Kasım 2017 Finansal İstikrar Raporu
Genel Değerlendirme
Küresel iktisadi faaliyette gözlenen canlanma 2017 yılı Mayıs ayı Finansal İstikrar Raporu’ndan bu yana devam etmiştir. Yurt içinde kamu maliyesi teşvikleri ve destekleriyle birlikte uygulanan makroihtiyati politikalar sonucu kredi büyümesi geçmiş yıllara göre güçlü bir seyir izlemiş ve iktisadi faaliyet hız kazanmıştır. Açıklanan veriler, iktisadi faaliyetteki güçlü seyrin üçüncü çeyrekte de devam ettiğine işaret etmektedir. Yılın üçüncü çeyreğinde, öne çekilen firma kredi talebindeki normalleşmenin ve Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletli kredilerde limitlere yaklaşılmış olmasının bir sonucu olarak kredi büyümesi tarihsel ortalamasına yakınsamış ve bu seviyelerde istikrar kazanmıştır. Bu çerçevede, makroihtiyati teşviklerin ve KGF kefaletli kredilerin büyüme ye etkisinin kademeli olarak azalacağı ve ekonominin ana eğilimine yöneleceği öngörülmektedir.
Küresel finansal piyasalar, küresel ekonomideki olumlu görünüm, risk iştahındaki artış ve gelişmiş ülke para politikalarına dair belirsizliklerin azalmasından kaynaklanan destekle olumlu seyrini sürdürmektedir.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal normalleşme süreci kapsamında Eylül ayında aldığı bilanço küçültme kararı , gelişmiş ülkelerde devam eden iktisadi politika belirsizliğinin azalmasına katkı sağlamıştır. Avrupa Birliği (AB) üyesi bazı ülkeler ile İngiltere’deki seçim sürecinin tamamlanması da söz konusu belirsizliğin azalmasında rol oynamıştır. İspanya’da süregelen siyasi belirsizlik ve İngiltere’nin AB’den çıkış sürecine ilişkin yol haritasının henüz netleşmemesi Euro Bölgesi kaynaklı dışsal riskleri bir miktar artırmakla birlikte, ABD ile diğer gelişmiş ülkelerin iktisadi faaliyetlerindeki canlanma ve para politikalarındaki normalleşme eğilimi küresel finansal piyasalardaki görünümü desteklemektedir.
Gelişmiş ülke ekonomilerindeki toparlanmanın belirginleşmesiyle küresel ticaret hacmi de artış göstermiştir. Bu çerçevede, küresel finansal piyasalardaki olumlu görünümün ve getiri arayışının da katkısıyla gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye girişleri, jeopolitik gelişmelere duyarlılığını korumakla birlikte yüksek seyretmeye devam etmiştir. Ancak bu durum, Fed’in yanı sıra, diğer gelişmiş ülke merkez bankaları tarafından da ifade edilen normalleşme süreçlerinin beklentilerin tersine işlemesi durumunda sekteye uğrama riskine sahiptir. Bu riskler, Asya ve Orta Doğu başta olmak üzere jeopolitik sorunların gelişimine bağlı olarak artabilecektir.
Tamamı İçin Tıklayınız