Vergiye Uyumlu Mükellef Borç Tecil
Muharrem ÖZDEMİR
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
I- GİRİŞ:
7020 sayılı Kanunun 7 inci maddesiyle, 6183 sayılı Kanuna vergiye uyumlu mükelleflerin borçlarının tecili başlıklı 48/A maddesi eklenmiş ve madde 01.01.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Kanunun, Hazine ve Maliye Bakanına ve Cumhurbaşkanlığına verdiği yetkiye istinaden aşağıdaki tali düzenlemeler yapılmıştır.
II- 48/A MADDESİ KAPSAMINDA TECİL VE TAKSİTLENDİRME İŞLEMLERİNİN KAPSAMI
Devlete ait olup, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve cezalar ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammının vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi hallerinin amme borçlusunu çok zor duruma düşüreceği anlaşıldığı takdirde Kanunun, Cumhurbaşkanına ve Hazine ve Maliye Bakanının belirlediği şartlarla tecil başvuru tarihi itibarıyla vadesi 1 yılı geçmemiş alacakların teciline yönelik hükümlere yer verilmiştir.
Cumhurbaşkanı;
1. Teminatsız tecil tutarını; yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye, zorunlu teminat oranını % 50’ye kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, yeniden kanuni orana getirmeye,
2. Borçlunun çok zor durum hâlinin tespitinde kullanılmak üzere varlıklar, yükümlülükler ve nakit akımlarını esas alan mali göstergeler ile mali durumu tespite yarayan diğer ölçütlere dayalı kriterleri belirlemeye, belirlenen kriterler çerçevesinde çok zor durum hâlini derecelendirmeye ve bu dereceleri dikkate alarak;
a) Tecil süresini 60 aya kadar uzatmaya,
b) Farklı faiz oranları belirlemeye,
3. Tecil edilecek gecikme zammını, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplatmaya,
4. Madde hükmünü, alacaklı diğer amme idarelerini, alacak türlerini ve uyumlu borçlu kapsamına girebilecek borçlu kriterlerini belirleyerek uygulatmaya (Devlete ait olup Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olanlar dışındaki tahsil dairelerince takip edilen alacaklar dâhil) yetkilidir.
Hazine ve Maliye Bakanı;
1. Tecil edilecek amme alacağını tür ve tutar olarak belirlemeye,
2. Tecilde taksit zamanlarını, ödemelerin başlayacağı ayı, tecil talep tarihini takip eden aydan başlamak üzere 12 ayı geçmeyecek şekilde belirlemeye, ödeme dönemlerini, azami altı ayda bir yapılacak şekilde düzenlemeye,
3. Tecilde diğer şartları belirlemeye yetkilidir,
4. Hazine ve Maliye Bakanı, tecil yetkisini, sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak şartıyla oluşturulacak tecil komisyonlarına devredebilir. Komisyonların teşkili ile çalışma usul ve esasları Hazine ve Maliye Bakanınca belirlenir.
Maddeye göre taksitlendirilebilecek alacaklar, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip edilen ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve vergi cezaları ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı ile sınırlı tutulmuştur. Dolayısıyla, bu alacakların dışında kalan amme alacaklarının bu madde kapsamında tecili mümkün değildir. Maddeden yararlanılabilmesi için mükelleflerin tecil başvuru tarihi itibarıyla maddede yer verilen alacaklardan vadesi 1 yılı geçmiş borcunun bulunmaması gerekmektedir. Ancak, Kanunun 48 inci maddesi ile 48/A maddesine göre tecil edilen veya özel kanunlara göre ödeme planına bağlanan borcun bulunması madde hükmünden yararlanılmasına engel teşkil etmeyecektir.
II.1. Uyumlu vergi mükelleflerinin belirlenmesi
Başvuru tarihi itibariye en az 3 yıl süreyle, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olanların başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni sürelerinde verilmiş olması gerekir. Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.
Borç ödemede hüsnüniyet sahibi olmalarına rağmen başvuru tarihi itibarıyla vadesi bir yılı geçmemiş borçlarını ödeyememiş olan borçlular, uyumlu vergi borçlusu olarak kabul edilecek ve 48/A maddesi kapsamından yararlanabilecektir.[1]
Bu madde kapsamında vergiye uyumlu mükellef kategorisinden tecil hükümlerinden yararlanabilmesi için aşağıdaki şartları taşıması gerekir.
II.2. Başvuru ve talep
48/A maddesi kapsamında tecil yapılabilmesi için mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine yazılı müracaatı şarttır. Mükellef bu müracaatı bizzat yapabileceği gibi kanuni temsilcileri veya bu konuda özel olarak vekâlet verilen kişiler marifetiyle de yapabilecektir.
Buna göre, 213 sayılı Kanun, 6183 sayılı Kanun ve diğer mevzuatta yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle asıl amme borçlusu dışında kalan kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler, sorumlu oldukları tutarlar için madde hükmünden yararlanamayacaklardır.
6183 sayılı Kanunun 48/A maddesine istinaden borçlarının tecil ve taksitlendirilmesini talep eden mükellefler, borçlu bulundukları vergi dairesine “48/A Maddesine Göre Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu” ile başvuracaklardır. Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan mükellefin formun ilgili bölümlerini doldurması gerekir. Formda bulunması gereken bilgilerin eksik olması durumunda vergi dairesi mükellefe, eksikliklerin 5 iş günü içerisinde tamamlanması için bildirimde bulunacaktır.
Yapılan uyarıya rağmen, mükellef tarafından formdaki eksiklikler tamamlanmadığı takdirde, tecil ve taksitlendirme talebi reddedilecektir. Tecil ve taksitlendirme taleplerinin, vergi dairesi başkanlıkları veya defterdarlıklara yapılmış olması durumunda, bu talepler ilgili vergi dairesine gönderilecektir.
Tecili mümkün olan alacakların tamamı için tecil talebinde bulunulabilir. Tecil talep tarihinden önce mahsup talepli borcu bulunan ancak bu talepleri vergi dairesince sonuçlandırılamamış bulunan mükelleflerin, mahsup talepli borçlarının anılan madde kapsamında değerlendirilmemesini talep etmeleri de mümkündür.
6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi kapsamında yapılan tecil ile ilgili olarak mükelleflerce yapılan, tecilin geçerli sayılması, tecil süresinin uzatılması gibi talepler, tecil talebini karara bağlayan tecil komisyonlarına ulaştırılacak ve tecil komisyonları tarafından verilen kararlara göre işlem yapılacaktır.
II.3. Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olması
48/A maddesinden ticari, zirai ve mesleki faaliyeti nedeniyle gelir veya kurumlar vergisi yönünden mükellefiyet kaydı bulunan mükellefler yararlanabileceğinden, söz konusu faaliyetler kapsamında mükellefiyet kaydı bulunmayan mükelleflerin (kamu kurum ve kuruluşları dahil) anılan maddeden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
Örnek: Bay (A), MSİ ve GMSİ yönünden Sarıgazi Vergi dairesi Müdürlüğü mükellefi olup 2018 takvim yılına ait gelir vergisi borcunu vadesinde ödememiş ve 48/A yönünden tecil komisyonuna başvuruda bulunmuştur.
48/A maddesi ticari, zirai ve mesleki faaliyeti nedeniyle gelir veya kurumlar vergisi yönünden mükellefiyet kaydı bulunan mükellefleri kapsamından MSİ ve GMSİ yönünden gelir vergisi mükelleflerinin vergi borçları bu kapsamda değerlendirilmez.
II.4. Tecil Edilemeyecek Alacaklar
6183 sayılı Kanunun 48/A maddesine göre taksitlendirilebilecek alacaklar, vergi daireleri tarafından takip edilen ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve vergi cezaları ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı ile sınırlı tutulmuştur.
Dolayısıyla, 213 sayılı Kanun kapsamına girmeyen alacaklar anılan madde kapsamında tecil ve taksitlendirilmeyecektir. 213 sayılı Kanun kapsamına girmekle beraber;
– Özel tüketim vergisi,
– Banka ve sigorta muameleleri vergisi,
– Özel iletişim vergisi,
– Geçici vergi,
– Harçlardan (ikmalen tarhiyata dayanan tapu harçları hariç) olan alacaklar,
– Bu alacaklara ilişkin gecikme zammı tecil edilmeyecektir. Ancak, bu alacaklara ait gecikme faizi, vergi ziyaı cezaları ve vergi ziyaı cezasına ilişkin gecikme zammı tecil edilebilecektir.
II.5. Aralıksız 3 yıl süreyle mükellef, geriye doğru 3 yıl süreyle beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması
Tecil başvuru tarihi itibarıyla aralıksız en az 3 yıl süreyle; ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olunması gerekir. Tecil başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni sürelerinde verilmiş olması şarttır. Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.
Örnek: Kurumlar vergisi mükellefi Bay (A), 2018 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesini 02.05.2019 tarihinde pişmanlık hükümlerine göre vergi dairesine vermiş ve çıkan vergi borcu için 48/A hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunmuştur.
Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz. Örneğimizde kurumlar vergisi beyannamesi kanuni süresinden sonra pişmanlık hükümlerine göre verildiği anlaşıldığından 48/A hükümlerinden yararlanılamaz.
II.6. Başvuru tarihi itibariyle vadesi 1 yılı geçmemiş borcun olması
Kapsama giren ve başvuru tarihi itibarıyla vadesi 1 yılı geçmemiş borcun, borç ödemede hüsnüniyet sahibi olunmasına rağmen ödenememiş olması şartlarının bulunması gerekmektedir. Kanunun 48 veya 48/A maddeleri kapsamında tecil edilen veya özel kanunlara göre taksitlendirilen borçlar şartlara uygun ödendiği sürece, bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.
Maddenin tecil için öngördüğü şartlardan birisi olan borç ödemede hüsnüniyet sahibi olma şartıdır. Tecil komisyonları, borç ödemede hüsnüniyet sahibi olunması hususunda aşağıdaki göstergelere dikkat edilecek olup mükellef sisteminde yer alan veriler ile desteklenecektir.
– Vergi kanunlarına uyum,
– Borç ödeme alışkanlığı,
– Vadesi 1 yılı geçmemiş borcun ödenmeme gerekçeleri.
Örnek: Kurumlar vergisi mükellefi Bay (G)’nin, 2017 yılına ait kurumlar vergisi borcu bulunmaktadır. 27.03.2019 tarihinde tecil komisyonuna başvuru yaparak 48/A hükümlerinden yararlanmak istemiştir.
Başvuru tarihi itibarıyla vadesi 1 yılı geçmemiş borcun bulunması şartı bulunmaktadır. 2017 yılı kurumlar vergisinin vadesi 30.04.2018 tarihidir. 27.03.2019 tarihinde tecil komisyonuna başvuru yapması halinde vadesi 1 yılı geçen bir borç olmadığı için diğer şartları da taşıması halinde 48/A hükümlerinden yararlanması mümkündür.
II.7. 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesi kapsamında mahkûmiyet kararının olup olmaması
Kanunun Hazine ve Maliye Bakanına verdiği yetkiye istinaden, mükellef (tüzel kişilerde kanuni temsilci) hakkında tecil talep tarihinden önceki 5 yıl içinde 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesine göre kesinleşmiş mahkûmiyet kararının olup olmadığına ilişkin tespitin yapılması gerekmektedir.
a) Vergi dairesi kayıtlarında mükellef (tüzel kişilerde kanuni temsilci) hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olduğuna dair bilgi bulunması halinde ayrıca bir araştırma yapılmayacaktır.
b) Vergi dairesi kayıtlarında mükellef (tüzel kişilerde kanuni temsilci) hakkında 213 sayılı Kanunun 359 maddesine göre düzenlenmiş vergi suçu raporu olduğuna dair bilgi olmasına rağmen, rapor üzerine kamu davası açılıp açılmadığı ve kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olup olmadığına ilişkin bir bilginin bulunmaması halinde, mükelleften (tüzel kişilerde kanuni temsilcilerden) adli sicil kaydı belgesi istenilecektir.
c) 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesine göre tecil talebinde bulunan mükellef hakkında yapılan inceleme sırasında hakkında vergi suçu raporu düzenlenmiş kanuni temsilcinin daha sonra mükellef ile ilişkisinin sonlanmış olması ve mükellefin bu kişinin adli sicil belgesini ibraz edememesi halinde, kesinleşmiş mahkûmiyet kararının olup olmadığı hususu, vergi dairesi başkanlıklarında hukuk büroları, defterdarlıklarda muhakemat müdürlükleri aracılığıyla araştırılacaktır.
d) Tecil talep tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıllık süre içinde kesinleşmiş mahkûmiyet kararının bulunup bulunmadığının tespitinde bu kararın kesinleşme tarihi esas alınacaktır.
II.8. Borçlunun çok zor durum hali, tecil ve taksitlendirme süreleri ile tecil faiz oranlarının tespiti
6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi Cumhurbaşkanına, teminatsız tecil tutarını belirlemeye, borçlunun çok zor durum halinin tespitinde kullanılacak mali göstergeleri belirlemeye, tecil süresini uzatmaya, farklı tecil faizi oranı belirlemeye, tecil edilecek gecikme zammını, Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarını esas alarak hesaplatmaya yetkili kılınmıştır.
Cumhurbaşkanı (mülga Bakanlar Kurulu), 2018/11284 sayılı Kararı ile[2]vergiye uyumlu mükelleflerin borçlarının 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesine göre tecil ve taksitlendirilmesinde, çok zor durum halinin tespitinde kullanılacak kriterler, tecil süreleri ve faiz oranları ile tecil edilecek gecikme zammının Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı olarak hesaplanmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Söz konusu Cumhurbaşkanı (mülga BKK) ile maddeden yararlanacak ticari, zirai ve mesleki faaliyeti nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olan borçlular; bilanço esasına göre defter tutanlar, işletme/zirai işletme hesabı esasına göre defter tutanlar, ticari kazancı basit usulde tespit edilenler ve serbest meslek kazanç defteri tutanlar şeklinde gruplandırılmak suretiyle çok zor durum halinin tespitinde kullanılacak kriterler belirlenmiştir.
a) Bilanço esasına göre defter tutan yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin çok zor durum halinin tespitinde aşağıdaki mali göstergeler kullanılacaktır.
Nakit Oranı |
Hazır Değerler + Menkul Kıymetler
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar |
Likidite Oranı |
Dönen Varlıklar – Stoklar
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar |
Kaldıraç Oranı |
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar + Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar
Toplam Varlıklar |
b) İşletme/zirai işletme hesabı esasına göre defter tutan, ticari kazancı basit usulde tespit edilen ve serbest meslek kazanç defteri tutan mükelleflerin çok zor durum halinin tespitinde aşağıdaki mali göstergeler kullanılacaktır.
Nakit Oranı |
Kasa + Banka
Kısa Vadeli Borçlar |
Likidite Oranı |
Kasa + Banka + Kısa Vadeli Alacaklar
Kısa Vadeli Borçlar |
Kaldıraç Oranı |
Kısa Vadeli Borçlar + Uzun Vadeli Borçlar
Toplam Varlıklar |
Mükelleflerin mali durumlarının değerlendirilmesi sonucu; aşağıdaki üç şartın bir arada bulunması halinde mükelleflerin çok zor durumda oldukları kabul edilecektir.
- Nakit oranının 0,1 veya 0,1’den küçük,
- Likidite oranının 0,7 veya 0,7’den küçük,
- Kaldıraç oranının 0,7 veya 0,7’den büyük olması
II.9. Çok zor durumun derecesinin tespiti
Cumhurbaşkanlığınca, 48/A maddesi kapsamında mükelleflerin çok zor durum derecesinin belirlenmesinde, aşağıdaki likidite ve kaldıraç oranlarının kullanılması uygun görülmüştür. Bu oranlar kullanılarak mükellefin zor durumun derecesi tespit edilir. Söz konusu üç şartı birlikte sağlayamayan mükelleflerin tecil talepleri reddedilecektir.
Likidite Analizi Tablosu |
Derece
(L) |
Oran
(X) |
1 |
0,7 ≥ X ≥ 0,6 |
2 |
0,6 > X ≥ 0,5 |
3 |
0,5 > X ≥ 0,4 |
4 |
0,4 > X ≥ 0,3 |
5 |
0,3 > X |
Kaldıraç Analizi Tablosu |
Derece
(K) |
Oran
(Y) |
1 |
0,7 ≤ Y ≤ 0,8 |
2 |
0,8 < Y ≤ 0,9 |
3 |
0,9 < Y ≤ 1 |
4 |
1 < Y ≤ 1,1 |
5 |
1,1 < Y |
II.10. Tecil süreleri ve faiz oranları
Mükelleflerin, likidite ve kaldıraç analiz tablolarına göre ayrı ayrı tespit edilen dereceler toplanarak “Çok Zor Durum Derecesi” bulunacaktır. Bu dereceye göre azami tecil süresi ile 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre belirlenen tecil faizinin (Yürürlükteki Tecil Faiz Oranı=TFO) belirli bir yüzdesi esas alınarak bulunan faiz oranı “Tecil Süresi ve Faiz Oranı Belirleme Tablosu”ndan tespit edilecektir.
Tecil Süresi ve Faiz Oranı Belirleme Tablosu |
Çok Zor Durum Derecesi (L+K) |
Azami Tecil Süresi |
Tecil Faizi Oranı |
2-3 |
18 aya kadar |
TFO x 0,75 |
12 aya kadar |
TFO x 0,7 |
6 aya kadar |
TFO x 0,65 |
4-5 |
24 aya kadar |
TFO x 0,7 |
18 aya kadar |
TFO x 0,6 |
12 aya kadar |
TFO x 0,5 |
6 aya kadar |
TFO x 0,4 |
6-7 |
36 aya kadar |
TFO x 0,7 |
24 aya kadar |
TFO x 0,6 |
18 aya kadar |
TFO x 0,5 |
12 aya kadar |
TFO x 0,4 |
6 aya kadar |
TFO x 0,3 |
8-9 |
48 aya kadar |
TFO x 0,6 |
36 aya kadar |
TFO x 0,5 |
24 aya kadar |
TFO x 0,4 |
18 aya kadar |
TFO x 0,3 |
12 aya kadar |
TFO x 0,2 |
6 aya kadar |
TFO x 0,1 |
10 |
60 aya kadar |
TFO x 0,5 |
48 aya kadar |
TFO x 0,4 |
36 aya kadar |
TFO x 0,3 |
24 aya kadar |
TFO x 0,2 |
18 aya kadar |
TFO x 0,15 |
12 aya kadar |
TFO x 0,1 |
6 aya kadar |
TFO x 0,05 |
Kanunun 48/A maddesi kapsamında tecil talebinde bulunan mükelleflerin vermiş oldukları bilgi ve belgeler değerlendirilerek, nakit, likidite ve kaldıraç oranları tespit edilecektir. Tecile yetkili makamlar, mükelleflerin vermiş oldukları mali durumlarını gösteren bilgi ve belgelerin doğruluğunu araştırma yetkisine sahip olup, bu kapsamda mükelleften ve üçüncü kişilerden ilave bilgi talebinde bulunabilecektir. Değerlendirmeler sonucunda mükellefin madde hükmünden yararlanması için gerekli şartların varlığı anlaşıldığı takdirde, çok zor durum derecesine göre tecil ve taksitlendirme yapılabilecektir.
Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenen kriterlerden tecil süresi azami süreyi göstermekte olup, tecile yetkili makamlarca, mükellefin talep ettiği tecil süresinden daha kısa sürede tecil yapılması mümkündür.
Örnek: Mükellef (A), 26.9.2018 tarihinde gelir (stopaj) vergisinden olan 1.000.000,- lira borcunun 48/A maddesine göre 18 ay süreyle tecil ve taksitlendirilmesi amacıyla bağlı olduğu vergi dairesine müracaat etmiştir.
Tecile yetkili makam tarafından yapılan değerlendirmede tecil başvuru tarihi (26.9.2018) itibarıyla mükellefin;
– Tecilini talep ettiği borcun 213 sayılı Kanun kapsamında olduğu ve vadesinden itibaren 1 yılı geçmediği,
– Ticari kazançtan dolayı son 3 yıldır aralıksız faal gelir vergisi mükellefiyetinin bulunduğu,
– Mükellefiyetinin olduğu vergi dairelerine 26.9.2015 tarihinden (Tecil talep tarihi olan 26.9.2018 tarihinden geriye doğru 3 üncü yılın başladığı tarihtir.) itibaren 213 sayılı Kanun kapsamında verilmesi gereken tüm vergi beyannamelerini süresinde verdiği,
– Mükellefiyetinin olduğu vergi dairelerine 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve vadesi 26.9.2017 tarihinden (Tecil talep tarihi olan 26.9.2018 tarihinden geriye doğru 1 inci yılın başladığı tarihtir.) önce olan herhangi bir borcunun bulunmadığı,
– 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesine göre son 5 yıl içinde hakkında verilmiş kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunmadığı,
– Sunmuş olduğu bilgi ve belgeler ile tecile yetkili makamın yapmış olduğu araştırmalar neticesinde nakit oranının (0,05), likidite oranının (0,55) ve kaldıraç oranının ise (0,95) olduğu tespit edilmiş ve yapılan araştırmalarda borç ödemede hüsnüniyet sahibi olduğu görüldüğünden, talebinin madde kapsamında değerlendirilmesi için gerekli şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Mükellefin, likidite oranı (0,55) karşılığı olan 2 derecesi ile kaldıraç oranı (0,95) karşılığı olan 3 derecesinin toplanması neticesinde çok zor durum derecesi 5 olarak tespit edilmiştir. Cumhurbaşkanı kararı ile çok zor durum derecesi 5 olan mükellefler için belirlenen azami tecil süresi ve faiz oranları aşağıda yer almaktadır.
Tecile yetkili makam, söz konusu borcun 12 ayda 12 eşit taksitte ödenmesini uygun bulmuştur. Bu durumda, tecil edilen borç için yürürlükteki tecil faiz oranının % 50’si esas alınarak faiz hesaplanması (Yıllık % 22 olan tecil faizi oranı yerine yıllık % 11 tecil faizi oranı uygulanacaktır.) gerekmektedir. Ayrıca, tecil edilen borç için asgari [(1.000.000-500.000=)500.000×0,25=]125.000,- lira değerinde teminat gösterilmesi icap etmektedir.
Örnek: Borçlu (A), 2019/Ocak dönemi katma değer vergisinden 600.000 TL olan borcu bulunmakta olup, 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesine göre 12 ay süreyle tecil ve taksitlendirilmesi amacıyla bağlı bulunduğu Sarıgazi Vergi Dairesine 20.02.2019 tarihinde müracaat etmiştir.
Tecile yetkili makam tarafından yapılan değerlendirmede tecil başvuru tarihi (20.02.2019) itibarıyla borçlunun;
– Tecilini talep ettiği borç türünün madde kapsamında olduğu, vadesinden itibaren 1 yılı geçmediği ve vadesinin 1.1.2018 tarihinden sonra olduğu,
– Ticari kazançtan dolayı faal gelir vergisi mükellefiyetinin bulunduğu,
– Tecil talep tarihi olan 20.02.2019 tarihinden geriye doğru 3. yılın başladığı tarih olan 20.02.2016 tarihine beyannamelerin kanuni süresinde verildiği,
– Sunmuş olduğu bilgi ve belgeler ile yapılan araştırmalar neticesinde nakit oranının (0,05), likidite oranının (0,45) ve kaldıraç oranının ise (0,85) olduğu tespit edilmiş olduğundan, talebinin madde kapsamında değerlendirilmesi için gerekli şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Borçlunun, likidite oranı (0,45) karşılığı olan 3 derecesi ile kaldıraç oranı (0,85) karşılığı olan 2 derecesinin toplanması neticesinde çok zor durum derecesi 5 olarak tespit edilmiştir.
Çok zor durum derecesi 5 olan borçlular için belirlenen azami tecil süresi ve faiz oranları aşağıda yer almaktadır.
Tecile yetkili makam, söz konusu borcun 18 ayda 18 eşit taksitte ödenmesini uygun bulmuştur. Bu durumda, tecil edilen borç için yürürlükteki tecil faiz oranının % 60’si esas alınarak faiz hesaplanması (Yıllık % 22 olan tecil faizi oranı yerine yıllık % 13,2 tecil faizi oranı uygulanacaktır.) gerekir.
Dolayısıyla tecil edilen borç için asgari [(600.000-500.000) = 100.000) x 0,25] = 25.000 TL değerinde teminat gösterilmesi gerekir.
II.11. Yİ-ÜFE uygulaması
2018/11284 sayılı mülga Bakanlar Kurulu Kararı ile, 48/A maddesi kapsamında tecil edilecek gecikme zammının, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı olarak hesaplanması uygun görülmüştür.
Madde kapsamında tecil başvurusunda bulunulması üzerine tecil edilecek alacak aslına uygulanması gereken gecikme zammı yerine alacağın, vade tarihinden, tecil başvuru tarihine kadar (bu tarih hariç) geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak YİÜFE tutarı hesaplanacaktır. Yİ-ÜFE tutarı, diğer alacaklarla toplanarak madde kapsamında tecil edilecek alacak tutarı bulunacaktır.
Madde hükmü ile sadece gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmasına imkan verildiğinden, gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmayacak ve gecikme faizleri tecil edilecek alacak tutarına herhangi bir tutar değişikliği yapılmadan dahil edilecektir.
Yİ-ÜFE tutarı hesaplamalarında ilk aya ilişkin esas alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, alacağın vadesinin rastladığı ay için açıklanmış olan oran olacaktır. Tecil başvurusunun yapıldığı tarihte, başvuru tarihinden önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE aylık değişim oranının açıklanmamış olması halinde bir önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınacaktır.
Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, 6183 sayılı Kanunun 51 ve 53 üncü maddelerine göre hesaplanan gecikme zammının hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değiştirilmeyecek, sadece aylık gecikme zammı oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılacaktır.
Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının eksi değer çıkması durumunda bu oranlar da hesaplamada eksi değer olarak dikkate alınacaktır. Hesaplamaya konu döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamı eksi değer olduğu takdirde gecikme zammı yerine alınması gereken Yİ-ÜFE tutarı sıfır kabul edilecektir. Yİ-ÜFE tutarının tecil şartlarına uygun ödenmesi halinde alacağa uygulanan gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
2018 dönemi Yİ-ÜFE değişim oranları aşağıda verilmiş olup, gecikme zammı oranının yıllık % 24 olduğu düşünüldüğünde, Yİ-ÜFE değişim oranlarının gecikme zammı oranından daha yüksek çıkacağı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kanun koyucunun, tecil faizinin hesabında mükellef lehine aylık gecikme zammı oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının kullanılması düşüncesi anlamsız kalmaktadır. Kanun koyucunun, vergiye uyumlu mükellefler için Yİ-ÜFE oranı yerine daha düşük oranlı değişim oranları belirlemesi doğru olacaktır.
2018 |
Yİ-ÜFE Oranları |
2018 |
Yİ-ÜFE Oranları |
Ocak |
0,99 |
Temmuz |
1,77 |
Şubat |
2,68 |
Ağustos |
6,60 |
Mart |
1,54 |
Eylül |
10,88 |
Nisan |
2,60 |
Ekim |
0,91 |
Mayıs |
3,79 |
Kasım |
– 2,53 |
Haziran |
3,03 |
Aralık |
-2,22 |
II.12. Teminat tutarının belirlenmesi
48/A maddesinin dördüncü fıkrasında “Amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı beşyüz bin Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı beşyüz bin Türk lirasını aşan kısmın %25’idir.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 48/A maddesi kapsamında tecil edilecek amme alacaklarının 500.000,- lirayı (bu tutar dahil) aşmaması halinde teminat aranılmaksızın tecil yapılması mümkün bulunmaktadır. Tecil edilecek amme alacağının toplam tutarının 500.000,- lirayı aşması durumunda, gösterilmesi zorunlu olan teminat tutarı 500.000,- lirayı aşan kısmın %25’i olacaktır. Ayrıca, alınacak teminat tutarının tespitinde, gecikme zammı yerine, Yİ-ÜFE tutarı dikkate alınacaktır.
Örnek: Mükellef (A), 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi kapsamında yapmış olduğu tecil müracaatı üzerine, bu madde kapsamında tecili mümkün olan Sarıgazi Vergi Dairesine 300.000,- lira ve Ümraniye Vergi Dairesine 700.000,- lira borcu olduğu tespit edilmiştir.
Buna göre, mükellefin tecil talebinin uygun bulunması halinde, teminatsız tecil uygulaması her bir vergi dairesi için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden, mükellef (A)’nın Sarıgazi Vergi Dairesine olan borçlarına karşılık teminat aranılmayacak, Ümraniye Vergi Dairesine olan borçlarına karşılık, [(700.000-500.000=) 200.000×0,25=] 50.000,- lira değerinde teminat göstermesi gerekecektir.
II.13. Haczedilen malın satışına muvafakat
II.13.1. Ödemeler nispetinde hacizlerin kaldırılması, teminatın iadesi ve teminat değişikliği
48/A maddesinin (9) numaralı bendine göre, haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir.
Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması hâlinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.
Tecil ve taksitlendirilen borç tutarı teminat aranılmayacak sınırın (beşyüzbin TL) altında olsa dahi tecil ve taksitlendirme işleminden önce borçlunun malları üzerine haciz işlemleri tatbik edilmiş ise söz konusu hacizler mahcuz malın bölünebilir nitelikte olması ve kalan borcu karşılayacak düzeyde teminatın bulunması şartıyla yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.
Borcun tecil ve taksitlendirilmesinden önce haczedilen malların değeri, tecil ve taksitlendirilen borç tutarından ve zorunlu teminat tutarından az ise haczedilen malların değeri ile gösterilmesi gereken zorunlu teminat tutarı arasındaki fark kadar teminat gösterilmesi istenir. Bu durumda yapılan tecil ve taksitlendirme işlemlerinde zorunlu teminat tutarı belirlenirken 500.000 (beşyüzbin) Türk Lirası sınırı dikkate alınır.
6183 sayılı Kanun uyarınca herhangi bir haciz uygulaması olmadan tecil ve taksitlendirilen borçlar için alınan teminatlar; tecil ve taksitlendirme şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler sonucunda kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde (bölünebilir nitelikte olması şartıyla) iade edilir.
Haczinin kaldırılması talep edilen mahcuz malın değeri borç tutarından fazla ise yeni verilecek teminatın değeri tecil faizleri dâhil kalan tecilli borç toplamı kadar olması gerekir. Haczinin kaldırılması talep edilen mahcuz malın değeri borç tutarından düşük ise yeni verilecek teminatın değeri en az mahcuz malın değeri kadar, ancak teminat değişikliği yapıldığı tarih itibarıyla yapılan ödemeler sonucu kalan borç toplamı (tecil faizleri dahil kalan tecilli borç) haczedilmiş malın değerinin altına düşmesi halinde ise verilecek teminatın değeri kalan borç toplamı (tecil faizleri dahil kalan tecilli borç) kadar olması gerekir.
II.13.2. Muvafakat işlemleri
Kanunun 48/A maddesinin onuncu fıkrasında “Tecil edilen amme alacağının ikimilyon Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmaması, mahcuz malın 10 uncu maddenin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mal olması ve bu Kanuna göre belirlenmiş değerinin % 50’sinden aşağı olmamak üzere satış bedelinin % 50’sinin tahsil dairesine ödenmesi şartıyla mahcuz malın satışına izin verilir. Bu takdirde, kalan tecilli borç tutarı için zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması şartıyla satılan mal üzerindeki haciz kaldırılır. Bu hüküm ikimilyon Türk lirasını aşan tecilli borçlarda, değeri ikimilyon Türk lirasına kadar olan mahcuz mallar için uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm, tecil edilen amme alacağına karşılık haczedilmiş olan malın hangi hallerde amme borçlusu tarafından satışına izin verilebileceğine yöneliktir. Madde kapsamında amme borçlusu tarafından satışına izin verilebilecek hacizli malın 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan menkul veya gayrimenkul mallardan olması gerekmektedir.
Alacaklı tahsil dairesince mahcuz malın amme borçlusu tarafından satılmasına izin verilerek haczin kaldırılabilmesi için;
– Tecil edilen borç tutarının 2 milyon lirayı (bu tutar dâhil) aşmaması,
– Tecil edilen borç tutarının 2 milyon liradan fazla olması halinde satışına izin verilecek mahcuz malın 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen değerinin 2 milyon lirayı aşmaması,
– 6183 sayılı Kanuna göre menkul mallarda haczi yapan memurun (borçlunun müracaatı veya tahsil dairesince lüzum görüldüğü takdirde yeniden bilirkişiye değer biçtirilebilir), gayrimenkul mallarda satış komisyonunun belirlediği değerin % 50’sinden aşağı olmamak üzere satış bedelinin % 50’sinin tahsil dairesine ödenmesi,
– Satış sonrasında tecil talebi üzerine hesaplanan zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması (Söz konusu mahcuz mal veya teminatlar, yapılan ödemeler sonrasında kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda ödemeler nispetinde ve bölünebilir nitelikte olması şartıyla iade edilir.) gerekmektedir.
Madde kapsamında borçları tecil edilen mükellefin hacizli menkul veya gayrimenkul malları için satış izni alması halinde, vergi dairesince borçluya “söz konusu malın satışına hacizler baki kalmak şartıyla muvafakat edildiğine” yönelik bir yazı verilecek, bu malların resmi sicile kayıtlı olması halinde ise, söz konusu şerhi içerecek bir yazı ilgili sicile gönderilerek satışa muvafakat verildiği bildirilecektir.
Mükellef tarafından, söz konusu malın maddede belirtilen şartlara uygun olarak satılması sonucunda satış bedelinden vergi dairesine gerekli ödemelerin yapılması ve tecil talebi üzerine hesaplanan zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması halinde satışa konu mal üzerindeki hacizler kaldırılacaktır.
Örnek: Mükellef (B)’nin muhtelif vadeli 1.850.000,- lira borcu için vergi dairesince 1.500.000,- lira değerindeki (satış komisyonu tarafından takdir edilen bedel) bir adet gayrimenkulüne haciz tatbik edilmiştir. Mükellef borçlarının 48/A maddesi kapsamında tecil ve taksitlendirilmesini talep etmiş, talebi uygun görülerek söz konusu borçlar 24 ayda ve 24 eşit taksitte ödenmek üzere tecil edilmiştir. Haczedilen gayrimenkulün değeri tecil edilen borç tutarından az, ancak madde hükmüne göre gösterilmesi zorunlu teminat tutarı olan [(1.850.000-500.000=)1.350.000×0,25=]337.500,- liradan fazladır. Bu nedenle, mükelleften tecil edilen borçlara karşılık ilave teminat istenilmeyecektir.
Mükellef tarafından söz konusu mahcuz malın satılması amacıyla vergi dairesinden talepte bulunulması üzerine vergi dairesince kanunda aranılan şartlar kendisine bildirilmek suretiyle gayrimenkulün satışına izin verilmiştir. Mükellef, belirtilen gayrimenkulü 2.000.000,- liraya satmış ve vergi dairesine satış bedelinden 1.000.000,- lira ödeme yapmıştır. Mükellefin yapılan bu ödeme neticesinde (1.850.000-1.000.000=) 850.000,- lira borcu kalmıştır.
Satış sonrasında tecil talebi üzerine hesaplanan zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması gerektiğinden, gayrimenkul üzerindeki haczin kaldırılabilmesi için [(1.850.000-500.000=)1.350.000×0,25=]337.500,- lira tutarında teminat gösterilmesi icap etmektedir.
Görüleceği üzere, vergi dairesine ödenecek tutar, satış komisyonu tarafından belirlenen değerin 1.500.000 TL x % 50’si= 750.000 TL’den ve satış bedelinin 2.000.000 TL x % 50= 1.000.000 TL’den az olamayacak ve bu iki şartın karşılanmış olması gerekir.
II.13.3. Rayiç bedelin Önemi
48/A maddesinin onuncu fıkrasında “… Bu hüküm ikimilyon Türk lirasını aşan tecilli borçlarda, değeri ikimilyon Türk lirasına kadar olan mahcuz mallar için uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bu hükümde, tecil edilen borç tutarının 2 milyon liradan fazla olması halinde satışına izin verilecek mahcuz malın 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen değerinin 2 milyon lirayı aşmaması durumunda bu malların satışına vergi dairesince izin verilebileceği düzenlenmiştir.
Dolayısıyla, 48/A maddesi kapsamında 2 milyon lirayı aşan borçları tecil edilen mükelleflerin, 6183 sayılı Kanuna göre belirlenmiş değeri 2 milyon lirayı aşmayan (bu tutar hariç) menkul veya gayrimenkul mallarının satışına izin verilmesini talep etmeleri durumunda bu malların satışına izin verilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu takdirde, madde kapsamında satışına izin verilecek hacizli malların her birinin değerinin 2 milyon liranın altında olması gerekmektedir.
Örnek: Mükellef (S)’nin muhtelif vadeli 25.000.000,- lira borcu için vergi dairesince sırasıyla değerleri 500.000,-, 750.000,-, 1.900.000,-, 3.500.000,- ve 9.000.000,- lira değerinde 5 adet gayrimenkulü haczedilmiştir. Mükellef borçlarının 48/A maddesi kapsamında tecil ve taksitlendirilmesini talep etmiş, talebi uygun görülerek söz konusu borçlar 18 ayda ve 18 eşit taksitte ödenmek üzere tecil edilmiştir.
Haczedilen gayrimenkullerin toplam değeri (15.650.000,- lira) tecil edilen borç tutarından az, ancak madde hükmüne göre gösterilmesi zorunlu teminat tutarı olan [(25.000.000-500.000=)24.500.000×0,25=]6.125.000,- liradan fazladır. Bu nedenle mükelleften tecil edilen borçlara karşılık ayrıca bir teminat istenilmeyecektir.
Mükellef tarafından hacizli gayrimenkullerin satışına izin verilmesi talep edilmiştir. Talep tarihi itibarıyla tecilli borca karşılık 4.200.000,- lira taksit ödemesi yapılmıştır. Hacizli gayrimenkullerin değerleri dikkate alındığında, değeri 2.000.000,- liranın altında olan satışına izin verilebilecek 3 adet (500.000,-, 750.000,- ve 1.900.000,- lira değerindeki) gayrimenkul bulunmaktadır.
Mükellefin gayrimenkul satışına ilişkin talebinin vergi dairesince uygun bulunması üzerine, mükellef tarafından 3 adet gayrimenkulün satıldığı varsayıldığında, vergi dairesine ödenecek asgari tutar aşağıda gösterilmiştir.
Gayrimenkul Sayısı |
Satış Komisyonu Tarafından Takdir Edilen Bedel (Lira) |
Satış Bedeli (Lira) |
Vergi Dairesine Ödenecek Asgari Tutar (Lira) |
1 |
500.000 |
800.000 |
400.000 |
3 |
750.000 |
600.000 |
375.000 |
3 |
1.900.000 |
2.200.000 |
1.100.000 |
Toplam |
3.150.000 |
3.600.000 |
1.875.000 |
Mükellefin tecilli borca ilişkin olarak daha önce yaptığı 4.200.000,- lira ödeme ile gayrimenkullerin satışından yapılan 1.875.000,- lira tahsilat sonucunda tecilli borç (25.000.000-6.075.000=)18.925.000,- liraya inmiştir.
Satış sonrasında tecil talebi üzerine hesaplanan zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması gerektiğinden, gayrimenkul üzerinden haczin kaldırılabilmesi için [(25.000.000-500.000=)24.500.000×0,25=]6.125.000,- lira tutarında teminat bulunması gerekmektedir.
Hacizli diğer gayrimenkullerin toplam değeri olan (3.500.000+9.000.000=) 12.500.000,- lira zorunlu teminat tutarının üzerinde bulunduğundan, mükelleften ilave teminat istenilmeyecektir. Ayrıca, 48/A maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince tecilli borç tutarı hacizli gayrimenkullerin değerinin altına düşmediği müddetçe söz konusu gayrimenkuller üzerindeki hacizler devam edecektir. Ancak, tecilli borç tutarının 9.000.000,- liranın altına düşmesi halinde 3.500.000,- lira değerindeki gayrimenkul üzerindeki haczin kaldırılacaktır.
II.13.4. Tecil komisyonlarının teşekkülü ve başvurularının değerlendirilmesi
II.13.4.1. Tecil komisyonlarının teşekkülü
6183 sayılı Kanunun 48/A maddesinin yedinci fıkrasına göre bu madde kapsamında yapılacak tecillerde Hazine ve Maliye Bakanı tecil yetkisini sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak şartıyla oluşturulacak tecil komisyonlarına devredebilecektir.
Madde ile tecil yetkisi Hazine ve Maliye Bakanına verilmiş olup, Bakan tarafından bu yetkinin tecil komisyonlarına devredilebileceği hususunda da düzenleme yapılmıştır. Buna göre, Hazine ve Maliye Bakanı veya yetkili kıldığı tecil komisyonları 48/A maddesi kapsamında yapılan tecil başvurularını değerlendirerek karar verecektir.
Tecile yetkili makamlar, alacağın vadesinde ödenmesi, icra takibine başlanması ya da icranın devam ettirilmesi hallerinin varlığında borçlunun çok zor durumda kalacağını öngörmeleri ve takdir etmeleri halinde maddedeki şartlarla amme alacağını tecil edebilecektir.
Bu nedenle, amme alacağının tecilinin talep edilmesi, tecile yetkili makamlar tarafından zorunlu olarak yerine getirilmesi gereken bir işlem değildir.
6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi kapsamında yapılan tecil başvurularını değerlendirerek sonuçlandırmak üzere Gelir İdaresi Başkanlığı, vergi dairesi başkanlıkları ve vergi dairesi başkanlığı kurulmayan yerlerde defterdarlıklar bünyesinde yeterli sayıda “Tecil Komisyonu” kurulur.
a) Vergi dairesi başkanlıkları bünyesinde kurulan tecil komisyonu, vergi dairesi başkanı başkanlığında, grup müdürü, müdürler veya vergi dairesi müdürlerinden olmak üzere toplam 3 kişiden oluşur.
b) Defterdarlıklar bünyesinde kurulan tecil komisyonu, defterdar başkanlığında, defterdar yardımcısı, gelir müdürü veya vergi dairesi müdürlerinden olmak üzere toplam üç kişiden oluşur.
c) Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde kurulan tecil komisyonu, Gelir İdaresi Başkanı başkanlığında (Başkan bu yetkisini limit belirtmek suretiyle Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığı (I)’nın bağlı olduğu Gelir İdaresi Başkan Yardımcısına ve/veya Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığı (I)’nda görevli Gelir İdaresi Daire Başkanına devredebilir.), Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığı (I)’nın bağlı olduğu Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı, Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığı (I)’nda görevli Gelir İdaresi Daire Başkanı, Gelir İdaresi Grup Başkanları ya da Müdürlerden olmak üzere toplam üç kişiden oluşur.
II.13.4.2. Tecil ve Taksitlendirme yetkisi
6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi çerçevesinde kurulan tecil komisyonlarına tutar olarak tanınan tecil yetkisi;
– Vergi dairesi başkanlıkları için, 600.000 TL
– Defterdarlıklar için, 400.000 TL olarak belirlenmiştir.
Belirlenen tutarları aşan tecil talepleri ilgisine göre konuyla ilgili iç genelgelerde yer alan hususlar da dikkate alınarak Gelir İdaresi Başkanlığına intikal ettirilecektir.
II.13.4.3. Tecil ve taksitlendirme yetkisinin süre olarak belirlenmesi
Tecil komisyonları, BKK ile “Çok Zor Durum Derecesi”ne göre belirlenen azami tecil süresi ve faiz oranlarını esas alarak, tecil süresini ve taksit sayısını belirleyecektir. Tecil ve taksitlendirme işlemlerinde, tecil süreleri tespit edilirken mükelleflerin talepleri de göz önünde bulundurularak;
– Borçlu tarafından daha kısa bir süre önerilmemiş olması halinde, amme alacağının aylık taksitler halinde taksitlendirilmesi,
– Borçlu tarafından aylık taksit ödemelerinden daha uzun süreli taksit ödeme dönemleri önerilmiş olması durumunda amme alacağı için çok zor durum derecesi;
- 2 ilâ 5 olarak belirlenen borçlularda her hal ve takdirde aylık,
- 6 ilâ 9 olarak belirlenen borçlularda azami 2’şer aylık,
- 10 olarak belirlenen borçlularda azami 3’er aylık, taksitler halinde taksitlendirme yapılması,
– Vergi dairesi başkanlığı/defterdarlıklar bünyesindeki komisyonlarca karara bağlanacak tecillerde, ilk taksit ödeme süresinin tecil başvuru tarihini takip eden aydan başlamak üzere azami 2 ayı geçmeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
II.13.4.4. Tecil süresinin uzatılması
48/A maddesine göre taksitlendirilen amme alacağı ödeme planına uygun olarak ödenmekteyken, mükelleflerce tecil süresinin uzatılmasına yönelik talepte bulunulması ve bu talebin tecile yetkili makamlar tarafından uygun bulunması halinde, çok zor durum derecesine durumda yeni tecil süresi, faiz oranında değişiklik yapılmasını gerektirdiği takdirde kalan taksit tutarlarına yeni faiz oranı uygulanacaktır.
Madde kapsamında tecil edilen borçların tamamının, mevcut tecil süresinden önce ve faiz oranı daha düşük bir sürede ödenmesi halinde, erken ödenen taksit tutarlarına ödemenin yapıldığı süre için öngörülmüş olan faiz oranı esas alınarak tecil faizi hesaplanacaktır.
Örnek: Mükellef Ahmet ER, 2018/Eylül dönemi katma değer vergisi için 20.10.2018 tarihinde bağlı olduğu vergi dairesine müracaat ederek, 50.000,- lira borcunun 48/A maddesine göre aylık dönemler halinde ödenmek üzere tecil ve taksitlendirilmesini talep etmiş ve 5 eşit taksitte ödenmek üzere 5 ay süreyle tecili uygun görülmüştür.
Tecile yetkili makam tarafından mükellefin madde hükmünden yararlanabilmesi için gerekli şartlara sahip olduğu anlaşılmış ve çok zor durum derecesi 2 olarak tespit edilmiştir. Mükellefin borçlarının, yürürlükteki tecil faiz oranının % 70’i oranında tecil faizi alınmak suretiyle tecil edilmiştir.
Mükellef ilk 3 taksiti ödeme planında yer alan süreler içinde, kalan taksit tutarlarının tamamını 4 üncü taksit ödeme süresi içinde ödemiştir. Bu durumda, ödenen ilk 3 taksit için yürürlükteki tecil faizi oranının % 70’i oranında tecil faizi uygulanacak, geri kalan 2 taksitin tamamının ödemenin yapıldığı süre için öngörülmüş olan yürürlükteki tecil faizi oranının % 65’i oranında tecil faizi uygulanacaktır.
Ödeme Tarihi |
Taksit Tutarı |
Gün sayısı |
Tecil Faiz Oranı |
Ödenen Tecil Faizi |
Ödenen Toplam Tutar |
30.10.2018 |
10.000 |
4 gün |
% 12×0,70=% 8,4 |
9,34 |
10.009,34 |
30.11.2018 |
10.000 |
35 gün |
% 12×0,70=% 8,4 |
81,67 |
10.081,70 |
30.12.2018 |
10.000 |
65 gün |
%12×0,65=% 7,8 |
140,83 |
10.140,83 |
30.01.2019 |
20.000 |
96 gün |
%12×0,65=% 7,8 |
416,00 |
10.416,00 |
[1] Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 15.11.2018 tarih 2018/39 sayılı Genelgesi
[2] 24.02.2018 tarih ve 30342 sayılı Remi Gazetede yayımlanmıştır.