Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, şu anda plastik sektöründe kurulu bir Ar-Ge merkezi olmadığını ve Ar-Ge harcamalarının yetersiz göründüğünü belirterek, “Bu tabloyu değiştirecek en önemli enstrümanlardan birisi bugün mutabakat zabtını imzaladığımız Mükemmeliyet Merkezi olacaktır.” dedi.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Plastik Mükemmeliyet Merkezinin kurulmasına yönelik imza töreni, Bakan Özlü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Kılıçaslan ve PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu ile çok sayıda plastik sektörü temsilcisinin katılımıyla gerçekleşti.
Özlü, burada yaptığı konuşmada, bu anlaşma ile Türkiye’de bir Plastik Mükemmeliyet Merkezi kurulması yönünde ilk adımın atıldığını belirterek, mükemmeliyet merkezinin üniversite, sanayi ve kamu arasında bir köprü işlevi üstlenerek, plastik sektöründeki Ar-Ge, Ür-Ge ve tasarım çalışmaları için bir üs olacağını söyledi.
Türkiye’nin hemen her sektörde küresel rekabet gücünü artırması için, teknoloji yoğun bir üretim yapısına geçmesi gerektiğini dile getiren Özlü, bunu sağlamaya yönelik çok çeşitli mekanizmalarının bulunduğunu ve bunu sürekli geliştirdiklerini, KOBİ’lerin TÜBİTAK ve KOSGEB desteklerinden yararlanabildiğini anlattı.
Özlü, Bakanlığın sağladığı Ar-Ge desteklerinden bahsederek, Ar-Ge veya tasarım merkezi kuran şirketlere çok önemli teşvik ve muafiyetler sağladıklarını aktardı.
Son dönemde, Mükemmeliyet Merkezleri ismini verdikleri yapıları da devreye almaya başladıklarını anımsatan Özlü, bu yapılarda, aslında birbiriyle rekabet halinde olan firmaları, “kazan-kazan” prensibine göre bir araya getirdiklerini bildirdi.
Özlü, “Kuracağımız Plastik Mükemmeliyet Merkezi de firmalarımızın ortak Ar-Ge yapabilecekleri bir platform işlevi görecek. Bu merkez, plastik malzemeler ve prosesler konusunda firmalara yönelik eğitim faaliyetleri düzenleyecek. Yine merkez, test ve sertifikasyon süreçlerinde, firmalarımıza rehberlik edecek.” dedi.
Merkezin plastik sektörü için hayırlı olması temennisinde bulunan Özlü, bugün imza töreninin gerçekleştirilmesinin sadece plastik sektörü için değil ülke için de özel bir anlam taşıdığını, Türkiye’nin sadece bir ay önce, ülke tarihinin en ağır travmasını yaşadığını söyledi.
Özlü, bu travmadan sağlıklı bir şekilde çıktıklarını ve herkesin işlerine, plan ve programına devam ettiğini kaydederek, son dönemde TBMM’den geçen yasal düzenlemelerden bahsetti.
“Türkiye plastik sektöründe çok daha başarılı işlere imza atacak”
Özlü, Türkiye’nin 15 Temmuz’a rağmen önüne baktığını ve yoluna devam ettiğini belirterek, özel sektörde de bu isteğin olmasının önemine dikkati çekti.
“Ben, üretimin katma değerini ve rekabet gücünü nasıl artıracaklarına yoğunlaşmış olan sanayicilerimizi de birer kahraman olarak görüyorum” diyen Özlü, bugün olduğu gibi yarına da sahip çıkan herkesi bir kez daha tebrik etti.
Plastiklerin telefondan televizyona, otomobilden su şişelerine, yalıtım malzemelerinden yiyecek ambalajlarına kadar hayatımızın her alanında gittikçe artan bir hızla kullanım alanı bulduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her geçen gün yeni uygulama alanları ortaya çıkan plastikler, bugün demir, tahta ve cam gibi materyallerin yerine alternatif bir malzeme olarak kullanılıyor. Bizim için elbette bütün sektörler önem taşıyor. Ancak plastik gibi bazı sektörler, diğer birçok sektöre girdi sağladığı için ayrı bir önem taşıyor. Zira plastik gibi sektörlerdeki gücünüz, diğer sektörlerdeki gücünüzü de tayin ediyor. Hafif, çok yönlü ve dayanıklı plastikler; perakende, ambalaj, inşaat, sağlık, tarım, mobilya, otomotiv ve yenilenebilir enerji gibi sektörler için stratejik önem taşıyor. Türkiye’nin plastik sektöründe çok ciddi bir potansiyel taşıdığına inanıyorum. Dünyada talebin her yıl yüzde 4 civarında arttığı bu sektörde, çok daha başarılı işlere imza atabileceğimizi düşünüyorum.”
Özlü, 2015’te 33 milyar dolar değerinde 8,6 milyon ton plastik mamul ürettiklerini belirterek, 2,9 milyar dolar ithalata karşılık 4,3 milyar dolar ihracat yaptıklarını, yani dış ticaret fazlası verdiklerini anımsattı.
Plastik üretiminin 2002’den sonra, dünya ortalamasından ortalama 3 kat daha hızlı büyüdüğünü vurgulayan Özlü, Türkiye’nin miktar bazında bakıldığında dünyanın ve Avrupa’nın en büyük plastik üreticileri arasındaki yerini aldığını söyledi.
“Plastik sektöründe iki temel sorun var”
Özlü, plastik sektöründe iki temel sorun yaşadıklarını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bunlardan birincisi, petrokimya ürünlerini girdi olarak kullanan bu sektörün yüzde 80-90 oranında dışa bağımlı olmasıdır. Ne yazık ki bu konuda kısa vadede yapılabilecek fazla bir şey yok. Sektörün yaşadığı ikinci temel sorun ise katma değerin düşük olması. İşte bu konuda, sektörle birlikte, kısa, orta ve uzun vadede yapabileceğimiz ve yapacağımız çok iş var. 2015’te ihraç ettiğimiz bir kilogram plastik için 2,75 dolar gelir elde etmişiz. Bu fiyat, bizi, dünya plastik mamul ihracatını yönlendiren 20 ülkenin içinde 18’inci sıraya düşürüyor.”
Özlü, bu açıdan Ar-Ge Reform Paketinin tüm sanayi sektörleri için olduğu gibi plastik sektörü için de bir dönüm noktası olacağını kaydederek, “Tasarım faaliyetlerinin destek kapsamına alınması, Ar-Ge merkezlerinde daha fazla ve daha nitelikli personel istihdamının sağlanması, sipariş yoluyla yaptırılan Ar-Ge ve tasarım projelerinin de vergi indirimine tabi tutulması gibi adımlar sanayicilerimiz için çok değerli adımlardır.” diye konuştu.
“Daha nitelikli ve yüksek katma değerli üretimin önü açılacak”
Özlü, şu anda plastik sektöründe kurulu Ar-Ge merkezi bulunmadığına dikkati çekerek, bu sektörde yapılan Ar-Ge harcamasının son derece yetersiz göründüğünü bildirdi.
Ar-Ge Reform Paketiyle birlikte bu manzaranın değişmeye başlayacağını belirten Özlü, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu tabloyu değiştirecek olan en önemli enstrümanlardan birisi bugün mutabakat zaptını imzaladığımız Mükemmeliyet Merkezi olacaktır. Zira küçük firmaların, mevcut bilgi ve teknoloji seviyeleriyle gerçekleştiremeyecekleri Ar-Ge projeleri, bu merkezde ortaklık kültürü içinde yapılabilecektir. Yapılacak çalışmalarla, plastik sektörümüzde daha nitelikli ve daha yüksek katma değerli üretimin önü açılacaktır.”
“Sektörü güçlendirirsek, tek tek firmalarımızı da güçlendirmiş olacağız”
Özlü, Plastik Mükemmeliyet Merkeziyle ilgili sürecin geçmişinin kendisini ortaklık kültürü ile çalışmaların yapılacak olması açısından sevindirdiğini ifade ederek, normalde, reel sektörü bu tür projelere kendilerinin zorladığını ancak bu sefer, plastik sektörünün, bizzat kendisinin bu işe öncülük ettiğini söyledi.
Sektör temsilcilerinin böyle bir iş birliği platformunun önemine öncelikle kendilerinin inandığını dile getiren Özlü, “Zira PAGEV mensupları şunu çok iyi biliyor;sektörü güçlendirirsek, tek tek firmalarımızı da otomatik olarak güçlendirmiş olacağız. Doğrusu bu anlayışa, sadece ekonomik hayatta değil, her alanda ihtiyaç duyuyoruz.” dedi.
Özlü, 15 Temmuz’dan sonra ortaya çıkan tablonun herkesi memnun ettiğini ve ümitlerinin artmasına vesile olduğunu bildirerek, vatan, millet ve devlet söz konusu olduğunda, görüş ayrılıklarının bir yana bırakıldığını anlattı.
Gelecek dönemde en büyük güçlerinin kenetlenme olacağını aktaran Özlü, sanayicilerle birlikte, mükemmeliyet merkezini en kısa sürede hayata geçireceklerinin sözünü verdi.
Bakan Özlü, konuşması sonrası PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezinin kurulmasına yönelik anlaşmaya imza attı.