Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Küresel Kriz ve Yeni Politikalar – Negatif Faiz – Easy Monetary Policy

DENİZ ÇEVİK

Küresel Kriz ve Yeni Politikalar – Negatif Faiz

Deniz ÇEVİK
Gelir Uzman Yrd.
denzcvk@gmail.com

2008 küresel krizle birlikte ekonomiler, krizden kurtulabilmek için pek  çok politika ile ekonomiye müdahale etmeye başladılar.

Küresel krizin ardından merkez bankaları ( FED, ECB ve JAPON MB vb. ) şimdiye kadar alışık olmadığımız para politikası araçlarına yöneldiler. Özellikle gelişmiş ekonomiler düşük büyüme ve yüksek işsizlikle karşı karşıya kalınca, ekonomide tekrar canlanmayı sağlamak üzere genişletici para politikalarına yöneldiler.

FED ve AB merkez bankası, ekonomileri yaşanan deflasyondan kurtarmak aynı zamanda enflasyon oranını %2 civarında tutarak  belli bir ekonomik büyümeyi yakalayabilmek üzere iki temel politika aracı belirlediler. Bunlar;

– Easy Monetary Policy ve

– Negatif Faiz politikasıdır (Negative Interest Rate Policy).

FED 2008 krizi sonrası piyasadan çok fazla tahvil alarak piyasaya likidite aktarmış bu şekilde ekonomide yatırımları artırıp, canlanmayı sağlamayı hedeflemiştir. FED bu genişlemeyi uyguladığı sıfır faiz (Zero Interest Rate Policy) oranlarıyla desteklemiştir. FED uyguladığı politikaların meyvelerini 2014 yılının ikinci çeyreğinde %3,9’luk büyüme oranıyla toplamıştır. Üstelik bu büyüme %1.9’luk enflasyon rakamıyla yakalanmıştır. Bu gelişmelerinde etkisiyle FED genişletici politikaları azaltmaya başlamış ve günümüze kadar bir dizi faiz artırımına gitmiştir.

AB Merkez Bankası (ECB) uyguladığı genişletici para politikası (Easy Monetary Policy) Amerika’da olduğu gibi istenen sonuçları vermemiştir. ECB krizle birlikte gündeme gelen yeni bir politika olan Negatif Faiz uygulamasına geçmeye başlamıştır. 2014 yılında ECB  Başkanı Mario Draghi, euro kullanan  Avrupa Ülkelerinin Negatif Faiz Oranı Politikasına (Negative Interest Rate Policy) geçtiğini duyurmuştur. Avrupa Birliği Merkez Bankası bu hamlesiyle ekonomiyi canlandırıp deflasyonu önlemeyi amaçlamıştır.

Peki negatif faiz uygulaması ne anlama gelmekte? Faiz, ekonomide tasarruf sahiplerinin tasarruflarını ödünç vermenin karşılığı olarak aldıkları bir orandır. Bireyler tasarruflarını bankaya mevduat hesaplarına yatırarak faiz geliri elde etmektedir. Eğer bir ekonomide faizler çok yüksekse elinde para bulunan kişiler bu paraları yatırıma dönüştürmek yerine faize yatırıp risksiz gelir elde ederler. Bu durum ekonomiler için istenen bir durum değildir. Küresel krizle birlikte ekonomilerin yaşanan deflasyondan çıkarılması isteniyorsa düşük faiz oranları gerekmektedir.

Negatif faiz ise bu bahsettiğimiz faiz tanımının tersi bir durumdur aslında. Tasarruf sahipleri negatif faiz uygulaması durumda, bankaya para yatırdıklarında artık faiz geliri alamayacak üstüne üstlük bankaya para vermek zorunda kalacaklardır.

Negatif faiz politikasıyla Merkez Bankaları, bankaları kasalarındaki paraları MB’na yatırmak yerine artık piyasaya kredi vermeleri noktasına itmektedir. MB negatif faiz uygulamasıyla bankalara şu mesajı vermektedir, paranızı bana yatırmayın, para vermem üstüne sizden faiz alırım.

ECB bu politika ile EURO bölgesinde ekonomiyi canlandırmak ve enflasyon beklentisini yükseltmeyi amaçlamaktadır. ECB’nin negatif faiz uygulaması halen devam etmektedir. Buna rağmen istenen ekonomik canlılık tam olarak yakalanamamıştır. ECB genişletici politikalara 2017 yılında son aldığı kararla devam etmektedir. Negatif faiz uygulamasına 2016 yılında Japonya’da dâhil olmuştur. Japonya da negatif faiz uygulamasıyla ekonomisini içinde bulunduğu deflasyondan kurtarıp talebi arttırmayı amaçlamıştır. Japonya negatif faiz oranıyla tasarrufları yatırıma dönüştürmeyi hedeflemektedir.

Görüldüğü üzere negatif faiz uygulaması gelişmiş ekonomilerde uygulama alanı bulmuştur. Bu ülkelerde hali hazırda düşük enflasyonla birlikte düşük faiz oranları mevcuttur. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde negatif faiz uygulaması pek mümkün değildir. Çünkü yüksek faiz uygulayan bu ülkelerde, faizlerin negatife çekilmesi yüksek sermaye çıkışına ve yüksek cari açıklara yol açıp ekonomik dengesizlikler yaratacaktır.

Kaynakça:

 

Exit mobile version