EPDK Adına Ödenen Petrol Ve LPG Katılım Paylarının Gider Niteliği
Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
[email protected]
1.Konu Hakkındaki Yasal Düzenleme:
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 22. maddesi gereği piyasada faaliyette bulunan lisans veya müşterek lisans sahipleri katılma payı ödemekle mükellef kılınmıştır.
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Lisans Yönetmeliği ile katılma payının mükellefleri Rafinerici Lisansı, LPG Dağıtıcı Lisansı ve LPG Otogaz Bayilik Lisansı sahipleri olarak belirlenmiştir. Katılma payı, toplam net akaryakıt ve LPG satışları üzerinden ödenmektedir.
Katılma payı, yükümlülerin yıllık gelir tablolarında yer alan net satışlar tutarı ile EPDK tarafından her yıl belirlenecek katılma payı oranı çarpılarak hesaplanır. Katılma payı oranı binde biri katılma payı tutarı ise 2 milyon ABD Dolarını aşamaz.
Lisans türlerine göre; katılma payını sıfıra kadar indirmeye, farklı oranları tespite Kurul yetkilidir. Bir sonraki yıl için geçerli olacak yıllık katılma payı oranı veya oranları her yılın Aralık ayının sonuna kadar Kurul kararıyla belirlenerek, Resmi Gazete’de yayımlanır.
Net satış hâsılatı içinde yer alması halinde, yıl içinde LPG için ödenen gümrük vergi, resim ve harçları ile özel tüketim vergisi toplamı net satışlar toplamından tenzil edilir. Lisansı kapsamında, bir veya birden fazla piyasa faaliyetini yürüten lisans sahipleri katılma payını toplam net satışları üzerinden öder.
Katılma payı ödemekle yükümlü lisans sahipleri, herhangi bir bildirim beklemeksizin her yıl mayıs ayı sonuna kadar bir önceki yıla ait bilanço ve gelir tablolarını Kuruma göndermek ve katılma payının yarısını haziran, ikinci yarısını kasım ayı sonuna kadar ödemek zorundadır.
Birden fazla lisans sahibi kişiler, her bir lisans için ayrı katılma payı bildiriminde bulunur. Lisans türleri için farklı oranlar tespit edilmesi hâlinde, net satışlar tutarının bu faaliyetlere ilişkin olanları ayrı ayrı işleme alınır.
Süresinde beyan edilmeyen veya hatalı beyan edilen katılma paylarına ilişkin cezaî ve idarî işlemler Kurumca tamamlanarak ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde adlî ve idarî işlemler başlatılır.
Benzer şekilde, Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 51. maddesine göre de serbest kullanıcı lisansı sahipleri hariç tüm lisans sahipleri, her yıl katılma payı ödemekle yükümlü kılınmıştır. Bir önceki yıla ilişkin katılma payının ilk taksitinin Haziran, ikinci taksitinin ise Kasım ayı sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir.
“Katılma payı”, yükümlülerin yıllık gelir tablolarında yer alan lisans kapsamında yürütülen piyasa faaliyetlerine ilişkin net satışlar tutarı ile Kurulca her yıl belirlenecek katılma payı oranı çarpılarak hesaplanmaktadır.
Düzenlemeye göre katılma payı oranı binde biri, katılma payı 2.000.000 ABD Dolarını aşamaz.
Lisans türlerine göre; katılma payını sıfıra kadar indirmeye, farklı oranlar tespite Kurul yetkilidir. Bir sonraki yıl için geçerli olacak yıllık katılma payı oranı veya oranları her yılın Aralık ayının sonuna kadar Kurul kararıyla belirlenerek, Resmi Gazete’de yayımlanır.
Net satış hasılatı içinde yer alması halinde, yıl içinde petrol için ödenen gümrük vergi, resim ve harçları ile ÖTV toplamı net satışlar toplamından tenzil edilir. Lisansı kapsamında, bir veya birden fazla piyasa faaliyetini yürüten lisans sahipleri katılma payını toplam net satışları üzerinden öder.
İlk defa lisans alınan yıla ilişkin katılma payı, lisans tarihi ile aynı yılın 31 Aralık tarihi arasındaki döneme ilişkin olarak gelir tablolarında yer alan net satışlar tutarından varsa beşinci fıkraya göre yapılan tenzil sonrası bulunan meblağın, katılma payı oranı ile çarpımı sonucu bulunur.
Birden fazla lisans sahibi kişiler, her bir lisans için ayrı katılma payı bildiriminde bulunur. Faaliyet başlıkları için farklı oranlar tespit edilmesi halinde, net satışlar tutarının bu faaliyetlere ilişkin olanları ayrı ayrı işleme alınır.
Süresinde beyan edilmeyen veya hatalı beyan edilen katılma paylarına ilişkin cezaî ve idarî işlemler Kurumca tamamlanarak ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde adlî ve idarî işlemler başlatılır.
Ayrıca, süresinde ödenmeyen malî yükümlülükler ve gecikme zamları hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanarak ilgili vergi daireleri aracılığı ile tahsili sağlanmaktadır. Yönetmeliğin 50. maddesinde Türk Lirası cinsinden ifade edilen değer, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı VUK’un mükerrer 298. maddesi uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde yapılacak hesaplamalarda yüz bin kesirleri tama iblağ olunur.
EPDK’nın 17/12/2015 tarihli toplantısında; petrol piyasasında faaliyet gösterecek lisans sahibi gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü oldukları 2016 yılı için uygulanacak katılma payına ilişkin olarak 5932 sayılı aşağıdaki Karar alınmıştır
(2015 yılı için de 5384 sayılı EPDK Kararı ile aynı oran belirlenmiştir):
Madde 1- 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu’nun 10 uncu maddesinin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 27 inci maddesi ile değişik (C) bendinin (a) alt bendi uyarınca;
a) Petrol piyasasında faaliyet gösteren rafinerici, işleme, dağıtıcı, iletim, ihrakiye teslimi, madeni yağ ve depolama lisansı sahibi gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü oldukları 2016 yılı katılma payına ilişkin oran, yıllık gelir tablolarında yer alan lisans kapsamında yürütülen piyasa faaliyetlerine ilişkin net satışlar tutarının %0,1 (bindebir),
b) Taşıma ve bayilik lisans sahibi gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü oldukları 2016 yılı katılma payına ilişkin oran ise alt başlıklar dahil 0 (sıfır)
olarak belirlenmiştir.
c) Kurum tarafından, katılma payı mükellefinden tahsil edilecek tutar, 31/12/2016 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre, 2.000.000 (ikimilyon) ABD Dolarının TL. karşılığını aşmayacak şekilde hesaplanır.
2.Kurum Kazancının (Ticari Kazancın) Tespitinde Kurum Payının Gider Niteliği:
Vergi hukukunda ticari veya kurum kazancının tespitinde iki temel ilke söz konusudur. Bunlardan birincisi tahakkuk esası, ikincisi ise dönemsellik esasıdır. Tahakkuk esasına göre, kazancın tespitinde ödeme veya tahsilat dikkate alınmaz. Bir hasılat unsurunun doğuşu (tahakkuku) yeterli olup tahsil edilmiş olması şart değildir. Aynı şekilde bir gider unsurunun da doğuşu (tahakkuku) yeterli olup ödenmiş olması şart değildir. Burada tahakkuktan kasıt, hasılat veya giderin mahiyet ve tutar olarak kesinleşmesidir. Ticari bir gelir ya da giderin mahiyet itibariyle tahakkuk ettiğinden söz edilebilmesi için, miktar olarak hesaplanabilmesi, gelire hak kazanılması ya da borç altına girilmesi gerekmektedir. Tahakkuk esasına göre belirlenen gelir ve giderlerin yalnızca cari döneme ait kısmı, aynı döneme ilişkin ticari kazancın hesabında gelir ya da gider olarak dikkate alınabilir. Bu durum dönemsellik ilkesinin de bir gereğidir. Dönemsellik kavramı, işletmenin sürekliliği kavramı uyarınca sınırsız kabul edilen ömrünün, belli dönemlere bölünmesi ve her döneminin faaliyet sonuçlarının (kâr veya zararının) saptanmasıdır. Gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesi, hasılat, gelir ve kârların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılması da bu kavramın uzantısıdır.
VUK’un 283. maddesinde gelecek bir hesap dönemine ait olarak peşin ödenen giderler ile cari hesap dönemine ait olup da henüz tahsil edilmemiş olan hasılatın mukayyet değerleri üzerinden aktifleştirilmek suretiyle değerleneceği; 287. maddesinde ise gelecek hesap dönemlerine ait olarak peşin tahsil olunan hasılat ile cari hesap dönemine ait olup henüz ödenmemiş olan giderler mukayyet değerleri üzerinden pasifleştirilmek suretiyle değerleneceği belirtilmiştir. Bu iki hüküm, hiç kuşku yok ki vergi hukukunda tahakkuk ve dönemsellik ilkesinin en belirgin örnekleridir.
Petrol piyasasında bir önceki yıl için gelecek sene Haziran ve Kasım aylarında ödenecek olan EPDK katılım payları, esasında bir önceki yıl faaliyette bulunmak nedeniyle katlanılan gideri ifade etmekle birlikte, sahip olunan lisans nedeniyle doğrudan doğruya bir önceki yılın kazancının teşekkülünde katlanılması gereken fedakarlığı göstermektedir.
Maliye Bakanlığı da bir özelgesinde geçmiş hesap dönemine ilişkin olarak hesaplanan performans primlerinin ertesi yıl ödense bile o yılın kazancının tespitinde dikkate alınması gerektiği hususunu belirtmiştir[1].
Buna karşın, GİB’in devlet hakkı, hazine payı gibi konularda ilgili ödemelerin ertesi yıl yapılması durumunda o dönemin gideri olacağına dair görüşlerini doğru bulmuyoruz. Ayrıca, GİB’na göre hazineye ait taşınmazların fuzuli işgali yoluyla sağlanmış olan menfaatin parasal karşılığı olarak tahakkuk ettirilen ecrimisil bedellerinin ödendikleri dönem kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür. (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 21.05.2013 tarih ve 749 sayılı Özelgesi)
Bunlara karşın, EPDK katılım payları ilgili hesap dönemi için hesaplanabilir olduğundan, giderin işletmenin o döneme ait faaliyetleri ile ilgili olmasından dolayı bahsi geçen ödemelerin bir sonraki sene içinde yapılmasına karşın, GVK’nın 40/1. maddesi mucibince gelecek dönemlerle ilişkilendirilmeksizin tahakkuk yoluyla doğrudan ilgili olduğu yılın ticari/kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, faaliyetin bırakıldığı veya lisansın iptal edildiği vb durumlarda daha açık olarak anlaşılacağı üzere kurum kazancı yanlış beyan edilmiş olacaktır.
Kaldı ki, ödemeye bağlı gider yazılmasına mesnet teşkil eden hukuki bir düzenleme de bulunmamaktadır. GVK 40. ve ilgili diğer düzenlemelerde ödenmedikçe gider yazılamayacak unsurlar açıkça sayılmaktadır. Bunun dışında bir yorumla hukuku genişletmek bize göre mümkün değildir.
[1] İVDB, 20070828.053 Tarih ve Sayılı Özelge.