KDV İade Alacaklarının ÖTV Borçlarına Mahsubu
Mahmut Bülent YILDIRIM
Yeminli Mali Müşavir B&D
b.yildirim@vdd.com.tr
Katma Değer Vergisi, mal veya hizmetlerin üretim safhasından nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar her aşamada oluşturulan ilave değerin vergilendirmesini amaçlayan bir vergileme çeşididir. Katma Değer Vergisi, indirim mekanizması nedeniyle her aşamada hesaplanan verginin, bir önceki aşamada hesaplanan vergiden indirilmesi ve kalan kısmın çıkması halinde vergi dairesine ödenmesi ilkesine dayanmaktadır. Bir kısım teslimlerin KDV den istisna edilmiş olması ya da düşük oranlı vergiye tabi olması bu sistemde alış safhasında ödenen katma değer vergisinin mükellefin üzerinde kalmasına yol açmaktadır. Bunu gidermek için KDV iade sistemi getirilmiştir.
KDV Uygulama Genel Tebliğinin[1] IV.2 “Mahsup Yoluyla İade” başlığı aşağıdaki gibidir. KDV iade alacağı mükellefin kendisinin veya ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların),
— Vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına,
— İthalat sırasında uygulanan vergilere,
— Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına,
mahsuben iade edilebilir.
Daha sonra bu düzenlemeye 7 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ[2] ile (4760 sayılı ÖTV Kanunundan doğan borçlar hariç) ibaresi getirilmiş ve KDV Uygulama Genel Tebliğinin IV.2.1.1 bölümü “Mükellefler, KDV iade alacaklarını; kendilerinin, ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit Şirketlerde ortakların (komandit Şirketlerde sadece komandite ortakların) aşağıda belirtilen borçlarına (4760 sayılı ÖTV Kanunundan doğan borçlar hariç)* mahsubunu talep edebilirler.” Şeklinde düzenlenmişti. Böylelikle bir yandan ithalat diğer yandan da ihracat yapan firmalar büyük bir vergi yükü ile karşı karşıya kalmışlardır. Çünkü 7 No.lu Tebliğ den önce ithalat esnasında yüksek ÖTV yükü ile karşı karşıya kalan firmalar ihracattan alacakları KDV’yi ithal sırasında doğan ÖTV’ye mahsup etmek suretiyle yüksek ÖTV ödemekten kurtulabiliyorlardı.
4 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 7) ile KDV Uygulama Genel Tebliğinin (IV/A-2.1.1.) bölümüne eklenen (4760 sayılı ÖTV Kanunundan doğan borçlar hariç) ibaresi KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO:13)[3] ile bu kez yürürlükten kaldırılmıştır. Bu değişiklikle mükellefler, KDV iade alacaklarını; kendilerinin, ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) Tebliğin ilgili bölümünde belirtilen ÖTV dahil borçlarına mahsubunu talep edebileceklerdir.
İade hakkı tanınan işlemlerden kaynaklanan KDV iade alacağının 4760 sayılı ÖTV Kanunundan doğan borçlara mahsuben iadesi, mükellefin talebine bakılmaksızın sadece vergi inceleme raporu sonucuna göre yapılacaktır. Mahsup işlemi vergi inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarih itibariyle yerine getirilecek, talep edilen iade miktarının tamamı için (İndirimli Teminat Uygulama Sistemi sertifikası sahibi mükellefler dahil) teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebi yerine getirilecek ancak teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülecektir.
KDV iade alacağının 4760 sayılı ÖTV Kanunundan doğan borçlara mahsuben iadesine ilişkin 22 Haziran 2017 tarihi itibariyle henüz sonuçlandırılmamış iade talepleri de münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilecek, mahsup işlemi vergi inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarih itibariyle yerine getirilecek, talep edilen iade miktarının tamamı için (İndirimli Teminat Uygulama Sistemi –İTUS- sertifikası sahibi mükellefler de dahil) teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebi yerine getirilecek ve teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülecektir.
II-DÜZENLEMEYE YÖNELİK ÖNERİLER
Özellikle küresel ekonominin daraldığı, işletmelerin küçüldüğü bir ortamda gerek ticari borçların gerekse vergi borçlarının ödenmesinde zorlanıldığı bir ortamda KDV İade alacaklarının ÖTV borçlarına mahsup imkanını sağlayan düzenleme çok yerindedir. Ancak mahsup işleminin sadece vergi inceleme raporuna dayanılarak yerine getirilmesi mükellefleri mahsuplarının yerine getirilmesi için uzun zaman beklemelerine yol açabilecektir. Çünkü gerek inceleme elemanlarının sayısal yetersizliği gerekse vergi incelemesinin belli prosedürler ve belirli süreler çerçevesinde gerçekleşen bir süreç olması zaman kaybına yol açacaktır. Dolayısıyla da bu incelemelerde de diğer ÖTV incelemelerinde olduğu gibi inceleme süresinin 3 aylık sürede bitirilmesine yönelik bir düzenleme bir nebze faydalı olabilecektir. Her ne kadar ÖTV incelemelerinde inceleme süresinin 3 ay içinde bitirilmesi gerektiği düzenlenmiş olsa da fiilen bu mümkün olamamaktadır. Çünkü inceleme elemanlarının iş yükünün çokluğu, inceleme görevlendirme prosedürleri, inceleme yazısının vergi dairesinden çıkması ve inceleyecek birime gitmesi gibi süreçler bu incelemelerin 3 ay içerisinde bitirilmesine olanak vermemektedir. Buna rağmen bu mahsup incelemelerinde de incelemenin bitirme süresinin diğer incelemelerden farklı olarak hızlandırılması yerinde bir düzenleme olacaktır. Aksi halde düzenlemeden beklenen amaç mükellefler için gerçekleşmeyecek ve uzun inceleme süreçleri neticesinde işletmeler dikkatlerini ve enerjilerini satışa, üretime ve büyümeye vermek yerine vergi incelemesine vermek zorunda kalacaklardır.
Yine bu düzenlemeye yönelik bir diğer öneri de mahsup işlemlerinin vergi incelemesi yanında Yeminli Mali Müşavir raporuyla yerine getirilmesine olanak verilmesidir. Bilindiği gibi Yeminli Mali Müşavir incelemeleri vergi incelemelerinden daha hızlı bir şekilde sonuçlanmaktadır. Dileyen mükellefler mahsubunu vergi incelemesi raporuyla yapabilmeli dileyen mükellefler ise mahsubunu Yeminli Mali Müşavir incelemesine göre yerine getirebilmelidir. Mali idarenin inceleme hakkı her zaman saklı olduğundan YMM Raporu ile mahsup işlemi yapan mükellefleri her zaman inceleyecek ve kontrole tabi tutacaktır. Her türlü nakdi iadeler için yetki verilmiş olan Yeminli Mali Müşavirlerin bu düzenlemede yer almaması bu kapsamdaki vergi incelemelerin birikmesine ve sürecin tıkanmasına yol açacaktır.
Bu düzenleme iade istenilecek tutarın tamamı için teminat verilerek mahsupların yapılmasına olanak vermekte ancak teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülecektir. Bu noktada da önerimiz teminat tutarının iade tutarının tamamı için değil de belli bir oranı tutarında verilmesi ve İTUS (İndirimli Teminat Uygulama Sistemi) Sertifikası sahibi mükelleflerin de indirimli teminat verebilmesine olanak sağlanmalıdır.
III-SONUÇ
Mükellefler, 22.06.2017 tarihinde yapılan tebliğ düzenlemesiyle KDV iade alacaklarını; kendilerinin, ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) ÖTV dahil borçlarına mahsubunu talep edebileceklerdir. Düzenleme mağduriyetleri giderici ve yerinde bir düzenleme olmakla birlikte mahsup işlemlerinin hızlandırılmasına yönelik olarak ilave düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır. Özellikle KDV iade süreçlerinin en hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasına yönelik olarak odaklanmış bir mali idarenin, KDV iade alacaklarının ÖTV borçlarına mahsup işleminin sadece vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesine yönelik düzenleme yapması kendi uygulamalarıyla çelişmesi anlamını taşımaktadır. Bu noktada vergi incelemelerinin belli bir süre içinde bitirilmesine yönelik ilave düzenleme zaman kaybını azaltacaktır. Ayrıca, KDV iade alacaklarının ÖTV borçlarına mahsup işleminde vergi inceleme raporu yanında Yeminli Mali Müşavir Raporu ile de mahsup işleminin yapılmasına olanak verilmesi ve teminat vererek iade almak isteyen mükelleflere yönelik olarak iade tutarının sadece belli bir tutarı kadar teminat istenerek mahsubun yerine getirilmesi, mükellefleri hem süre açısından hem de maliyetler açısından rahatlatacaktır.
Kaynaklar
– www.gib.gov.tr
– 3065 Sayılı KDV Kanunu
– KDV Uygulama Genel Tebliği
– 7 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ
– 13 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ
[1] 26.04.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[2] 04/10/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[3] 22.06.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.