İşyerinde Kadın İşçiye Sözlü Taciz
Yargıtay 9. Hukuk E: 2018/3313
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3313
Karar No: 2018/23250
Tarihi: 17.12.2018
• İŞYERİNDE KADIN İŞÇİYE SÖZLÜ TACİZ
• HAKLI FESİH
ÖZETİ: Dosya içeriğine göre; davacının iş sözleşmesi 27.05.2016 tarihinde “işyerinde temizlik hizmetlerinde çalışan kadın işçiye sözlü tacizde bulunduğunuz tespit edilmiş olup bu durum tarafınızdan ikrar edilmiştir. Bu durum 4857 sayılı İş Kanununun 25/2- b bendine göre ahlak kurallarına aykırı davranışlar ve yine iş kanunu 25/2-e bendi işverenin güvenini kötüye kullanma kapsamında iş akdiniz 27.05.2016 tarihi itibarı ile haklı sebeplerle feshedilmiştir.” gerekçesi ile sonlandırılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı işçinin davalı şirkete verdiği savunmasının çelişkili olduğu, işyeri kayıtlarına göre davacı işçinin, arkadaşlık teklif ettiği ve hoşlandığını belirttiği kadın işçinin evli olduğunu bilebilecek durumda olup, davacının işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davrandığı ve feshin haklı nedene dayandığı anlaşıldığından, davanın reddi gerekmiş, 4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
DAVA: Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı taraflar avukatları istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi taraflar avukatlarının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin …………………….. şantiyesinde 19.11.2013 –
25.04.2016 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkilinin diğer bir temizlik işçisi olan kadına arkadaşlık teklifinde bulunduğunu, bayanında kendisine evli ve 3 çocuklu olduğunu söylediğini, bu cevabı alan müvekkilinin bu durumu bilmediğini ve özür dilediğini ve bundan sonra rahatsızlık vermeyeceğini söylediğini, ancak müvekkilinin yaşanan bu olaydan dolayı savunmasının istendiğini, savunmada da aynı şeyleri beyan ettiğini, sözlü savunma dışında yazılı savunma istendiğini ve yazılı savunmayı işverenin kendi istekleri doğrultusunda yazdırdıklarını, bu olaydan dolayı iş akdini feshetmeyeceklerini söylediklerini, görev yerinin değiştirilerek eski işi olan inşaat alanına gönderildiğini, 27.05.2016 tarihinde ise müvekkiline herhangi bir neden göstermeden iş akdinin sonlandırıldığını bildirdiklerini, iki ayrı yaptırım uygulandığını iddia ederek; feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının işe iadesine; 4 aylık boşta geçen süre ücret ve diğer hakların davacıya ödenmesine; yasal sürede işe başlatılmaması halinde davacıya 8 aya kadar ücreti tutarında tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirkete davacının evli ve 3 çocuklu bir kadın işçiye arkadaşlık teklif ettiğine dair bilgi ulaştığını, bunun üzerine müvekkil şirketin davacıdan ve bayandan savunma aldığını, davacının verdiği ifadede örnek villaya giderek kadın işçiye arkadaşlık teklif ettiğini, sonra tekrar
22.05.2016 tarihinde örnek villaya giderek kadın işçi ile konuştuğunu, kadının kendisine evli ve 3 çocuklu olduğunu söylediğini beyan ettiğini, bu durumun gayri ahlaki olduğunu, işyerinde huzursuzluğa yol açtığını, şirketin ahlaki ilkelerine uymadığını, iş akdini bu sebeplerle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, tüm tanıkların sadece davacının arkadaşlık teklif ettiği yönünde beyanda bulunmakla birlikte tanıkların hiçbiri olaya bizzat şahit olmadıkları, davalı şirkette çalışan aynı olayın mağduru kabul edilen işçinin şikayet dilekçesi ya da beyanının davalı tarafından alınmadığı, davacının eyleminin taciz boyutuna vardığı tam olarak ispat edilememiş olduğundan her ne kadar işçinin bu davranışı diğer işçiler yönünden olumsuz örnek oluşturabilecek ve iş yerindeki uyumu olumsuz yönde etkileyebilecek boyutta ise de iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirecek boyutta olduğuna yönelik kanaat hasıl olmadığından iş sözleşmesinin haklı sebeple değil ancak geçerli sebeple feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) İstinaf başvurusu:
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E) İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf sebepleri olarak; davacının 20.05.2016 tarihinde yaşanan olaydan sonra ertesi gününde, 21.05.2016 tarihinde görev yeri değiştirildiğini, iş akdinin fesih tarihi olan 27.05.2016 tarihine kadar yeni görevinde çalışmaya devam ettiğini, tanıklardan Turhan …………….. ifadesinde “bu olay olduktan sonra şantiye içerisinde bulunduğu alandan başka bir yere gönderdiler” beyanında bulunduğunu, diğer tanık Sinan …………. ise “olay olduktan sonra yerinin değişip değişmediğini hatırlamıyorum, sahaya verilmiş olabilir” denildiğini, davalı tanıklarından Soner …………………. ise “pazartesi günü müdürün talimatı ile yerini sahaya verdik” beyanında bulunmuştur. Davalı tanığı Belgin ……………. ise “ben olay olduktan sonra işçiyi sahaya aldım” ifadelerini kullandığını, davacının evli bir kadına arkadaşlık teklif etmiş pozisyonuna düşürmek için savunma yazdırıldığını ve olaydan sonra görev yeri değiştirilerek çözüme gidilmişken kendilerince haklı nedenle feshe dayanak yaratılmaya çalıştırıldığını, fesih işverenin davacının zorla yazdırdığı savunmaya istinaden de haksız ve geçersiz olduğunu, işveren fesihte de dürüst davranmak zorunda olup yerel mahkemece bu hususlar da göz ardı edilerek karar tesis ettiğini belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebepleri olarak; davacının görevi şirketin satış ofisinin önünün temizliği ve giriş çıkışların kontrolü olmasına karşın davacı, görev sahası dâhilinde bulunmayan örnek villaya girdiğini, örnek villada temizlik personeli olarak çalışmakta olan kadın işçiyi sözlü olarak taciz ettiğini, temizlik işçisinin apar topar istifa ederek işten ayrıldığını, tanık anlatımları ile ispatlanan taciz fiilinin davacı tarafından inkâr edilmemiş iken, taciz olayının duyuma değil görgüye dayanan şahitlerce doğrulanmaması sebebiyle ispatlanamadığı kanaatine varılmasının hayatın olağan akışına aykırı bir yorum olduğunu, zira taciz hadisesine bizzat tanıklık edilmesi, taciz olayının özü itibariyle zaten beklenemeyeceğini, söz konusu taciz olayı, yalnızca işin normal işleyişini bozan ve işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkileyen basit bir olay olmadığını, olay, iyi niyet ve ahlak kurallarına uymayan, işveren yönünden gerek yetkisiz ve izinsiz alanlara girilmesi ve gerekse taciz olayı bakımından güven temelini yok eden bir olay olup bu olaydan sonra işveren davacı ile iş ilişkisini sürdürmesi kendisinden beklenemez bir hale geldiğini, tanıkların hiçbirinin taciz olayına bizzat şahit olmamasından dolayı taciz olayının ispatlanamadığı yönündeki Yerel Mahkeme kararı hakkaniyete ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, taciz olayının ispatı için görgü tanıklığı aranmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak iş akdinin haklı nedenle feshedilmesinden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
F) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya içeriği, tanık anlatımları, davacının savunması bir arada değerlendirildiğinde; davacının olay günü işyerinde çalışan bayan personelin temizlik yaptığı yere giderek arkadaşlık teklif ettiği ve evli olan bayan personelin de bu durumdan rahatsızlık duyduğu ve şikayetçi olduğu anlaşılmaktadır. Davacının söz konusu davranışının işyerinde bulunması gereken uyumu ve disiplini olumsuz yönde etkilediği açıktır. Bu durumda, davacının davranışının haklı fesih boyutunda olmadığı ancak işverenden bu durum karşısında iş ilişkisini sürdürmesi makul ölçüler içinde beklenemeyeceği, feshin geçerli nedenle yapıldığı, mahkemenin bu yöndeki tespit ve değerlendirmelerinin dosya içeriğine uygun olduğu ve davacı ve davalı vekillerinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
G) Temyiz başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
Dosya içeriğine göre; davacının iş sözleşmesi 27.05.2016 tarihinde “işyerinde temizlik hizmetlerinde çalışan kadın işçiye sözlü tacizde bulunduğunuz tespit edilmiş olup bu durum tarafınızdan ikrar edilmiştir. Bu durum 4857 sayılı İş Kanununun 25/2- b bendine göre ahlak kurallarına aykırı davranışlar ve yine iş kanunu 25/2 – e bendi işverenin güvenini kötüye kullanma kapsamında iş akdiniz
27.05.2016 tarihi itibarı ile haklı sebeplerle feshedilmiştir.” gerekçesi ile sonlandırılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı işçinin davalı şirkete verdiği savunmasının çelişkili olduğu, işyeri kayıtlarına göre davacı işçinin, arkadaşlık teklif ettiği ve hoşlandığını belirttiği kadın işçinin evli olduğunu bilebilecek durumda olup, davacının işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davrandığı ve feshin haklı nedene dayandığı anlaşıldığından, davanın reddi gerekmiş, 4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ile ilk derece mahkemesinin kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davacının davalı aleyhine açtığı davanın REDDİNE,
3- Alınması gereken 35,90 TL karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4- Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 328 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’’ne gönderilmesine,
Kesin olarak 17/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.