Memur Zammı 2018 Yılı Bütçesine 13 Milyar Lira İlave Artış Getirdi
Maliye Bakanı Naci Ağbal, memur ve memur emeklileri için yapılan toplu sözleşmede, bundan önceki toplu sözleşmelerde olduğu gibi genel oran artışı dışında hizmet kollarıyla ilgili de birçok alanda ilave iyileştirmeler yaptıklarını belirterek, “Hepsini dahil ettiğim zaman 2018 yılı bütçesine yaklaşık 13 milyar lira civarında bir ilave artış gelmiş oldu.” dedi. Bakan Ağbal, memuru, emekliyi hiçbir zaman enflasyona karşı ezdirmediklerini, şu anki hesaplamalara göre, verilen zammın enflasyonun üzerinde olacağını da söyledi.
Ağbal, NTV’de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Memur ve memur emeklileri için yapılan toplu görüşmede anlaşılan zam oranının bütçeye maliyetine ilişkin soruyu yanıtlayan Ağbal, toplu sözleşmenin tüm kamu çalışanları ve emeklilerine hayırlı olmasını diledi.
Toplu sözleşmenin, tüm kamu çalışanlarının gelirlerini artıran, emeklerinin karşılığını veren bir şekilde sonuçlandığını dile getiren Ağbal, 2018 ve 2019 yıllarında yapılan zam oranının toplamda yüzde 17.5 olduğunu ifade etti.
“Her iki yılda da önümüzdeki süreçte enflasyonun üzerinde olacağını tahmin ettiğimiz bir zammı vermiş olduk” diyen Ağbal, bugüne kadar da kamu çalışmalarının gelirlerinde hep enflasyonun üzerinde artış yaptıklarını söyledi.
Son 15 yılda en düşük memur maaşının enflasyondan arındırıldıktan sonra, reel olarak yüzde 96 arttığını vurgulayan Ağbal, şunları kaydetti:
“Şu anda en düşük memur maaşı 2 bin 721 lira, bu rakam Ocak 2018’de 2 bin 830 lira olacak, 2018 Temmuz’unda 2 bin 929 lira, 2019 Temmuz’unda ise bu rakam 3 bin 200 liraya çıkacak.
Tabi ki memur maaşlarında artışı yaptığımız zaman, bunun kamu maliyesine, bütçeye bir maliyeti var. Bu toplu sözleşmede, bundan önceki toplu sözleşmelerde olduğu gibi genel oran artışı dışında hizmet kollarıyla ilgili de birçok alanda ilave iyileştirmeler yaptık. Fazla mesai ücretlerinde, tazminatlarda, ikramiyelerde, birtakım ödemelerde, hizmet kolu hizmet kolu iyileştirmeler yaptık. Onların hepsini de dahil ettiğim zaman 2018 yılı bütçesine yaklaşık 13 milyar lira civarında bir ilave artış gelmiş oldu. Dolayısıyla bunu da bütçe imkanları çerçevesinde mevcut kaynaklarımızla karşılayacağız.”
– “Şu anki hesaplamalara göre, zam oranı enflasyonun üzerinde olacak”
Maliye Bakanı Naci Ağbal, söz konusu rakamın 2018 yılı bütçesi için olduğunu ancak oluşabilecek olası enflasyon farkını da karşılayacaklarını bildirdi.
Hükümet olarak tüm toplu sözleşmelerde bunu uyguladıklarını vurgulayan Ağbal, “Vermiş olduğumuz zam oranları gerçekleşen enflasyonun altında kalır ise her hal ve takdirde memurumuzu, memur emeklimizi enflasyona karşı ezdirmemek için enflasyondan kaynaklanan farkı ilave olarak her zaman için veriyoruz.” dedi.
Ağbal, şu anki hesaplara, tahminlere, Merkez Bankasının ileriye dönük enflasyon hedeflemesi çalışmasına göre verilen zammın, memuru enflasyonun üzerinde bir gelir artışına kavuşturmuş olacağını kaydetti.
– “Yüzde 4,4 büyüme hedefini yukarı yönlü revize edeceğiz”
Orta Vadeli Program’daki hedeflerde revizyon yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruyu da yanıtlayan Ağbal, 2017-2019 dönemini kapsayan OVP’de bazı temel makroekonomik belirlemeler yaptıklarını hatırlattı.
Buna göre, 2017 yılı için OVP’de öngörülen büyüme oranını yüzde 4,4 olarak belirlediklerini anımsatan Ağbal, “İnşallah bütün göstergeler, 2017’nin ikinci çeyreğinde de ekonominin yakaladığı bu ivmeyi sürdüreceğini ve büyüme oranının özellikle ikinci ve üçüncü çeyrekte daha da artarak devam edeceğini gösteriyor. Bugün son veriler dikkate alındığında, 2017 yılı için daha önce Hükümet olarak açıkladığımız yüzde 4,4 oranındaki büyüme oranını yukarı yönlü revize edeceğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz.” diye konuştu.
– “Ayağımızı yorganımıza göre uzatmamızı gerektirecek kalemlerde son derece özenli olacağız”
Bakan Ağbal, 2018 bütçesinde kamu harcamalarına ilişkin tasarruf tedbirlerinin olup olmayacağına ilişkin soru üzerine de ekonomi yönetimi olarak büyümeyi yukarıya çekecek yapısal reform niteliğindeki düzenlemeler başta olmak üzere, ekonominin gücünü arttıracak, ekonomide sürdürülebilirliği sağlayacak konulara öncelik verdiklerini ifade etti.
Geçen yıl ve bu yıl ekonomiyi canlandırmak için kamu maliyesi alanında birtakım vergisel düzenlemeler yaptıklarını anlatan Ağbal, “Bu düzenlemeler zamanı geldiğinde kalkacak. Dolayısıyla 2017 ve sonraki devam eden yılarda ekonomi kendi çarkları içerisinde dönecek, kamu maliyesi de Türkiye’nin en güçlü göstergelerinden birisi olan mali disipline devam ettiğimizi gösteren bir görünüme sahip olacak.” dedi.
Ağbal, şunları kaydetti:
“Burada kamu ne yapacak? Kamu büyümeyecek, kamu daha fazla gelir toplayarak, daha fazla vatandaştan vergi alarak kamu maliyesi dengelerini sağlamaktan öte, kamu harcamalarında etkinliği, verimliliği, ekonomikliği esas alan bir yaklaşım içerisinde bir görünüm arz edecek. O anlamda başta cari harcamalar olmak üzere gerçekten ayağımızı yorganımıza göre uzatmamızı gerektirebilecek kalemlerde son derece dikkatli ve özenli olacağız. Kamu yatırımlarına devam edeceğiz. Eğitimde, sağlıkta yatırım harcamalarımıza devam edeceğiz, Ar-Ge’ye, inovasyona, özel sektöre vermiş olduğumuz desteklere devam edeceğiz ama kamu kendisine çekidüzen verecek, cari harcamalarında daha da dikkatli, özenli bir çalışma yapacak. Bu konuda cari harcamalarla ilgili alacağımız tedbirler konusunda ilgili kurumlarımız şu anda teknik hazırlıklarını yapıyor, biraraya geleceğiz, burada hazırladığımız önerileri en son Bakanlar Kuruluna getireceğiz.”
– “Yapılandırmalardan 27 milyar lira gelir topladık”
Bazı alacakların yeniden yapılandırılması uygulamalarına ilişkin de bilgi veren Ağbal, vatandaşın bu uygulamalara büyük bir teveccüh gösterdiğini ve vergi dairelerinin sabahlara kadar başvuru aldığını söyledi.
Devletin de söz konusu uygulamalarla ciddi gelir topladığını belirten Ağbal, şöyle devam etti:
“Burada şunu da yaptık ilk defa; En son yapmış olduğumuz yeniden yapılandırma kanununda, artık bundan sonra yeniden yapılandırma kanunlara ihtiyaç duymayacak şekilde kolaylaştırılmış tescil müessesesi diye bir müessese getirdik. O açıdan şunu net söyleyebilirim; Bundan sonra artık kimse bir yeniden yapılandırma kanunu beklemesin, böyle bir kanuna ihtiyacımız yok. Herkesin normalde borçlarını ödeme gücü varsa zamanında ödemesi lazım. Devlet de borçlarını ödeme gücü olup da ödemeyenlere tabi ki kanunlar gereği gerekli takibatı yapacak ama ben ödemekte zorluk çekiyorum diyen vatandaşın da elinden tutacak.
En son geldiğimiz rakamlara bakıldığında, her iki kanundan bugüne kadar 27 milyar lira gelir topladık. Bu önceki yeniden yapılandırma kanunların çok üzerinde bir tahsilat performansı… Bu bizi son derece memnun ediyor. Yine bu çerçevede yaklaşık 140 milyar liralık bir alacağı yeniden yapılandırdık. Peşin ödeme seçeneğinde, vatandaş yüzde 85 oranında zamanında getirdi bu vergilerini, primlerini ödedi. Şu anda taksit ödemeleri devam ediyor. Önceki yapılandırma kanunlarına göre taksit ödeme performansı da bu kanunda daha yüksek.”
– “En radikal düzenleme belki de sonraki döneme devreden KDV uygulamasını kaldırmak olacak”
KDV reformuna ilişkin soruları da yanıtlayan Ağbal, mevcut kanunun hem yatırımcı hem üretim yapan işletmeler hem de ihracat yapan işletmeler üzerinde gerçekten büyük yükler getirdiğini söyledi.
Farklı ülkeleri de olmak üzere, özellikle İngiltere’deki KDV uygulamasını yerinde incelediklerini belirten Ağbal, “Şunu gördük; İngiltere örneğinde bu çok bariz, işletmelerin aleyhine uygulamaların hiçbirisi yok. O zaman örnek belli, bizim de aynı şekilde KDV Kanununda işletmelerimizin aleyhine olan uygulamaları kaldırmamız lazım. En radikal düzenleme belki de sonraki döneme devreden KDV uygulamasını kaldırmak olacak. Bu tabi kolay bir konu değil. Bir reform yapacağız ama bu reformun, KDV tahsilatımızda bir azalmaya meydan vermemesi, uygulayacağımız düzenlemelerin adil ve eşit olması lazım. Bu konuda ciddi bir çalışma içerisindeyiz.” dedi.
Yatırım üzerindeki KDV yükünü azaltan, ortadan kaldıran bir çalışmanın da olacağı bilgisini veren Ağbal, bu çalışmanın sonunda ihracatçıyı da rahatlatan düzenlemelerin olacağını ifade etti.
Mevcut sistemin işletmeleri çok da doğru olmayan fatura arayışına sürüklediğini anlatan Ağbal, “İşletmeler gidip fatura arıyorlar, komisyon karşılığı fatura almak gibi bir durumla karşı karşıya kalıyor. Amacımız, bütün bu fatura komisyonunu ortadan kaldırmak.
– “(Taşeron işçiler) Bu konuyu tatlıya bağlayacağız”
Taşeron işçilerin kadro talebine ilişkin soruyu da yanıtlayan Ağbal, şunları kaydetti:
“Kendilerinin bir beklentileri var; buradaki sistemin değiştirilmesi ve işverenin aradan çıkarılarak kamuya doğrudan doğruya hizmet vermek istiyorlar. Bu konuda geçmişte Maliye ve Çalışma Bakanlığı olarak uzun süre çalışmalar yaptık. Aslında ilk çalışmaya başladığımız zaman çok basit görülmüştü, ama sonra işin içerisine girince gördük ki, her bir alımda, her bir hizmette sözleşmeler birbirinden çok farklı, yani standart bir model yok, standart bir uygulama yok. Veya sözleşmedeki durumla fiili durum birbirinden farklı, farklı hizmet verme biçimleri, farklı hizmet verme süreleri var. Hizmet veren kişilerin sözleşmedeki konumları da farklı.
Onun için bu çalışma aylarca sürdü. Hatta burada asıl iş, yardımcı iş konusu vardı. Açık söyleyeyim; işin içinden çıkamadık, yani asıl iş nerede başlar, yardımcı iş nerede başlar onu da kestiremedik. En sonunda onun için dedik ki; bunun içinden çıkılması mümkün değil bütün arkadaşlarımız bakımından bu çalışmayı yapmamız gerekir dedik. O dönemde aslında sözleşmeli modele dayanan bir modeli de kamuoyuyla paylaştık, bunu geçmişte yaptık. Şimdi arkadaşlarımız, Çalışma Bakanlığımız özellikle bu konuda önceki yapılan çalışmaları da dikkate almak suretiyle çalışma yapıyor, biz de Maliye Bakanlığı olarak bu çalışmaların içerisindeyiz. Toplumun geniş bir beklentisi olduğunu biliyoruz. Bu konuyla ilgili artık bir somut noktaya da gelinmesi gerekiyor. Çok uzak olmayan bir vadede bu çalışmaların sona geleceğine inanıyorum ve vatandaşlarımızın, bu kardeşlerimizin bu meselesini de inşallah tatlıya bağlayacağız.”