İsraf Büyük Boyutlarda
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, önemli 60 bitkisel üründe 110,7 milyon tonluk üretimin, 9,4 milyon tonu daha sofraya ulaşmadan, üretimde, kullanım ve piyasada kaybedileceğini, bu kadar bitkisel ürünün 8-10 milyonluk bir ülkenin tüketebileceğinden fazla bir ürün demek olduğunu bildirdi.
Bayraktar, “buna nihai tüketimdeki kayıplar dahil değil. İsraf büyük boyutlarda, her gün 6 milyon ekmek çöpe gidiyor. Türkiye gibi çok ekmek tüketen bir ülkede bile bu rakam 5 milyon nüfusun ekmek ihtiyacı çöpe giden bu ekmeklerle rahatlıkla karşılar. Tarladan sofraya gıda israfı gelişmiş ülkelerde yüzde 40’ı buluyor. Türkiye’de sebze ve meyvenin dörtte biri tüketilemeden kaybediliyor. Türkiye’de tarladan sofraya gıda israfının yüzde 25-30’larda kaldığını kabul etsek bile israf edilen gıdayla Suriye kadar, 20-25 milyon insan açlıktan kurtarılır” dedi.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de yaş sebze ve meyvenin tarladan sofraya ulaşıncaya kadar önemli kayıplara uğradığını, yetiştiriciliğin yanı sıra, hasat sırasında ve hasat sonrasında kayıplar meydana geldiğini belirtti. Özellikle hasat sonrasında taşıma, muhafaza ve pazarlama sırasında da kayıplar yaşandığını vurgulayan Bayraktar, yapılan araştırmalara göre tür ve çeşitlere göre değişmekle birlikte yaş sebze ve meyvedeki kayıp oranının yüzde 10 ile yüzde 30 arasında değiştiğine dikkati çekti.
-Hangi aşamada ne kadar kayıp-
Meyve ve sebzelerde derim sırasında yüzde 4-12, taşıma sırasında yüzde 2-8, pazara hazırlık evresinde yüzde 5-15, depolamada yüzde 3-10, tüketici evresinde yüzde 1-5 kayıp meydana geldiğinin görüldüğünü belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Nihai tüketiciye ulaşmadan, üretimde, kullanımda ve piyasada kaybedilen ürün kayıp oranlarından yapılacak tahminlere göre, 2016-2017 döneminde buğdayda 2 milyon 81 bin tonu, domateste 1 milyon 537 bin tonu bulacak. Yapılan tahmine göre, şeker pancarında 642 bin, arpada 563 bin, karpuzda 487 bin, mısırda 378 bin, üzümde 328 bin, elmada 322 bin, biberde 268 bin, yaş çayda 238 bin, kavunda 230 bin, patateste 223 bin, hıyarda 207 bin, portakalda 187 bin, kuru soğanda 187 bin ton ürün kaybedilecek.
Böylece 110,7 milyon ton olan üretimin 9,4 milyon tonu, bir diğer ifadeyle yüzde 8,5’i nihai tüketici öncesinde kaybedilecek, tüketiciye ulaşamayacak.
-Kaybın, üretime oranı-
Nihai tüketiciye varmadan meydana gelen kayıpların, üretime oranı, buğdayda yüzde 10,1, arpada yüzde 8,4, mısırda yüzde 5,9, pirinçte yüzde 4,2 iken, tüketiminde yüzde 93,5 oranında dışa bağımlı olduğumuz soyada yüzde 20’yi, yine büyük oranda ithalat yaptığımız muzda yüzde 17,5’i bulacak. Kayıp, kuru sarımsakta yüzde 21,4, erikte yüzde 21,4, taze soğanda yüzde 22,6 olacak. Ürettiğimiz kuru soğanın yüzde 8,8’ini, biberin yüzde 10,9’unu, domatesin yüzde 12,2’sini, hıyarın yüzde 11,4’ünü, karpuzun, kavunun yüzde 12,4’ünü, portakalın yüzde 10,1’ini, elmanın yüzde 11’ini, üzümün yüzde 8,2’sini, yaş çayın yüzde 17,6’sını, depolamaya son derece müsait Antep fıstığının yüzde 6,2’sini, bademin yüzde 3,9’sını, cevizin yüzde 5,1’ini, fındığın yüzde 1,5’ini, kestanenin yüzde 8,5’ini kaybediyoruz.”
-Kayıpların önlenmesi için yapılması gerekenler-
Üreticilerin bin bir emekle ürettikleri ürününün zayi olmamasının yanı sıra ülke ekonomisinin de kayba uğramaması bakımından bu kayıpların mutlaka önlenmesi gerektiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kayıpların önlenmesi bakımından;
– Yapılacak eğitim faaliyetleriyle üreticilerimiz yetiştirme tekniklerinin yanı sıra hasat teknikleri konusunda da bilgilendirilmesi sağlanmalı, ürünler zamanında ve doğru şekilde hasat edilmelidir.
– Üreticilerimiz üretim sırasında yanlış uygulamalar yapmamalı, hastalık ve zararlılarla mücadele konusunda dikkatli davranmalıdır.
– Ürün olgunlaşmadan önce veya aşırı olgunlaşmış şekilde toplamamalı, bahçede uygun meyve ve sebze toplama kapları bulundurmalı, ürün güneşten korunmalı ve paketleme tesislerine teslimde veya pazara taşımada gecikilmemelidir.
– Hasat edilen sebze ve meyveler uygun şekilde paketlenmeli, taşınmalı ve depolanmalıdır. Bu amaçla soğuk hava depolarının sayısı ve kapasitesi artırılmalı ve bu tesislere verilen destekler artırılarak devam etmelidir.
– Ürünler uygun araçlarla ve özelliğine göre ayrı ayrı taşınmalıdır.
– Paketleme tesisinde sınıflandırma iyi yapılmalı, havalandırma ve soğutma yeterli olmalıdır.
– Ürüne bahçede, hasattan sonra yüklemeden önce muhakkak ön soğutma yapılmalıdır.
– Hijyen koşullarına dikkat edilmelidir.
– Tüketici de ürünü, kayba ve israfa uğratmayacak miktarda ihtiyacı kadar satın almalı; sebze ve meyveye uygun saklama ve kullanma şartlarına uymalıdır.”