Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Teknolojinin Durdurulamaz Yükselişi

Teknolojinin Durdurulamaz Yükselişi

Hüseyin KARSLIOĞLU 
Yeminli Mali Müşavir
Sistem Global Danışmanlık A.Ş.
huseyin.karslioglu@sistemglobal.com.tr 

Teknolojinin gelmiş olduğu boyut eski nesli olduğu gibi teknoloji ile büyüyen Y kuşağını da hayrete düşürüyor. 2015 yılında dünyanın en değerli markaları sıralamasında ilk 10 içerisinde 7 tane teknoloji şirketi olduğu görülüyor. Bu da teknoloji şirketlerinin devasa bir piyasa değerine sahip olduğunu bize kanıtlıyor. Dünyanın en değerli şirketleri sıralamasında 2005 yılına göre teknoloji şirketlerinin ağırlığı 2015 yılına gelindiğinde artıyorken, geçtiğimiz 10 yılda listede esamesi okunmayan firmalar liste başı olabiliyor.

Kaynak: Interbrand, http://interbrand.com/best-brands/best-global-brands/previous-years/

Bu değişimin arkasındaki temel neden; günümüzde Ar-Ge’nin rekabetçilik ve sürdürülebilir ekonomik büyüme için en önemli motor güç olduğu gerçeğidir. Bu gerçek göz önünde bulundurularak tüm dünyada ve ülkemizde Ar-Ge harcamalarının GSMH içindeki payı arttırılmaya çalışılmakta, Ar-Ge çalışmaları yapan firmalar, devletler tarafından doğrudan ve dolaylı Ar-Ge destekleri ile teşvik edilmektedir.  Nitekim kasım ayında TÜİK tarafından yayımlanan “2015 Yılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri Araştırması” sonuçları da Ar-Ge harcamalarının yıllar itibariyle sürekli artış eğiliminde olduğunu kanıtlamaktadır. Türkiye’de gayrisafi yurtiçi Ar-Ge harcaması 2015 yılında bir önceki yıla göre %17,1 artarak 20 milyar 615 milyon TL olarak hesaplanmıştır. Bir önceki yıl %1,01 olan gayrisafi yurtiçi Ar-Ge harcamasının gayrisafi yurtiçi hâsıla (GSYH) içindeki payı 2015 yılında %1,06’ya yükselmiştir.

TÜİK, Haber Bülteni, Sayı: 21782, 18 Kasım 2016.

Günümüzde hem OECD ülkelerinin hem de OECD üyesi olmayan ülkelerin performanslarına yön vermek için gittikçe bilgi ve hizmete bel bağladığı, gayri maddi duran varlıklara yapılan yatırımların hayati önem taşıdığı bir gerçektir. Ayrıca hükümetlerin Ar-Ge kaynaklı büyümeyi ateşlemek ve geliştirmek için bir kıvılcım olarak gördüğü en önemli nokta teşvik ve desteklerdir. Bu kapsamda devletler elverişli bir politika ortamı (düzenleyici politika, iyi bir vergi ve mali sistem) oluşturmak amacıyla, çeşitli kanalların aracılığıyla inovasyonun geliştirilmesi ve yayılması için destek vermektedir. Vergi politikaları, farklı etkenler arasındaki sinerjik etkiyi dikkate alan ve uzun vadeli sürdürülebilir büyümeyi artıran, tutarlı ve iyi tasarlanmış inovasyon stratejisinin bir parçası olmalıdır.

Ar-Ge teşvik ve desteklerinden en önemlisi bu kapsamda yapılan vergi teşvikleridir. Bu teşviklerin büyük firmalar kadar KOBİ’ler ve hatta şahıslar üzerinde de pozitif bir etkisi bulunmaktadır. Ar-Ge dünyasındaki bu 3 faktör (Büyük firma, KOBİ ve şahıslar) farklı oranlarda ve konularda motive edilmelidir. Ancak burada üzerinde durulması ve tartışmaya açılması gereken bir konu daha bulunmaktadır. Ar-Ge, sonu ve başarısı tahmin edilemeyen bir faaliyettir. Yukarıda bahsettiğimiz teşvik ve desteklerin bu nedenle baştan tasarlanması gerekmektedir. Bizim pozisyonumuzdaki ülkeler için asıl önemli olan şey ise; teşvik ve destek alan firma sayısının ne kadar çok olduğu değil bu firmaların projelerinin gerek ulusal gerekse de uluslararası düzeyde rekabet edebilir şekilde ticarileşip ticarileşememesidir.

Ar-Ge açısından ülkeleri 3 evrede inceleyebiliriz.

  1. Farkındalık Evresi: Katma değerin önemini kavrama ve katma değere inovasyon, Ar-Ge, teknoloji ve tasarımla ulaşılabileceğine inanma evresidir.
  2. Proje Kası Geliştirme Evresi: Ar-Ge, inovasyon, teknoloji ve tasarım faaliyetlerinin ana bileşeni PROJE’ dir. Proje yaparak bu kas gelişir ve teşvik ve desteklere giden köprüde firmaların, Ar-Ge (Araştırma- Geliştirme) ve yenilik çalışmalarının ulusal ve uluslararası destek programlarından etkin şekilde faydalanılarak arttırılması hedeflenmektedir.
  3. Ticarileşme ve Globalleşme Evresi: Farkındalık evresinden itibaren tüm evrelerde sürekli olarak proje geliştirerek ticarileşebilir ürün/hizmet elde edebilme evresine ulaşılabilecektir. Evrimleşme sürecinde proje sonucu ortaya çıkan ürünler ticarileşebilirse ve/veya küresel dünyada geçerli ve maddi olarak karşılık bulan bir hale gelirse amaca ulaşılmış olacaktır. Gerisi maalesef boş hatta zarar oluşturan çabalar bütünüdür. Tüm ekosisteme kaybettirir. Bu evrede başarısızlık; bir basketbol takımının iyi oyunculardan oluşup, düzenli ve sürekli antrenmanlar yapıp, maçlarda bir türlü sayı alamamaları anlamına gelecektir. Bu da amaçlanan ve hedeflenen başarıya ulaşılamamış olması demektir.

Türkiye 1. ve bağlantılı 2. evreyi geçmiş bir ülkedir. Artık 3. evre ve hızlı hareket etme zamanıdır. Bu konuda önemli gelişmeler olduğunu görüyor ama yeterli olmadığını da düşünüyoruz. Tüm ekosistemin bu hususa katkıda bulunarak ticarileşme ve globalleşme evresine geçişi hızlandırmak için 2.evre sonucunda ortaya çıkan ürün/hizmetlerin ticarileşebilmesi ve uluslararası piyasalarda pazarlanabilir ve rekabet edebilir olması için çaba göstermesi gerektiğinin altını çizmek isteriz.

TÜBİTAK, Türkiye’de akademik ve endüstriyel araştırma geliştirme çalışmalarını ve yenilikleri destekleyen, ülkemizin Bilim ve Teknoloji politikalarını belirleyen üniversitelerimizin, kamu kurumlarımızın ve sanayimizin projelerini fonlayarak, ülkemizin rekabet gücünü artırmasına yardımcı olan bir kurumdur. TÜBİTAK’ta 1995-2015 yılları arasında destek programları kapsamında oluşan veriler aşağıdaki gibidir:

 

Mevcut düzende yukarıda vermiş olduğumuz istatistiki bilgileri de dikkate alarak söyleyebiliriz ki; projeler destek ve teşvik mekanizmasına sokularak ticarileştirilmeye ve uluslararası rekabet edebilir düzeye getirilmeye çalışılmaktadır. Olaya tersten bakacak olursak; proje bazlı ve proje özeline inerek teşvik ve destekler tasarlanırsa eğer yukarıda da belirttiğimiz gibi sonu ve başarısı tahmin edilemeyen Ar-Ge faaliyetlerinin akıbeti öngörülebilir hale gelecektir. Son 4-5 yılda bu konuda önemli bir bakış açısı yakalanmış ve farkındalık oluşturulmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla bizler de bu konuda yaşanan gelişmelerden oldukça mutluluk duymaktayız ancak bu gelişmelerin artarak devam etmesinin şart olduğu görüşündeyiz.

Günümüzde Ar-Ge yoluyla sağlanan bilgi birikimi, teknolojik gelişmelerin itici gücünü oluşturmakta; gelişmiş ülkelerin ekonomik stratejileri yeni teknolojilerin etkin kullanımı ve Ar-Ge faaliyetleri ile ekonomik potansiyelin harekete geçirilmesi noktasında yoğunlaşmaktadır. Türkiye’nin 2023 yılı Ar-Ge Harcaması Hedef ve Öngörülerinin yer aldığı yukarıdaki grafikte de görüldüğü gibi dünyanın farkına vardığı ve evrimleşmeye devam ettiği yola Türkiye’nin de baş koyduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Son cümle olarak; ekosistemdeki tüm oyuncuların Ar-Ge’nin hayat bulması sürecine katkıda bulunduğu, devletimizin bu süreçteki desteklerinin artarak devam ettiği, biz uygulayıcıların ve kanun faydalanıcılarının üzerimize düşeni yapıp gereken çabayı gösterdiğimiz ve bugüne kadar desteklenen tüm projelerin ticarileşip globalleştiğini gördüğümüz bir yıl diliyorum.

Exit mobile version