Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

İndirimli Oran KDV İadesinde Özellikli Durumlar – Ali ÇAKMAKÇI, YMM

Ali ÇAKMAKCI

İndirimli Oran KDV İadesi

Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
E.Hesap Uzmanı
taxauditingymm@gmail.com

GİRİŞ

Mer’i hukuk düzeninde KDV İadelerinde yöntemlerden bir tanesi İndirimli Oran Yoluyla KDV İadesidir. Temel anlamda KDV oranlarına müdahale edilmediği takdirde “oran bazında” mükelleflerin yüklendiği bir KDV yükü kalmayacaktır. Buna karşın, gerek siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik gerekse başkaca nedenlerle Bakanlar Kurulu, kendisine tanınmış yetki kapsamında, KDV oranlarını farklılaştırma yetkisine haizdir ve bu yetkiyi sıkılıkla kullanmaktadır.

Katma değer vergisi oranı, vergiye tabi her bir işlem için genel olarak % 10’dur. Bakanlar Kurulu bu oranı, dört katına kadar artırmaya, % 1’e kadar indirmeye, bu oranlar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası ve inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkilidir.

Bakanlar Kurulu tarafından “vergi nispeti indirilen” teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenebilmektedir.

Ancak, mahsuben iade edilmeyen vergi, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen sektörler, mal ve hizmet grupları ve dönemler itibarıyla -yılı içinde -nakden- iade edilebilir. Dolayısıyla, 2017 yılında yapılan düzenleme ile mükelleflere yılı içinde nakden iade imkanı getirilmiş olup, Bakanlık bu yetkisini belli bazı sektörler için hali hazırda kullanmıştır. Bir anlamda Bakanlık, yılı içinde nakden iade için sektör, mal ve hizmet grupları ve dönem itibariyle nakden iade de sınırlayıcı kurallar koyma yetkisine haizdir.

Mükelleflerin faaliyetlerinde yüklendiği bu KDV’yi indirim konusu yapmalarına rağmen faaliyet devir hızlarının yavaş olması veya katma değer yaratmadaki temel sorunları nedeniyle yüklendikleri bu KDV maliyet unsuru olarak bünyelerinde kalmaktadır. Bu durum, iktisadi ve ticari açıdan, dışarından bir müdahaleyle, Bakanlar Kurulu Kararları ile, KDV oranının da indirilmesi nedeniyle gerçekleşince mükelleflerin %17 veya duruma göre %10 KDV ilave vergi yükü taşımalarına neden olmaktadır. Bu durum açıkça rekabet gücüne de doğrudan etki etmekte ve sistemi toplumsal faydanın aksine bireysel olarak bozmaktadır.

Dolayısıyla, KDV oranına yönelik bu müdahale ticari açıdan mükellefleri ciddi açıdan zarara uğratmakta ve iadesine ilişkin bazı hukuki düzenlemeleri de beraberinde gerektirmektedir.

Aşağıdaki çalışmada indirimli oran bazında iade hususlarında Özelge bazında belli bir tarihten sonra verilmiş Maliye Bakanlığı özelgeleri bilgilerinize arz olunacaktır.

İNDİRİMLİ ORAN KDV İADESİ ÖZELGELERİ[1]

T.C.

UŞAK VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı : B.07.4.DEF.0.64.10.00-3065/03-6 27/12/2011
Konu : İade Tutarının Genel KDV Oranında Uygulanıp Uygulanmayacağı

İlgide kayıtlı özelge talep dilekçenizde, 2009 yılı indirimli orana tabi inşaat taahhüt işleri nedeniyle talep edilen katma değer vergisi (KDV)  iade tutarının sadece ana girdilerden yüklenilmesi halinde yıllık kümülatif iade tutarının genel KDV oranı ile sınırlı olup olmadığı ve iade hesaplamasının her ay bağımsız olarak mı yoksa yıllık olarak mı dikkate alınacağı hakkında görüş talep edilmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanununun;

– 29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler ile ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisini indirebilecekleri,

– 29/2 nci maddesinde ise bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamının, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devredileceği ve iade edilemeyeceği; ancak 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin mahsubunun yapılabileceği,

hükmü yer almaktadır.

İndirimli KDV (% 1, % 8) oranına tabi teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergilerin indirim yoluyla giderilememesi durumunda, indirimle giderilemeyen KDV nin, 74 ve 76 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerindeki açıklamalara uygun olarak yapılacak hesaplamalar çerçevesinde 99 Seri No.lu KDV Genel Tebliğine göre iadesi mümkündür.

İndirimli orana tabi işlemlerde iade hesabına alınacak KDV, işlemin bünyesine giren vergi tutarı ile işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV tutarı arasındaki fark olacaktır.

Bu çerçevede, indirimli orana tabi bir işlem dolayısıyla iade edilecek vergi tutarı, iade hakkı doğuran işleme ait bedelin genel vergi oranı (% 18) ile çarpılması sonucu bulunacak tutardan işlem bedeli üzerinden indirimli oran (% 1 veya % 8) uygulanmak suretiyle hesaplanan tutar düşüldükten sonra bulunacak tutardan fazla olamayacaktır. Başka bir ifadeyle azami iade tutarı % 1 oranına tabi işlemler için işlem bedelinin % 17 si, % 8 e tabi işlemler için işlem bedelinin % 10 undan fazla olamayacaktır.

Buna göre, iade edilebilecek KDV ye ilişkin % 17 lik  veya % 10 luk  sınırın, prensip olarak aylık işlem bedeli üzerinden dikkate alınması gerekmekle birlikte, yıllık iade taleplerinde, yıllık bazda azami iade tutarının aşılmaması esastır. Öte yandan, çeşitli nedenlerle iade tutarının bu miktarları geçmesi halinde, geçen kısmın iadesi; Vergi İnceleme Raporu veya üst sınırı geçme gerekçeleri açıkça belirtilmek suretiyle YMM Raporu sonucuna göre gerçekleştirilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAHRAMANMARAŞ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

Sayı : B.07.1.GİB.4.46.15.01-B.07.1.GİB.4.46.15.0-22 18/11/2011
Konu : Kat irtifaklı gayrimenkul teslimlerinde iade dönemi

İlgi de kayıtlı özelge talep formunda; kat karşılığı veya arsayı satın almak suretiyle anahtar teslimi konut inşaatı yapmakta olduğunuz, daire alıcısıyla anlaştıktan sonra inşaatın yapılmasını beklemeden alıcıya da güvence vermek amacıyla faturasını keserek kat irtifakı tapusunu verdiğiniz, inşaat safhasında faturasını keserek kat irtifakı yaptığınız dairelerin indirimli oran KDV iadesi açısından teslim döneminde tereddüde düştüğünüzden bahisle görüş talep edilmektedir.

3065 sayılı KDV Kanununun (2/1) maddesinde, teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce alıcıya veya onun adına hareket edenlere devredilmesi olduğu, (3/b) maddesinde, mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyetliğin devrinin teslim sayıldığı, 10 uncu maddesinin (a) bendinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, mal teslimi veya hizmetin yapılmasıyla vergiyi doğuran olayın meydana geleceği; aynı maddesinin (b) bendinde ise malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarlarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesiyle vergiyi doğuran olayın meydana geleceği hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, esas olarak gayrimenkul satışlarında mülkiyetin devri, gayrimenkulün tapuda alıcı adına tescil edilmesi suretiyle gerçekleşmekle birlikte, tapuya alıcı adına tescilinin yapılmasından önce gayrimenkulün alıcının fiili kullanımına sunulması (fiili olarak teslim edilmesi) ve alıcı tarafından malik gibi kullanılmaya başlanması halinde, KDV uygulaması bakımından gayrimenkulün alıcının fiili kullanımına bırakılması anında vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir.

Bu açıklamalar çerçevesinde, bahsi geçen inşaat işindeki kat irtifakı arsa paylarını devretmeniz işleminde KDV uygulaması bakımından vergiyi doğuran olay, söz konusu taşınmazların alıcılar adına tapuya tescili veya tapu tescilinden önce taşınmazların kullanıma hazır hale getirilip hak sahiplerinin kullanımına tahsis edilmesi sırasında meydana gelecektir.

Diğer taraftan KDV Kanununun 29/2 maddesinde, bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamının, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olması durumunda aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği; ancak 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek sınırı aşan verginin, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51 i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödeneceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin nakden iade edileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, inşaat tamamlanmadığı halde fatura düzenlenmiş ve alıcı adına tapuda tescil yapılmış olsa dahi, fiilen konut teslimi söz konusu olmadığından bu işleme ilişkin olarak en erken konutların fiilen teslim edildiği vergilendirme döneminde iade talebinde bulunulabilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-1457 05/09/2011
Konu : İthal edilen ve gümrükte vergisi yüksek hesaplanan ve indirimle giderilemeyen KDV’nin iade edilip edilmeyeceği

İlgide kayıtlı dilekçenizde, yurt dışından özellikle Uzak Doğudan ithal edilen tekstil ürünleri için ithalatta katma değer vergisi (KDV) matrahı olarak ithal edilen mal bedeli ve diğer sigorta, navlun vb. unsurların toplamı yerine emsal fiyat üzerinden hesaplanan değerin esas alındığı belirtilerek, ithal edilen ürünün yurt içinde satışında gümrükte ödenen ve indirimle giderilemeyen KDV nin iadesinin talep edilip edilemeyeceği sorulmaktadır.

KDV Kanununun 29/2 nci maddesinde, indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan kısmının yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen tutarların da izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden ya da mahsuben iadesi imkânı getirilmiştir.

Bu hüküm çerçevesinde, indirimli orana tabi işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirim konusu yapılamayan KDV nin yılı içinde mahsuben, izleyen yılda ise nakden veya mahsuben iadesinin talep edilmesi mümkündür. Konu ile ilgili açıklamalar 74, 76, 85, 99, 101, 102, 105 ve 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde yapılmıştır.

Buna göre,

  1. Tekstil ürünlerinin alım ve satımı aşamalarında aynı oranda KDV uygulanması KDV Kanununun 29/2 nci maddesi kapsamında iade talebinde bulunulmasına engel teşkil etmemektedir.
  2. Tekstil ürünlerinin ithalinde emsal fiyat üzerinden ödenen KDV nin, indirimli orana tabi işlemlere ilişkin iade hesabına dahil edilerek yılı içinde mahsuben, izleyen yılda ise nakden veya mahsuben iadesinin YMM raporu ile talep edilmesi mümkündür.

Diğer taraftan, indirimli orana tabi bir işlem dolayısıyla iade edilecek vergi tutarı, bu işleme ait bedelin genel vergi oranı (%18) ile çarpılması sonucu bulunacak tutardan, işlem bedeli üzerinden indirimli oran (%1 veya %8) uygulanmak suretiyle hesaplanan tutar düşüldükten sonra bulunacak tutardan fazla olamayacaktır.

Bu çerçevede, firmanızın %8 oranına tabi teslimleri için iadesini talep edebileceği azami tutar, işlem bedelinin %10’unu aşamayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı : 84974990-130[29-2014/27]-381 03/04/2015
Konu : Kooperatife yapılan inşaat taahhüt işinde KDV iade talebinin hangi tarihten itibaren yapılabileceği.

İlgide kayıtlı dilekçenizle; … Konut Yapı Kooperatifi ile 28/07/2000 tarihinde Ankara Etimesgut ilçesi … parsel üzerinde 160 adet konut inşaatının malzemeli olarak anahtar teslimini içeren inşaat sözleşmesi imzaladığınız, Kooperatifin bahse konu sözleşmeyi 20/01/2009 tarihinde tek taraflı olarak feshetmesi nedeniyle inşaatın tamamlanmadan bırakıldığı, anılan kooperatifin şirketinize karşı açtığı davanın devam etmesi nedeniyle işin bitim tarihi olarak hangi tarihin esas alınacağı ve indirimli oranda KDV iadesi talep edip edemeyeceğiniz hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanununun;

– 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de  yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,

– 10’uncu maddesinin (a) bendinde, vergiyi doğuran olayın, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile, (b) bendinde; malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi ile meydana geleceği,

– 29/2 maddesinde, 28’inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi oranı indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup yılı içerisinde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin Maliye Bakanlığının tespit edeceği usul ve esaslara göre iade edileceği,

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/G-4.2.) “Konut Yapı Kooperatiflerine Yapılan İnşaat Taahhüt İşlerinde İstisna/İndirimli Oran Uygulaması” başlıklı bölümünde;

“3065 sayılı Kanunun geçici 15 inci maddesi ile 29/7/1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV’den istisna edilmiştir. Bu madde çerçevesinde, konut yapı kooperatiflerine ifa edilecek inşaat taahhüt işleri, bina inşaat ruhsatı 29/7/1998 tarihinden önce alınmış ise KDV’den istisna tutulur. Bina inşaat ruhsatı bu tarihten sonra alınmışsa söz konusu işlere(% 1) oranında KDV uygulanır.

Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde istisna veya indirimli KDV oranı (%1) uygulanabilmesi için;

– Kooperatifin konut yapı kooperatifi statüsünde olması,

– İşin konut yapı kooperatifine yapılması,

– Yapılan işin inşaat işi olması ve taahhüde dayanması,

gerekir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

İlgide kayıtlı özelgeniz ve eklerinden; Kooperatifin 29/07/1998 tarihinden sonra (17/08/2001) inşaat yapı ruhsatı aldığı anlaşılmış olup söz konusu kooperatife yapılacak inşaat taahhüt işlerine indirimli oranda (% 1) KDV uygulanması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan Tebliğin (III.B.3.) İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade Uygulaması başlıklı kısmında ise;

“3065 sayılı Kanunun 28’inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca vergi oranları indirilen teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen sınırı aşan kısmı, Tebliğin (III/B-3.2.2.) bölümünde belirtilen borçlara yılı içinde vergilendirme dönemleri itibarıyla mahsuben, izleyen yıl içerisinde talep edilmesi kaydıyla[2] nakden ya da söz konusu borçlara mahsuben iade edilebilir.

İndirimli oran kapsamında yer almakla birlikte verginin konusuna girmeyen veya KDV’den istisna edilen işlemler dolayısıyla yüklenilen vergiler bu bölüm kapsamında değerlendirilmez.”

ifadelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hükümler ve ilgili tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde; Şirketiniz tarafından söz konusu kooperatife yapılan inşaat taahhüt işine ilişkin iade talebinin, aynı yıl içinde mahsuben veya izleyen yıl içinde nakden veya mahsuben yapılması gerekmektedir.

Şirketinizin anılan kooperatife 2008 yılında yaptığı inşaat taahhüt işinden doğan KDV iade talebinin 2008 yılı içinde mahsuben ya da 2009 yılı içinde nakden veya mahsuben yapılması gerektiğinden bu dönemlerden sonra iade talep etmeniz mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı : .4.35.17.01-35-02-104 06/11/2010
Konu : İndirimli Oran İadesinde Listeler

İlgide kayıtlı özelge talebinizde, 2009 yılı indirimli orana tabi işlemlerden doğan katma değer vergisi (KDV) iade alacağınızın Ocak-Ekim/2009 dönemi için gerekli tüm belgeleri vergi dairesine ibraz ederek mahsup işleminizi gerçekleştirdiğiniz, Kasım-Aralık/2009 dönemi için ise 2010 yılı içinde iade talebinde bulunacağınız belirtilerek, mahsup işlemi nedeniyle ibraz edilen belgelerin, nakden iade talebiniz içinde yeniden ibrazı gerekip gerekmediği hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

KDV Kanununun 29/2 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak indirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV alacaklarının iadesine ilişkin usul ve esasların belirlendiği 99 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (1.5) bölümünde indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsuben iade edilemeyen kısmının iadesine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

Buna göre, indirimli orana tabi işlemlere ilişkin olup indirim yoluyla telafi edilemeyen yüklenilen vergi tutarları, yılı içinde mahsup edilen vergiler dikkate alınmadan, 74 ve 76 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerindeki açıklamalar çerçevesinde işlemlerin yapıldığı yılın tamamı için yıllık olarak ve Aralık dönemi sonu itibariyle hesaplanmakta ve bu tutarın 4.000 TL ve üstünde olması halinde 4.000 TL yi aşan kısmın nakden ve/veya mahsuben iadesi için vergi inceleme raporu veya YMM tasdik raporu ibraz edilmesi gerekmektedir.

İade talebi bir dilekçe ile yapılacak, bu dilekçeye;

– iade hakkı doğuran işlemin yapıldığı yıla ait alış ve satış faturalarının listesi (bu listelerde fatura düzenleme haddinin altında kalan tutarlar ile aynı mükelleften yapılan alımların toplamı tek tutar olarak belirtilebilecektir),

– yıllık iade tutarının hesaplanmasına ilişkin tablo,

– yılı içinde mahsup edilen tutarları aylık olarak gösteren tablo (bu tabloda yılı içinde mahsup edilemeyen tutar da tek satır olarak gösterilecektir),

– iadenin talep edildiği yılın ilk döneminden iadenin talep edildiği döneme kadar aylar itibariyle devreden KDV tutarlarını gösteren tablo,

eklenecektir.

Buna göre, yılı içinde mahsup edilemeyen vergilerin iadesine yönelik yıllık iade talebinde, yılı içinde kısmen mahsuben iade alınmış olsa dahi, 99 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (1.5) bölümünde sayılan tüm belgelerin eklenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica olunur.

T.C.

ORDU VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı : B.07.4.DEF.0.52.10.00-005-3 22/07/2010
Konu : KDV Kanunu 29/2 hükmünce İndirimli orana tabi işlemler kapsamındaki 2005, 2006, 2007 ve 2008 dönemi iade talepleri hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, faaliyette bulunduğunuz hastane binası inşaatı ve makina teçhizat alımı nedeniyle 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında yaptığınız harcamalar nedeniyle yüklendiğiniz katma değer vergisini (KDV) indirim konusu yapamadığınız,  31/12/2008 tarihinde aldığınız Özel Hastane Faaliyet İzin Belgesi ile 2009 yılından itibaren faaliyete başladığınız ve sağlık hizmetlerine %8 oranında KDV uyguladığınız belirtilerek hastane binası inşaatı ve makina, teçhizat alımı nedeniyle 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında yüklendiğiniz ve indirim konusu yapamadığınız KDV nin, KDV Kanununun 29/2 nci maddesi hükmü çerçevesinde 2009 yılında gerçekleşen indirimli orana tabi işlemlerinize ilişkin iade hesabına dahil edilip edilmeyeceği sorulmaktadır.

3065 sayılı KDV Kanununun 29/2 nci maddesinde, 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup, teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin, bu mükelleflerin vergi ve sosyal  sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler  ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51 i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödeneceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edileceği hüküm altına alınmıştır.

24 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin E bölümünde, faaliyetleri kısmen veya tamamen iade hakkı doğuran işlemlerden oluşan mükelleflerin iade kapsamına mal ve hizmet alışları yanında genel giderler ve amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) için ödenen vergilerin de dahil olduğu, ancak bir vergilendirme döneminde iade edilecek verginin, o dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait bedelin genel vergi oranı (%18) ile çarpılması sonucu bulunacak miktardan fazla olamayacağı belirtilmiştir. Buna göre, indirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iadesinin hesaplanmasında, önce işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalar ile genel giderlere ait vergiler dikkate alınacak, daha sonra ATİK lerden pay verilecek; ancak, işlemin bünyesine giren vergi, işlem bedelinin genel vergi oranı (%18) ile çarpılması sonucu bulunan tutardan fazla olamayacaktır.

Diğer taraftan, 76 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde de, genel imal ve idare giderleri ile ATİK ler dolayısıyla yüklenilen vergilerden indirimli orana tabi işlemlere isabet eden tutarların iade hesabına dahil edileceği ifade edilmiştir. Buna  göre, indirimli orana tabi işlemler nedeniyle iadesi gereken KDV nin hesabında yüklenilen KDV nin, ait olduğu yıl değil, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği tarih itibariyle işlemin bünyesine girmesi esastır.    

Buna göre; faaliyet izin belgesini aldığınız tarihten itibaren indirimli orana tabi sağlık hizmetiniz nedeniyle yüklendiğiniz ve indirim konusu yapamayarak iadesini talep edeceğiniz KDV hesabında, işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalar ile genel giderlere ait KDV dikkate alınacak, daha sonra ATİK lerden pay verilecektir. ATİK lere ilişkin KDV nin daha önceki yıllarda yapılan harcamalar nedeniyle yüklenilmiş olması bu durumu değiştirmeyecektir.

Ancak, indirimli orana tabi bir işlem dolayısıyla iade edilecek vergi tutarı, iade hakkı doğuran işleme ait bedelin genel vergi oranı (%18) ile çarpılması sonucu bulunacak tutardan, işlem bedeli üzerinden indirimli oran (% 1 veya % 8) uygulanmak suretiyle hesaplanan tutar düşüldükten sonra bulunacak tutardan fazla olamayacaktır. Bu çerçevede, firmanızın % 8 oranına tabi sağlık hizmeti için iadesini talep edebileceği azami tutar, işlem bedelinin % 10 unu aşamayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-2585 15/08/2012
Konu : İndirimli orana tabi malların ihraç kayıtlı teslimi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, indirimli orana tabi malların ihraç kayıtlı teslimlerinde, iade edilecek verginin hangi mevzuata göre hesaplanacağı hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

KDV Kanununun 29/2 nci maddesinde, indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan kısmının yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen tutarların da izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden ya da mahsuben iadesi imkanı getirilmiştir.

KDV Kanununun 11/1-c maddesinde ise ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV’nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin vergi dairesince tarh ye tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu mallarm ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin edileceği hükme bağlanmıştır.

İhraç kaydıyla teslimlerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin tecil edilemeyen kısmı, ihraç kaydıyla teslim yapanlara iade edilebilmektedir. Ancak, sözü edilen madde hükmüne göre iade edilecek tutar ihraç kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden fazla olamamaktadır.

64 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin II. Bölümünün 3 üncü bendinde, KDV Kanununun 29/4 üncü maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak indirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimlerinde iade edilecek verginin hesabında; ihraç kaydıyla teslim bedelinin genel vergi oranıyla çarpılması ile bulunacak tutardan fazla olmamak kaydıyla, teslimin bünyesine giren vergilerin esas alınmasının uygun görüldüğü belirtilmektedir.

Konuyla ilgili açıklamaların yer aldığı 99 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin 1.1. bölümünde, indirimli oran kapsamında yer almakla birlikte verginin konusuna girmeyen veya istisna kapsamına giren işlemler dolayısıyla yüklenilen vergilerin bu Tebliğ kapsamında değerlendirilmeyeceği, tam istisna kapsamına girenler dolayısıyla (ihraç kayıtlı teslimler dahil) yüklenilen vergilerden indirim yoluyla telafi edilemeyenlerin ilgili işleme ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde iade edileceği belirtilmiştir.

Buna göre, indirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla tesliminde, ihraç kaydıyla teslim bedelinin genel vergi oranı ile çarpılması sonucu bulunan tutardan fazla olmamak kaydıyla, teslimin bünyesine giren vergilerin iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmaktadır.

İhraç kayıtlı teslim nedeniyle hesaplanan KDV’yi aşan yüklenim KDV’sinin bulunması halinde, aşan kısmın iadesinin indirimli orana tabi işlemlere ilişkin usul ye esaslar çerçevesinde talep edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

DİĞER VERGİLER VERGİLER ANLAŞMALAR UYGULAMA MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı : B.07.1.GİB.4.01.16.02-2010-715-KDV-52 06/12/2010
Konu : İndirimli Oran KDV İadesi

İlgide kayıtlı dilekçenizde, 2008 yılına ait indirimli orana tabi katma değer vergisi iade alacağınızın süresinde verilen Kasım/2009 dönemi KDV beyannamesinde gösterilmediği,  25/1/2010 tarihinde verilen düzeltme beyannamesi ile iade talebinde bulunulduğu belirtilerek, söz konusu iadenin YMM Tasdik Raporuna istinaden alınıp alınamayacağı hususunda bilgi verilmesi istenilmektedir.

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 29/2 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan KDV iadelerinin yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar çeşitli KDV genel tebliğleri ile KDV sirkülerlerinde açıklanmıştır.

Konuya ilişkin olarak 99 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (1.5) bölümünde, indirimli orana tabi işlemlerden  doğan iade alacağının yılı içinde mahsuben, iade edilemeyen kısmının ise izleyen yıl içinde mükellefin isteğine bağlı olarak, nakden veya mahsuben iade edilebileceği, iade talebinin en erken izleyen yılın Ocak dönemine ait olup Şubat ayı içinde verilecek, en geç Kasım dönemine ait olup Aralık ayı içinde verilecek KDV beyannameleri ile yapılabileceği belirtilmiştir.

96 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “6. İade Hakkını İndirim Yoluyla Kullanmak İsteyen Mükellefler” başlıklı bölümünde de, indirimli orana tabi işlemlerle ilgili katma değer vergisi alacakları için süresinde iade talebinde bulunmayan mükelleflerin daha sonra düzeltme beyannameleri vererek iade talebinde bulunmalarının mümkün olmadığı açıklaması yer almaktadır.

Buna göre, firmanızın 2008 yılındaki indirimli orana tabi işlemlerine ilişkin en geç Aralık ayı içerisinde verilecek 2009/Kasım dönemi beyannamesinde iade talebinde bulunması gerekmektedir.

Ocak-Kasım 2009 dönemlerinde verilen beyannamelerde iade hakkını kullanmayan firmanızın bu süreden sonra düzeltme beyannamesi ile iade talebinde bulunması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

VERGİ VE ANLAŞMALAR UYGULAMA MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı : B.07.1.GİB.4.27.15.01-10-515-31-45 05/10/2011
Konu : Fason tekstil ve konfeksiyon işlerinde KDV iadesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; fason tekstil ve konfeksiyon işlerinden dolayı tevkif edilen KDV alacağının vergi borçlarınıza mahsubunun vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirileceğinin vergi dairesince tarafınıza bildirildiği belirtilerek, söz konusu mahsup işleminin vergi inceleme raporu aranılmadan yerine getirilip getirilemeyeceği hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

KDV Kanununun 9 uncu maddesinde, Maliye Bakanlığının mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hüküm altına alınmıştır.

107 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin.” A.1. Fason Olarak Yaptırılan Tekstil ve Konfeksiyon İşlerinde Tevkifat Uygulaması” başlıklı bölümünde;

“105 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/l) bölümünün bu Tebliğin yayımını izleyen günden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.

Buna göre; 51, 53 ve 58 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde kapsamı ile uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlenen fason tekstil ve konfeksiyon işlerinde 1/2 oranında KDV tevkifatı uygulanacaktır. Tevkifat uygulaması, bu Tebliğin yayımını izleyen günden itibaren düzenlenecek faturalara konu işlemler için geçerli olacaktır.

Fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde tevkifat uygulamasından doğan KDV alacakları, münhasıran vergi inceleme raporu ile iade edilecektir. İade talebi, vergi inceleme raporunun vergi dairesine intikal ettiği tarih itibariyle geçerlilik kazanacaktır.

Aynı işlem dolayısıyla, tevkifat ve indirimli oran uygulamaları nedeniyle KDV iade alacağı doğmuşsa, öncelikle tevkifattan doğan KDV alacağı (mükellefin isteğine bağlı olarak nakden ve/veya mahsuben) iade edilecektir. KDV alacağının indirimli oran uygulamasından doğan kısmı; inceleme raporu yılı içinde vergi dairesine intikal ederse mahsuben, yıl geçtikten sonra intikal ederse nakden ve/veya mahsuben iade edilecektir.

Bu kapsamda yapılacak iadelerde, fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde tevkifat uygulamasını düzenleyen daha önceki genel tebliğlerde yer verilen ve bu Tebliğe aykırı olmayan açıklamalar geçerli olacaktır.

Mükellefin aynı dönemde başka iade hakkı doğuran işlemlerinin bulunması halinde bu işlemlere ait iade talebinin, söz konusu işlem veya işlemlerle ilgili usul ve esaslar çerçevesinde sonuçlandırılacağı tabiidir.”

açıklamaları yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak vergi dairesinin … tarih … sayılı yazısında, Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül/2009 dönemlerine ilişkin fason tekstil ve konfeksiyon işlerinden dolayı tevkif edilen KDV alacağını vergi borçlarınıza mahsup talebinde bulunmanız üzerine, tevkifat uygulamasından doğan KDV alacağının münhasıran vergi inceleme raporuna göre iade edilmesi gerekeceğinden iade talebiniz ile ilgili incelemeye sevk işleminin yapıldığı belirtilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde tevkifat uygulamasından doğan KDV alacaklarınızın, münhasıran vergi inceleme raporu ile iade edilmesi gerekmekte olup, iade talebiniz vergi inceleme raporunun vergi dairesine intikal ettiği tarih itibariyle geçerlilik kazanacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı : 21152195-35-02-509 20/08/2013
Konu : Fason tekstil ve konfeksiyon işleri nedeniyle tevkifat ve indirimli orandan kaynaklanan KDV iadesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, firmanız tarafından yapılan fason tekstil ve konfeksiyon işleri ile ilgili olarak tevkifattan doğan iade alacağının talep edilmeyip yüklenilen KDV nin “sıfır” olarak beyan edilmesi halinde indirimli oran uygulamasından doğan KDV iade alacağının Yeminli Mali Müşavir KDV İadesi Tasdik Raporu ile talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilmesi halinde iade edilebilir KDV tutarının hesaplanmasında, tevkifata tabi KDV tutarının mı yoksa indirimli orana tabi işlem nedeni ile hesaplanan KDV tutarının mı dikkate alınacağı sorulmaktadır.

KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için %18 olarak tespit edilmiştir.

Söz konusu Kararname eki (II) sayılı listenin B/10 uncu sırasında yer alan, fason olarak yapılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde %8 oranında KDV uygulanmaktadır.

Öte yandan, KDV Kanununun 9/1 inci maddesinde mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hükme bağlanmıştır.

Bu yetkiye dayanılarak yayımlanan ve 1/5/2012 tarihinde yürürlüğe giren 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (3.1.2) bölümünde kısmi tevkifat uygulaması kapsamında KDV tevkifatı yapmak üzere;

a) KDV mükellefleri,

b) Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun olmasın)

sorumlu tutulmuş; Tebliğin (3.2.) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler sayılmıştır.

Söz konusu Tebliğin (3.2.7.1) bölümünde, Tebliğin (3.1.2.) bölümünde sayılanlara yapılan fason tekstil ve konfeksiyon işleri,  fason çanta ve ayakkabı dikim işleri ile Tebliğin (3.2.7.2.6) bölümünde belirtilen aracılık hizmetlerinde, alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı belirtilmiştir.

Aynı Tebliğin;

“5.2. İade Uygulaması” başlıklı bölümünde, bu Tebliğ kapsamında kısmi tevkifat uygulanan; fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işleri ile fason ayakkabı ve çanta dikim işleri ve fason işlerle ilgili aracılık hizmetleri ile ilgili KDV iade alacaklarının mahsubunu isteyen mükelleflerin 2.000 TL yi aşmayan mahsup taleplerinin VİR, YMM raporu ve teminat aranılmaksızın yerine getirileceği; 2.000 TL ve üzerindeki mahsuben iade talepleri ile söz konusu işlerle ilgili nakden iade taleplerinin münhasıran teminat ve/veya VİR ile yerine getirileceği;

5.3.2. bölümünde, mükelleflerin tevkifat uygulaması kapsamındaki işler dolayısıyla alıcı tarafından tevkifata tabi tutulan KDV yi, ilgili dönemde iade konusu yapmama tercihinde bulunduktan sonra, izleyen dönemlerde bu tercihlerinden vazgeçerek iade talep etmelerinin mümkün olduğu; ancak, tevkifatlı işlemin gerçekleştiği dönem için düzeltme beyannamesi verileceği; aynı şekilde, mükelleflerin tevkifat uygulanan tutarı beyannamede iade olarak gösterdikten sonra, iade işlemi tamamlanıncaya kadar bu tercihlerinden vazgeçmelerinin mümkün bulunduğu; bu durumda da iade beyanının yapıldığı dönem için düzeltme beyannamesi verileceği;

5.3.3. bölümünde, aynı işlem dolayısıyla, tevkifat ve indirimli oran uygulamaları nedeniyle KDV iade alacağı doğmuşsa, öncelikle tevkifattan doğan KDV alacağının iade edileceği; mükellefin aynı dönemde başka iade hakkı doğuran işlemlerinin bulunması halinde bu işlemlere ait iade taleplerinin, söz konusu işlem veya işlemlerle ilgili usul ve esaslar çerçevesinde sonuçlandırılacağı

açıklanmıştır.

Buna göre, fason tekstil ve konfeksiyon işleri dolayısıyla, tevkifat ve indirimli oran uygulamalarından doğan KDV iade alacaklarında, öncelikle tevkifattan doğan KDV iade alacağı dikkate alınacak olup; tevkifattan doğan KDV iade alacağı talep edilmeden indirimli orana tabi teslimden kaynaklanan KDV iade alacağının talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Dolayısıyla, söz konusu işlere ilişkin tevkifattan doğan 2.000 TL ve üzerindeki mahsuben iade talepleri ile nakden iade talepleri, 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (5.2) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde münhasıran teminat ve/veya vergi inceleme raporu ile yerine getirilecektir. Bu şekilde tevkifattan kaynaklanan tutarların iadesi gerçekleştikten sonra bir tutar kalması ve bu tutarın da iadesinin istenilmesi durumunda kalan tutarın iadesi, 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (6.3.) numaralı bölümündeki açıklamalara göre yerine getirilebilecektir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

DİĞER VERGİLER VE ANLAŞMALAR UYGULAMA MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı : B.07.1.GİB.4.01.16.02-2010-662-KDV-8 04/03/2011
Konu : İndirimli Oran KDV İadesi

İlgide kayıtlı dilekçenizde, satışlarınızın %67 lik kısmının indirimli orana tabi olduğu belirtilerek, yeni açılan şubeleriniz nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilmesi mümkün görülmeyen ilk tesis masrafları ile demirbaş ve amortismana tabi iktisadi kıymet alışlarınıza ait katma değer vergisinin (KDV), KDV Kanununun 29/2 maddesi uyarınca mahsuben veya nakden iadesinin mümkün bulunup bulunmadığının bildirilmesi istenilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 29/2 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan KDV iadelerinin yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar çeşitli KDV genel tebliğleri ile KDV sirkülerlerinde açıklanmıştır.

76 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin 3 üncü bölümünde; “indirimli orana tabi işlemlerin bünyesine giren vergilerin hesabına, genel imal ve idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen vergilerin dahil olacağı ve bu konuyla ilgili olarak önceki Genel Tebliğlerde yer alan açıklamalara uyulmak kaydıyla, indirimli orana tabi işlemlerde genel imal ve idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen vergilerden bu işlemlere isabet eden tutarların, iade hesabına dahil edileceği” belirtilmiştir.

Bu çerçevede, indirimli orana tabi işlemlerden doğan katma değer vergisi iadesinin hesaplanmasında önce işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalar ile genel giderlere ait vergiler dikkate alınacak, daha sonra ATİK ler dolayısıyla yüklenilen vergilerden iade hesabına pay verilecektir.

Ayrıca, indirimli orana tabi bir işlem dolayısıyla iade edilebilecek azami vergi tutarı, iade hakkı doğuran işlem bedelinin genel vergi oranı ile çarpılması sonucu bulunacak tutardan, işlem bedeli üzerinden indirimli oran uygulanmak suretiyle hesaplanan tutarın düşülmesi sonucu bulunacak tutar olup, bu tutarın aşılması söz konusu değildir. Bir başka deyişle, indirimli orana tabi işlemler nedeniyle iadesi talep edilebilecek azami vergi tutarı; %1 oranına tabi işlemler için işlem bedelinin %17 sini, %8 oranına tabi işlemler için işlem bedelinin %10 unu aşamayacaktır.

Diğer taraftan, genel giderler ve ATİK ler dolayısıyla yüklenilen vergilerden iade hesabına pay verilebilmesi, işlemin bünyesine doğrudan giren vergilerin azami iade tutarını aşmaması halinde (azami iade tutarı ile işlemin bünyesine doğrudan giren tutar arasındaki fark tutar kadar) mümkündür.

Buna göre, ATİK ler için yüklenilen vergilerden iade hesabına pay verilebilmesi için bunların indirimli orana tabi işlemlerde kullanılmaya başlanılması gerekmekte olup, ATİK lerin indirimli orana tabi işlemlerde kullanılmaya başlanılmasından sonra gerçekleşen indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan ve işlemin geçekleştiği dönemde indirim yoluyla giderilememiş olan kısım itibariyle ve azami iade tutarı aşılmamak kaydıyla, iade hesabına pay verilebilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-237 23/01/2012
Konu : KDV Kanununun 29/2 maddesi gereğince yüklenilen vergilerin iadesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin 2006 yılında eğitim (ilköğretim, lise ve kolej) hizmetleri alanında faaliyette bulunmak üzere kurulduğu, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından şirketinize özel hesap dönemi (01.07.2008-30.06.2009) tayin edildiği, okul inşaatlarının yapıldığı ve 2008-2009 eğitim-öğretim döneminde faaliyete geçildiği, inşaat, tadilat, araç – gereç alımı vb. nedenlerle %18 oranında katma değer vergisine (KDV) tabi mal ve hizmet alımlarınız olduğu belirtilerek, indirimli orana tabi eğitim hizmeti vermeniz nedeniyle indirilemeyen KDV tutarlarınızın iadesini talep edip edemeyeceğiniz, iade talep edebilmeniz durumunda özel hesap dönemine tabi olmanız nedeniyle 2009-2010 özel hesap dönemi için en son hangi ay için verilecek KDV beyannamesi ile iade talep edebileceğiniz, düzeltme beyannamesi vererek geçmiş dönemler için iade talep edip edemeyeceğiniz, yüklenilen KDV hesaplanırken iade hesabına önceki dönemlerde yüklenilen ve indirim yoluyla giderilmeyen vergilerin ve amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) için ödenen vergilerin dahil edilip edilemeyeceği, genel giderler ve ATİK için ödenen vergilerin iadesinde bir oran sınırlaması bulunup bulunmadığı konularında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KDV Kanununun;

29/2 maddesinde, bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamının, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan KDV toplamından fazla olması halinde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği, ancak 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile maddede belirtilen diğer borçlarına mahsuben ödeneceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mahsuben iade edileceği,

29/3 maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

29/4 maddesinde, Maliye Bakanlığının vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili olduğu,

hüküm altına alınmıştır.

İndirimli oranda iade uygulamasının usul ve esasları 74, 76, 85, 96, 99, 101, 105 ve 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde belirlenmiştir.

99 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “Yılı İçinde Mahsup Edilemeyen Vergilerin İadesi” başlıklı (1.5) bölümünde, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsuben iade edilemeyen kısmının izleyen yıl içinde mükellefin isteğine bağlı olarak nakden veya mahsuben iade edilebileceği ve iade talebinin en erken izleyen yılın Ocak dönemine ait olup Şubat ayı içinde verilecek, en geç Kasım dönemine ait olup Aralık ayı içinde verilecek KDV beyannameleri ile yapılabileceği,

85 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “İndirimli Orana Tabi İşlemlerden Doğan İade Talepleri” başlıklı (A/4) bölümünde, ilgili yılın Ocak-Kasım arasındaki dönemlerde verilecek beyannamelerde iade hakkını kullanmayıp yüklendiği vergileri indirim konusu yapmayı tercih eden mükelleflerin, daha sonra düzeltme beyannameleri ile iade talebinde bulunmalarının söz konusu olmadığı,

96 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “İade Hakkını İndirim Yoluyla Kullanmak İsteyen Mükellefler” başlıklı (6) bölümünde, KDV alacağını indirim yoluyla giderme tercihinde bulunan mükelleflerin daha sonra bu tercihinden vazgeçerek nakden veya mahsuben iade talep etmeleri halinde aradaki dönemler için düzeltme beyannameleri vermeleri gerektiği, tercih değişikliğinin yapıldığı dönemde iade için istenilen belgelerin de beyannameye eklenmesi gerektiği,

Ancak, indirimli orana tabi işlemlerle ilgili KDV alacakları için süresinde iade talebinde bulunmayan mükelleflerin daha sonra düzeltme beyannameleri vererek iade talebinde bulunmalarının mümkün olmadığı, bu mükelleflerle ilgili olarak 85 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/4) bölümündeki açıklamalar esas alınarak işlem yapılacağı,

açıklamalarına yer verilmiştir.

24 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (E) bölümünde ise, faaliyetleri kısmen veya tamamen “iade hakkı doğuran işlem”lerden oluşan mükelleflerin iade kapsamına mal ve hizmet alışları yanında genel giderler ve amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) için ödenen vergilerin de dahil olduğu, ancak bir vergilendirme döneminde iade edilecek verginin, o dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait bedelin genel vergi oranı ile (%18) çarpılması sonucu bulunacak miktardan fazla olamayacağı belirtilmiştir.

Bu çerçevede, indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla iade edilecek vergi, o dönemde iade hakkı doğuran işlem bedelinin (%18 – %1=) %17 veya (%18 – %8=) %10 ile çarpılması sonucu hesaplanan tutardan fazla olamayacaktır. İade hesabına genel giderler ve ATİK lerden pay verilebilmesi, işlemin bünyesine doğrudan giren KDV tutarının azami iade edilebilir tutardan daha düşük olması halinde, eksik kalan kısım itibariyle mümkün olabilecektir.

Diğer taraftan, yüklenilen KDV lerin ait olduğu dönemde indirim konusu yapılması, indirilemeyen kısmın ise sonraki döneme devredilmesi, izleyen dönemlerde iade hakkı doğuran işlemler olması halinde önceki dönemlerden devreden bu vergilerden iade hakkı doğuran işlemlerin bünyesine girenlerin iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Buna göre,

1- 2008-2009 eğitim-öğretim döneminde faaliyete geçen Şirketinizin 2006-2007 yıllarında indirimli orana tabi işlemi bulunmadığından, 2008-2009 yıllarında da indirimli orana tabi işlemleriniz olmakla birlikte bu işlemlere ilişkin yüklendiğiniz ve indirim konusu yapamadığınız KDV için süresinde (en geç 2009 ve 2010 yılları Kasım dönemine ait olup Aralık ayı içinde verilen KDV beyanname ile)  talepte bulunmadığınızdan, yüklenilen bu vergilerin iadesi mümkün bulunmamaktadır.

Ayrıca, söz konusu KDV tutarları için süresinde iade talebinde bulunmayan şirketinizin daha sonra düzeltme beyannameleri vererek iade talebinde bulunması da söz konusu değildir.

2- 2010 yılında gerçekleşen indirimli orana tabi işlemleriniz nedeniyle yüklendiğiniz ve indirim konusu yapamadığınız KDV nin 2010 yılı için geçerli alt sınırı aşan kısmının yukarıda sayılan KDV Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yılı içinde mahsuben, 2011 yılı içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mahsuben iadesi mümkün bulunmaktadır.

3- İndirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iadesinin hesabında işlemin gerçekleştiği tarih itibariyle bu işlem nedeniyle yüklenilen ve indirim konusu yapılamayan KDV esas olduğundan, işlemin bünyesine doğrudan giren vergilerin azami iade edilebilir tutarı aşmaması halinde, eksik kalan kısım itibariyle genel yönetim giderleri ve ATİK nedeniyle yüklenilen (önceki dönemlerde yüklenilenler dahil) vergilerden pay verilebilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

BOLU VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı : B.07.4.DEF.0.14.10.00-KDV/600–10 16/04/2012
Konu : Katma Değer Vergisi İadesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketiniz ile … Ltd. Şti. arasında imzalanan “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” kapsamında … Ltd. Şti.nin aktifinde kayıtlı bulunan arsa üzerine şirketiniz tarafından inşaat yapılması ve arsa bedelinin kat karşılığı olarak ödenmesinin KDV uygulaması karşısındaki durumu konusunda  Defterdarlığımız görüşü istenilmektedir.

KDV Kanununun;

– 1/1 inci maddesinde;  ticari, sinai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu teşkil ettiği,

– 2/5 inci maddesinde; trampanın iki ayrı teslim hükmünde olduğu,

-17/4-r maddesinde; kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerinin KDV den istisna olduğu,

– 20/1 inci maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

– 27/1 inci maddesinde; bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu,

– 29/2 nci maddesinde; bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamının, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği, ancak 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup, teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen tutarların da izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden ya da mahsuben iade edileceği

hükme bağlanmıştır.

Arsa karşılığı inşaat işinde KDV uygulaması ile ilgili olarak  30 Seri No.lu KDV Tebliğinde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. Buna göre, arsa karşılığı inşaat işinde iki ayrı teslim söz konusudur. Bunlardan birincisi, arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi, ikincisi ise müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine verilen konut veya işyeri teslimidir.

Arsa sahibi tarafından müteaahhide yapılan arsa tesliminde; arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, konut ve işyeri karşılığı müteahhide yapılan bu arsa teslimi genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi tutulacak, arsa sahibinin, gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek şekilde, arızi bir faaliyet olarak arsasını daire veya işyeri karşılığında müteahhide tesliminde ise bu teslim ticari bir nitelik taşımadığından vergi uygulanmayacaktır.

Müteahhitin arsa sahibine konut ve işyeri teslimi ise KDV Kanununun 1/1 inci maddesi gereğince KDV ye tabi tutulacaktır.

Öte yandan KDV oranları; KDV Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Kararname ile, Kararname eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan teslim ve hizmetler için ise % 18 olarak tespit edilmiştir.

Söz konusu Kararnameye ekli I sayılı listenin 11 inci sırası uyarınca, net alanı 150 m2 ye kadar konut teslimlerine %1 oranında KDV uygulanacaktır.

Diğer taraftan, 60 Seri No.lu KDV Sirkülerinin 1.8. ve alt bölümlerinde de bu konuya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

  1. Arsa sahibi … Ltd. Şti. tarafından şirketinize yapılacak arsa teslimi,  konutların teslim edildiği tarih itibariyle söz konusu arsanın iki tam yıl (730 gün) süreyle şirketiniz aktifinde kayıtlı olması halinde Kanunun 17/4-r maddesi gereğince KDV den istisna tutulacak, bu şartın sağlanmaması halinde ise genel oranda KDV hesaplanacaktır.
  2. Şirketiniz tarafından arsasına karşılık olarak … Ltd. Şti.ye yapılacak teslimlerde; 150 m2 nin altındaki konutların teslimi %1, 150 m2 nin üstündeki konutlar ile alanına bakılmaksızın işyeri teslimleri %18 oranında KDV ye tabi tutulacaktır.
  3. 150 m2 nin altındaki indirimli orana tabi konut teslimlerinize ilişkin olarak yüklenilen KDV lerin, indirim yoluyla telafi edilememesi halinde KDV Kanununun 29/2 nci maddesi uyarınca ve Başkanlığımızca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde iadesi mümkün bulunmakta olup, varsa arsa için yüklenilen KDV de iade hesabına dahil edilebilecektir.
  4. Muhasebe kayıtlarınızın ise yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı : 39044742-YMM GENEL-1010 10/07/2013
Konu : Süresinde tam tasdik sözleşmesi olan mükellefin takip eden t. yılında başka bir YMM ile KDV iade sözleşmesi olması halinde iadenin hangi YMM tarafından düzenlenen rapora istinaden yapılacağı.

İlgi kayıtlı özelge talep formunda, … İnşaat Ltd. Şti. ünvanlı şirket ile firmanız arasında 2011 takvim yılını kapsayan Kurumlar Vergisi Tam Tasdik Sözleşmesinin süresinde imzalandığı, şirketin 2011 takvim yılında indirimli orana tabi konut teslimleri gerçekleştirdiği, 2011 yılına ilişkin bu teslimlerden dolayı yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV iadesinin 2012 yılında talep edildiğinden bahisle 2011 takvim yılında gerçekleşen bu teslimlerden doğan KDV iadesi için düzenlenecek KDV İadesi Tasdik Raporunun firma ile 2011 yılına ilişkin tam tasdik sözleşmesi bulunan  müşavirliğiniz haricinde başka bir YMM tarafından düzenlenip düzenlenmeyeceği konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

KDV Kanununun 29/2 nci maddesinde, indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan kısmının yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen tutarların da izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden ya da mahsuben iadesi imkânı getirilmiştir.

İndirimli oranda iade uygulamasına ilişkin olarak yayımlanan 74, 76, 82, 85, 99, 101, 105, 106, 111, 113, 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri 23/6/2012 tarih ve 28332 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 119 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile yürürlükten kaldırılmış indirimli oranda iade uygulamasının usul ve esasları yeniden düzenlenmiştir.

119 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “Yılı İçinde Mahsup Edilemeyen Vergilerin İadesi” başlıklı 5. bölümünde; ” İndirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsuben iade edilemeyen kısmı, izleyen yıl içinde mükellefin isteğine bağlı olarak nakden veya mahsuben iade edilebilecektir. İadenin mahsuben talep edilmesi durumunda mahsuben iade bu bölümdeki açıklamalara göre yerine getirilecektir.

İade talebi en erken izleyen yılın Ocak dönemine ait olup Şubat ayı içinde verilecek, en geç Kasım dönemine ait olup Aralık ayı içinde verilecek KDV beyannameleri ile yapılabilecektir. Üç aylık vergilendirme dönemine tabi olan mükelleflerde iade talebi en erken izleyen yılın ilk üç aylık, en geç üçüncü üç aylık vergilendirme dönemlerine ait beyannamelerle yapılabilecektir.” denilmektedir.

Öte yandan, 20 Sıra No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğinin A/I bölümünde; hangi döneme ait olursa olsun bu Tebliğin yayımını takip eden ikinci aybaşından başlamak üzere, 18 Sıra No.lu Genel Tebliğ hükümlerine göre yeminli mali müşavirlerle gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi ve eklerinin tasdikine (tam tasdik) ilişkin sözleşme düzenlemiş bulunan mükelleflerin katma değer vergisi iadelerini yeminli mali müşavir tasdik raporuna istinaden talep etmeleri halinde bu iadelere ait işlemlerin, tam tasdik sözleşmesi tanzim edilen yeminli mali müşavirler tarafından yerine getirileceği belirtilmiştir.

29 Sıra No.lu SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliğinin III/3. bölümünde ise; yeminli mali müşavirlerle süresinde tam tasdik sözleşmesi düzenleyen mükelleflerin KDV iade taleplerinin bu yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen tasdik raporlarına dayanılarak yerine getirilmekte olduğu, bu mükelleflerin varsa tam tasdik sözleşmesinin düzenlendiği yıldan önceki dönemlere ilişkin KDV iadelerinin de anılan yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen tasdik raporları ile yapılabileceği, önceki yıllarda mükellefin bir başka yeminli mali müşavir ile süresinde tam tasdik sözleşme düzenlemiş olması ve tasdik raporunun yazılarak süresinde vergi dairesine verilmiş olması kaydıyla (rapor teslim süresinin henüz dolmadığı durumlarda bu şart aranmayacaktır.) o döneme ilişkin iade raporlarının anılan yeminli mali müşavir tarafından düzenlenmesinin de mümkün olduğu açıklanmıştır.

11 Sıra No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğinde; “Mükellefin ilgili dönem hesapları vergi incelemesi tamamlanmadan, inceleme dönemi ve inceleme kapsamındaki konularla ilgili olarak yeminli mali müşavirlik tasdik sözleşmesi ve tasdik raporu düzenlenmeyecektir.” ifadesine yer verilmiştir.

Diğer taraftan, Yönetim Bilgi Sisteminde yapılan mükellef bazında YMM sözleşme bilgileri sorgulamasında mükellefin 2011 yılında müşavirliğiniz ile süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi, 2012 yılında ise başka bir YMM ile süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesinin bulunduğu görülmüştür.          

Bu itibarla indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsuben iade edilemeyen kısmı, izleyen yıl içinde mükellefin isteğine bağlı olarak, nakden veya mahsuben iade edilebileceğinden, … İnşaat Ltd.Şti. nin 2011 yılında gerçekleşen indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklendiği ve izleyen yıl içinde (2012/Ocak-Kasım) talep ettiği iade alacağına ilişkin KDV iadesi tasdik raporu, firma ile 2011 yılına ilişkin süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan müşavirliğiniz tarafından düzenlenebileceği gibi cari dönemde (2012) firma ile süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan başka bir YMM tarafından da düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, indirimli orana tabi işlemlere ilişkin iade talebinde bulunan mükellefle ilgili vergi incelenmesinin talep edildiği durumlarda söz konusu mükellefin ilgili dönem hesapları vergi incelemesi tamamlanmadan, inceleme dönemi ve inceleme kapsamındaki konularla ilgili olarak yeminli mali müşavirlik tasdik sözleşmesi ve tasdik raporu düzenlenmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı : 84412373-130[29-2012/4191]-79 23/08/2013
Konu : İçme suyu ve atık suların uzaklaştırılması ile ilgili her türlü harcamaların indirim ve iade konusu yapılması.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, indirimli orana tabi içme suyu teslimleri ile su aboneleri tarafından kullanılarak kanalizasyon şebekesine bırakılan kirletilmiş suyun şehir bölgesinden uzaklaştırılması hizmetlerine ilişkin olarak yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV nin iadesi hesabına yağmur sularının şehir bölgesinden uzaklaştırılması için oluşturulan drenaj kanallarının yapımı nedeniyle hesaplanan KDV nin dahil edilip edilemeyeceğinin bildirilmesi istenmektedir.

KDV Kanununun 29/2 nci maddesi ile Kanunun 28 inci maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin yılı içinde mahsuben, izleyen yılı içerisinde de mükellefin talebi doğrultusunda nakden veya mahsuben iadesinde imkan tanınmıştır.

Bu çerçevede, indirimli orana tabi işlemler nedeniyle yüklenilen vergiler için iade talebinde bulunulabilmesi verginin konusuna giren ve KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye istinaden KDV oranı Bakanlar Kurulu tarafından indirilen bir işlemin varlığına bağlıdır.

Dolayısıyla, verginin konusuna girmeyen ya da genel oranda KDV ye tabi bulunan bir işlemle ilgili olarak yüklenilen vergilerin, KDV Kanununun 29/2 maddesi kapsamında iadesinin talep edilmesi söz konusu değildir.

Öte yandan, iade uygulamasına i1işkin açıklamalara 74, 76, 85, 99, 101, 105, 106, 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde (23/6/2012 tarih ye 28332 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe giren ve söz konusu Tebliğleri ve/veya ilgili bölümlerini yürürlükten kaldıran 119 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde) yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hüküm ve ilgili tebliğlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde, KDV Kanununun 29/2 nci maddesine göre iadesi gereken KDV nin hesabına genel yönetim giderleri ile ATİK nedeniyle yüklenilen vergilerden pay verilmesi mümkündür.

Ancak, şehir içindeki yağışların yüzey ve yüzey altı akışa dönüşmesi sonucu oluşan yağmur sularının şehir bölgesinden uzaklaştırılması verginin konusuna giren bir işlem olmayıp beledi nitelikte bir faaliyet olduğundan bu amaçla oluşturulan drenaj kanallarının yapımı nedeniyle yüklenilen vergilerin, indirimli orana tabi içme suyu teslimleri ile su aboneleri tarafından kullanılarak kanalizasyon şebekesine bırakılan kirletilmiş suyun şehir bölgesinden uzaklaştırılması hizmetlerine ilişkin olarak iadesi talep edilen tutara dahil edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

[1] Eski tarihli KDV Genel Tebliğine yapılan atıfların, uygun olduğu ölçüde 1 seri no’lu KDV Uygulama Genel Tebliğine uygunluk durumuan göre dikkate almanızı öneririz.

[2] 2017 yılında yapılan değişiklikleri de dikkate almanızı öneririz.

Exit mobile version