmektedir. Komisyonun bu işlemleri yaparken inceleme ve ifadesine başvurma gibi yetkileri bulunmaktadır. Ama bunca iş yükünün altında komisyonun bu dosyalara gerçekçi olarak ayıracak zamanı yoktur.
III-Takdir Komisyonuna Sevk işlemi ve Zamanaşımı
Bilindiği üzere zamanaşımı, süre geçmişi sebebiyle vergi alacağının ortadan kalkmasıdır. Vergi alacağının doğduğu tarihi izleyen yıldan itibaren 5 yıl içerisinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergi zamanaşımına uğramaktadır.
VUK’nun 114. Maddesinde Vergi Dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurması zamanaşımını durdurmaktadır. Öteden beri uygulamada İdare zamanaşımına kısa süre kala dosyaları takdir komisyonuna sevk etmek suretiyle zamanaşımını durdurmaktaydı. Hatta takdir sebepleri olup olmadığına bakılmaksızın bazen inceleme elemanlarının talebiyle bu durum mevzuatı zorlayarak işlem tesis edilmekteydi.
Sırf zamanaşımını durdurmak üzere yapılan bu işlemler yargı mercilerinden dönmekte yapılan cezalı tarhiyatlar mahkeme kararlarıyla reddedilmektedir.
VUK’nun 114. Maddesinde yapılan düzenleme ile takdir komisyonunda zamanaşımını durduran bu süre 1 yıldan fazla olmayacağı hükmüne bağlanmıştır. Böylece takdir komisyonunda işlemeyen süre normal zamanaşımının üzerinden 1 yılı aşmayacaktır. Eğer zamanaşımının dolmasına 1 yıldan az kalmışsa işlemeyen süre 1 yılı aşmamak kaydıyla komisyon kararının vergi dairesine intikal tarihine kadar uzamaktadır.
Şöyle ki; bu düzenlemeden önce sonsuz ve sınırsız süre ile sevk işlemi olduğunda gecikme mükellefleri oldukça zor durumda bırakıyordu. Şimdi iş daha sıcağı sıcağına normal zamanaşımı süresi 5 yıl +1 yıl olmak üzere maksimum vergiyi doğuran olayın üzerinden en fazla 6 yıldan fazla süre işlemeyecektir.
IV-Takdir Komisyonlarının Görevleri
Uygulamada Takdir Komisyonları sadece matrah takdiri yapmazlar kanunda yazılı diğer işleri de yaparlar. Bunlardan biri de zayi olan ve bozulan veya değeri düşen malların da takdirini yapmaktır.
Bu türde zayi olan, bozulan veya değeri düşen malların olayında durumunu ikiye ayırmak gerekir.
1.incisi doğal afetler (deprem-sel-yangın) sebebiyle zayi olan malların durumu
2.incisi trafik kazası, hırsızlık vb. sebeplerle zayi olan malların durumu
birbirinden farklılık arz etmektedir.
1.incisinde deprem-sel–yangın sebebiyle zayi olan mallara ait KDV’ler indirim yapılmışsa düzeltme yapılmaz. İndirim hakkı devam eder. (KDV Kanunu madde 30/c)
2.ncisinde ise trafik kazası, hırsızlık, terör vb. sebeplerle zayi olan malların daha önce indirim yapılan malların KDV’leri düzeltilir ve hazineye intikal ettirilir. (KDV Kanunu madde 30/c)
Burada kanun koyucu doğal afetle, insan eliyle meydana gelecek olayları birbirinden ayırmıştır. Trafik kazası veya hırsızlık veya benzerlerinin KDV’sini kullandırmama yoluna gitmiştir.
Yine burada ince nokta zayi olan amortismana tabi bir varlık ise faydalı ömrünün kalan kısmına isabet eden KDV’yi düzelterek ilave edilecek KDV olarak beyannameye dahil edilecektir.
V-Olayın Vukuu Bulduğu Tarih mi, Takdir Komisyonu Kararı Tarihi mi?
Takdir Komisyonuna sevk edilen dosyalarda özellikle zayi olan mallarla ilgili olanlar özellik taşımaktadır.
Örnek, Zayi olan mallarla ilgili olayın vukuu bulduğu ay Ekim-2016 olsun, takdir komisyonu kararı ise Mart-2017’de çıkmış olsun. Mükellefin durumu kendi kayıtlarına hangi yıl yansıtacağı hususunda tereddüt hasıl olmaktadır. Zayi olan veya değeri düşen malların muhasebe kayıtlarını hangi yıl dikkate almak gerekir?
Olayın vukuu bulduğu tarih derseniz hatalı işlem yapıyor olabilirsiniz. Komisyon gelip değerleme ve takdir işlemini fazla veya eksik veya farklı yaptıysa ne olacak?
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın vermiş olduğu 24.02.2012 tarih ve B07.1.GİB.4.34.16.01-KVK.8-740 sayılı özelgesinde; değer düşüklüğüne ilişkin takdir komisyon kararının mükellefe tebliğ edilen yıl hesapları içerisinde kayıtlara intikal ettirileceği yönünde uygulamaya yön vermiştir.
Bu durumda olayın vukuu bulduğu takvim yılı yerine takdir komisyonu kararının mükellefe tebliğ edilen takvim yılında kayıtlara alınacağı tabidir.
VI-Sonuç
Vergilendirmede önemli bir yer olan takdir komisyonu kararlarının başından sonuna yasal düzenlemelere ve hukuka uygun cereyan etmesi lazımdır. Komisyonunun oluşumundan, toplantısından kararın mükellefe tebliğ edilmesine kadar her aşaması önem taşımakta olup kararın mükellefe tebliğ edilmesi ve kayıtlara intikali de önemlidir.
Zamanaşımına tesir etmesi açısından işlemeyen duran süreler, yeniden işlemeye başlaması dikkatlice hesap edilmesi ve yasal çevreye uygun olması gerekir. Aksi halde takdire dayanan işlemin yargı denetiminde iptal edilmesi durumuyla karşı karşıya kalınabilir.
Kaynaklar:
– 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
– 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
– İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın vermiş olduğu 24.02.2012 tarih ve B07.1.GİB.4.34.16.01-KVK.8-740 sayılı özelgesi