Işık, Kocaeli Vergi Rekortmenleri Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, iş insanlarının ürettiğini, istihdam sağladığını ve ihracat yaparak hem kendilerine hem de ülkelerine kazandırdığını söyledi.
Türkiye’nin 2016 bütçe büyüklüğünün 570 milyar liraya ulaştığını ifade eden Işık, bu yıl sadece eğitime ayırdıkları kaynağın 2002 bütçesinin neredeyse tamamına yakın olduğunu kaydetti.
Işık, AK Parti hükümetlerinin bu 14’üncü bütçesini, insanı önceleyen, emanete titizlikle riayet eden, ekonomik ve sosyal kalkınmayı destekleyecek şekilde hazırladıklarını dile getirerek, “Bütçenin, yani kamu imkanlarının bu şekilde büyümesi elbette çok önemlidir. Ancak bu bütçenin nasıl kullanıldığı çok daha önemli, öncelikli bir konudur. 14 yıl boyunca bütçe dengelerini bozabilecek en ufak bir adım dahi atmadık. 2014 ve 2015 yıllarında ikişer seçim yaşamamıza rağmen mali disiplinden asla taviz vermedik” şeklinde konuştu.
“Faize gitmeyen paralarla yatırım yapılıyor”
Merkezi Yönetim Bütçe açığının 2002 yılında milli gelire oranının yüzde 11’in üzerinde olduğunu anlatan Işık, 2015’te bu oranın sadece yüzde 1,2 olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Işık, 2002 yılında, devletin topladığı her 100 liralık verginin 86 lirasının faiz ödemelerine gittiğini belirterek, “Bugün her 100 liranın sadece 13 lirası faiz ödemelerinde kullanılıyor. Yine 2002 yılında, toplam bütçe harcamalarının yüzde 43,2’sini, yani neredeyse yarısını faiz ödemeleri oluşturuyordu. 2015 yılında faiz ödemelerinin bütçe içindeki payını yüzde 10,5 seviyesine düşürdük. Faize gitmeyen bu paralar artık eğitime, sağlığa, altyapı ve ulaştırma yatırımlarına gidiyor” ifadesini kullandı.
Kocaeli’nin vergi tahsilat oranı veya kişi başına düşen vergi gibi göstergelerde Türkiye’de ilk sırada yer aldığını dile getiren Işık, verilen vergilerin kente hizmet olarak geri döndüğünü söyledi.
Işık, Türkiye’nin ekonomik istikrarını korumaya, mali disipline uymaya bundan sonra da kararlılıkla devam edeceklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Zira bu güçlü makro ekonomik zemin, ülkemizin fırtınalı havalarda dahi ayakta kalmasını sağlıyor. Dünya ekonomisi, henüz küresel krizin etkilerinden arınabilmiş ve tamamen toparlanabilmiş değil. Türkiye’nin etrafında, özellikle Suriye, Irak, Kırım gibi bölgelerde olağanüstü gelişmeler yaşanıyor. Bütün bunlara rağmen, Türkiye ekonomisi büyümeye devam ediyor. Bu ayın sonunda, 2015 yılına ait Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verisi açıklandığında göreceğiz ki Türkiye yine yüzde 4 civarında bir büyüme kaydetmiş olacak.
Üretimde nitelik arttırdıkça, teknoloji seviyesini yükselttikçe, dışarıda yaşanan gelişmelere daha hızlı tepki vermemiz, konjonktürel gelişmelerden daha az etkilenmemiz mümkün olacaktır. Hükümetimizin eylem planında, esnafımızı, KOBİ’lerimizi, çalışanlarımızı, iş dünyamızı yakından ilgilendiren birçok önemli eylem vardı. Bunları birer birer hayata geçirdik, geçiriyoruz.”
Girişimcilere sağladıkları imkanlardan bahseden Işık, “En son gelişmelerden biri olarak çok değerli bir adım daha attık. Bundan sonra KOBİ’lerin patent, marka, standart belgelerinin ücretlerini tamamen KOSGEB karşılayacak. Hükümetimizin 6 aylık vaatlerinden biri olan Patent Kanun Tasarımızın da hazırlıklarını tamamladık. Üretim Reform Paketimizin hazırlıklarını ise yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Bütün bu adımlarımızla birlikte ülkemizin daha yüksek teknolojili alanlarda söz sahibi olmasını sağlayacağız” diye konuştu.
“Merdiven altı üretim, piyasalarda dolaşan ürünlerin kalitesini düşürüyor”
Işık, kayıt dışı ekonominin orta ve uzun vadede herkese zarar verdiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Merdiven altı üretim, piyasalarda dolaşan ürünlerin kalitesini düşürüyor, o sektörün tamamına zarar veriyor. Doğru bilgi toplayamadığımız için kamu olarak bizim doğru politika üretme araçlarımızın da kısıtlanmasına neden oluyor. Yine kayıt dışılık nedeniyle, yapılması muhtemel bazı vergi indirimlerini yapmak da ne yazık ki mümkün olmuyor. Ekonomiye bu kadar zararı olan bir konuda, kamu ve özel sektör olarak ortak hareket etmek durumundayız. Hükümetimiz Türkiye’de iş yapmayı kolaylaştırmak için çok önemli adımlar attı. İşverenler üzerindeki istihdam yükünü azalttık, KDV, gelir vergisi ve kurumlar vergisinde önemli indirimlere gittik. Kayıtdışı ekonomiyle mücadelemizi de Türkiye’de iş ve yatırım ortamını iyileştirmek amacıyla yürütüyoruz. Biliyorsunuz, 25 Öncelikli Dönüşüm Programlarımızdan birisi de ‘Kayıtdışı Ekonominin Azaltılması Programı’dır. Özel sektörümüzün de desteğiyle, bu programda çok ciddi çıktılar elde edeceğimize inanıyorum.”