Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Zeybekçi’nin Serbest Bölgeler Kanunu Değişikliği İle İlgili Değerlendirmeleri

Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 24 Şubat 2017 tarihli ve 29989 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

1987 yılında Mersin ve Antalya Serbest Bölgeleriyle hayata geçen serbest bölge uygulaması, bugün 18 bölge ile sürdürülmektedir. İhracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etme, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırma, işletmeleri ihracata yönlendirme, uluslararası ticareti geliştirme amaçlarıyla kurulan serbest bölgeler, bu işlevleriyle ülkemizin önemli kalkınma ve dış ticaret politikası araçlarından birisidir.

2016 sonu itibarıyla serbest bölgelerde 530’u yabancı, 1.495’i yerli olmak üzere toplam 2.025 firma faaliyetini sürdürmektedir. Hâlihazırda serbest bölgelerimizde toplam 66.095 kişi istihdam edilmektedir. Serbest bölgelerde 2016 yılında 19 milyar dolarlık ticaret gerçekleşmiştir. Ayrıca, serbest bölgelerde 2016 itibarıyla, yaklaşık 34,6 milyon doları kamuya ait olmak üzere, toplam 4,6 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirilmiştir.

Serbest bölgelerimizin yasal çerçevesini oluşturan 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununu günün koşullarına daha uyumlu kılmak, serbest bölgelerimize yepyeni bir çehre kazandırmak, dünyadaki benzerleri arasından sıyrılıp tercih edilir hale getirmek amacıyla yürürlüğe konan 6772 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda; serbest bölgelerin işleyiş sorunlarının giderilmesi, yatırım yeri olma statülerinin kuvvetlendirilmesi, stratejik, öncelikli veya büyük ölçekli yatırımların serbest bölgelere çekilebilmesi ve serbest bölgelerin ülkemizin lojistik potansiyeline katkısının artırılmasına yönelik önemli düzenlemeler yapılmıştır.

Serbest Bölgeleri Nitelikli Yatırımlar İçin Fırsat Sunan Çekim Merkezi Haline Getiriyoruz

Serbest bölgelerimize nitelikli yatırımların çekilmesi ve bu bölgelerin birer çekim merkezi olmasını sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilmiştir.

Bu kapsamda yapılan düzenlemeler ile, yatırım teşvik kararları çerçevesinde teşvik belgesine bağlanan stratejik, büyük ölçekli veya öncelikli yatırımlar ile proje bazında desteklenmesine karar verilen yatırımlara uygulanacak özel hesap ücretlerinin sıfıra kadar indirilmesine yönelik olarak Hükümetimize yetki tanınmıştır. Ayrıca, bu yatırımlar özelinde, stopaj istisnası için gerekli olan %85’lik ihracat oranını %50’ye kadar indirmek konusunda da Bakanlar Kurulunu yetkilendirilmiştir. Bu konudaki karar en kısa zamanda yürürlüğe girecektir.

Serbest Bölgeleri Uluslararası Şirketlerin Bölgesel Hizmet Üssü Haline Getiriyoruz

Çok uluslu şirketlerin lojistik operasyonlarını Türkiye’den yürütmesine yönelik olarak, ülkemizin bu anlamda bir lojistik üs haline gelmesi amacıyla tamamı yurtdışına yönelik lojistik hizmetleri serbest bölgelere çekecek teşvikler hayata geçirilmiştir.

Bu çerçevede, lojistik hizmetleri tamamlayıcı nitelikteki bakım, onarım, montaj, demontaj, elleçleme, ayrıştırma, ambalajlama, etiketleme, test etme ve depolama hizmetlerine gelir veya kurumlar vergisi istisnası getirilmiştir.

Serbest Bölgelerde Yatırımlar İçin Emlak Vergisi Muafiyeti Getiriyoruz

Özel arazili serbest bölgelerde, yatırımcılarımızın Emlak Vergisi yükü azaltılmıştır. Bu bölgelerde, yatırımcılarımız artık inşa ettikleri binalar için 5 yıl boyunca emlak vergisi ödemeyeceklerdir.

Yine bu muafiyetin yanı sıra, yakın zamanda yapılan bir Kanun değişikliğiyle de, serbest bölge işleticilerinin yatırımcılara tahsis etmek üzere ellerinde tuttukları araziler için de emlak vergisi muafiyeti sağlanmıştır. Böylece, serbest bölge firmalarının yatırım ve işletme maliyetlerinin düşürülmesi adına önemli bir gelişme kaydedilmiştir.

Serbest Bölge İhracatçılarının Taşımacılık Maliyetlerini Düşürüyoruz

Yakın zamanda yürürlüğe giren bir başka düzenleme ile, serbest bölgelerde taşımacılık maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla, serbest bölgelere veya bu bölgelerden yurtdışına yapılan taşımacılık hizmetlerine KDV istisnası sağlanmıştır. Yaptığımız son düzenlemeler ile birlikte, serbest bölgelerden yurtdışına daha rekabetçi fiyatlarla mal gönderilmesi mümkün hale gelmiştir.

Yurtdışında Sanayi, Ticaret ve Lojistik Bölgeleri Kurmak İçin Gerekli Hukuki Altyapıyı Hazırladık.

Yurtdışında stratejik noktalara ülkemiz sanayi ve ticaretini tamamlayıcı mahiyette bölge ve merkezler kurulacaktır.

Bu amaçla, ülkemizin yurtdışında sanayi, ticaret ve lojistik amaçlı bölgeler kurabilmesi ve buralara yatırım yapacak Türk şirketlerinin her anlamda desteklenmesi için Hükümetimize yetki verilmiştir.

Ayrıca;

Yukarıda bahsedilenlerin yanısıra, serbest bölgelerin arazi ihtiyaçlarının karşılanmasında Devletimizin üzerindeki mali yük kaldırılmakta ve bu süreç hızlandırılmaktadır. Kanunla getirilen bir diğer önemli değişiklik ise stopaj istisnasının uygulanması usulünün tahakkuktan terkin yöntemi olduğunun açıklığa kavuşturulmasıdır.

Uluslararası rekabetçilik gittikçe derinleşirken, bir taraftan da ülkeler lokomotif nitelikteki reel sektör yatırımlarını ülke içinde tutabilmek adına büyük çaba harcamaktadır. Serbest bölgelerimiz de, sunduğu elverişli olanaklar ile, gerek yerli gerek yabancı sermaye yatırımcısına rekabetçiliğini koruyan bir yatırım alanı sağlamaktadır. Bugün yürürlüğe giren 6772 sayılı Kanun ile serbest bölgelerimiz, stratejik nitelikte, ekonomimizin ve ekonomik kalkınmamızın ihtiyaç duyduğu yatırımların çekilmesinde ve desteklenmesinde önemli esneklikler kazanmış olacaktır.

Türkiye Tanıtım Grubunu Kuruyoruz

Kanunun 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda değişiklik yapan maddeleri uyarınca, Sektörel Tanıtım Gruplarının kuruluş dayanağı olan hüküm yürürlükten kaldırılmış, bunun yerine, ihracatın geliştirilmesi ve Türk malı algısının dünya pazarlarında güçlendirilmesini teminen TİM nezdinde oluşturulacak olan “Türkiye Tanıtım Grubu”nun kuruluşuna cevaz veren bir madde eklenmiş ve son olarak hâlihazırda faaliyet göstermekte olan Sektörel Tanıtım Gruplarının tasfiyesi ile gelirleri ve diğer hak ve kıymetlerinin Türkiye Tanıtım Grubu’na devrine ilişkin usul ve esasların Bakanlığımızca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

Sektörel Tanıtım Grupları, ihracatın artırılması, yurtiçinde ve yurtdışında sektörün tanıtımının sağlanması, sektörle ilgili pazar araştırmaları yapılması, pazar farklılaştırmasının sağlanması ve Türk ürünlerinin yurtdışındaki imajının güçlendirilmesi amaçları çerçevesinde faaliyet göstermek üzere kurulmuş yapılardır. Bu kapsamda, Bakanlığımızca belirlenen ihracat politikaları, stratejiler, hedef pazarlar ve tanıtım faaliyetleri çerçevesinde çalışmalar yapmak üzere kurulmuş olan Sektörel Tanıtım Gruplarınca oldukça faydalı faaliyet ve çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

Ancak, 15 farklı Sektörel Tanıtım Grubunun sektörel olarak ve hatta bazı örneklerde ürün bazında teşkilatlanması ve her sektörel tanıtım grubunca kendi icra planları çerçevesinde faaliyetler gerçekleştirilmesi, ortak bir amaçla kurulmuş bulunan bu yapılarca gerçekleştirilen faaliyetlerin verimliliğini olumsuz yönde etkilemiştir.

Bununla birlikte, tanıtım faaliyetlerinin küresel ölçekte başarıya ulaşabilmesinin yolu, bu amaçla gerçekleştirilen faaliyetlerin etkin ve güçlü bir şekilde ve koordinasyon dahilinde yürütülmesinden geçmektedir. Günümüzde en etkin pazarlama ve markalaşma stratejisi, kuvvetli tanıtım ve algı yönetimi faaliyetleri gerçekleştirerek, ülke imajımızı olumlu yönde geliştirmektir. Ancak bu amaçla yapılacak faaliyetlerden etkin sonuçlar alınabilmesi için, söz konusu faaliyetlerin tek çatı altında yürütülmesi gerekmektedir.

Tanıtım faaliyetlerinin koordinasyon içerisinde gerçekleştirilmesi, planlı bir tanıtım stratejisi oluşturulmasına fayda sağlayacak ve bu çerçevede yapılan faaliyetlerle elde edilmesi planlanan hedeflere ulaşılması kolaylaşacaktır. Bu kapsamda, esasen ortak amaçlara hizmet etmekte olan Sektörel Tanıtım Grupları tek bir çatı altında birleştirilmiştir. Böylelikle, hem aynı amaca yönelmiş farklı yapılarca yürütülmekte olan faaliyetlerin etkinliği artırılacak, hem de bu faaliyetleri gerçekleştirmek üzere tahsis edilmiş kaynakların verimli bir şekilde kullanılması sağlanmış olacaktır.

Exit mobile version