Işık, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen “Ar-Ge Reform Paketi” konulu toplantıda, dün TBMM Genel Kurulunda 2016 bütçesinin görüşmelerine başladıklarını söyledi.
“Türkiye’de teknogirişim yeni koşmaya başladı”
Işık, doktora ve yüksek lisans yapan temel bilimler mezunlarının gelir vergisi indiriminden daha fazla faydalanmasının önünü açan bir düzenlemeyi de hayata geçirdiklerini anımsatarak, artık Türkiye’de bulunmayan nitelikli yabancı uyrukluların Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde çalışmalarının önünü açtıklarını anlattı.
Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yer alan veya teknogirişim desteğiyle kurulan şirketlere, doğrudan girişim desteği sağlayan firmalara vergi indirimi kolaylığı getirdiklerinden bahseden Işık, “Türkiye’de teknogirişim yeni koşmaya başladı. İnanıyoruz ki bu noktadaki hızımızı artıracak” dedi.
Işık, teknogirişim sermayesi desteğinin şartlarını iyileştirdiklerini aktararak, şunları kaydetti:
“Türkiye’de, ‘Benim çok parlak bir fikrim var ama kimse desteklemiyor’ en çok şikayet edilen konuydu. Teknogirişim sermaye desteği ile gençlerimizin teknoloji alanında kurmak istedikleri şirketlere 100 bin liraya kadar destek veriyoruz. Bu sayede şu ana kadar kamu olarak 180 milyon lira para yatırdık, gençlerimize bu kadar destek vermişiz. Bunun karşılığında, 4 bin 447 gencimiz istihdam edilmiş. Hem de bu gençlerin önemli bir kısmı mühendis, önemli bir kısmı üniversite mezunu. Bizim bir kişilik istihdam oluşturmak için petrokimya sektörüne 1 milyar liralık yatırım yapmamız lazım. Tüm sektörlerin ortalaması ise 85 milyar. Burada 45 milyar liralık yatırımla üniversite mezunu, nitelikli istihdam sağlamışız.”
Geçen yıl 628 genci destekledikleri bilgisini veren Işık, “Bu düzenlemeyle 100 bin lira olan destek limitini, 500 bin liraya kadar çıkarma yetkisini Bakanlık olarak aldık. İlk etapta 150 bin liraya çıkaracağız ama bunu ihtiyaca göre artırma bakanlığın yetkisinde artık” diye konuştu.
“Kod emanet sistemini getiriyoruz”
Işık, bilişim sektöründeki firmaların güvenli ve kaliteli yazılım geliştirmeleri için standart belirleme ve yetkilendirme sistemi getirdiklerini dile getirdi.
Türkiye’de yazılım sektörünün arzu ettikleri hızda büyümediğini, çünkü kamu alımlarında yazılım sektörüne güven duyulmadığını vurgulayan Işık, “Firma ölçekleri yeteri kadar büyük olmadığı için, ‘Yarın bir problem olursa ben karşımda kimi bulacağım?’ endişesiyle büyük kurumsal firmalar tercih ediliyor. O zaman da küçüklerin büyümesi zorlaşıyor. Bu nedenle de burada bir akreditasyon sistemi getiriyoruz ve bakanlıktan yetki belgesi vereceğiz. İnanıyorum ki yazılım sektörü Türkiye’de bu kanunla birlikte çok daha hızlı büyüyecek. Bu sayede Türkiye’de sadece kamuya yazılım verilmeyecek, özel sektör de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından yetkili firmalarla çok daha kolay çalışacak” ifadelerini kullandı.
Bununla ilgili bazı ilave düzenlemeler de getirdiklerine dikkati çeken Işık, şöyle devam etti:
“O da şu; kod emanet sistemini getiriyoruz. Düşünün; bir yazılım KOBİ’si, bir yazılımı var ama şirket battı. Ne yapacaksınız? Pek çok insanın başına geliyor, programı komple iptal etmek zorunda. Artık, bizden yetki alabilmek için önce TSE’de kod emanet sistemine bütün kodlarını emanet edecek. Şirkete bir şey olsa bile programa bir şey olmayacak. Bu güveni sağlamak zorundayız. Belli standartları burada getireceğiz ve inanıyorum ki bu yapacağımız düzenlemelerle yazılımı, sadece Türkiye için değil, bölgemizde ve dünyada önemli bir sektör hale getireceğiz. Bununla ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz.”
“Teknolojik Ürün Deneyim Belgesinin kapsamının genişletiyoruz”
Işık, üniversite-sanayi iş birliği faaliyetlerinde bulunan öğretim üyelerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerden gelir ve damga vergisi kesintisi yapılmasına son verdiklerini, döner sermaye kesintisini de yüzde 15’le sınırladıklarını hatırlattı.
Öğretim üyelerinin Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde kısmi süreli ya da sürekli çalışabilmelerinin de önünü açtıklarına değinen Işık, Ar-Ge ürünleri için İş Bitirme Belgesi yerine geçen Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi verdiklerini aktardı.
Işık, şu ana kadar bu sayede firmaların 1 milyar lira civarında kamudan ihale aldığı bilgisini vererek, “Bu rakam önemli ama az. Daha da artırmak durumundayız. Şimdi burada kapsamı genişletiyoruz. Kendi imkanlarıyla Ar-Ge yapmış olsa bile, Türkiye içinde Ar-Ge yapması durumunda biz o belgeyi yine vereceğiz” diye konuştu.
Patent Kanunu’nun da şu anda kamuoyu görüşüne açıldığını anlatan Işık, ilgilenen kişilerden düşünce ve önerilerini paylaşmasını istedi.
Işık, Patent Kanunu’nu 7 Mart’ta Bakanlar Kuruluna sunup, en kısa sürede de TBMM’ye sevk etmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, “İnşallah bu sefer Patent Kanununu çıkaracağız” dedi.
Üretim Reform Paketi üzerinde de çalıştıklarını aktaran Işık, üretimin önündeki tüm engellerini kaldırmak ve gelecekteki üretime bugünden Türkiye’yi hazırlamak için çabaladıklarını dile getirdi.
Işık, Türkiye’nin 1’inci, 2’nci ve 3’üncü sanayi devrimini kaçırdığını belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Dünya 4’üncü sanayi devrimine hızla ilerliyor. 4’üncü sanayi devrimi dijital teknolojilerin üretimde çok yoğun kullanıldığı ve en az iş gücüyle en çok üretimin yapıldığı sanayi devrimi. Burada artık mavi yakalıların sayısı çok azalıyor, beyaz yakalının sayısı artıyor. Bunun için bizim iş gücümüzü buna uyarlamamız lazım. Türkiye’nin bu defa da bunu ıskalamaması lazım, Türkiye’nin yine tribünde seyirci olmaması, sahada oyuncu olması lazım. 17 Şubat’taki Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) toplantımızda Sanayi 4.0 devrimiyle ilgili önemli kararlar aldık. Bu konuda çalışmalara devam edeceğiz. Hedefimiz şu; Türkiye artık orta gelir tuzağında devam eden bir ülke olmasın. Türkiye artık yüksek teknoloji ürünleri ihraç eden, katma değeri yüksek ürünlere yoğunlaşan, halkına ve çalışanına daha fazla refah getiren, ülke olarak da her alanda orta kararlı bir ülke olmak yerine lider ülke, iddialı ülke olma konumuna ulaşsın.”
Toplantı, konuşmalardan sonra basına kapalı olarak gerçekleşen MÜSİAD üyelerinin Işık’a yönelttiği sorularla devam etti.