Yeniden Yapılandırma Birinci Bölüm
TBMM Genel Kurulunda, “Vergi ve prim borçlarının yapılandırılması, emeklilere dini bayramlar öncesi ikramiye ödenmesi, imar barışı, üniversitelerden kaydı silinenlere af” gibi düzenlemeleri de içeren kanun tasarısının 12 maddeden oluşan birinci bölümü kabul edildi.
Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’nın, birinci bölümünün görüşmeleri tamamlandı.
Kabul edilen maddelere göre, yapılandırmaya konu alacaklar; alacaklı idare, alacak türü ve alacağın dönemi itibarıyla belirleniyor.
Yapılandırmaya konu alacakların ait olduğu idareler; Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, il özel idareleri, belediyeler, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) olarak düzenleniyor.
Milyonlarca vatandaşın; vergi ve vergi cezaları, bazı idari para cezaları, ecrimisil ile öğrenim ve katkı kredisi gibi bazı kamu alacakları, gümrük vergileri ve bu vergiye ilişkin idari para cezaları, sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz, gecikme cezası gibi fer’i alacakları yeniden yapılandırılıyor.
Yapılandırmaya konu alacaklar, 31 Mart 2018 tarihi esas alınarak tespit ediliyor.
İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar ile kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların beyanına ilişkin düzenleme de tasarıda düzenleniyor.
Yeniden yapılandırılacak borçlar ve konuları şöyle:
“- Vergi Usul Kanunu kapsamına giren; 31 Mart 2018 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi ve vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,
– 31 Mart 2018’den önce Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, Milletvekili Seçimi Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Askerlik Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları,
– Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen, ilgili kanun kapsamında olup tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan asli ve fer’i amme alacakları,
– İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar ile kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların beyanı,
– 31 Mart 2018 tarihinden önce Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları,
– Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen ancak ödenmemiş olan 2018 yılı mart ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları; isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile gecikme cezası; 31 Mart 2018 tarihine kadar bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve zammı alacakları; damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları; il özel idarelerinin takip ettiği, ödenmemiş asli ve fer’i amme alacakları.”
Tasarıyla, belediyelerin borçları da yapılandırılıyor.
Belediyelerin; 31 Mart 2018 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi ve gecikme cezaları ile faizleri; düzenlemenin yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarıyla bunlara bağlı fer’i alacakları ile büyükşehir belediyelerinin katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları yapılandırma kapsamında bulunuyor.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin ödenmemiş su ve atık su bedeli alacakları ile gecikme faizi ve gecikme zammı alacakları; Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının, vadesi 31 Mart 2018 tarihinden önce olduğu halde, bu düzenlemenin yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ile buna bağlı fer’i alacakları yapılandırılacak.
Tasarıyla, Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, il özel idareleri, belediyeler ve YİKOB’a bağlı tahsil dairelerince takip edilen kesinleşmiş alacaklara ilişkin düzenleme yapılıyor.
Düzenlemenin yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan; vergiler ve vergi cezaları, bazı idari para cezaları, gümrük vergileri ve idari para cezaları ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, gecikme cezası gibi fer’i alacaklar yapılandırılacak.
İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden alacaklar da kesinleşmiş alacak olarak yapılandırılıyor.
Ödenecek Motorlu Taşıtlar Vergisi taksit ödeme süresince fenni muayene izni verilecek.
Bu düzenlemenin yayımı tarihi itibarıyla, yargı kararıyla kesinleştiği halde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar da yapılandırılacak. Bu hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacak.
Vatandaşların bu düzenlemelerden yararlanmak istemeleri halinde, belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şartı da aranacak.
Tasarıyla, kesinleşmemiş veya dava aşamasındaki amme alacaklar da yapılandırılıyor.
İlk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan vergi tarhiyatları ve gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar ile istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf, itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar, yapılandırma kapsamına alınıyor.
İdari para cezalarından ihtilaflı olanlar da yeniden yapılandırma kapsamında bulunuyor.
Kanun çerçevesinde borçları yapılandırılan borçluların, maddelerde öngörülen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisini, kurum (stopaj) vergisini, katma değer vergisini ve özel tüketim vergisini süresinde ödeme zorunluluğu getiriliyor. Bu vergi türlerinin, çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödenmemesi halinde düzenlemeden yararlanılamayacak.
Bu düzenlemelerden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şart olacak.
Düzenlemeden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan, ilk tarhiyata göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilecek.
Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine devam edilecek. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergiler de yapılandırma kapsamına alınacak.
Kabul edilen maddelere göre, düzenlemenin kapsadığı dönemlere ilişkin olarak yayımı tarihinden önce başlanıldığı halde tamamlanmamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edilerek, bu safhada bulunan alacaklarda kanun kapsamına alınıyor.
Kanun kapsamında yapılan gümrük incelemeleri ile ek tahakkuk işlemlerine devam edilecek.
Mükellefler, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarını artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık Gelir ve Kurumlar Vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat çıkarılmayacak.
Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri, vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde, ihtirazi kayıtla verilenler dahil, vergiye esas alınan matrahlarını, kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar, 2013 takvim yılı için yüzde 35; 2014 takvim yılı için yüzde 30; 2015 takvim yılı için yüzde 25; 2016 takvim yılı için yüzde 20, 2017 takvim yılı için yüzde 15’ten az olmamak üzere artıracak.
Gelir Vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak verdikleri Gelir Vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile artırdıkları matrahlar, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için 2013 takvim yılı için 12 bin 279 liradan, 2014 takvim yılı için 12 bin 783 liradan, 2015 takvim yılı için 13 bin 558 liradan, 2016 takvim yılı için 14 bin 424 liradan, 2017 takvim yılı için 16 bin 350 liradan az olamayacak.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için ise söz konusu matrahların 2013 takvim yılı için 18 bin 95 liradan, 2014 takvim yılı için 19 bin 155 liradan, 2015 takvim yılı için 20 bin 344 liradan, 2016 takvim yılı için 21 bin 636 liradan, 2017 takvim yılı için 24 bin 525 liradan az olamayacağı hükmü getiriliyor.
Matrah ve vergi artırımında bulunmak isteyen mükelleflerin, tahakkuk eden vergilerini öngörülen süre ve şekilde ödemeleri gerekecek.
Geliri, sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançtan oluşan mükellefler için vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla 1/10’undan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için 1/5’inden, geliri bunlar dışında kalan diğer Gelir Vergisi mükellefleri için ise işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan az olamayacak.
Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak verdikleri beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile artırdıkları matrahlar, 2013 takvim yılı için 36 bin 190 liradan, 2014 takvim yılı için 38 bin 323 liradan, 2015 takvim yılı için 40 bin 701 liradan, 2016 takvim yılı için 43 bin 260 liradan, 2017 takvim yılı için 49 bin 37 liradan az olamayacak. Artırılan matrahlar, yüzde 20 oranında vergilendirilecek ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmayacak.
Ancak Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş olmaları şartıyla artırılan matrahları yüzde 15 oranında vergilendirilecek.
Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olmaları halinde, bu yıllara ilişkin olarak vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarını, bu kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar, asgari matrahın yüzde 50’sinden az olmamak kaydıyla beyan etmeleri şartı getiriliyor. Buna göre artırılan matrahlar üzerinden yüzde 15 vergi hesaplanacak.
Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların yüzde 50’si, 2018 ve izleyen yılların karlarından mahsup edilmeyecek.
Hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2013 yılı için yüzde 6; 2014 yılı için yüzde 5; 2015 yılı için yüzde 4; 2016 yılı için yüzde 3 ve 2017 yılı için yüzde 2’den az olmamak üzere hesaplanacak Gelir Vergisi’ni, kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar artıracak.
Mükellefler, katma değer vergisini artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacak.
KDV mükellefleri, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki, ihtirazi kayıtla verilenler dahil, hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2013 yılı için yüzde 3,5; 2014 yılı için yüzde 3; 2015 yılı için yüzde 2,5; 2016 yılı için yüzde 2 ve 2017 yılı için yüzde 1,5’ten az olmamak üzere belirlenecek KDV’yi, vergi artırımı olarak kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan edecek.
Tecil-terkin uygulamasından yararlanan mükellefler için artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülecek.
Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması halinde, ilgili yıl için Gelir veya Kurumlar Vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden yüzde 18 KDV artırımında bulunmak suretiyle düzenlemeden yararlanılacak.
Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve KDV beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmayacak.
Mükelleflerin matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle Vergi Usul Kanunu’nun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmayacak.
Matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılacak ve tahsil edilecek.
Her bir dönem için ayrı ayrı 10 liraya kadar yapılan eksik ödemeler dikkate alınmayacak.
Defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiilleri nedeniyle vergi incelemesi devam edenler ile terör suçundan hüküm giyenler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler, artırım hükümlerinden yararlanamayacak.
İşletmelerde olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında düzenleme yapılıyor.
Buna göre, adi, kollektif ve adi komandit şirketler dahil Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri; işletmelerinde bulunduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince ya da bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile düzenlemenin yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilecekler.
Bildirime dahil edilen kıymetler için amortisman ayrılmayacak.
Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilecek ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman olarak kabul edilecek.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydedecek. Beyan edilen; genel orana tabi makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden yüzde 10’u, indirimli orana tabi diğer makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak KDV hesaplanacak ve ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde ödenecek.
Bu kapsamda beyan edilerek makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi faaliyetleri üzerinden hesaplanan vergiden indirilmesi mümkün olmayacak.
Ancak emtia üzerinden ödenen KDV, hesaplanan KDV’den indirilebilecek. Ayrıca özel tüketim vergisine tabi malları öngörülen düzenleme kapsamında beyan eden ve bu mallara ilişkin alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin, beyan tarihindeki miktar ve emsal bedel üzerinden hesaplanan özel tüketim vergilerini de KDV’ye ilişkin beyanname verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek ödemesi sağlanacak.
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin kayıtlarının daha sağlıklı hale getirilebilmesi için kayıtlarında yer aldığı halde gerçekte mevcut olmayan malların fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilmelerine imkan sağlanacak.
Faturalı olarak alınıp kayıtlara geçen ancak belge düzenlenmeksizin satılan malların halen stokta gözükmesi nedeniyle oluşan gerçek dışılık, fatura düzenlenerek kayıt ve beyanlara hasılat olarak intikal ettirilmesi sağlanarak düzeltilecek.
Gayrisafi kar oranının, cari yıl kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde, mükellefin bağlı olduğu meslek odasının belirleyeceği oran esas alınacak.
Bu düzenlemenin uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik ceza ve faiz uygulaması yapılmayacak. Yasal kayıtlara intikal ettirilen tutarlar, cari yıl Gelir Vergisi veya Kurumlar Vergisi matrahının hesabında dikkate alınacak. Ayrıca, bu tutarlar ilgili dönem KDV beyannamesinde beyan edilecek.
Eczaneler, stoklarında kayıtlı yer aldığı halde fiilen bulunmayan ilaçları, düzenlemenin yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar maliyet bedeli üzerinden fatura düzenlemek suretiyle kayıtlarından çıkarabilecekler.
Bilanço esasına göre defter tutan Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, 31 Aralık 2017 tarihi itibarıyla bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları, ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını, düzenlemenin yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilmeleri sağlanacak. Bu kapsamda beyan edilen tutarlar üzerinden yüzde 3 vergi hesaplanarak beyanname verme süresi içinde ödenecek.
Tasarıyla, kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarında da düzenlemeye gidiliyor.
Buna göre, 2018 yılı mart ayı ve önceki aylara ilişkin olup tahakkuk ettiği halde ödenmemiş sigorta primi, emeklilik keseneği, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi, Damga Vergisi, Özel İşlem Vergisi, eğitime katkı payı belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.
31 Mart 2018 tarihine kadar, bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin düzenlemenin yayımı tarihinden önce tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği halde ödenmemiş olan sigorta primi asılları ile gecikme cezası ve gecikme zammına ilişkin hesaplanacak tutarın ödenmesi durumunda, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammının tahsili yapılamayacak.
Tasarıyla, 31 Mart 2018 tarihinden önce ödenmemiş idari para cezası asıllarının yüzde 50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden düzenlemenin yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan yüzde 50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.
Düzenleme kapsamına giren alacakların; asıllarının düzenlemenin yayımı tarihinden önce ödenmiş olmasına rağmen, fer’ilerinin bu düzenlemenin yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer’i alacağın yüzde 40’ının kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, kalan yüzde 60’ının tahsilinden vazgeçilecek.
Sigortalıların bu düzenleme kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları halinde, yapılandırılan borç haricinde 60 günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya 60 günden fazla prim ve prime ilişkin borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları ve yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılacaklar.
Genel sağlık sigortası tescili yapılmış olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan, düzenlemenin yayımı tarihinden 30 Kasım 2018’e kadar gelir testine başvuran kişilerin genel sağlık sigortası primleri, gelir testi sonucuna göre ilk tescil başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek.
2018 yılı nisan ayı ve önceki aylara ilişkin olup düzenlemenin yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği halde ödenmemiş prim borçlarının 31 Aralık 2018’e kadar ödenmesi halinde gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek.
Düzenlemenin yayımı tarihinden önce Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu bulunanlar, bu kanunda belirtilen şartları taşımaları halinde, düzenlemenin yayımı tarihinden önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın 31 Aralık 2018’e kadar sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılacaklar.
BAĞ-KUR sigortalılarının muhtelif kanunlarla durdurulan sigortalılık süreleri nedeniyle ödemedikleri prim borçlarını ödeme imkanı sağlanıyor.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre tescilleri yapılan ve ilgili kanunlara göre sigortalılık süreleri durdurulanlar da yapılandırma kapsamına alınacak.
31 Mart 2018’den önce tespit edilen fiillere ilişkin idari para cezalarından kesinleşmemiş olanlar ile düzenlemenin yayımı tarihinde sonra tebliğ edilecek olanlara yapılandırma imkanı getiriliyor.
Söz konusu hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlular, maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmayacak, açılmış davalardan vazgeçecek ve kanun yollarına başvurmayacak.
Ayrıca bu hükümlerden yararlanmak üzere başvuruda bulanan borçlular, taksit ödeme süresince tahakkuk eden sigorta primlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde, yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybedecek.
Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, 30 Kasım 2018 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler.
Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının, 12 maddenin yer aldığı birinci bölümünün görüşmeleri tamamlandı.
Kabul edilen maddelere göre, kanunun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvurmaları, Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, il özel idarelerine, belediyelere ve YİKOB’lara bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini bu kanunun yayımı tarihini izleyen dördüncü aydan, Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksitini kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami 18 eşit taksitte ödemeleri gerekiyor.
Taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde bu süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda bitecek.
Hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler halinde ödenebilecek.
Hesaplanan tutarın tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak ödenmesi halinde katsayı uygulanmayacak ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların yüzde 90’ının tahsilinden vazgeçilecek.
Yapılandırılan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan yüzde 50 indirim yapılacak.
Hesaplanan tutarın tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde ise Yİ-ÜFE tutarında yüzde 50 indirim yapılacak. Ayrıca, kanun kapsamında olan idari para cezalarının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde idari para cezalarından yüzde 25, ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödeme yapılması durumunda ise yüzde 12,5 indirim yapılacak.
Yapılandırılan borçların taksitler halinde ödenmek istenmesi durumunda, söz konusu borçlar, belirlenen katsayılara göre artırılmış olarak ödenecek.
Azami süreler aşılmamak kaydıyla yapılandırılan borçlar 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödenebilecek. Borçlular, ödeme seçeneklerinden birini başvuru esnasında tercih edecek. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılması mümkün olmadığı halde daha kısa sürede ödeme yapılması ise mümkün olacak. Bu takdirde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilecek.
Tasarıyla, il özel idareleri, belediyeler ve spor kulüplerine yönelik farklı taksit seçenekleri de düzenleniyor.
Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarlar, il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer aylık dönemler halinde azami 36 eşit taksitte ödenebilecek.
Belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğine haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken tutarlar, belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından, İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’da yer alan yüzde 40 oranı dikkate alınmaksızın aylık dönemler halinde azami 144 eşit taksitte tahsil edilecek.
Bu kapsamda yapılacak kesinti tutarı her hal ve takdirde bu idareler adına genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan payların aylık tutarının yüzde 50’sini aşamayacak.
Tasarıda, taksitle yapılacak ödemelerde belirlenen tutara uygulanacak katsayılar da yer alıyor.
Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine kanun kapsamında ödenecek olan alacakların kredi kartı ile ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler halinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınıp ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilecek.
Ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak ve geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu kanun hükümlerinden yararlanılacak.
Yapılandırmadan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, bu kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı hesaplanmayacak.
Ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacak ve buna isabet eden teminatlar iade edilecek.
Ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi halinde alacaklı tahsil dairesince satılabilecek. Bu talep, ödenmesi gereken tutarların ödenmesine engel teşkil etmeyecek.
Kanundan, yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken borçluların, bu kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri gerekiyor.
Borçlular tarafından davadan vazgeçilmesi halinde idarece de ihtilaflar sürdürülmeyecek.
Tasarıyla, İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun ve Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümlerine göre yapılandırılan ve bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödemesi devam eden tutarların erken ödenmesini teşvik için Yİ-ÜFE tutarında indirim yapılıyor.
Buna göre, adı geçen kanun hükümlerine göre yapılandırılan ve bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla anılan kanunlar kapsamında ödemeleri devam eden alacaklardan kalan taksitlerinin tamamının, hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak ödenmesi halinde kalan taksit toplamı içinde yer alan Yİ-ÜFE tutarlarının yüzde 90’ının tahsilinden vazgeçilecek.
Bu takdirde, anılan kanunlar kapsamında ödenen taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli sayılacak ve herhangi bir katsayı düzeltmesi yapılmayarak, ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı tutarlarının tahsilinden vazgeçilmesi öngörülüyor.
Tasarı, Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerince takip edilen küçük tutarlı alacakların tahsilinden vazgeçilmesini de kapsıyor.
Buna göre, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi 31 Aralık 2013 tarihinden önce olduğu halde bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren her bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 100 lirayı aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 200 lirayı aşmayanların tahsilinden vazgeçiliyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi 31 Aralık 2013 tarihinden önce olduğu halde bu kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında gümrük idarelerince takibi gereken her bir alacağın; türü, yükümlülüğü, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 100 lirayı aşmayan asli alacakların, idari para cezalarında 150 lirayı aşmayanların ve tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklarda toplamı 200 lirayı aşmayanların tahsilinden vazgeçilmesi de tasarıda yer alıyor.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun kapsamından çıkarılan iş yerlerine ilişkin olup iş yerine ait borcun tamamının ödeme süresi 31 Aralık 2015 veya önceki bir tarihe ilişkin olduğu halde ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası asılları toplamı 100 lirayı aşmayan alacaklar ile tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’ilerinin ve aslı ödenmiş olan fer’i alacaklardan tutarı 200 lirayı aşmayanların tahsilinden de vazgeçiliyor.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuata göre sosyal güvenlik destek primi ödemesi gereken sigortalıların bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan sosyal güvenlik destek primi borçları ve bu borca bağlı gecikme cezası, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar terkin edilecek.
Tasarıyla, Sosyal Güvenlik Kurumunun iş kazası, meslek hastalıkları gibi sebeplerle işverene rücu edilen alacakları ile emekli aylıklarından yersiz ödenenlerden kaynaklı alacaklarının yapılandırılması da düzenleniyor.
6552, 6736 ve 7020 sayılı yeniden yapılandırma kanunları kapsamında ödemelerine devam edenlere, bu kanun kapsamında ilk iki taksit ödeme süresi içinde, taksitlerin tamamını ödemeleri durumunda da Yİ-ÜFE tutarının yüzde 50 oranında indirim yapılacak.
Önceki yapılandırmalarda bir takvim yılı içinde, kanundan yararlanma hakkını kaybetmeyecek şekilde 2 taksiti yatırmama hakkını kullanmış olanlar, bu taksitlerini, yapılandırmanın son taksiti izleyen aylarda ödeyebilecekler.
2018 yılına münhasır, cari dönem ödeme şartına yönelik hükümler kapsamında ödenmesi gereken borçlara ilişkin bir yılda iki defa süresinde ödenmeme hakkı 2018 yılında yeniden başlatılacak.
TOBB üye aidatları da yapılandırma kapsamına alındı.
Tasarıyla, yapılandırılan ve düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödemesi devam eden tutarların erken ödenmesi halinde Yİ-ÜFE tutarında indirime gidilmesi öngörülüyor.
Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerince takip edilen küçük tutarlı alacakların tahsilinden vazgeçiliyor.
Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen, vadesi 31 Aralık 2013’ten önce olduğu halde ödenmeyen, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu kapsamına giren her bir alacağın tutarı 100 lirasını aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 200 lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilecek.
Ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezasında ise tarih 31 Aralık 2015 veya önceki döneme ait olma şartı aranacak.
Emekli olduktan sonra vergi mükellefiyeti tesis ettirerek çalışmaya devam edenler, ödemeleri gereken sosyal güvenlik destek prim borçlarını ödemeyecek.
Tasarıyla, iş kazası, meslek hastalıkları gibi nedenlerle Sosyal Güvenlik Kurumunun işverene rücu edilen alacakları yeniden yapılandırılıyor. İş kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu tasarının yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar, belirtilen süre ve şekilde ödenirse bu borçlara uygulanan kanuni faiz tahsil edilmeyecek.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fazla veya yersiz ödendiği tespit edilen emekli aylıklarıyla ilgili alacaklar da yapılandırılacak. Belirtilen şartlarda yapılan ödemeyle bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilecek.
Meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine olan birlik payı borçları da yapılandırıldı.
Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarıyla taşınmazlar ve tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların yurt dışında elde ettikleri kazançlar hakkında düzenlemeye gidiliyor.
Buna göre, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, 30 Kasım 2018 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak yüzde 2 oranında hesapladıkları vergiyi, 31 Aralık 2018 tarihine kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödeyecek.
Bu kapsamdaki varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30 Kasım 2018 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecek.
Bu taktirde defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın düzenlemedeki hükümlerden yararlanılacak.
Yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirmek suretiyle karşılanmış olması halinde söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla düzenlemeden yararlanılacak.
Defter tutan mükellefler düzenleme kapsamında Türkiye’ye getirilen varlıklarını dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dahil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilecekler.
Gelir veya Kurumlar Vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30 Kasım 2018 tarihine kadar vergi dairelerine beyan edilecek. Beyan edilen söz konusu varlıklar 30 Kasım 2018 tarihine kadar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni deftere kaydedilebilecek.
Bu taktirde söz konusu varlıklar, vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecek.
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden yüzde 2 oranında vergi tarh edilecek ve bu vergi 31 Aralık 2018 tarihine kadar ödenecek. Bu kapsamda ödenen vergi hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecek. Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar Gelir veya Kurumlar Vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim kabul edilemeyecek.
31 Temmuz 2018 tarihine kadar banka veya aracı kuruma bildirilerek Türkiye’ye getirilen, düzenleme kapsamında işleme tabi tutulan varlıklar ile aynı tarihe kadar vergi dairelerine beyan edilerek kanuni defterlere kaydedilen varlıklara ilişkin olarak yüzde 2 oranındaki vergi alınmayacak.
Düzenleme kapsamında bildirim veya beyana konu edilen varlıklar nedeniyle şartların yerine getirilmesi kaydıyla hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.
Düzenlemeyle, tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların yurt dışında elde ettikleri bazı kazançların Türkiye’ye getirilmesine istisna tanınıyor. Ayrıca düzenlemenin uygulamasına ilişkin Bakanlar Kurulu ile Maliye Bakanlığı’na yetki veriliyor.
Mücbir sebep hali sona eren, deprem felaketine maruz kalan Van, Ağrı’nın Patnos ve Bitlis’in Adilcevaz ilçelerindeki mükelleflerin, beyanname ve bildirim verme süresi 31 Ağustos 2018 tarihine uzatılacak. Ödeme tutarları yeniden taksitlendirilerek 60 aylık ödeme süresi tanınacak.
Bakanlar Kurulu, yeni inşa edilen konut veya iş yerlerinin ilk satışlarına ilişkin olarak da tapu harcını bir katına kadar artırabilecek, 10’da birine kadar indirebilecek.