Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Şube ve İdari Bina Olarak Faaliyette Kullanılan Taşınmazların Kısmi Bölünmeye Konu Edilip Edilemeyeceği

Şube ve İdari Bina Kısmi Bölünme

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı: 64597866-125[19]-8802

Tarih: 11.04.2018

Konu: Şube ve İdari Bina Olarak Faaliyette Kullanılan Taşınmazların Kısmi Bölünmeye Konu Edilip Edilemeyeceği

İlgi: 13/04/2017 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Bankanızın aktifinde hem bankacılık faaliyetinde kullandığı hem de bankacılık mevzuatına göre elinden çıkarmak durumunda olduğu taşınmazların bulunduğu; bu taşınmazların, şube ve idari binalar olarak bankacılık faaliyetlerinde kullanıldığı, mevzuatın yanı sıra teknolojik gelişmelere paralel olarak değişen iş yapış biçimleri ve iş stratejileri (mobil bankacılık, dijital bankacılık vb.) nedeniyle daha etkin ve verimli çalışılması ve bankanıza finansal kaynak sağlanması amacıyla, BDDK’dan gerekli izin alınarak halka açık gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına ve sahip olduğunuz taşınmaz portföyünün bir kısmının Bankanıza ait olan gayrimenkul yatırım ortaklığına kısmi bölünme yoluyla ayni sermaye olarak konulmasına karar verildiği, ayrıca bankacılık faaliyetinizde kullanılmak üzere taşınmaz ihtiyacına göre tekrar gayrimenkul yatırım ortaklığından kiralanacağı belirtilmiş olup, şube ve idari bina olarak bankacılık faaliyetinde kullandığınız 282 adet taşınmazın bir kısmının kısmi bölünmeye konu edilip edilemeyeceği, bu taşınmaz devrinin hizmet işletmesi devri olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde; “Kısmi bölünme: tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye’deki iş yeri veya daimi temsilcisinin bilançosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun uygulanmasında kısmi bölünme hükmündedir. Ancak, üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmi bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. Taşınmaz ve iştirak hisselerinin bu bent kapsamında devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;

 “19.2.2.1. Üretim ve hizmet işletmelerinin ayni sermaye olarak konulması” başlıklı bölümünde, “Üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmi bölünme sonucu hem bölünen işletmenin hem de bölünme sonucunda varlıkları devralan işletmenin faaliyetine devam etmesi esastır. Bu kapsamda, söz konusu işletmelerin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli taşınmaz, her türlü tesis, makine ve teçhizat, alet, edevat, taşıtlar, gayrimaddi haklar ile hammadde, mamul, yarı mamul mallar gibi aktif kıymetler ile ilgili pasif kıymetlerin tümünün devredilmesi zorunludur…”

– “19.2.2.1.2. Üretim ve hizmet işletmelerine bağlı taşınmazların durumu” başlıklı bölümünde, “Üretim ve hizmet işletmeleri ile fiziki veya teknik bütünlük arz eden ve bu işletmelerden ayrılması mümkün olmayan binalar, arsa ve araziler de bu işletmelere dahil taşınmazlar olarak kabul edilecektir…”

– “19.2.2.1.3. Üretim ve hizmet işletmelerinin belli bir kısmının kısmi bölünmeye konu edilmesi” başlıklı bölümünde, “Üretim ve hizmet işletmelerinin belli bir kısmının sermaye şirketlerine ayni sermaye olarak konulması mümkün olmayıp işletme bütünlüğünün korunması gerekmektedir…”

açıklamaları yer almaktadır.

Kısmi bölünme müessesesinin temel amacı, şirketlerin yeniden yapılanma yoluyla verimlilik ve kârlılıklarını artırmalarına imkân sağlamak olup, bir üretim veya hizmet işletmesinin parça parça elden çıkarılması sonucunu doğuracak şekilde yapılan devirlerin kısmi bölünme kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, Bankanızın şube ve idari bina olarak bankacılık faaliyetlerinde kullandığı taşınmazların bir kısmının veya tamamının bankacılık faaliyetinizden ayrı olarak başka bir tam mükellef sermaye şirketine ayni sermaye olarak konulmasının Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesi hükümleri kapsamında kısmi bölünme olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Exit mobile version