İş Kazası Tanımı Sorumluluklar
Murat TEKİN
Mali Genel Müdür Yardımcısı
MEB İLKSAN
[email protected]
İş kazası;
Sanayileşme sonrasında makinelerin iş yerlerinde çoğunlukla kullanılması iş kazası oranını ciddi şekilde arttırmıştır. Artan kazalar, kavram olarak iş kazasını 19. Yüzyılda ortaya çıkarmıştır. Sosyal devlet kavramı bu alandaki çalışmaları arttırmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında iş kazası;
“a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay” olarak hüküm altına alınmıştır.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre iş kazası, İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, “çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan” olayı ifade etmektedir. (Md.8/4)
Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından yapılan çalışmalara göre iş kazaları ve meslek hastalıklarından kaynaklanan ekonomik kayıp ülkelerin gayri safi hâsılanın %4’ü olarak tahmin edilmektedir. İstatistiklere göre bugün dünyada yaklaşık 3 milyar işgücü var ve her gün yaklaşık 1 milyon iş kazası gerçekleşiyor. SGK verilerine göre 1992 – 2011 yılları arasında iş kazası ya da meslek hastalığı sebeplerinden hayatını kaybeden çalışan sayısı 24.607’dir.
İş kazasında işverenin sorumlulukları
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 76. Maddesinde işverenin kaza durumunda sorumluluğu; “İşveren, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür.” şeklinde açıklanmıştır. “Bu kapsamda işveren, kaza geçiren çalışana en kısa sürede bir sağlık ekibi tarafından acil müdahale yapılmasını sağlamalıdır”. Bu, sağlık ekiplerinin işyerine gelmesini sağlamak veya en uygun şekilde bir sağlık kuruluşuna kaza geçiren personeli ulaştırmak şeklinde olabilir.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda işverenin diğer bir yükümlülüğü olan bildirim yükümlülüğüne değinilmiştir. İşverenin iş kazasından sonraki üç gün içerisinde durumu Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmesi gerekliliği kanunla düzenlenmiştir. İşyeri, 3 iş günü içinde iş kazası bildirimi yapmadığı takdirde idari para cezası ile karşılaşacaktır. Bu ceza tutarı ise, 2018 yılında 26/1-e ceza maddesi kapsamında;
- 10 dan az çalışanı olan işyerlerinde tehlike derecesine göre en yüksek 4.639,00 TL, –
- 10-49 çalışanı olan işyerlerinde 6.186,00 TL,
- 50 – + çalışanı olan işyerlerinde 9.279,00 TL şeklinde belirlenmiştir. Ancak, bu süre iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
İş kazası sonucu iş göremezlik ücreti SGK tarafından ödenirken bildirimi 3 gün içinde tamamlamayan işveren bildirim süresine kadar geçen iş göremezlik ücretini ödemekle yükümlü olacaktır. Bu yükümlülükler;
- İşverenler, iş kazası geçiren personelin her türlü sağlık harcamasını karşılamak durumundadır. Ancak iş kazası nedeniyle fatura karşılığı yapılan harcamalar Sosyal Güvenlik Kurumundan tahsil edilebilir.
- İş kazaları sonrasında işveren kazaların nedenlerini araştırmak ve diğer kazalar için önlem almak amacıyla iş kazası kayıtları oluşturmalı ve saklamalıdır.
- SGK, işçiye ve hak sahiplerine yaptığı ödemeleri, işçiyi gözetme borcunu kusuruyla yerine getirmeyen işverene rücu edebilir.
Kazalardan dolayı işverenin sorumluluğu üç halde sınırlandırılabilir:
Mücbir sebep
Bu husus, sorumlunun faaliyet ve işletmesi dışında oluşan kesin ve kaçınılmaz olarak olayın meydana gelmesini etkileyen o an için karşı konulması mümkün olmayan olaylardır. İşverenin olayın meydana gelmesinde veya sonuçlarının azaltılmasında bir kusurunun olmaması esastır.
Zarar görenin ağır kusuru
Neden sonuç ilişkisinin kesilmesine çalışanın kendi davranışı sebep olmuş ve illiyet bağını tam kesmiş ise ağır kusurdan söz edilebilir. Çalışan işin ifası sırasında kendisinden beklenen en temel basit ve olağan özeni göstermemiş ise onun bu davranışı işverenin sorumluluğunun kalkmasına teşkil eder. Çalışanın kusurlu davranışının illiyet bağını tam kesmediği halde ise ortak neden-sonuç ilişkisinden bahsedilerek birlikte kusur ve tazminat indirimi bir olasılık olarak gündeme gelebilir.
Üçüncü şahsın ağır kusuru
Üçüncü şahsın ağır kusuru neden-sonuç bağını kesebilecek yoğunlukta ise işverenin sorumluluğu kalkar. Zira bu durumda işverenin işletme tehlikelerine karşı önlem alma borcu geri plana itilmekte ve üçüncü şahsın ağır kusuru zararı doğuran sebep olmaktadır.
İş kazasında işçinin hakları
İş kazası nedeniyle işe devam edemeyen çalışanlar iş göremezlik ödeneği almaya hak kazanırlar. Bu kapsamda;
1) Yatarak tedavilerde günlük kazancın yarısı tutarında, ayakta tedavilerde ise günlük kazancın 2/3’ ü tutarında ödenek verilmektedir. Ancak SGK, zarara uğrayan işçinin veya desteğinden yoksun kalanların manevi zararlarını karşılayacak herhangi bir ödeme yapmaz. İşçi veya destekten yoksun kalan yakınları, SGK tarafından karşılanmayan zararları için işverene başvurma hakkına sahiptir.
2) İş kazası sonrası ölümlerde, geride kalan hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının bir gün bile sigortasının olması yeterli. Dahası, sigortalının işe girişi yapılmamış olsa bile geçirilen kaza sonrasında SGK durumu sorgulayarak sigortalının o iş yerinde çalıştığını tespit ederse, geride kalanlara yine ölüm geliri bağlanır. Ölümlü iş kazası meydana gelirse işçinin (sigortalının) hak sahiplerine gelir bağlanması, gelir bağlanmış kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi, yine ölümlü iş kazası nedeniyle cenaze ödeneği verilmesi işçinin iş kazası sonrası edindiği diğer haklardandır.
3) İş kazası gerçekleşmesi durumunda şayet işçinin yaralanması ya da ölmesi söz konusu olduysa öncelikle ceza davası açılır. Ceza davası Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk kuvvetleri tarafından başlatılan soruşturma sonucunda açılır ve işçinin bu davadan vazgeçmek gibi bir hakkı yoktur.
4) Bununla birlikte iş kazasının gerçekleşmesi durumunda işçi maddi ve manevi tazminat talep etmek için tazminat davası da açabilir. Bu davaların açılması işçinin inisiyatifindedir. İş kazası sonucunda işçinin açabileceği üç çeşit tazminat davası vardır. Bunlar;
- maddi tazminat davası,
- manevi tazminat davası
- destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır.