Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Finansal Piyasaların Fonksiyonları ve Asimetrik Enformasyon

DENİZ ÇEVİK

Finansal Piyasaların Fonksiyonları ve Asimetrik Enformasyon

Deniz ÇEVİK
Gelir Uzman Yardımcısı
denzcvk@gmail.com

Finansal piyasalar (financial markets): Genel anlamda uzun vadeli veya kısa vadeli fon talep edenler ile fon arz edenlerin karşı karşıya geldiği ve fon transferinin gerçekleştiği piyasalardır.

Bireyler harcanabilir gelirleri; tüketime harcadığı gelirleri ile tüketmeyip tasarruf olarak sakladığı gelirlerinin toplamıdır. Bireyler tüketmekten vazgeçip tasarruf ederek  oluşturdukları fonları finansal piyasalarda ya doğrudan ya da dolaylı yollarla  faiz karşılığında fon açığı olan yatırımcılara belli bir faiz karşılığında borç verirler. Burada tasarrufu gerçekleştiren birey fon arz (fon fazlası olan) eden konumunda iken bu fona ihtiyacı olan aktör ise fon talep (fon açığı olan) edendir. Finansal piyasalar bu şekilde arz ve talebi karşı karşıya getirerek ekonomik refahın ve yatırımların artmasına bu bağlamda da  ekonomik büyümenin gerçekleşmesini desteklemektedir.

Finansal piyasaların gelişmişliği ve istikrarlı bir şekilde işlemesi ile ekonomik gelişme ve verimlilikle arasında oldukça yüksek pozitif ilişki bulunmaktadır. Bir ekonomide büyümenin artması için ekonomik aktörlerin (hane halkları vb.) yapmış oldukları tasarrufların yatırımlara kanalize olması gerekmektedir. Finansal piyasalar ufak miktarlarda ve dağınık halde olan tasarrufları bir araya getirerek fon açığı olanlara kredi olarak sunmaktadır. Bu şeklide yatırımcı (firmalar, girişimci vb.) fon ulaşarak yatırımı gerçekleştirebilir. Yukarıda bahsettiğimiz durum finansal piyasaların en temel ve en önemli fonksiyonlarından biridir. Finansal piyasalar sadece üretime yönelik fonları sağlamaz aynı zamanda pek çok kişi ev, araba, ihtiyaç kredisi vb. harcamalarını gerçekleştirebilmek için finansal piyasalardan fon sağlayabilirler.

Finansal piyasalar, sadece fon arz edenlerle fon talep edenlerden oluşmamaktadır. Finansal piyasalarda, fon arz edenler ve fon talep edenler dışında, fon akımlarına aracılık eden kurumlar (bankalar), fon akımını sağlayan finansal varlıklar, piyasaların adil, şeffaf ve güven ortamı (yani asimetrik enformasyon ve ahlaki tehlikenin olmadığı) içinde çalışmasını sağlayacak hukuki ve idari düzenlemeler bulunmaktadır.

Yukarıda bahsettiğimiz gibi finansal piyasalarda pek çok aktör bulunmaktadır. Finansal piyasalar doğru bir şekilde işlemezse verilen krediler geri dönmeyebilir ve ekonomik istikrar olumsuz etkilenebilir. Finansal piyasaların etkin olması gerekmektedir. Finansal piyasaların etkinliği; çok sayıda alıcı ve satıcının olduğu ve bu alıcı ve satıcıların tek başlarına piyasayı etkileyecek bir paya sahip olmadığı piyasalar etkin piyasalardır. Etkin piyasalarda finansal varlıkların fiyatlarının, piyasaya ulaşan tüm bilgileri yansıttığı ve bu bilginin tüm aktörler tarafından bilindiği varsayılan piyasadır. Bilgiler piyasa hızlı bir şekilde gelir ve herkes tarafından bilinir. Piyasaya gelen doğru bilgi fiyatlara anında yansır. Etkin piyasalarda anormal gelir ve gider elde etmek mümkün değildir.

Finansal piyasaların etkinliğinin sağlanması noktasında finansal piyasalarda aracı kurumlardan olan bankalara ve denetleyici kurumlara çok büyük sorumluluk düşmektedir. Özellikle finansal piyasalarda yaşanan eksik bilgi ters seçim ve ahlaki tehlike problemleri finansal piyasaların etkin bir şeklide çalışmasını etkilemektedir. Finansal kurumlar, fon arz edenler ile fon talep edenleri karşı karşı karşıya getirmeden fonların yatırıma dönüşmesini sağlamaktadır. Bu şekilde tasarrufların yatırıma dönüşmesine dolaylı finansman yöntemi denilmektedir. Finansal kurumlar, özellikle bankalar, aracılık faaliyetini yürüterek finansal piyasalarda ortaya çıkması muhtemel olan iki maliyeti ortadan kaldırmaya yardımcı olmaktadır.

Bahsettiğimiz maliyetlerden birincisi şudur; Eğer bankalar fonları toplamaz ise borç vermek isteyenlerin borç almak isteyenlere ulaşması zaman alacak ve daha fazla para harcanmasına yol açacaktır buda  işlem maliyetlerinin artmasına sebep olacaktır. Finansal kurumlar bu konularda uzmanlaşmış olduklarından fon transferleri daha kısa sürede ve daha düşük maliyetlerle gerçekleşecektir.

Bir diğer maliyet ise eksik bilgilenme (asimetrik enformasyon) maliyetidir. Finansal piyasalarda tarafların aynı bilgi düzeyine sahip olmaları pek mümkün değildir. Taraflardan birisinin eksik bilgiye sahip olması asimetrik bilgi sorununu ortaya çıkarmaktadır. Kredi verenin eksik bilgiye sahip olması iki önemli soruna neden olacaktır: Bunlar  ters seçim (advers selection) ve kötü niyet (moral hazard yada ahlaki tehlike) olarak ifade edilir.

Ters seçim sorunu, kredi öncesi kredi verenin eksik bilgilenmesinden kaynaklanmaktadır. Ters seçim sonucunda fonlar; riski yüksek, getirisi düşük yatırımların finanse edilmesinde kullanılacaktır. Ters seçim ihtimali nedeniyle kredi riski düşük, getirisi yüksek yatırımların finanse edilememesi gibi bir durum ortaya çıkabilmektedir. Genelde riskli yatırımcı kredi alma noktasında daha heveslidir ve  bu durum yatırımların riskli alanlara yönelmesine yol açabilmektedir. Ahlaki tehlike ya da kötü niyet sorunu; kredi sözleşmesi yapıldıktan sonra kredi kullanan tarafın krediyi geri ödeme olasılığını azaltan davranışlarda bulunmasından kaynaklanmaktadır. Kredi alan taraf bir bakıma ahde vefa ilkesine uygun davranmamakta ve sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirmemektedir. Kredi veren ya da fon arz eden tarafın, fonların nasıl kullanıldığı konusunda tam olarak bilgiye sahip olmaması ahlaki tehlike sorununa neden olmaktadır.

Finansal aracı kurumlar, bilgi asimetrisinden doğan ters seçim ve kötü niyet sorunlarının azaltılmasında, finansal piyasaların etkinliğinin artırılmasında önemli görevler üstlenmektedir. Küçük tasarruf sahiplerinin tek başlarına üstlenemeyeceği işlem maliyetlerini, bilgi asimetrisinden kaynaklanan ters seçim ve ahlaki tehlike risklerinin azaltması nedeniyle aracı kurumları tercih etmeleri durumunda daha yüksek getiri elde etmeleri söz konusu olmaktadır.

Ticari bankalar mevduat toplama ve kredi yaratmanın yanında müşteriler hakkında bilgi toplayarak riskli yatırımcıyı tespit etmekte ve bu şeklide oluşturulan müşteri portföyleri sayesinde asimetrik bilgiden kaynaklı maliyetleri minimuma indirmeye çalışmaktadır.

Bankalar işlem maliyeti, bilgilenme maliyeti, portföy yönetimi, pazar araştırması, finansal analiz ve yatırım analizi gibi faaliyetleri  fon arz ve talep eden adına üstlendikleri için  önemli maliyet tasarrufu sağlamaktadır.

Yaşanan asimetrik bilgi sorunu, piyasa yetersizliğine ve başarısızlığına yol açmaktadır. Bankaların yanında diğer finansal kurumlardan olan düzenleyici ve denetleyici kurumlarda bu olumsuzluklarla mücadele etmektedir. Özellikle günümüzde finansal piyasaların büyüyüp ve derinleşmesi bilgi asimetrisinin daha fazla yaşanmasına yol açmaktadır. Bilgi asimetrisinin olması piyasalardaki adaleti ortadan kaldırmaktadır. Finansal piyasalarda asimetrik bilgi; piyasaların, kurumların ve araçların çok karmaşık hale gelmesi nedeniyle çok yüksek düzeyde bulunmaktadır. Özellikle büyük ve profesyonel yatırımcılar daha fazla bilgiye sahip iken küçük yatırımcı daha fazla dezavantaja sahiptir. Durum böyle olunca yatırımcı yatırım yapmaktan kaçınmaya başlamaktadır bunun sonucu olarak piyasada işlem sayısı azalmakta, fonlar yatırıma dönüşmemekte ve finansal piyasalar başarısız olmaktadır.  Bu çerçevede düzenleyici kuruluşların bu bilgi asimetrilerinden kaynaklanan dezavantajları telafi edecek düzenlemeleri yapması gerekmektedir.

Düzenleyici kuruluşların denetim yapmadığı durumda, finansal kurumlar kısa vadede kendi kârlarını artırmak pahasına yatırımcıların aleyhine hareket edebilirler. Burada finansal kurumları bunu yapmaya iten asıl sebep rekabettir. Bu durum ise ters seçime yol açabilir. Finansal kurumlar daha fazla kredi yaratmak için riski yüksek yatırımcılara kredi açabilmektedir. Açılan bu krediler ise piyasaların başarısız olmasına yol açabilir. Bankaların sorunlu kredilerin artması finansal piyasalar için krizin öncü göstergeleri olabilir. Bu noktada bankaların yaşamış olduğu bu rekabet düzenleyici kurumlar tarafından denetlenmelidir.

Diğer yandan devletin finansal piyasalara sağladığı bazı güvenceler ve merkez bankasının sağladığı likidite olanakları ahlaki tehlike sorununa yol açabilmektedir. Finansal kurumlar ve yatırımcılar devletin güvencesinden dolayı daha riskli hareket etmektedirler. Mevduat sahipleri mevduat güvencesi nedeniyle fazla araştırma yapmadan mevduatlarını riskli bankalara yatırabilirler.

Sonuç

Finansal piyasaların varlığı, gelişmesi ve derinleşmesi genel ekonomi açısından son derece önemlidir. Finansal piyasaların üstlenmiş olduğu fonksiyonlar doğru bir şekilde işlemezse ekonomik krizlerin yaşanmasına yol açabilir. Bu noktada finansal piyasaların etkin olması gerekmektedir. Finansal piyasalarda yer alan kurumların etkinliğin sağlanması noktasında çok fazla role sahiptir. Özellikle asimetrik bilgi sorunun günümüzde küreselleşmeyle daha büyük bir sorun haline gelmiştir. Küreselleşmeyle birlikte finansal piyasalar bir birlerine daha entegre hale gelmiş, herhangi bir piyasada yaşanan kriz bulaşma etkisiyle diğer finansal piyasalara yayılması kuvvetli ve muhtemeldir. Örneğin 2008 yılında bankacılık sektöründe yaşanan kriz küreselleşmeyle birlikte tüm piyasalara yayılmış ve kriz daha da büyümüştür. Bu noktada finansal kurumlar ve devlet finansal piyasaların daha etkin çalışması için yoğun çaba harcamalıdırlar.

KAYNAKÇA

Exit mobile version