Ağbal 2017 Yılına İlişkin Bütçe Rakamlarını Değerlendirdi
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2017 yılına ilişkin bütçe rakamlarını değerlendirdi. Bütçenin, öngörülen sınırlar içinde büyümeye destek vermeye devam edeceğini belirten Ağbal, mali disiplinden vazgeçmeyeceklerini de vurguladı.
Bakan Ağbal, Bakanlık konferans salonunda düzenlediği basın toplantısında 2017 yılı Haziran ve Ocak-Haziran Dönemine ilişkin Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmelerini açıkladı.
Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ağbal, son bir yılda ülke ekonomisinin çok önemli sınavlardan geçtiğini dile getirdi.
Ağbal, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi, terör olayları, Türkiye’nin etrafında devam eden jeopolitik gelişmeler, ABD seçimleri sonrasındaki finansal kırılganlıklar, zayıf dış talep, 16 Nisan’daki referandum süreci gibi gelişmelerin Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını test eden gelişmeler arasında olduğunu anlattı.
Geçen yılın ilk yarısında ülke ekonomisinin gelişmekte olan ekonomilerden pozitif ayrışarak yüzde 4,9 büyüdüğünü hatırlatan Ağbal, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki terör olayları gibi nedenlerle 2016’nın üçüncü çeyreğinde ekonominin daraldığını söyledi.
Ağbal, hükümet olarak ekonomik göstergelerde ortaya çıkan olumsuz gelişmeler karşısında hızlı ve etkin tedbirler aldıklarına dikkati çekerek, arz ve talepte iyileşme sağlayacak önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerini belirtti.
– “Tedbirlerin kamu maliyesine etkisi azalacak”
Maliye politikası tedbirlerinin kamu maliyesine etkisi hakkında da bilgi veren Ağbal, “Tedbirler bütçede geçici de olsa bir miktar yük getirdi. Bu açıdan baktığımızda 2017’de kamu maliyesi alanında tedbirlerin 2017 bütçesine 11,9 milyar lira maliyeti oldu. Bu maliyet önümüzdeki yıllarda azalacak. 2018 yılında aldığımız tedbirlerin kamu maliyesine etkisi 7,4 milyar liraya düşecek.” diye konuştu. Ağbal, anılan maliyetin sonraki dönemde 6,9 milyar liraya doğru azalacağını kaydetti.
Ağbal, kamu maliyesine yüklenen maliyetlerden çok, daha fazla yaşanan ekonomik canlanmayı görmekten son derece memnun olduklarını belirterek, meseleye sadece maliyet odaklı bakılmaması gerektiğine işaret etti.
Söz konusu gelişmelerden bütçenin de doğal olarak etkilendiğini belirten Ağbal, merkezi yönetim bütçesinin 2016’da 29,9 milyar lira açık verdiğini, 2017’ye ilişkin bütçe açık hedefinin ise 46,9 milyar lira olduğunu anımsatarak, 2017 bütçe açığının, 2016’ya göre artacağının gerekçelerinin kamuoyuyla paylaşıldığını söyledi.
Haziran ayı merkezi yönetim bütçe açığının 13,7 milyar lira olarak gerçekleştiğini ifade eden Ağbal, bütçe giderlerinin 57,7 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerinin 56,4 milyar lira, bütçe gelirlerinin 43,9 milyar lira, vergi gelirlerinin ise 36,4 milyar lira olarak gerçekleştiğini belirtti.
Ağbal, Ocak-Haziran dönemine ilişkin bütçe açığının ise 25,2 milyar lira olduğunu kaydederek, bütçe giderlerinin 324,4 milyar lira, faiz hariç giderlerin 297,4 milyar lira, faiz giderlerinin 27 milyar lira, bütçe gelirlerinin 299,2 milyar lira, vergi gelirlerinin ise 246,1 milyar lira olduğunu anlattı. Ağbal, “Bu sonuçlara göre ilk 6 ayda gerçekleşen bütçe açığı, yılın başında hedeflenen bütçe açığının yüzde 53,9’u oranındadır. Hedeflenen bütçe açığı 46,9 milyar lira. İlk 6 ayda oluşan bütçe açığı 25,2 milyar liradır.” diye konuştu.
– “İşsizliğin azaltılması en önemli öncelik”
Ağbal, bugün açıklanan işsizlik oranlarına ilişkin olarak da “Ocakta işsizlik oranı yüzde 13’e kadar çıktıktan sonra, şubat, mart ve nisanda arka arkaya 3 dönemdir aşağı indiğini görüyoruz. Tabii bunda mevsimsel etkiler var ama ekonomiyle ilgili aldığımız tüm kararlar da istihdam artışını destekleyen önemli faktörler. Önümüzdeki dönemde işsizliğin azaltılması ve istihdamın artırılması hükümetimizin en önemli önceliklerinden biri olmaya devam edecek.” dedi.
Yılın 2. yarısında tüm göstergelerin Türkiye ekonomisinde beklentilerin üstünde bir toparlanma ve büyüme performansı ortaya koyduğuna dikkati çeken Ağbal, 2017 yılı 2. çeyreğine ilişkin büyüme göstergeleri açıklandığında da sevindirici rakamları görmeyi temenni ettiklerini dile getirdi.
Ağbal, yıl sonu geldiğinde Orta Vadeli Program’da belirtilenden daha yüksek bir büyüme oranını gerçekleştireceklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“Uygulanan sıkı para politikasına kararlılıkla devam edilmesi, maliye politikası kanalında özellikle birtakım fiyat ve vergi ayarlamalarına ilişkin enflasyonla mücadeleyi destekleyen kararlar almış olmamız, bir taraftan gıda enflasyonuyla ilgili Gıda Komitemizin aldığı kararlarla inanıyoruz ki yıl sonunda enflasyonu tek haneli seviyelerde tamamlayacağız. Bu bizim açımızdan son derece önemli. Önümüzdeki dönemde cari açığın bu seviyede korunması ve cari açığın finansmanında kırılganlıkların ortadan kaldırılması konusunda bizlere önemli görevler düşüyor. Bu konuda yaptığımız kararlı çalışmalara devam edeceğiz.”
– Yeniden yapılandırma
Naci Ağbal, geçen yıl kasım ayında uygulamaya konulan yeniden yapılandırma kanunu kapsamında 30 Haziran 2017’ye kadar vergi daireleri tarafından 18 milyar lira, diğer kurumlar tarafından 1,5 milyar lira, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ise 3,7 milyar lira prim tahsilatı olmak üzere 23,2 milyar lira tahsilat yaptıklarını söyledi.
Yeniden yapılandırma kanunu kapsamında 1 Ocak’tan bugüne kadar vergi dairelerince 5,6 milyar lira, SGK’nın ise 2,2 milyar lira tahsilat yaptığını bildiren Ağbal, “Bu durumda 1 Ocak’tan bugüne kadar 7,9 milyar lira tahsilat yapıldı. Bu, son derece önemli. 2017 bütçesini yaparken aslında yeniden yapılandırmadan öngördüğümüz gelir, 1,5 milyar liraydı. Bugün itibarıyla elde ettiğimiz tahsilat tutarı 7,9 milyar liraya vardı. Bundan sonraki aylarda da devam eden taksit ödemeleri var. 2017 yıl sonu geldiğinde inanıyorum ki yeniden yapılandırma kanunu kapsamında bütçenin gelir tarafına çok önemli bir katkı alacağız. Bugünden rakamı ifade etmeyeyim ama bugünden tahmin ettiğimiz bütçe açığını, önemli ölçüde aşağı çekecek bir tahsilat beklentimiz var.” değerlendirmesinde bulundu.
Haziran ayı içinde 1 Temmuz 2016-31 Mart 2017 arasındaki ödenmemiş kamu alacaklarının yapılandırılması için vatandaşlara imkan sunduklarını anımsatan Ağbal, kanun kapsamında vergi dairelerine 1 milyon 892 bin başvuru alındığını, 13,4 milyar liralık bir alacağın yapılandırıldığını söyledi.
SGK’ya ise bu dönemde 343 bin başvuru olduğunu, 5,2 milyar liralık bir alacağın yapılandırıldığını ifade eden Ağbal, “Dolayısıyla 7020 Sayılı Kanunun başvuru sonuçları itibarıyla yaklaşık 18,6 milyar liralık bir kamu alacağını yapılandırmış olduk.” diye konuştu.
Maliye Bakanı Ağbal, 6736 ve 7020 sayılı yeniden yapılandırma kanunları kapsamında toplamda 61 milyar liralık vergi alacağını yapılandırdıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Sosyal güvenlik tarafında yapılandırılan alacak tutarı 35,2 milyar lira oldu. Toplamda 96,2 milyar liralık kamu alacağını yapılandırmış olduk. Kesinleşmiş alacaklar dışında ayrıca gerek matrah artırımı gerekse işletme kayıtlarının düzeltilmesi çerçevesinde de vatandaşlarımıza önemli imkanlar getirmiştik. Burada da yaklaşık 25 milyar liralık tahakkuk yaptık. Yani matrah artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesiyle ilgili vatandaşlarımızın beyanlarına göre 24,8 milyar lira da buradan peşin veya taksitle tahsilat yapmaya devam ediyoruz. Bütün bunları üst üste topladığımızda bugün itibarıyla her 2 yeniden yapılandırma kanunun toplam kamu gelirleri olarak yapılandırdığı tutar 121 milyar liralık bir tutara ulaşıyor. Bu da toplam rakam olarak son derece başarılı bir uygulama yaptığımızı ortaya koyuyor.”
Maliye Bakanı Naci Ağbal, merkezi yönetim bütçesinde uygulanan genişlemeci maliye politikasının, ekonomik canlanmaya destek veren ekonomi politikasının bir yansıması olduğunu söyledi.
Uygulamaya konulan harcama programları ile ilave desteklerin bütçe harcamaları üzerinde 15,8 milyar liralık artış etkisi yarattığını dile getiren Ağbal, şöyle konuştu:
“Bütçenin gelir tarafında ekonomik canlanmayı desteklemek üzere uygulamaya koyduğumuz vergi, teşvik, destek ve indirimlerinin vergi gelirlerine aşağı yönlü toplam etkisi ise ilk 6 ay için 3,3 milyar lira olmuştur. Ekonomiyi canlandırmaya yönelik uygulamaya koyduğumuz karar ve tedbirlerin ekonomimiz üzerinde olumlu etkilerini de bu süreçte somut şekilde görmekteyiz. İlk çeyrekte yüzde 5’lik bir büyüme oranının gerçekleşmiş olması son derece önemlidir. 6 aylık süreç içerisinde ekonominin üretim, yatırım, ihracat ve istihdam göstergelerinde arka arkaya geleceğe ilişkin beklentileri de olumlu geleceğe ilişkin yönde gerçekleşmeler ortaya çıkmıştır. Bu açıdan ekonominin maliye politikası tarafında doğru zamanda, doğru araçları kullanarak uygulamaya koyduğumuz tedbirler son derece isabetli olmuştur. Uygulamaya koyduğumuz tedbirler ve desteklerin içeriğine bakıldığında ekonominin arz tarafını destekleyen, işletmelerin finansa erişimini önceleyen yatırım, üretim ve istihdam üzerindeki maliyetleri aşağı çeken programlardan oluştuğunu görüyoruz.”
Getirdikleri destek, teşvik, indirim ve istisnaların geçici olmasına özel önem verdiklerini vurgulayan Ağbal, ekonomik konjonktürdeki iyileşme ve normalleşmeye bağlı olarak zamanı geldiğinde bunlara son verileceğini belirtti.
Mali disiplin konusundaki hassasiyetlerinin devam edeceğine değinen Ağbal, şunları kaydetti:
“Kamu maliyesinde meydana gelen genişleme kontrollüdür, geçicidir, seçicidir ve ekonominin ihtiyaçları doğrultusunda her zaman için değiştirilebilir noktadadır. O açıdan ‘öngörülemez noktalara gittiği’ şeklindeki değerlendirmeler gerçeklerden uzaktır.
2017 yılı bütçe açığına ilişkin birtakım değerlendirmeler yapılıyor. Bir defa daha bu değerlendirmeleri yapanlar yanılacaklar. 2017 bütçe açığımız, bütçe hedefi olarak ortaya koyduğumuz rakamlardan bir miktar yukarı olacak ama hiçbir şekilde piyasalarda söylenen rakamlar olmayacak. Özellikle bütçenin gelir tarafında uygulamaya koyduğumuz birtakım çalışmalar, gayretler var. Yılın ikinci yarısında bütçenin gelir tarafında çok daha olumlu bir performansı yakalayacağız, bunu görüyoruz. Bütçenin gelir tarafında 2017’nin ikinci yarısında güçlü bir toparlanmayı bekliyoruz. Harcama tarafında ise ekonomide geldiğimiz konjonktür itibarıyla ilave bir harcama programı üzerinden kaynak aktarmaya gerek yok. Ekonominin son derece olumlu bir döngü ve konjonktür içerisine girdiğini görüyoruz. İkinci yarıda zamanı geldiğinde geçici nitelikte olan programlara son verilecek ve özellikle yılın belki de son birkaç ayında harcama tarafında da ciddi anlamda birtakım kararları alacağız.”
Ağbal, terörden kaynaklı tahribatların ortadan kaldırılmasının da bütçe açığını olumsuz etkileyen faktörler arasında yer aldığına işaret ederek, “Bütçe açığında aşırı bir iyimserlik gösterecek halimiz yok. Aşırı bir kötümserliğe de gerek yok. Yetki bizde, imkan bizde. Yetkilerimizi, imkanlarımızı kullanacağız, ekonomimizin ihtiyaçlarını dikkate alacağız, içinde bulunduğumuz koşullara göre olması gereken seviyede bir bütçe açığını koruyacağız, diğer taraftan da ekonomiyi, üretimi ve yatırım yapımızı destekleyeceğiz.”
– “Özelleştirme hedefini yakalamada kararlıyız”
Bakan Ağbal, ekonomide canlanmaya destek amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumu ocak, şubat ve mart aylarına ilişkin sosyal güvenlik prim ödemelerini bu yılın son çeyreğine ertelediklerini hatırlatarak, yaklaşık 9 milyar liralık alacağın ekim, kasım ve aralık aylarında tahsil edeceklerini ifade etti.
Söz konusu düzenleme yapılmasaydı 25,2 milyar liralık bütçe açığının 16 milyar lira civarında gerçekleşmesinin beklendiğini dile getiren Ağbal, “Ama biz hükümet olarak KOBİ’lerin o dönem içerisinde nakit sıkıntılarını aşmak adına böyle bir düzenleme yapmış olduk.” diye konuştu.
Bu yılın 6 ayında 5,8 milyar lira özelleştirme geliri elde edildiğini dile getiren Ağbal, “Yıl sonunda 13 milyar liralık özelleştirme geliri hedefimiz var. Özelleştirme İdaremiz, biz de hükümet olarak ciddi bir gayret gösteriyoruz. İnşallah önümüzdeki aylarda yoğun bir şekilde çalışmak suretiyle bu 13 milyar liralık hedefi yakalama konusunda büyük bir kararlılığımız var.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Varlık Fonu’na devredilen Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) 2016 yılına ilişkin temettü ödemelerinin merkezi yönetim bütçesi geliri olarak Hazineye aktarılmasına karar verdiklerini belirten Ağbal, “Bu çerçevede şu ana kadar haziran ayı içinde 567 milyon liralık temettü gelirini Hazine gelir kaydetti. Diğer KİT’lerden gelecek temettü gelirleriyle 1,1 milyar liralık temettü gelirini merkezi yönetim bütçesi geliri olarak kaydedeceğiz.” dedi.
– “Yıl sonuna kadar gelir elde etme amacıyla vergi artışı yapmayacağız”
Maliye Bakanı Naci Ağbal, toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Ağbal, gelecek dönemde kamu ürün ve hizmetlerine yönelik herhangi bir vergi artışı olup olmayacağına yönelik bir soruya karşılık, maliye politikasının Merkez Bankasının enflasyonla mücadele politikasına destek vereceğini vurguladı.
Bugüne kadar maliye politikasının para politikası arasındaki uyuma her dönem dikkat ettiklerini anlatan Ağbal, “Bu dönem daha çok dikkat ediyoruz. Özellikle enflasyon üzerinde etki yapabilecek vergi ayarlamalarından kesin bir dille kaçınıyoruz. Dolayısıyla yılsonuna kadar özellikle gelir elde etme amacıyla herhangi bir vergi artışı, vergi ayarlaması yapmayacağız. Bu yolla ekonominin enflasyon tarafında, para politikasına destek olmaya devam edeceğiz. Özellikle kamu maliyesinin oluşturduğu harcama tasarruf dengesi, gerekse kamu gelirleri ayağında da uygulayacağımız politikalarla piyasadaki arz ve talebin oluşmasına olumlu yönde katkı yapmak suretiyle Merkez Bankasının enflasyonla mücadelesine destek vereceğiz.” dedi.
-“Bütçenin gelir tarafında çok daha hızlı bir toparlanma yaşanabilir”
Ağbal, bir soru üzerine, haziran ayında 12,5 milyar lira faiz dışı açık meydana geldiğini ifade ederek, ocak-haziran döneminde ise 1,8 milyar lira faiz dışı fazla verildiğini bildirdi.
Maliye Bakanı Ağbal, merkezi yönetim bütçe dengesine yönelik bir soruya ilişkin de şöyle konuştu:
“Şu anda bütün gayretimiz merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 2’nin altında bir seviyede gerçekleşmesini sağlamaktır. Normal ortalama bir senaryoda, yani geleceğe dönük bir baz senaryo ürettiğimizde yüzde 2’nin hemen altında veya hemen üstünde yüzde 1,9 -2,1 arasında bir baz senaryo öngörüyoruz ama özellikle ikinci yarıda bakanlık olarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarla hükümet olarak yapacağımız çalışmalar sayesinde bu açığın daha aşağılara gelmesi noktasında gayretlerimiz olacak. Baz senaryoda ben gelir tarafında daha ihtiyatlıyım, geleceğini bildiğim bazı gelirleri saymıyorum. ‘Birtakım giderler de olabilir’ diye bakıyorum. Dolayısıyla benim senaryom aslında bu açıdan bakıldığında bir miktar kötümsere kayan bir senaryo. O açıdan bir taraftan bu ihtiyatlı senaryoyu ifade ederken bir taraftan da Gelir İdaresi Başkanlığımıza, Özelleştirme İdaresi Başkanlığımıza, Bakanlığımızın diğer birimlerine kararlı bir şekilde bu rakamların daha da iyileşmesi noktasındaki elimizdeki potansiyeli harekete geçirmemiz konusunda talimatlar veriyorum. Yeniden yapılandırma kanunu, özelleştirme gelirleri ve diğer birtakım gelirler tarafında daha önceki senaryolarda ifade ettiğim rakamlardan daha iyi bir performans yakalayacağımızı söyleyebilirim.”
Ağbal, şu andaki senaryoya göre bir olumsuzluk olmadığı sürece ekonomideki güçlü toparlanma sayesinde bütçenin gelir tarafında çok daha hızlı bir toparlanmanın yaşanabileceğini ve bütçe dengesinin söz konusu ortalama senaryodan daha iyi olacağını beklediklerini dile getirdi.
– “Mali disiplinden, bütçe dengesinden asla vazgeçmeyiz”
Bir soru üzerine, Hazine Müsteşarlığının nakit gerçekleşmelerinin doğrudan doğruya merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleriyle eş değer ve paralel görmenin yanlış olduğuna dikkati çeken Ağbal, şöyle devam etti:
“Merkezi yönetim bütçe dengesi itibarıyla bakıldığında kendi senaryomuza uygun bir kamu borçlanma politikası olacak. Bu bir miktar Hazinenin başlangıçta hazırladığı borçlanma miktarını yukarıya çekecek ama burada Müsteşarlık, Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı olarak merkezi yönetim bütçesinden kaynaklanan ilave borçlanma miktarını ayağı çekmek için yoğun bir gayret gösteriyoruz. Onun dışında başka faktörlerden kaynaklanan nedenlerle de Hazine’nin nakit planlamasında öngörülenin bir miktar üzerinde gideceğiz. Ama toplamda bütün bu yüklerin aşağıya çekilmesi ve Hazine’nin nakit dengesinin de piyasalar bakımından öngörülenden daha iyi bir sınır içerisinde kalması noktasında gayretlerimiz var. Kimse şundan endişe etmesin, ‘Maliye disiplininden, bütçe dengesinden asla vazgeçmeyiz ama kamu maliyesinin ekonomik konjonktürdeki ihtiyaçlara göre zaman zaman daralması, genişlemesi olacak. Önemli olan yapısal olarak orta ve uzun vadedeki bütçenin görünümü.”
Türkiye’nin yakaladığı bütçe performansının uluslararası karşılaştırmalarda en güçlü olduğu yönlerden biri olduğunu ifade eden Ağbal, ortalama senaryoda, yılın başında hedeflenene göre bütçe dengesinin mille gelire oranının 0,3-0,6 arasında yukarı yönlü bir gerçekleşmeden bahsedildiğini, buna rağmen uluslararası karşılaştırmalarda son derece olumlu bir noktada olduğunu, alınacak tedbirlerin bu gerçekleşmeleri aşağıya çekebileceğini söyledi.