Amme Alacaklarında Sorumluluk
Serhat ERDEN
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı
Yazar Hakkında
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun;
- Amme alacaklarının takip ve tahsil usulüne ilişkin esasların düzenlendiği,
- İlgili kanun hükümlerini uygulayacak alacaklı amme idarelerinin belirlendiği,
- Kanun kapsamına giren alacakların belirtildiği,
kamu alacağının tahsil usulü hakkında bir kanundur.
Alacaklı Amme İdareleri
I. Devlet (Genel Bütçeye dahil kamu idareleri)
II. İl Özel İdareleri
III. Belediyeler
IV. Özel kanunlarında alacakları 6183 Sayılı Kanuna göre takip edileceği belirtilen diğer Kamu Tüzel Kişileri.
Amme Alacakları
i. Vergi, resim, harç, mahkeme masrafları, vergi cezaları, para cezaları gibi asli alacaklar,
ii. Gecikme zammı, gecikme faizi, faiz, zam, pişmanlık zammı gibi asli alacaklar üzerinden hesaplanan fer’i alacaklar,
iii. Akit, Haksız fiil ve Haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinden kaynaklanan alacaklar,
iv. Özel kanunlarında 6183′ e göre tahsil edileceği belirtilen alacaklar,
v. Belirtilmiş olan bu amme alacaklarının takip masraflarından kaynaklanan alacaklar.
Yukarıda bahsi geçen amme alacaklarının takip ve tahsilinde oluşması muhtemel bir takım aksaklıkların önüne geçilmesi ve amme alacağının takibat ve tahsilatını kolaylaştırmak adına, alacaklı amme idarelerinin kullanabileceği bir takım uygulamalar getirilmiş ve 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun II. Bölümünün “Amme Alacaklarının Korunması” başlığı altında toplanmıştır.
Kamu Alacağını Koruma Yolları
-
- Teminat İsteme
- İhtiyati Haciz
- İhtiyati Tahakkuk
-
- Rüçhan Hakkı
- İptal Davası Açılabilmesi
- Ortaklığın Feshinin İstenmesi
- Sorumluluk Uygulaması
Limited Şirketlerde Sorumluluk Uygulaması
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununu mülga eden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 573. maddesinde Limited şirket;
√ Bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından,
√ Bir ticaret unvanı altında kurulup,
√ Esas sermayesi belirli olan,
√ Ortaklarının, şirket borçlarından sadece taahhüt ettikleri esas sermaye payları kadar sorumlu olduğu,
bir ticaret şirketi olarak tanımlanmıştır.
6183 Sayılı AATUHK / 35. maddesinde: “Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar” denilmektedir.
Şirket ortağının sermaye payını devretmesi durumunda sermaye payını devreden ortak ile beraber devralan kişiler de, devir tarihinden öncesine ait olan amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumludurlar.
Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği dönemlerde pay sahiplerinin farklı kişiler olması halinde, bu kişiler yine amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumludurlar.
ÖRNEK:
SimSer Wedding Organizasyon Ltd. Şti.’ nin %17 ortağı İbrahim Bey, 25.05.2017 tarihinde ortaklık payını Musab Bey’e devretmiş olup, ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edilmiştir.
O halde şirketin KDV borcunun (amme alacağının) doğduğu 2017/Nisan döneminde şirketin eski ortağı olan İbrahim Bey ile KDV borcunun ödenmesi gereken 26.05.2017 tarihinde şirket sermaye payını devralmış bulunan yeni ortak Musab Bey, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacaklardır.
- 6183 Sayılı AATUHK / 35. maddesinde bahsi geçen limited şirket ortaklarının sorumluluğuna ek olarak yine ilgili Kanunun mükerrer 35. maddesine istinaden limited şirketlerde kanuni temsilcilerin sorumluluğunu irdeleyelim.
6183 Sayılı AATUHK / mükerrer 35. maddesinde: “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.” denilmekte ve kanuni temsilcilerin amme alacağının takibat ve tahsilatındaki önemi vurgulanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret kanununun 623. maddesinde; Limited şirketin kanuni temsilcisi;
- Şirket sözleşmesi ile tayin edilmiş,
- Müdür sıfatını taşıyan,
- Bir veya birden fazla ortak veya tüm ortaklar ya da üçüncü kişiler olabileceği,
- Üçüncü kişilere şirketin yönetim ve temsil temsilinin verilebilmesi için de, ortaklardan en az birinin şirketin yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerektiği belirtilmiştir.
!! Bu bağlamda belirlenen Kanuni Temsilciler hakkındaki takip işlemleri, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesine göre amme alacağının tamamından, müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre yürütülürken, ilgili Kanunun 35. maddesinde ise limited şirket ortaklarının, sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Şunu da unutmamak gerekir ki; Amme alacağının tahsili için ortaklara veya kanuni temsilcilere gidilmeden önce şirket mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerekmektedir.
Bu takdirde 35. maddeye göre amme alacağının ödenmesinden sorumlu tutulacak tutarlar, ortakların sermaye hisseleri oranında belirlenirken sermaye hisselerinin devri söz konusu ise devralan şahsın, devir tarihi itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş şirket borçlarından sorumlu olacağı tabiidir.
Ortaklar ve Kanuni Temsilciler hakkındaki takibata 6183 sayılı Kanunun 55. maddesine göre ödeme emrinin tebliği suretiyle başlanır.
Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde: “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir. “ denilmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun limited şirket ortaklarının sorumluluğunu düzenleyen 35. maddesi ile kanuni temsilcilerin sorumluluğunu düzenleyen mükerrer 35. maddesinde ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde, kanuni temsilcilerin öncelikle sorumlu tutulmaları gerektiğine dair açık bir düzenleme bulunmaması sebebiyle amme alacaklarının takibatında ödeme emri tebliğ edilen ortak itiraz hakkını kullanarak dava açma yoluna gidiyor ve mahkemece itirazı haklı bulunarak davanın kabulü ile ödeme emrinin iptali kararı verilebiliyordu.
20 Haziran 2019 tarih ve 30807 sayılı Resmi Gazete yayımlanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 11 Aralık 2018 tarih ve E.2013/1; K.2018/1 No.lu Kararında:
- 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde kanuni temsilciler için öngörülen sorumluluğun kusura dayalı sorumluluk olduğu,
- Kanuni temsilcilerin ise vergiye ilişkin ödevlerin yerine getirilmemesinde kusurlu olmadığını ispat ederek yani “kurtuluş beyyinesi” göstererek sorumluluktan kurtulmasının mümkün olduğu,
- Limited şirket tüzel kişiliğinden tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun şirket ortaklarından tahsili için öncelikle kanuni temsilcilerin takibinin gerekmediği,
- Limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun takip ve tahsiline ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanununda ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda, kanuni temsilci ile ortak arasında bir öncelik sıralaması bulunmadığından, limited şirketin vergi borcunun tahsilinde ortağın takibine başlanabilmesi için kanuni temsilcinin takibinin gerekli olmadığı,
yönünde karar vererek yıllardır süre gelen amme alacağının takibi ve tahsili yolundaki bu belirsizliği gidermiş ve aslolan Devletin alacağıdır diyerek milat niteliğindeki bu karara imza atmıştır.
Anonim Şirketlerde Sorumluluk Uygulaması
6102 sayılı Türk Ticaret kanununun 329. maddesinde Anonim şirket;
√ Sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan,
√ Borçlarından dolayı yalnız mal varlığıyla sorumlu bulunan,
√ Pay sahiplerinin, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile şirkete karşı sorumlu olduğu
bir ticaret şirketi olarak tanımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde temsil yetkisi; esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa çift imza kullanılmak suretiyle yönetim kuruluna aittir.
Yönetim kurulu ise temsil yetkisini, Bir veya daha fazla murahhas üyeye ya da müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir (ki bu durumda en az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması gerekir). Yönetim kurulunun tek kişiden oluşması halinde, şirketin temsili her halükârda bu kişiye ait olacaktır.
6183 Sayılı AATUHK / mükerrer 35. maddesine göre Anonim Şirketlerde kanuni temsilci;
- 6102 Sayılı Kanuna göre şirket esas sözleşmesi ile atanmış veya genel kurul tarafından seçilmiş yönetim kurulu üyeleri,
- Yönetim kurulu tarafından müdür olarak atanmış üçüncü kişiler (yönetim kurulu üyelerinden en az birinin bulunması şartıyla) seçilebilir.
Buradan da anlaşılacağı üzere temsil yetkisi, murahhas üyelere veya müdür olarak üçüncü kişilere bırakılmamış ise yönetim kurulu üyeleri kanuni temsilci sıfatını taşıyacaktır.
Amme alacaklarının şirketin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, Limited şirketlerde ortaklar ve kanuni temsilciler 6183 / 35. ve mükerrer 35. maddelerine göre aynı anda amme borçlarından dolayı takibata tabi tutulabilirken, Anonim şirketlerde temsil salahiyetinin murahhas üyelere veya müdür olarak üçüncü kişilere bırakılması halinde, takibat ve tahsilat cihetine gidilir ancak bu durumda diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında işlem yapılmaz.
Şayet şirket esas sözleşmesinde şirketin yönetimi ile ilgili herhangi bir görevlendirme bulunmazsa, tüm yönetim kurulu üyelerinin müşterek ve müteselsil sorumlulukları dikkate alınarak haklarında 6183 / mükerrer 35′ e göre işlem yapılır.
Amme borçlusunun birden fazla Kanuni temsilcisi bulunduğu takdirde, amme alacağının tamamı için 6183 Sayılı AATUHK / 55. maddesine göre her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliği suretiyle takibata başlanır.
Kooperatiflerde Sorumluluk Uygulaması
1163 Sayılı Kooperatif Kanununun 1. maddesinde; “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.” hükmü yer almaktadır.
Kooperatiflerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının Kooperatifi ana sözleşme ile tayin edilen Kanuni temsilcilerinin mal varlığından tahsil cihetine gidilmesi, sonuç alınamadığı takdirde ise Kooperatifin iflas, tasfiye ve benzeri sebeplerle dağılmasından sonra kooperatifin kalan malvarlığının amme borçlarını ödemeye yetmediğinin anlaşılması halinde, kooperatif ana sözleşmesinde belirlenen sorumluluk durumlarına göre ilgili ortaklara müracaat edilmesi gerekmektedir.
Kollektif Şirketlerde Sorumluluk Uygulaması
6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 211. maddesinde: “Kollektif şirket; ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şirkettir” şeklinde tanımlanmıştır.
İlgili kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere kollektif şirketlerde ortakların amme alacakları karşısındaki sorumlulukları, tüm mal varlıklarıyla müştereken ve müteselsilendir.
Adi Ortaklıklarda Sorumluluk Uygulaması
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde; “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir” denilmektedir.
Adi ortaklıklarda mal varlığı açısından elbirliği ile mülkiyet, borçlar açısından ise müteselsil sorumluluk vardır.
Yayınlanan Makalelerim
KAYNAKLAR
- 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
- A1 Tahsilat Genel Tebliği
- 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
- Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 11. 12.2018 tarih ve E.2013/1; K.2018/1 No.lu kararı
- 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu
- 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu
- 1163 Sayılı Kooperatif Kanunu