Dernek Yönetim Görev Yetki ve Sorumlulukları
Mintez ŞİMŞEK
Mali Genel Müdür Yardımcısı
MEB İLKSAN
msimsek@ilksan.gov.tr
Ülkemizin sivil toplum gücü ve sivil örgütlenme mecrası adına en önemli yapı taşlarından birisi olan dernekler; hukuki bir varlık olarak faaliyetlerini genel kurullarında teşekkül ettirdikleri yönetim kurulları vasıtası ile yürütmektedirler.
Derneğin bir nevi sahibi olan yönetim kurulunun, bu sahiplikten kaynaklı olmak üzere birçok görevi ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu görev ve sorumluluklarının asli tarafı yasalarla, tali tarafı ise dernek tüzükleri ile düzenlenmektedir.
5253 sayılı Dernekler Kanununun “4. Maddesinin f” fıkrası amir hükümleri gereğince, derneğin kuruluşunun asli belgesi olan dernek tüzüğünde, dernek yönetim kurulunun asıl ve yedek üye sayıları ile bu üyelerin ne şekilde seçileceği ve yine bu kurulun görev ve yetkilerinin ne olduğunun açıkça belirtilmesi zorunludur.
Derneğin tüm üyelerini temsil eden genel kurulun verdiği yetki ile dernek tüzüğünde belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere, derneği temsil ve ilzama yetkili olan yönetim kurulu; dernek tüzel kişiliğince kurulan iktisadi işletmeler, lokaller, sandıklar ve benzeri dernekten ayrı tüzel kişiliği olmayan örgütlerinde, dernek tüzel kişiliği adına sahibi ve nihai sorumlu yöneticisi konumundadır.
Yukarıda sunduğumuz genel izahat ışığında, derneklerin yönetim kurullarının görev, yetki ve sorumluluklarının ne olduğunu aşağıda soru-cevap şeklinde sunmaya çalışacağız.
a) Dernek Yönetim Kurulu Üye Sayısı Neye Göre Belirlenir, Yasal Olarak Asgari ve Azami Kişi Sınırlaması Var mıdır?
Türk Medeni Kanunun 84.Maddesinin 1. Fıkrası gereği, Dernek Yönetim Kurulu 5 asıl 5 yedek olmak üzere 10 kişiden az olamaz. Bu sayı yasal olarak alt sınır olup, en az 5 asıl 5 yedek üye belirlenmeden Dernek Yönetim Kurulu oluşturulamaz.
Yasa, hem asıl hem de yedek üyeler için alt sınırları belirlediğinden, bu asgari sınırlar da kendi içinde dağıtılamamaktadır.
Örneğin bir dernek 7 asıl 3 yedek üye ile Yönetim Kurulunu oluşturamaz. Bu nedenle muhakkak surette en az 5 asıl ve 5 yedek üye tespiti gereklidir.
Ancak asıl ve yedek sayıları 5’in üzerinde olmak üzere istenilen şekilde düzenlenebilir, örneğin bir dernek 9 asıl 6 yedek üye ile Yönetim kurulunu oluşturabilir. 5’in altında olmamak üzere asıl ve yedek yönetim kurulu üyelerinin aynı sayıda olması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Dernek Yönetim Kurulu üye sayısında azami sınırlama bulunmamaktadır. Üye sayısının dernek işlerinin kolaylıkla yürütülmesini teminen toplanma ve karar alma kolaylığı sağlayacak bir sayıda belirlenmesi (5-7-9-11 gibi tek sayılarda) tavsiye olunmaktadır.
b) Dernek Yönetim Kurulu, İstifa, Ölüm vb. Boşalmalar Sebebi İle Düşer mi?
Türk Medeni Kanunun 84.Maddesinin 2. Fıkrası gereği, dernek yönetim kurulu üye sayısı, boşalmalar sebebi ile üye tam sayısının yarısının altına düşerse, kalan yönetim kurulu üyeleri veya denetim kurulu tarafından 1 Ay içinde dernek genel kurulu toplantıya çağrılır.
Daha öncede belirttiğimiz üzere dernek yönetim kurulu üye sayısı (5 asıl+5 yedek) 10 kişiden az olamaz. Yasa ve yönetmeliklerin atıfta bulunduğu dernek yönetim kurulu üye sayısı derneğin kendi tüzüğünde belirtilen yönetim kurulu asıl ve yedek üyelerin toplamını ifade eder.
Ancak Yönetim Kurulunun istifa, ihraç, ölüm vb. nedenlerle tamamının boşalması halinde dahi kurul düşmez, 1 ay içinde yapılması gereken genel kurulda seçilecek olan yeni yönetim kurulu göreve başlayıncaya kadar mevcut yönetim kurulu üyeleri görevlerine devam ederler, bu durumda kurulun görevi en geç 1 ay içinde dernek genel kurulunu toplantıya çağırmaktır.
Böyle bir durumda üye tam sayısının altında kalan dernek yönetim kurulu üyeleri 1 ay içinde dernek genel kurulunu toplantıya çağırmadığı takdirde, aynı süre içerisinde dernek denetim kurulu, dernek genel kurulunu toplantıya çağırmalıdır.
Dernek Yönetim Kurulu üye sayısı istifa, ihraç, ölüm vb. nedenlerle üye tam sayısının yarısının altına düştüğü halde kalan yönetim kurulu üyeleri ve/veya denetim kurulu, 1 ay içinde dernek genel kurulunu toplantıya çağırmaz ise herhangi bir dernek üyesinin talebi üzerine, sulh hâkimi, üç dernek üyesini dernek genel kurulunu toplantıya çağırmakla görevlendirir.
c) Dernek Yönetim Kurulunda Görev Dağılımı Nasıl Belirlenir?
Gerek Türk Medeni Kanunu gerekse Dernekler Kanununda Yönetim Kurulu üyelerinin görev dağılımına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Ancak kanun ve yönetmelikte “derneğin yöneticisi” olarak kendisine atıfta bulunulan gerçek kişi “dernek başkanı” dır.
Dolayısı ile bütün derneklerin yönetim kurulunda, kanun gereği bir “Başkan” bulunması ve yine Dernekler Yönetmeliğinin 43, 44, 45 ve 47. Maddeleri gereği bir “Sayman” üye görevlendirilmesi zorunludur. Dernek yönetim kurulundaki diğer görevlerin dağılımı ise dernek tüzüğüne göre düzenlenir ve yönetim kurulu üyelerine dernek tüzüğünde tarif edilen unvanlar verilir.
Dernek Genel Kurulundaki yönetim kurulu seçimlerinde, aday seçim pusulalarında, yönetim kuruluna aday üyelerin görev dağılımının açıkça belirtildiği durumlarda, seçilen üyeler, aday oldukları unvana genel kurul kararı ile seçildiklerinden ayrıca görev dağılımı yapılmaz.
Dernek tüzüğünde görev dağılımına ilişkin herhangi bir hüküm yok ise dernek genel kurulunu takip eden ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı yapılarak karar defterine yazılır.
Bu görevlendirmelerde; Başkan Yardımcısı, Asbaşkan, Genel Sekreter, Sekreter, Sosyal İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı, Eğitim Faaliyetlerinden Sorumlu Üye, İktisadi İşletmelerden Sorumlu Başkan Yardımcısı gibi müşahhas unvanlar verilebilir.
d) Dernek Yönetim Kurulu Başkanının Yasal Yükümlülükleri Nelerdir?
Bir önceki soruda da bahsettiğimiz üzere yasalarda “Dernek Yöneticisi” olarak tanımlanan kişi dernek yönetim kurulu başkanıdır. Bu itibarla;
(1)- 5253 Sayılı Dernekler Kanununun 32. Maddesinde belirtilen kusur ve suçların işlenmesi hallerinde, kanun kapsamında verilecek olan idari para cezası, adli para cezası ve kanunun 32/d maddesinde “3 aydan 1 yıla kadar” şeklinde belirtilen hapis cezası müeyyidelerinde, yasanın muhatap aldığı kişi, dernek yönetim kurulu başkanıdır.
(2)- Dernek yönetim kurulu başkanı, dernek genel kurulunun açılışını yapmakla yükümlüdür. Şayet dernek genel kurulunun açılışını kendisi yapamayacak ise bir yönetim kurulu üyesini dernek genel kurulunun açılışını yapmak üzere görevlendirmekle sorumludur.
(3)- Dernek yönetim kurulu başkanı, dernek genel kurul tutanakları ile diğer evrakları genel kurul toplantısı sonucunda teslim almak, muhafaza etmek yeni seçilen yönetim kuruluna 7 gün içerisinde teslim etmekle sorumludur.
(4)- Dernek genel kurul sonuç bildiriminin, genel kurulu takip eden 30 gün içerisinde mülki idare amirliğine verilmemesi halinde sorumlu kişi dernek yönetim kurulu başkanıdır.
(5)– Dernek yönetim kurulu başkanı, her takvim yılının ilk 4 ayı içerisinde, bir önceki yıla ait Dernek beyannamesini, derneğin kaydının bulunduğu mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdür.
(6)- Dernek yönetim kurulu başkanı, dernek tüzüğü ve/veya yönetim kurulu kararı ile münhasıran kendi uhdesine verilen diğer dernek işlerinden de tam sorumludur.
e) Dernek Yönetim Kurulunun Yürütme ve Temsil Görevi Nedir?
Türk Medeni Kanunun 85. Maddesi;
“Madde 85- Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir.
Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir.”
Hükmüne amir olup, madde lafzından da anlaşılacağı üzere derneğin tüm faaliyetlerinin yürütülmesinden ve tüm diğer taraflar nezdinde ki temsilinden yönetim kurulu sorumludur.
DANIŞTAY 10. Dairesinin 2004/5790 Esas ve 2007/520 Kararında; Temsilcinin kim olduğu aşağıdaki şekilde tarif edilmektedir;
“Temsilci, başkalarının nam ve hesabına hareket ederek, irade beyanı ile temsil ettiği kişiyi, hak sahibi veya borçlu kılabilen kişidir. Bu ilişkinin kanuna dayanması durumunda da kanuni temsil ilişkisinin varlığının kabulü gerekir.”
“O halde; sonuç olarak, dernek tüzel kişiliğini temsil ve idare yetkisi kural olarak yönetim kuruluna aittir. Bu yetki, yönetim kurulu üyelerinin bir kısmına veya üçüncü şahıslara bırakılabilir.
Kanunda bahsi geçen ve Danıştay kararında atıfta bulunulan “temsil ve idare yetkisinin üyelerden bir ya da birkaçına devri” hususu, resmi işlemle yani yönetim kurulu karar defterine yazmak sureti ile olmalıdır.
Temsil ve idare yetkisinin devrine ilişkin kararın alındığı yönetim kurulu toplantısı, toplantı ve karar alma yeter sayıları tekâmül ettirilerek usulüne uygun şekilde alınmalıdır. Temsile ilişkin yetki ve sorumluluk devri yönetim kurulu karar defterinde yazıldığı şekli ile sınırlı olup, üzerine yetki alanlar ancak verilen yetki kapsamında sorumlu olurlar.
Örneğin, Dernek adına banka hesabı açıp kapatmaya, banka hesapları üzerinde her türlü tasarrufta bulunmaya, imzaları ile yetkili kılınan yönetim kurulu üyeleri banka hesapları ile ilgili konularda tam sorumlu olurlar.
f) Dernek Yönetim Kurulu Yedek Üyelerinin Sorumluluğu Var mıdır?
Dernek yönetim kurulu yedek üyelerinin, genel tebliğ usulleri veya derneğin tüzüğünde belirtilen özel çağrı yöntemleri ile asıl üyeliğe davet edilip, bahse konu daveti olumlu cevap ile tebellüğ ettikleri ana kadar kanuni sorumlulukları bulunmamaktadır.
Yani dernek yönetim kurulu yedek üyesi, dernek yönetim kurulunun davetini kabul edip tebellüğ anlamında bir evrak veya kayıtla geri dönüş yaptığı andan itibaren asıl üye sayılır ve yönetim kurulu üye sorumlulukları bu andan itibaren başlar.
Daveti tebellüğ etmediği sürece veya daveti tebellüğ ettiği halde davette belirtilen süre içerisinde olumlu cevap vermediği müddetçe, yönetim kurulu yedek üyesinin, dernek yönetimine ilişkin yetki ve sorumlulukları bulunmamaktadır.
Nitekim Danıştay 10. Dairesinin 2004/5790 esas ve 2007/520 kararında bu hususa dikkat çekilerek;
“…….ancak derneğin yönetim kurulu yedek üyesi olan davacının kanuni temsilci sıfatına sahip olmaması nedeniyle, dernekten tahsil edilemeyen kamu alacağının istenemeyeceği……..”
“………………Bu durumda, söz konusu derneğin yönetim kurulu yedek üyelerinin, dernek tüzel kişiliğini temsile yetkili olmamaları nedeniyle, ödenmeyen kamu alacağından sorumlu tutulmayacakları açıktır.”
Denilmekte olup, buradan da anlaşılacağı üzere, derneğin yedek yönetim kurulu üyelerinin asıl üyeliğe kabul anına kadar kanuni sorumlulukları bulunmamaktadır.
g) Derneğin Vergi ve SGK Gibi Yasal Borçlarından, Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu Ne Düzeydedir?
Dernekler, tüzel kişiliği haiz bir teşekkül olmaları hasebiyle, günlük hayattaki olağan faaliyetlerinde birçok yasal yükümlülükle karşı karşıya bulunmaktadır. Hiçbir faaliyeti bulunmayan bir dernek bile beyanname ve bildirim yükümlülükleri nedeni ile resmi kurum ve kuruluşlarla ilişki halindedir.
Derneklerin olağan faaliyetleri esnasındaki personel istihdamı, mal ve hizmet alımları, iktisadi işletme ve iştirak faaliyetleri ile benzeri iş ve işlemleri nedeniyle muhatap oldukları vergi, sigorta ve benzeri kamu borçlarının zamanında ve eksiksiz bir şekilde ödenmesinden derneğin kanuni temsilcisi olan dernek yönetim kurulu sorumludur.
Derneğin olağan faaliyetleri nedeni ile doğan kamu borçlarının, dernek tüzel kişiliğinden tahsil imkânı kalmadığı hallerde, kamu idarelerinin bu borçların tahsili için muhatap alacakları taraf, dernek yönetim kurulu olacaktır.
Bu husus 6183 sayılı kanunda genel, 213 sayılı kanunda ise özel olarak düzenlenmiş olup,
“213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 10. maddesi
Kanuni temsilcilerin ödevi:
Madde 10 – Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir.
(Değişik: 3/12/1988 – 3505/2 md.) Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Bu hüküm Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da uygulanır.
Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmaz.”
“6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a 4108 Sayılı Kanun’un 11 inci Maddesiyle Eklenen Mükerrer 35 inci Maddesi
Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu
Mükerrer Madde 35 – (Ek: 25/5/1995 – 4108/11 md.)
Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessilleri hakkında da uygulanır.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.
Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.”
Hükümlerine amirdir.
Danıştay 10. Dairesi 2004/5790 esas ve 2007/520 kararında, derneğin kanuni borçlarının sorumlularına ilişkin olarak;
“Bu takdirde dernek, yetkili kılınan kişi veya kişilerce temsil edilir; dolayısıyla derneğin kamu alacaklarına ilişkin ödevleri, bu kişi veya kişilerce, dernek tüzüğünde veya yönetim kurulu kararında belirlenen esaslara göre, birlikte veya yetkilendirilen her üyece diğerinden bağımsız olarak tek başına yerine getirilir.
“Temsil yetkisinin, temsil görevi verilen birden fazla üye tarafından veya bunlardan belli sayıdaki üye tarafından ya da müştereken kullanılması gerektiği kararlaştırılmışsa; derneğin amme alacaklarıyla ilgili ödevlerinin, bu üyelerin tümü veya yeterli sayıdaki üye tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir.”
“Temsil ve idare yetkisinin devredilmemiş olması durumunda ise bu görevleri yönetim kurulu üyelerinin müştereken ve müteselsilen yerine getirmekle yükümlü oldukları tartışmasızdır.”
Hükümlerine varmakta olup, Danıştay kararında da izah edildiği üzere derneğin kamusal borçlarından, kural olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu ve yükümlü olan tek merci, dernek yönetim kuruludur.
Ancak bir diğer önemli konu bu yükümlülüğün dernek tüzüğü ve yönetim kurulu kararları ile üyelere paylaştırılması hususudur. Önceki bölümlerde de belirttiğimiz üzere dernek yönetim kurulu üyelerinin derneğin hangi faaliyetlerinden ne şekilde sorumlu oldukları dernek tüzüğünde açıkça belirtilmişse, yönetim kurulunca ayrıca görevlendirme yapılmayacaktır. Ancak dernek tüzüğünde bu konuya ilişkin özel bir düzenleme yok ise üyelere ilişkin görev dağılımı ile müşterek veya münferiden temsil hususu, dernek yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu karar defterine usulüne uygun bir şekilde yazılıp imzalanmak suretiyle yapılır.
Yönetim kurulu kararı ile yapılan görevlendirmelerde, yönetim kurulunun hangi yetkisinin ne zamana kadar devredildiği açıkça yazılmalı, bu kişilerin devraldıkları görev kapsamında, yasal temsilci oldukları ve görevlendirildikleri konuda derneği temsil ve ilzama yetkili oldukları açıkça ifade edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/1475 Esas ve 2015/831 sayılı kararlarında da bu konuya özellikle dikkat çekilerek, dernek yönetim kurulunun, üyeleri arasında görev dağılımı yapılmadığı hallerde tüm üyelerin müştereken, görev dağılımı yapılan hallerde ise görevin devredildiği kurul üyelerinin tek veya birden fazla olması durumuna göre müşterek veya münferiden sorumlu olacakları açıkça ifade edilmektedir.
“Somut uyuşmazlık yönünden yukarıda açıklanan mevzuat kapsamında, yönetim kurulu üyeleri arasında görev paylaşımı yapılması gerektiği anlaşıldığından; yönetimde aktif olarak görev yapanların, diğer bir ifade ile temsil ve ilzam yetkisi olanların, derneğin prim borcundan dolayı dernekle birlikte müteselsilen sorumlu olacakları, diğer üyeler yönünden temsil ve ilzam yetkileri yanında icrai yetkileri bulunmaması hususunun “haklı neden” oluşturduğu, bu nedenle temsil ve ilzam yetkileri bulunmayan dönemde tahakkuk etmiş prim borcundan müteselsil sorumlulukları bulunmadığı kabul edilmelidir.”
Nitekim belirtilen ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.04.2014 gün ve 2013/10-789 E. 2014/501 K. ile 09.04.2014 gün ve 2013/10-790 E. 2014/502 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
h) Derneğin Yönetimine İlişkin olarak Yönetim Kurulunun Genel Görevleri ve Sorumlulukları Nelerdir?
Derneklerin olağan faaliyetlerinin icrası esnasında yönetim kurullarının üstlenecekleri genel görevleri, tüzüklerinde düzenlenmekte olup, aşağıda ana başlıklar halinde sunulan genel görevler, yönetim kurulu veya yetkilendireceği dernek alt birimlerince yürütülmektedir.
- Derneğin amaç ve yönetimine ilişkin bütün işlemlerinin, ilgili kanunlar, genel kurul kararları ve dernek tüzüğüne uygun olarak düzenlenip yürütülmesini ve gözetimini sağlar.
- Derneğin amacına uygun her türlü çalışmayı planlar, hazırlar ve genel kurul kararlarına uygun olarak icra eder.
- Dernek faaliyetlerinin dernek genel sekreterliği ve/veya dernek koordinatörlüğü eliyle icra edilmesini sağlar.
- Derneğin amaç ve hedeflerine yönelik hizmet ve faaliyetler için kaynak sağlayıcı faaliyetler yürütür.
- Tüzükte belirtilen durumlar kapsamında üyelik başvurularını kabul eder veya üyelikten çıkarılmalarını karara bağlar.
- Genel kurulu olağan ve olağanüstü toplantıya çağırır ve genel kurul gündemini belirler.
- Gerekli gördüğü takdirde, çalışma konularında yardımcı olmak üzere komite veya komisyonlar oluşturabilir.
- Dernek bütçesini inceler ve genel kuruldan aldığı yetkiye göre derneğin geçici veya kesin bütçesini onaylar.
- Derneğin tüm hizmet birimlerinin çalışmalarını inceler ve denetler
- Dernek çalışanlarının atamasını yapar, İş kanunu hükümleri kapsamında sonlandırır.
- Yönetim Kurulu üyelerinden olup faaliyetlere katılım açısından mazereti olanlara izin verir.