Küresel Katılım Finans Zirvesi’nde (GPAS İSTANBUL 2017) konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, katılım sisteminin gelişmesi için önemli adımlar atıldığını ifade ederken, sektörün son 10 yılda klasik bankacılığı ikiye katladığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, katılım bankalarının KOBİ’lere daha yakın çalıştığına vurgu yaparak, “Yüksek faizle mücadelemize bankalardan da destek bekliyoruz” diye konuştu.
50 ülkeden katılımcılar ile TOBB’un katkıları ve MÜSiAD’ın organizasyonuyla gerçekleştirilen Küresel Katılım Finans Zirvesi (GPAS İSTANBUL 2017) İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada, İslam dininin daha ilk günden itibaren, sosyal adalete vurgu yaptığını belirterek, “Dolayısıyla, İslam’ın bu prensip ve hikmetine uygun bir şekilde, adaletin tesisi, en başta Müslümanların vazifesidir. Günümüzde ne yazık ki, Dünya çapında gelir adaletsizliği devam ediyor, azalmıyor. Yoksulluk giderek büyüyen bir problem haline geliyor, düzelmiyor. Bundan en çok da Müslüman ülkeler etkileniyor” dedi. İslam’ın özünde bir ilim ve irfan medeniyeti olduğuna işaret eden TOBB Başkanı, “Aldığı ilk emri ‘oku’ olan, beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi tavsiye eden bir dinin mensuplarıyız. Ama bugün İslam dünyasındaki nüfusun yarısı, okuma yazma dahi bilmiyor. Yine baktığımızda, Dünya nüfusunun dörtte biri, Müslüman. Ama dünya üretiminin sadece yüzde 9’u, Müslüman ülkelerden geliyor. Yani ortalama bir dünya vatandaşının, üçte biri kadar üretiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
-Faizin ekonomideki ağırlığı azaltılmalı
Sosyal ve iktisadi adaletsizliğin, en temel sebeplerinden birisinin faiz olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, faize dayalı ekonomide refahın, toplumun genelinden, çok küçük bir azınlığa aktığına ve eşitsizliğin büyümesine yol açtığına işaret etti. Bu sebeple faizin, ekonomideki ağırlığının azaltılmasına ihtiyaç duyulduğunu anlatan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Katılım Bankacılığı, parayı faizle değil, üretim ve yatırımla büyütmeyi amaçlayan, daha insani ve adaletli bir finansal alternatif sunuyor. Bunu yansıtacak şekilde, burada “İnsani Finans” kavramının seçilmesini de, fevkalade yerinde buluyor ve destekliyorum. Pek çok yerli ve yabancı; siyasetçi, iş adamı, bürokrat ve akademisyenin katıldığı bu zirve, faize dayalı olmayan, finansal sistemin gelişmesi ve yaygınlaşmasında, inşallah önemli bir milat olacak.
Türkiye, katılım sisteminin gelişmesi anlamında, önemli adımlar attı. Bu sayede; Katılım Bankacılığının kurumsal yapısı güçlendirildi. Kamu desteğiyle yeni katılım bankaları kuruldu. Katılım sigortası gibi yeni enstrümanlar hayata geçirildi. Sonuçta katılım bankacılığı sektörü, son 10 senede, (06-16) büyüme anlamında, klasik bankacılığı ikiye katladı. Bu dönemde, bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü 6 kat artarken, katılım bankaları 13 kat büyüdü. Finansal sistem içindeki payı, yüzde 3’den, 6’ya çıktı. 2025 yılı için de, çok iddialı hedefleri var. Bu oranın yüzde 15’e yükselmesi ki, reel sektör olarak bizi de heyecanlandıran ve motive eden bir hedef. Zira klasik bankacılık sektöründe verilen krediler içinde, KOBİ’lerin payı yüzde 25. Katılım bankacılığındaysa bu oran yüzde 35’e çıkıyor. Yani Katılım bankaları, KOBİ’lere daha yakın çalışıyor. Onların büyümesi, esasında KOBİ’lerin de büyümesi, finansmana erişimlerinin kolaylaşması demek. Öte yandan, dünyada da, bu yöndeki eğilim güçleniyor.”
-Küresel katılık bankacılığı 2 trilyon dolara ulaştı
Küresel katılım bankacılığı hacminin, son 10 yılda yaklaşık 15 kat büyüyerek, 2 trilyon dolara ulaştığı bilgisini veren Hisarcıklıoğlu, bu yüksek büyümeyi, önümüzdeki dönemde de istikrarlı olarak sürdürmesi ve birkaç sene içinde 3 trilyon doları aşmasının beklendiğinden söz etti.
Türkiye’nin faizsiz bankacılık alanında dünyada 7. sırada bulunduğunu vurgulayan M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul’un, bölgesel ve küresel bir finans merkezi haline getirilmesi hedefi kapsamında, sektörün önünün açık olduğunu söyledi.
-TOBB bu alanda neler yaptı?
TOBB olarak, özellikle KOBİ’lerin faizsiz veya çok düşük faizle, kredi almalarını sağlayan, önemli adımlar attıklarına değinen Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, Başbakanımızın ve Başbakan Yardımcımız sayın Mehmet Şimşek’in destekleri ve girişimleriyle birlikte, 2017’de hayata geçirdiğimiz projeler, KOBİ’lere can suyu oldu. Ekonominin çarklarının dönmesi sağlandı. Önce 81 il’deki Odalar-Borsalar ile TOBB, tüm kaynaklarını bir araya getirdi. Bankalarla anlaştık ve topladığımız her 1 lira karşılığı KOBİ’lere 10 lira yeni kredi kullandırdılar. Kredi faizi yıllık yüzde 9,90 ile bugüne kadar ticari kredilere uygulanmış en düşük faiz oldu. Enflasyondan arındırdığımızda, esasında o tarihte reel olarak sıfır faizli kredi demekti. Şimdilerdeyse reel faizi eksi bile oldu.
İkinci adımı Sanayi Bakanlığımızla birlikte attık. KOSGEB aracılığıyla, 3 yıl vadeli ve faizsiz olarak, 50 bin lira işletme kredisi imkanı sağlandı. 3. adımda, TOBB’un kurucu ortağı olduğu Kredi Garanti Fonu KGF’nin, kredi kefaleti hacmi, Hükümetimiz desteğiyle artırıldı. KGF’nin kredi kefaleti limiti 250 milyar liraya çıkarıldı. Bu 3 projemizle birlikte, Türkiye çapında toplam 653 bin firma (-ki büyük çoğunluğu KOBİ’ydi), toplam 232 milyar lira banka kredisi kullanabildi.
Türkiye’deki aktif firma sayısı yaklaşık 1,2 milyon. Demek ki her 2 işletmeden 1’i, TOBB ve Oda-Borsa camiası sayesinde faizsiz krediye ulaştı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, finansmanda inovasyon yapmış olduk. Şimdi benzer adımları, Bankalarımızdan da görmek istiyoruz. Yüksek faize karşı, bizim gösterdiğimiz mücadeleye, onlardan da destek bekliyoruz.