Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ulusal Standardizasyon Strateji Belgesi ve Eylem Planını hazırladıklarını belirterek, belge ve eylem planının yayınlanmasıyla birlikte Türkiye’nin ilk standardizasyon strateji belgesinin hayata geçeceğini söyledi.
Bakan Işık, Türk Standardları Enstitüsünün (TSE) 55. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, TSE faaliyetlerinin sanayi üretimi için mutfak, lojistik merkez ve altyapı işlevi gördüğünü belirtti.
TSE’nin sanayicilerin küresel pazarlarda karşılaştığı kapıları açan bir anahtar vazifesi gördüğüne işaret eden Işık, enstitünün standardizasyon faaliyetlerini gerçekleştirmek, tüketicinin ürün ve hizmet güvenliğini sağlamak ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu test-muayene-belgelendirme hizmetlerini yurt içi ve yurt dışında vermek gibi 3 temel misyonu bulunduğunu anlattı. Enstitünün bu görevleri, 19 ilde belgelendirme müdürlükleriyle, 26 ilde temsilcilikleriyle, temsilciliği olmayan illerde ise oda ve borsalar bünyesinde bulunan personelleri aracılığıyla yürüttüğüne bildiren Işık, TSE’nin yurt dışında da 5 ülkede temsilcilik, 15 ülkede 22 ofis olmak üzere 27 farklı noktada hizmet verdiğini kaydetti.
Işık, firmaların küresel düzeyde rekabet edebilmelerinin öncelikli koşulunun, uluslararası standartlara uygun mal ve hizmet üretimi olduğunu vurguladı. Standartların şirketler düzeyinde de maliyet düşürme, kalite artışı, kurumsallaşma ve markalaşma için büyük önem taşıdığına dikkati çeken Işık, “TSE, Türkiye’de üretilen mal ve hizmetlerin uluslararası standartlara uygun olmasını sağlıyor. Ancak bu, ülkemiz için yeterli değil. Türkiye’nin uluslararası standartların belirlenme sürecinde de etkin olması gerekiyor. Standart ve teknik düzenlemelerin belirlenme sürecinde etkin olan ülkeler, dünya ticaretine de yön veriyor.” diye konuştu.
– “TSE’nin uluslararası şirketi ICAS”
Ulusal Standardizasyon Strateji Belgesi ve Eylem Planını hazırladıklarına değinen Işık, belge ve eylem planının yayınlanmasıyla birlikte Türkiye’nin ilk standardizasyon strateji belgesinin hayata geçeceğini söyledi.
Işık, uygunluk değerlendirme hizmetlerinin toplam pazar büyüklüğünün 200 milyar dolar civarında olduğunun tahmin edildiğini dile getirerek, pazarın yıllık yüzde 5-6 civarında büyüdüğüne işaret etti. Türkiye’nin uluslararası uygunluk değerlendirme pazarından hak ettiği payı alabilmesi için TSE’nin uluslararası şirketi ICAS’ı kurduklarını anlatan Işık, şirketin gelecekte önemli başarılara imza atacağını belirtti.
Otomotiv Test Merkezi çalışmaları hakkında da bilgi veren Işık, merkezin kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını, projenin ilk aşaması olan Fren Test Pisti Uygulama Proje ihalesinin sonuçlandırıldığını ve ağustos ayında tamamlanmasının planlandığını kaydetti.
Işık, kuruluşuna öncülük ettikleri İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) ile İslam ülkeleri arasında standardizasyon altyapısının oluşmasına destek olduklarını dile getirdi.
– “Bilişim Sektörü Teknik İzleme Özel Komitesi’ni kurduk”
Bilişim sektörüne yönelik, “Bilişim Firmaları Yetkilendirme ve Belgelendirme Sistemi”ni hayata geçireceklerine dikkati çeken Fikri Işık, şöyle devam etti:
“Bu düzenlemeyle, kamu bilişim ihalelerine girecek olan tüm firmaların, TSE’deki bilişim standartlarını karşılayan bir yetki belgesi almaları zorunlu hale gelecek. Böylece kamu belli bir yetkinliğe, kapasiteye ve kaliteye sahip olan firmalardan hizmet alacak. Bu amaçla, TSE bünyesinde Bilişim Sektörü Teknik İzleme Özel Komitesini de kurduk. Ayrıca yazılım sektöründe çalışan şirketlerin en büyük sermayesi olan yazılımların, kaynak kodlarını garanti altına almak ve yazılım projelerinin sürekliliğini sağlamak için kod emanet sistemini de tesis edeceğiz. Bu sistemle, yazılım üreticilerinin kaynak kodlarının TSE’de kriptolu olarak saklanmasını sağlayacağız.”
Işık, demokrasi ve siyaset alanında da standardın önemine işaret ederek, “Geçen hafta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde yaşanan olayları, siyasetin yüksek standarda ne kadar ihtiyaç duyduğunun bir göstergesi olarak kabul ediyorum. Bir parti liderinin yaptığı konuşma, maalesef kendisinin ne kadar düşük standartta, hatta standart dışı çalıştığını ortaya koydu. Demokrasinin şiddetle, kanla asla bir arada bulunamayacağı gerçeğini bilen insanlar için asla kabul edilemeyecek bir konuşmaydı. Siyasi standartları millet belirliyor, orada onay kuruluşu millet. Bu standarda uymayan milletin kalitesine yakışmayan, siyasi faaliyetleri millet sandıkta cezalandırıyor. Ben eminim ki bu konuşma da milletten hak ettiği cevabı alacaktır.” ifadelerini kullandı.