Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Patent Artık Bir Teminat

Patent Artık Bir Teminat

Hüseyin KARSLIOĞLU 
Yeminli Mali Müşavir
Sistem Global Danışmanlık A.Ş.
huseyin.karslioglu@sistemglobal.com.tr 

Patent, yapılan yeniliklerin (inovasyonun), özellikle Ar-Ge çalışmalarının bir sonucudur. Eğer Ar-Ge yapıyorsanız ama sonucunda patent almıyorsanız boşa kürek çekiyor olabilirsiniz. Eğer Ar-Ge yapmıyorsanız o zaman elinizde çekecek bir küreğiniz bile yok demektir. Bu ise önce kârsızlık, sonra yok olma tehlikesini beraberinde getirir. Dolayısıyla ülke ekonomisinin arzu edilen kâr oranlarını yakalayabilmesi ve en önemlisi de katma değer üretiminin artırılması amacıyla yapılması gerekenlerden biri inovasyon ve Ar-Ge’ye dayalı üretimi teşvik etmek ki, bunun sonuncunda ortaya patentli ürün veya hizmetler çıkacaktır. Yapılması gereken ikinci şey ise; patentli ürün ya da hizmetlerin maddi bir değer ifade etmesini sağlamaktır.

Buluş ve patent haklarının değerlendirilebilmesinin önemi anlaşıldıkça devletimiz bu konuda ciddi adımlar atmaya başlamıştır. Bunlardan ilki patent gibi fikri ve sınai mülkiyete konu hakların önemli bir finans kaynağı haline dönüştürülmesi olmuştur.

KOBİ’lerin Finansman İhtiyacı

Ulusal ekonomilerin gelişmesi ve korunması bakımından önemli işlevler üstlenen küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) dünya ekonomisindeki rolünün küreselleşme süreci ile birlikte her geçen gün arttığını görüyoruz. Bunun Türkiye’deki yansımasını belirtmek gerekirse şu verileri kullanabiliriz. KOBİ’ler, 2014 yılında toplam girişim sayısının %99,8’ini, istihdamın %73,5’ini, maaş ve ücretlerin %54,1’ini, cironun %62’sini, faktör maliyetiyle katma değerin (FMKD) %53,5’ini ve maddi mallara ilişkin brüt yatırımın ise %55’ini oluşturmuştur.

Bu yazıyı okuyanların %99,8’inin KOBİ olduğunu düşünürsek eğer, KOBİ’lerin en büyük sorununun ne olduğu hakkında bir fikriniz var demektir. Evet, KOBİ’lerin gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen ve faaliyetlerini istikrarsızlaştıran en büyük sorun finansmana erişim güçlüğüdür. KOBİ’ler, ticari faaliyetleri için gerekli finansman kaynaklarını bankalar aracılığıyla temin edilen kredilerden sağlamaktadır. Özellikle kredi karşılığı talep edilen teminatlar KOBİ’lerin finansmana erişiminde önemli zorluklar oluşturmaktadır. Bu durum KOBİ’leri büyük işletmeler ve uluslararası “KOBİdaşları” karşısında rekabet açısından dezavantajlı bir duruma sokmaktadır.

Tam da bu noktada KOBİ’lerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması, rekabet güçlerinin arttırılması ve dolayısıyla ülke ekonomimizin dengeli ve istikrarlı büyümesine katkı sağlanması amacıyla çıkartılan ve 1 Ocak 2017’de yürürlüğe giren bir kanundan bahsetmek istiyorum sizlere. Tabiri caizse MÜJDE niteliğinde olan bu kanun, 6750 sayılı “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu “dur. Kanunun neden müjde niteliğinde olduğunu ise şöyle açıklayayım; Dünya Bankası verilerine göre KOBİ’lerin varlıklarının % 44’ü makine, ekipman vb. taşınırlardan, % 34’ü ise alacaklardan oluşmaktadır. Taşınmazlar ise bu işletmelerin varlık yapısında % 22’lik bir paya sahiptir. Öte yandan, finansal kuruluşlar tarafından teminat olarak talep edilen varlık türleri arasında taşınmazlar % 73’lük bir orana karşılık gelmektedir. Bu nedenle, işletmeler ile finansal kuruluşların talep ve beklentileri birbiriyle örtüşmemektedir.

Finansal kuruluşlar kredi karşılığı oluşan alacaklarını taşınmaz varlıklar ile teminat altına almak isterken, işletmelerin sermaye yapısı bu talepleri karşılamaktan uzak kalmaktadır. Bu durum, kredi piyasalarında etkinsizliğe sebebiyet vererek, işletmelerin finansmana erişimini zorlaştırmaktadır. Müjde Kanun sayesinde kredi konusunda sıkıntı yaşayan KOBİ’ler artık ticari projelerini, makine ve teçhizatlarını, tarımsal ürünlerini ve fikri ve sınai mülkiyete konu haklarını (yani patent ya da faydalı modellerini) teminat olarak gösterebilecek, böylelikle finansmana erişimleri de kolaylaşacaktır. Ayrıca sadece mülkiyetine sahip oldukları değil, işletmeler tarafından temin edilmesi planlanan müstakbel varlıklar ile taşınır varlıkların getirileri de rehin edilebilecek unsurlar arasına alınmıştır. Taşınır rehninde, mevcut düzenlemelerden farklı olarak rehne konu taşınırların ticaret unvanı ve işletme adından bağımsız olarak rehnedilmesine imkân sağlanmıştır.

Patent Finansal Bir Enstrümana Dönüşüyor!

Patent sahibi şirketlerin, geçmişte fikri mülkiyet haklarının korunamadığını, adeta ‘Hakkın mı var, derdin var’ tarzında bir yaklaşıma maruz bırakıldığını biliyoruz. “Bu yasa ile inovatif şirketlere devletimiz şunu diyor: ‘Hakkın mı var, değerin, teminatın var.’ Yani yasa; fikir, buluş ve patent haklarını kesin olarak teminat altına alıyor. Yukarıda bahsettiğimiz patent ve endüstriyel tasarım gibi fikri mülkiyet hakları bir finans ürünü olarak kullanılabilecek hale getiriliyor. Böylelikle de bu hakların varlık kiralama şirketlerince değer olarak kabul edileceği ve güncel bir finans enstrümanı olan kira sertifikası uygulaması ile finans aracına dönüştürülebileceğini görüyoruz.

Bu güzel gelişme son dönemde çıkartılan bir başka kanunla tamamlanarak sürecin hedeflenen şekilde yürütülmesi sağlanmıştır. Söz konusu kanun 6728 sayılı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun“dur. Kanunun 43. ve 56. Maddeleri ile fikri ve sınai mülkiyete konu hakların varlık kiralama şirketine satışı ve geri alımı ile ilgili tüm aşamalarda oluşacak kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi ve bu işlemlerle ilgili tüm aşamalarda oluşan KDV’nin de istisna olması sağlanmıştır.

Sonuç Olarak

Devletimizin patent sahiplerini koruyucu daha doğrusu patentlerinin değerini meşrulaştıran ve koruyan yasal düzenlemeler ve teşvikler yarattığı ülkemizde an itibariyle fikri ve sınai mülkiyete konu bir hakkın varsa eğer şu ayrıcalıklara sahipsiniz demektir:

1. Fikri ve sınai mülkiyete konu haklarınızı (yani patent ya da faydalı modellerini) teminat olarak gösterip finansman ihtiyacınızı daha hızlı ve daha uygun maliyetlerle karşılayabileceksiniz.

2. Fikri ve sınai mülkiyete konu haklarınız, kiralama şirketlerince değer olarak kabul edilecek, bu hakları güncel bir finans enstrümanı olarak kullanabileceksiniz.

3. Fikri ve sınai mülkiyete konu haklarınızın, varlık kiralama şirketine satışı ve geri alımı ile ilgili tüm aşamalarda oluşacak kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilecek, bu işlemlerle ilgili tüm aşamalarda oluşan KDV’den istisna olacaksınız.

4. Türkiye’de gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşların (patent ya da faydalı model belgeli) kiralanması, devri veya satışı ve seri üretime tabi tutularak pazarlanmaları sonucunda elde edilen kazançların %50’si gelir ve kurumlar vergisinden ve yine aynı işlemler dolayısıyla KDV’den istisna edileceksiniz. (Önümüzdeki günlerde konuyla ilgili detaylı bir çalışma yayımlıyor olacağız.)

5. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Teknoyatırım Destek Programı’na yurtiçinde veya yurtdışında öz kaynaklar kullanılarak ortaya çıkardığınız İncelemeli Patent Belgesi almış teknolojik ürününüz için başvuru yapabilecek, söz konusu destek programı kapsamında geri ödemesiz desteklerden faydalanabileceksiniz.

Teknoloji yatırımlarının arttırılması ve bunların transfer edilebilmesinin teşvik edilmesi amacıyla başta patent olmak üzere tüm fikri ve sınai mülkiyet haklarının değerinin korunması ve ülkemizde bu değerlerin artmasını sağlayacak katma değerli üretimin yoğunlaşması dileğiyle…

1 TÜİK, Haber Bülteni, Sayı: 21540, 25 Kasım 2016, Erişim: 30 Kasım 2016, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=21540

2 Saygın, Adem, Yeni Çıkartılan Ticari İşletmelerde Taşınır Rehni Kanunu ve Şirketlerin Finansman Arayışlarında Getireceği Olası Kolaylıklar, 10 Kasım 2016, Erişim: 29 Kasım 2016, http://katilimdunyasi.com/2016/11/10/yeni-cikartilan-ticari-isletmelerde-tasinir-rehni-kanunu-ve-sirketlerin-finansman-arayislarinda-getirecegi-olasi-kolayliklar/?upm_export=html

Exit mobile version