Danıştay Üçüncü Daire Kararı E.2016/10706
13 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 30269
Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:
Esas No: 2016/10706
Karar No: 2017/2848
Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Davacı: …………..Otomotiv Oto Kaporta Boya Döşeme Elektrik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili: Av, ……………… ………………… – Meram/KONYA
Karsı Taraf: Selçuk Vergi Dairesi Müdürlüğü – KONYA
Vekili: Av…………………….. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı – KONYA
İstemin Özeti : Davacı şirket adına, 27.12.2011 tarihinde nihai tüketiciden satın aldığı araç için gider pusulası düzenlemediğinin şirket müdürü nezdinde düzenlenen tutanakla saptanması üzerine 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353’üncü maddesinin l’inci bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı dava açılmıştır. Konya Vergi Mahkemesinin 29.6.2012 gün ve E:2012/1112, K,2012/1049 sayılı kararıyla; alım satımı noter satış sözleşmesi ile sabit olan araç için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 234’üncü maddesi uyarınca gider pusulası düzenlenmesi gerekirken, düzenlenmediğinin tesbiti üzerine, zamanaşımı süresi içerisinde kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş, bu karara karşı yapılan itirazı reddederek kararı onayan Konya Bölge İdare Mahkemesinin 14.11.2012 gün ve E:2012/775, K:2012/1156 sayılı kararının düzeltilmesi istemini reddeden Konya Bölge İdare Mahkemesinin 25.1.2013 gün ve E:2013/151, K:2013/115 sayılı kararının, Danıştay Başsavcılığı tarafından; 213 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin (B) bendinde yer alan, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hükmü ile vergilendirmede serbest delil sisteminin kabul edildiği, yükümlülerin öncelikle 213 sayılı Kanunda sayılan belgeleri, bu belgelerin kapsamadığı iş ve işlemler açısından hukuken geçerli her türlü belgeyi ispatlama vasıtası olarak kullanabilecekleri, yükümlülerin kullanmak mecburiyetinde oldukları, düzenlenmesi ve alınması gereken belgelerin Kanunun 229 ilâ 242’nci maddelerinde belirtildiği, Kanunun “Gider pusulası” başlıklı 234’üncü maddesinde de, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla, kazancı basit usulde tespit edilenlerin ve defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa; yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip, işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu, bu belgenin, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını alomaliye.com satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edileceğinin hüküm altına alındığı, mevcut düzenleme uyarınca; ticaret ve serbest meslek erbabı veya vergiden muaf esnaf olarak kabulü mümkün bulunmayan nihai tüketicilerden, altın ve mücevher gibi kıymetli eşya niteliği taşımayan diğer eşyanın alımında gider pusulası düzenlenmesi zorunluluğu bulunmadığından, davacı şirketin noter senedi ile nihai tüketiciden satın aldığı otomobil için gider pusulası düzenlenmediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında kanuna uyarlık görülmediğinden kanun yararına bozulması istenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Danıştay Başsavcısı tarafından temyiz edilen Konya Bölge İdare Mahkemesinin 25.1.2013 gün ve E:2013/151, K:2013/115 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Yeşim Kılınçarslan Mutlu’nun açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 ‘inci maddesinde; bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz istemi yerinde görüldüğü takdirde, kararın kanun yararına bozulacağı, bu bozma kararının daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı kurala bağlanmıştır,
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Gider pusulası” başlığı altında düzenlenen 234’üncü maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin; vergiden muaf esnafa yaptıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu, bu belgenin birinci ve ikinci sınıf tüccarların zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edileceği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, maddede sayılmak suretiyle belirtilen mükellefler tarafından, iş yaptırdıkları ya da kendilerinden hizmet satın aldıkları vergiden muaf esnaf ile kıymetli eşyalarını satın aldıkları zati eşya sahipleri adına gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.
213 sayılı Kanunun 353’üncü maddesinin 1’inci bendinde ise fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağlardan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine her bir belge için, kanunda öngörülen miktardan az olmamak üzere, belgelere yazılması gereken meblağın % 10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği kurala bağlanmıştır.
Dava konusu özel usulsüzlük cezası, nihai tüketiciden noter satış senedi ile alınan araç için gider pusulası düzenlenmediğinin tesbiti üzerine, 213 sayılı Kanunun 353’üncü maddesinin 1’inci bendi uyarınca kesilmiştir.
Davacı şirketin, noter satış senediyle satın aldığı otomobilin, 213 Sayılı Kanunun 234’ncü maddesinde belirtilen altın, mücevher gibi kıymetli eşya niteliği taşımadığının ve aracın satıcısının vergiden muaf esnaf olmadığının tartışmasız olduğu olayda, alım satıma konu araçla ilgili olarak gider pusulası düzenlemesi zorunluluğundan söz edilemeyeceğinden, ulaştığı aksi yöndeki yargıyı hükme esas alarak davayı reddeden vergi mahkemesi kararının onanmasına ilişkin karara karşı yapılan karar düzeltme isteminin reddi yolundaki bölge idare mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle Konya Bölge İdare Mahkemesinin 25.1.2013 gün ve E:2013/151, K:2013/115 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmi Gazetede yayımlanmasına, 13.4.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.