Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti 27 Temmuz 2017
Sayı: 2017/33
1. Haziran ayında tüketici fiyatları yüzde 0,27 oranında düşmüş ve yıllık enflasyon 0,82 puan azalarak yüzde 10,90 olmuştur. Bu dönemde gıda enflasyonu taze meyve-sebze grubuna bağlı olarak gerilemiş, enerji yıllık enflasyonundaki yavaşlama sürmüştür. Temel mal grubunda, Türk lirasındaki birikimli değer kaybının gecikmeli etkileri sürerken yıllık enflasyon dayanıklı mal fiyatlarına bağlı olarak gerilemiştir. Bu dönemde, giyim fiyatlarındaki yöntem değişikliğinden kaynaklanan geçici etkiler arındırıldığında da enflasyonun ana eğiliminde bir iyileşme kaydedilmiştir.
3. Hizmet grubu fiyatları Haziran ayında yüzde 0,53 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 0,12 puan yükselerek yüzde 9,18 olmuştur. Hizmet enflasyonu, akaryakıt fiyatlarındaki artışın gecikmeli yansımalarının görüldüğü ulaştırma hizmetlerinin yanı sıra başta kırmızı et olmak üzere gıda enflasyonunda kaydedilen yükselişin dolaylı etkilerinin hissedildiği yemek hizmetleri kanalıyla artış göstermiştir. Hizmet enflasyonu üzerinde döviz kuru, akaryakıt ve gıda fiyatlarından kaynaklanan maliyet artışlarının yanı sıra genel enflasyona endeksleme davranışının etkileri de hissedilmektedir.
5. Özetle, enflasyon bir miktar gerilemekle birlikte yüksek seviyesini korumaktadır. Son aylarda yaşanan maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarında beklenen kısmi düzeltmenin sınırlayıcı etkisine rağmen, enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaktadır.
Enflasyonu Etkileyen Unsurlar
6. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki toparlanmanın devam ettiğine işaret etmektedir. Nisan ve Mayıs ayı sanayi üretimi gelişmeleri birlikte değerlendirildiğinde, ikinci çeyrekte bir önceki döneme kıyasla daha güçlü bir artış gözlenmektedir. Haziran ayına ilişkin anket göstergeleri bu görünümün korunacağına işaret etmektedir. İmalat sanayisine ek olarak hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde de yakın dönemde daha kuvvetli bir faaliyet gözlenmektedir. Bu gelişmeler, ekonomideki toparlanmanın sektörel yayılımının arttığı yönünde sinyal vermektedir.
8. İç talepteki iyileşme devam ederken mal ihracatında sektörler geneline yayılan artışlarla net dış talep büyümeye olumlu katkı yapmaktadır. Başta Avrupa Birliği bölgesinde iyileşen büyüme görünümü olmak üzere küresel ölçekte gözlenen toparlanma eğilimi, reel kurun seyri ve dış piyasalarda pazar çeşitlendirme esnekliği ihracatı desteklemeye devam etmektedir. Mal ihracatındaki artışların cari açıktaki bozulmayı yavaşlattığı, çekirdek cari açık göstergelerinde ise iyileşme sağladığı görülmektedir. Turizmdeki kısmi toparlanma beklentisine ek olarak, mal ihracatındaki artış eğiliminin cari dengeye olumlu katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir.
10. Özetle, son dönemde açıklanan veriler, alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna işaret etmektedir. İç talepte iyileşme gözlenirken Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir. İktisadi faaliyetteki toparlanmanın işgücü piyasasına olumlu yansımaları önümüzdeki dönemde de gözlenmeye devam edecektir.
Para Politikası ve Riskler
11. Küresel iktisadi faaliyette gözlenen ılımlı toparlanma eğilimi 2017 yılının ilk çeyreğinde, özellikle gelişmiş ülkeler kaynaklı olarak belirginleşmiştir. Küresel finans piyasalarında oynaklıkların belirgin şekilde düşmesi ve risk iştahının artması küresel finansal koşulların iktisadi faaliyeti destekleyici etkisini pekiştirmektedir. Ayrıca, tüketici ve reel kesim güven endekslerindeki iyimser görünüm ve başta petrol olmak üzere bazı emtia fiyatlarındaki olumlu seyir de küresel iktisadi faaliyete dair beklentileri iyileştirmektedir. Olumlu küresel büyüme görünümü ve buna paralel olarak düşen işsizliğe karşın ücret artışları yönünden belirgin bir enflasyonist baskı görünmemesi nedeniyle gelişmiş ülke para politikalarındaki normalleşme sürecinin ılımlı olacağı beklentileri korunmaktadır. Söz konusu unsurlar, Türkiye dâhil olmak üzere gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarını güçlü tutmaktadır.
13. Küresel finans piyasalarındaki olumlu seyre paralel olarak yurt içinde de yılın ikinci çeyreğinde finansal koşullar iktisadi faaliyeti daha destekleyici bir görünüm sergilemiştir. Bu gelişmede makroihtiyati politikalar, kamu tedbir ve teşvikleri ile Mart ayından itibaren limitleri yükseltilen ve kullanım koşullarına yönelik kolaylıklar sağlanan Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı kredilerin ivmelenmesi belirleyici olmuştur. Diğer taraftan, Mart ayından itibaren özellikle DİBS piyasalarına yönelik güçlü sermaye girişleri sayesinde yabancı yatırımcıların DİBS stoku içindeki payının artması ve Hazine’nin güçlü yurt dışı talebe karşılık olarak dış borçlanmasını artırmış olması da yurt içindeki bankalara arz tarafından önemli bir alan açmıştır. KGF teminatlı kredilerde tanımlanan üst sınıra yaklaşılmış olması ve yakın dönemde bankacılık sistemindeki arz yönlü etkilerin devreye girmesinden ötürü, Haziran ayı itibarıyla ivme kaybetmeye başlayan kredi büyümesinin yılın ikinci yarısından itibaren daha ılımlı seviyelerde dengelenmesi beklenmektedir. Yılın ilk yarısında meydana gelen güçlü kredi ivmesinin toplam talep ve iktisadi faaliyete yansımaları yakından takip edilmektedir.
15. Parasal sıkılaştırmanın enflasyon üzerindeki olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır. Tüketici enflasyonu Nisan ayından sonraki dönemde petrol fiyatlarındaki düşüş ve yakın dönemde Türk lirasındaki istikrarlı seyrin etkisiyle gerilemiş ve Nisan Enflasyon Raporu tahminleri ile büyük ölçüde uyumlu gerçekleşmiştir. Gelinen noktada orta vadeli enflasyon görünümünde bir önceki Enflasyon Raporu dönemine kıyasla bir miktar iyileşme olduğu değerlendirilmekte ve enflasyonun ana eğilimindeki düzelmenin kademeli olarak sürmesi beklenmektedir. Ancak, beklentiler ve fiyatlama davranışındaki katılığın büyük ölçüde devam ettiği de dikkate alındığında, çekirdek enflasyon görünümündeki iyileşmenin henüz tatminkâr olmadığı ve sıkı bir para politikası duruşu gerektirdiği değerlendirilmektedir.
17. Enflasyonda yıl içinde gözlenecek en yüksek seviyelerin geride kaldığı tahmin edilmekle birlikte, yılın ikinci yarısında dalgalı bir seyir beklenmektedir. Gıda fiyatlarındaki düzeltmenin henüz arzulanan boyutta olmaması, grup enflasyonunda baz etkilerine bağlı olarak yakın dönemde gözlenen düşüşlerin kalıcılığı konusunda temkinli bir yaklaşım gerektirmektedir. Ayrıca, beyaz eşya ve mobilya sektöründeki geçici vergi indirimlerinin Ekim ayında geri alınacak olması ve giyim grubundaki yöntem değişikliği kaynaklı etkiler de kısa vadede enflasyonda dalgalanmaya ve çekirdek enflasyonun geçici olarak yükselmesine neden olacak gelişmeler olarak öne çıkmaktadır. Enflasyon görünümünde yılın son ayından başlayarak 2018 yılının ilk aylarında daha belirgin bir iyileşme gözleneceği öngörülmektedir.
19. Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergilerde öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.