Gümrük Birliği Güncellenmesi
Gümrük Birliği Anlaşması, AB’ye tam üyeliğimiz öncesi nihai aşama olarak 1995 yılında tesis edilmişti. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından gerçekleştirilen reform niteliğindeki yasal düzenlemeler ülkemize hızlı bir ilerleme sağladı. Bu sayede, ülkemizde rekabet gücü ve verimlilik artışı yaşandı. Aynı zamanda kalite altyapımızın güçlenmesine ve AB’nin küresel değer zincirlerine entegrasyonumuza katkı sağladı.
Bu süreçte, Gümrük Birliği ile ihracatımızın sektörel kompozisyonun da orta-üst teknolojili ürünler lehinde olumlu yönde geliştiğini dile getiren TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi “Bölgeye gerçekleştirdiğimiz ihracatın teknoloji seviyesi de bu değişimi yansıtıyor. Ülke olarak ihracatımızda yüksek ve orta-yüksek sınıflarda gerçekleştirdiğimiz ihracat toplam ihracatımızın %33’ünü oluştururken, AB’nin en büyük ekonomisi Almanya’ya ihracatımızda bu oran %40’ın üzerinde.
Anlaşmanın olumsuz yanlarına da değinen Büyükekşi “Ülkemiz ekonomisi için sağladığı kazanımlara rağmen bu anlaşma sadece sanayi ürünlerini kapsamakta. Ve içinde birçok yapısal sorunlar barındırıyor. Dolayısıyla mevcut Anlaşma, mevcut haliyle ülkemiz beklentilerini karşılamakta yetersiz. Karşılaştığımız en temel sistemsel sorunlar, ülkemizce AB’nin karar alma süreçlerinde yeterince yer alınmaması, AB’nin akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının üstlenilmesinde güçlükler yaşanması ve karayolu kotaları.”
Avrupa Komisyonunun geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayı değerlendiren Büyükekşi “Anlaşmanın güncellenmesi çalışmaları 2015 yılında Ekonomi Bakanımız Nihat ZEYBEKCİ ile AB Ticaret Komiseri arasında gerçekleştirilen görüşme ve sonrasında yapılan ortak basın açıklaması ile resmiyet kazanmıştı. Şimdi ise, Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Konseyi’nden Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi görüşmeleri için yetki istemesi ile bu süreç ivme kazandı.
Son yıllarda bu anlaşmanın günümüz koşullarına uyarlanmasına şiddetli bir şekilde ihtiyaç duyuluyor. Deyim yerindeyse bu gömlek artık ülkemize dar gelmeye başladı. Bugün dünya ticaretinin %1’ine yakın bir bölümü ülkemiz tarafından gerçekleştiriliyor. Bu oranı daha da yukarılara taşımak için bu anlaşmanın güncellenmesi en büyük temennimiz. 2016 yılında ihracatımızın neredeyse yarısını AB ülkelerine gerçekleştirdik. İthalatımızda da AB’nin payı %40’lar seviyesinde. Anlaşmanın güncellenmesi ile hem Avrupa Birliği ülkeleri ile ticaretimizde hem de AB’nin STA imzaladığı üçüncü ülkelerle olan ticaretimizde bir kaldıraç etkisi ortaya çıkacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
Mevcut anlaşmanın eksikliklerinin artık Türkiye’nin önünde bir engel olmaya başladığını kaydeden Büyükekşi “Şu an tarım, hizmetler, yatırımlar ve kamu alımları mevcut anlaşmanın dışında tutuluyor. Anlaşma sadece sanayi ürünleri için geçerli. Eksik alanların da eklenmesi ile güncellenecek yeni bir anlaşma bir taraftan ülkemizin mal ve hizmet ihracatına önemli katkılar sağlayacak. Diğer taraftan firmalarımızın rekabetçiliğini kamçılayacak. Her mecrada belirttiğimiz gibi, Ar-Ge, Tasarım, markalaşma ve inovasyona önem veren firmalar bu rekabette kazanan firmalar olacak” dedi.
Mevcut durumu değerlendiren TİM Başkanı “Bugün itibariyle AB’nin ülkemizle imzaladığı hariç, 37 ülke ve bölgeyi kapsayan 26 Serbest Ticaret Anlaşması (STA) mevcut. Ancak Türkiye Gümrük Birliği Anlaşmasının ilgili maddeleri gereği bu anlaşmaların müzakerelerinde söz sahibi olamıyor, hatta anlaşmaların tarafı dahi değil. Örneğin AB ile Kanada arasında Ekim ayında Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması imzalandı. Bizim de AB ile STA anlaşmamız var, ancak yapı gereği Kanada ile serbest ticaret gerçekleştiremiyoruz. Güncelleme ile bu tip sorunlar aşılacak, ülkemiz AB’nin imzaladığı STA’ların bir parçası olacak” dedi.