Muharrem ÖZDEMİR
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesi, serbest meslek kazançlarında “kazanç İstisnasını” düzenlemiştir. Uygulamada bu istisna hükmüne “Telif Hakları İstisnası” da denilmektedir.
Buna göre, Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisinden müstesnadır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.
Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez. Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur. Bunun anlamı telif hakları istisnası, Katma Değer Vergisi ve gelir vergisi stopajı uygulanmayacaktır.
Serbest meslek kazançlarına ait istisna maddesini düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesindeki istisnanın Vergi Reform Komisyonunun gerekçesinde “İsmi geçen eser sahiplerinin eserlerini ekonomik anlamda değerlendirilmelerinin zaman alabileceği, eserin tutmayabileceği, masraflarını telafi etmeyebilecekleri bu bakımdan serbestçe eser telif edenlerle bir yere bağlı olarak ücret mukabili yazanlar arasında farklılık olduğu, kazancın eserin satıldığı yılda vergilendirilmesinin müterakki tarifeye göre yüksek nispette hesaplanacak verginin ağır ve adaletli olamayacağı, ilmi edebi ve bedii faydaları nesle intikal edecek olan bazı eserlerin teşvik ve himaye edilmiş olması da mali istisna asıl sebeplerinden olmamakla birlikte kültür hayatımızın bakımından istisnanın hayırlı bir netice olarak kabul edilebilir” denilmektedir.
Bu kazanç istisnasının uygulanabilmesi için, maddede yer alan fikri ürünlerin serbest meslek faaliyeti olarak meydana getirilmesi, dolayısıyla elde edilen gelirin serbest meslek kazancı olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, serbest meslek faaliyeti sonucu ortaya konulan çalışmaların istisna kapsamında olabilmesi için bu çalışma, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser sayılmalıdır.
Hal böyle iken ve kanun gerekçesinde kültür hayatımızın hayırlı neticelerle sonuçlanması arzu edilmiş iken aşağı ayrıntılı olarak belirttiğimiz eserler vergi koruması altında sayılmayarak vergilendirilmesi yoluna gidilmesi sanat camiası tarafından tepki ile karşılanmıştır.
- Yorumculuk
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisinden müstesnadır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir. Yukarıda yazılı kazançların arızi olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez. Serbest meslek kazançları istisnasının bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun “Ücretin Tarifi” başlıklı 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almıştır. Yine söz konusu Kanunun “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde ise; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmü yer almaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar” hükmü yer almış olup, aynı fıkranın (2/a) bendinde, 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden % 17 oranında, (2/b) bendinde ise; Diğerlerinden % 20 oranında tevkifat yapılacağı belirtilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre; basın ve yayın kuruluşlarında yazılı ve görsel olarak yapılan yorumlardan dolayı 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 18 inci maddesindeki serbest meslek kazancı istisnasından yararlanılması mümkün değildir. Bu anlamda, mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan yorumlarınızdan dolayı elde ettiğiniz kazanç serbest meslek kazancı olarak değerlendirilip serbest meslek kazanç mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmekte olup, bu çalışmalarınızdan dolayı tarafınıza yapılacak ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanunun 94/2 (b) bendine göre % 20 oranında tevkifat yapılması gerekir. Ancak, bu faaliyetin belirli bir işverene (iş akdine bağlı olarak emir ve talimatları doğrultusunda) bağlılık arz edecek şekilde ifa edilmesi durumunda yorumcu sanatçıya yapılacak ödemelerin Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi uyarınca ücret kapsamında değerlendirilip, stopaj yoluyla vergilendirilmesi gerekir.
- Grafik Tasarım Hizmetleri
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesinde; “Her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.” hükmüne yer verilmiştir. Ticari faaliyet, bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin “ticari faaliyet” olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için, kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerekmektedir.
Bu anlamda, grafik tasarımı olarak adlandırılan hizmetin özel programlar kullanılarak logo, fotoğraf ve grafiklerin hazırlanması ve yazılım hizmeti olarak adlandırılan hizmetin de müşterinin talebi doğrultusunda internet sitesinden gelişmiş bir şekilde yararlanması için yapılan çalışmaların bir bütün halinde web tasarım faaliyeti olarak kabul edilmesi gerekmekte olup, web tasarım ile reklam ve tanıtım faaliyeti ticari faaliyetlerden doğan kazanç olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmektedir.
- Çevirmenlik
Sinema ve video film, dizi film ve belgesellerin senaryo, altyazı ve dublaj çevirileri ile bilimsel makale ve tezler ile tiyatro oyunlarının çevirilerinden elde edilen kazancın gelir vergisinden istisna olup olmayacağı hususu ile ilgili olarak;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65 ve 66’ncı maddelerine göre, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı ve serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler de serbest meslek erbabıdır. Aynı Kanun’un 18’inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisinden müstesnadır.
Öte yandan Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar” hükmüne yer verilmiş ve maddenin ikinci bendinde 18’inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden % 17 oranında, diğer ödemelerden ise % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüş, 86-1/a maddesinde ise kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bu açıklamalara göre, belgesel, sinema ve dizi film senaryoları ile altyazı ve dublaj çevirisi işi Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’inci maddesi uyarınca serbest meslek kazancı olmakla birlikte, Kanun’un 18’inci maddesinde yazılı eser grupları arasında yer almayan bu işler nedeniyle söz konusu maddede yer alan istisnadan faydalanılması mümkün olmayıp faaliyetlerden elde ettiğiniz serbest meslek kazancının gerçek usulde vergilendirilmesi gerekmektedir. Ancak, edebi eser niteliğinde bulunan bilimsel makale ve tezler ile tiyatro oyunları çevirilerinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser niteliği taşıdığının Kültür ve Turizm Bakanlığından alınacak yazı ile tevsik edilmesi halinde, bu çalışmalardan elde edeceğiniz kazanç dolayısıyla Gelir Vergisi Kanunu’nun 18’inci maddesinde yer alan istisna hükmünden faydalanılması mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, istisna kapsamı dışında serbest meslek kazancı elde edecek olmanız nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153’üncü maddesi uyarınca işe başlamayı vergi dairesine bildirme, 172 ve 210’uncu maddeleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutma, 236’ncı maddesi uyarınca da mesleki faaliyetlerinize ilişkin her türlü tahsilâtlar için serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyetiniz bulunmaktadır. Ayrıca, istisna kapsamında yapılan çalışmaların Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasına istinaden tevkifat yapmak mecburiyetinde olanlarca satın alınması halinde çevirmene yapılacak ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır. [1]
- Bakır eşya süsleme sanatı
Müşterilerin getirdiği eski bakır eşyalar (tepsi, sahan, güğüm, kazan, ibrik vb.) üzerine çekici zımbaya vurmak suretiyle, Osmanlı, Selçuklu ya da Hititler gibi eski uygarlıklara ait ve Anadolu’ya özgü desen ve motifleri kazıma, kakma, oyma, kabartma gibi çeşitli şekillerde işleyerek meydana getirilmesi faaliyetten elde edilen gelirin Gelir Vergisi Kanunu’nun 18’inci maddesindeki istisnadan yararlanıp yararlanmayacağı hususu ile ilgili olarak;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18’inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikâye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo vetelevizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisinden müstesnadır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dâhildir.
Bu hükme göre, yapılan bakır süsleme faaliyetinin, Gelir Vergisi Kanununun 18’inci maddesi kapsamına giren herhangi bir eser grubu içinde yer almadığından, söz konusu faaliyet dolayısıyla elde edilen hâsılatın Gelir Vergisi Kanununun 18’inci maddesinde yer alan istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Gelir Vergisi Kanunun “Basit Usulde Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 46’ıncı maddesinde, 47 ve 48’inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddelerde basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 51’inci maddesinde, basit usulde vergilendirmeden faydalanamayacak olanlar bentler halinde sayılmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 9 uncu maddesinin 8 numaralı bendine göre, bu kanun’un 47 inci maddesinde yazılı şartları haiz olanlardan kendi ürettikleri ürünleri satanlara münhasır olmak aşağıdaki sayılan ve bunlar gibi geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyette bulunanlar vergiden muaf esnaf hükümlerinden yararlanarak gelir vergisinden istisna edilmiştir.[2]
- El dokuma işleri,
- Bakır işlemeciliği,
- Çini ve çömlek yapımı,
- Sedef kakma ve ahşap oyma işleri,
- Kaşıkçılık,
- Bastonculuk,
- Semercilik,
- Yazmacılık,
- Yorgancılık,
- Keçecilik,
- Lüle ve oltu taşı işçiliği,
- Çarıkçılık,
- Yemenicilik,
- Oyacılık
Buna göre mücavir alan sınırları dâhil olmak üzere Büyükşehir belediye sınırları içerisinde, müşterilerin getirdiği eski bakır eşyalar üzerine Osmanlı, Selçuklu ya da Hititler gibi eski uygarlıklara ait ve Anadolu’ya özgü desen ve motifleri kazıma, kakma, oyma, kabartma gibi çeşitli yöntemlerle işleyerek meydana getirilerek bakır eşyaları süsleme faaliyeti dolayısıyla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 ve 48’inci maddelerinde yazılı şartların topluca taşınıyor olması ve herhangi bir emtia alım satımında bulunulmaması kaydıyla basit usule tabi olması, hükümleri taşımıyor olması halinde de vergiden muaf statüsünde değerlendirilmesi gerekir. Ancak yukarıda belirtilen şekillerde süslemesi yapılan bakır eşyaların satış amacıyla işyerinde bulundurulması veya kullanılacak bakır eşya ya da malzemelerin temin edilmesi durumunda ise mükellefiyetin gerçek usulde tesis edilmesi gerekir. [3]
- Seslendirme-Dublaj
Dizi ve filmlere altyazı ve dublaj çevirisi işi elde edilen gelirin vergilendirilmesi hususu ile ilgili olarak; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır” denilmektedir.
Aynı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasında, “Müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisinden müstesnadır” hükmü yer almıştır.
Bu hükümlere göre, dizi ve filmlere altyazı ve dublaj çevirisi işi Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesi uyarınca serbest meslek kazancı olmakla birlikte, söz konusu işin Kanunun 18 inci maddesinde yer alan eser gruplarından hiç birinin kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, bu işler nedeniyle söz konusu maddede yer alan istisnadan faydalanılması mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu faaliyetten elde ettiğiniz serbest meslek kazancınızın gerçek usulde vergilendirilmesi gerekmektedir. [4]
Öte yandan serbest meslek erbabının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesi uyarınca işe başlamayı vergi dairesine bildirme, 172 ve 210 uncu maddeleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutma, 236 ncı maddesi uyarınca da mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilâtları için serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır. Ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 2 nci bendinde, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç); % 20 oranında tevkifat yapılacağı belirtilmiştir.
Buna göre, dizi ve filmlere altyazı ve dublaj çeviri hizmetinin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişilere yapılması halinde, sanatçıya yapılacak bu ödemelerden % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Diğer taraftan, elde edilen serbest meslek kazancının yıllık gelir vergisi beyannamesi ile bildirilmesi gerekir.
- Seramik, taş ve ağaç takı çalışmaları
Dışardan basit metal yüzük çerçevesi satın alarak üzerine mermer tozu ve boya karışımından tablet hazırlanarak atıl şişe, ahşap, seramik parçalar ve deri parçalarını muhtelif işlemlerden geçirerek yüzük, kolye, vazo yaparak bu sanat ürünlerini sergi ve stant açarak satışının yapılmasının Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisnadan yararlanıp yararlanamayacağı hususu ile ilgili olarak;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin bunların kanuni mirasçılarının şiir,hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür,fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi,bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlanmak veya kitap,CD, disket,resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisinden müstesnadır. Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından taş ve ağaç takı çalışmalarının eser niteliğinde kabul edilmesine rağmen söz konusu çalışmalar Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddede sayılan eser grupları içerisinde yer almadığından, aynı maddede belirtilen istisnadan faydalanılması mümkün bulunmamaktadır[5].
- Keçe sanatı
Keçe sözünü Türkçe etimolojik olarak inceleyen araştırmacılar bu kelimenin Batı Türkleri ile Oğuzlar arasında gelişmiş ve yayılmış olduğuna inanmaktadırlar. Türkçe’de keçe sözüne ilk kez XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud’un Divân-ı Lügati’t-Türk adlı eserinde rastlanmıştır. Keçe kelimesinin geçme-geçmek (kaynaşıp birleşmek anlamında) kelimeleri arasındaki bir ilişkiden dolayı kullanılmaya başlanıldığı düşünülmektedir. Türkçe’de keçe kelimesinden çok eski zamanlara ait olan ve aynı anlama gelen başka bir sözcük daha bulunmaktadır. Bu Kidiz kelimesidir. Çeşitli kaynaklara göre keçe karşılığı kullanılan ve en eski aynı zamanda da en yaygın bir Türk kültür deyişi olan bu kelime çeşitli Türk topluluklarında bazı farklı şekillerde kullanılarak eski çağlardan günümüze kadar ulaşmıştır.[6]
Sanatçının, merinos yününe, zeytinyağlı sabun ve sıcak su ile basınç ve hareket uygulamak suretiyle keçe üretimi yapması ve sanat eserlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü’nce güzel sanat eseri kapsamında değerlendirilmesi karşısında söz konusu çalışmalarının telif hakları kapsamında irdelenmesinde;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinin birinci fıkrasında, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikâye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisinden müstesnadır” hükmü yer almıştır.
Bu hükme göre, sanatçı tarafından üretilen keçeler Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren herhangi bir eser grubu içinde yer almadığından, bunlardan elde edilen hâsılatın söz konusu maddede yer alan istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, kanunun öngördüğü makine ve aletler dışında başka makine ve alet kullanmadan el emeği ile evde üretilen keçelerin Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin 8 numaralı bendinde yer alan şartlar dâhilinde satılması halinde esnaf muaflığından yararlanması mümkün bulunmaktadır. Ancak söz konusu ürünlerin bir işyeri açılarak burada üretilmesi veya satılması halinde ise bu faaliyetten elde edilen kazancın ticari kazanç olarak değerlendirileceği gerekmektedir. [7]
- Sunuculuk
Radyoda, televizyonda bir eğlence yerinde metne bağlı kalmadan programı oyunları sunan, yorumlayan, gösteri ya da yayın ortamını hazırlayan kişidir. Spiker ve sunucu arasındaki en önemli fark spiker elindeki metni okur, sunucu ise elindeki metne kendi yorumunu katar. Sunucu konuyla ilgili doğaçlama yapabilir.[8]
Sanatçı sunucu/spikerin, televizyon programını ücretli konumuna girmeksizin bağımsız olarak ifa edilen bir serbest meslek faaliyeti sonucundan hazırlanmış olması halinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesinde belirtilen nitelikleri haiz bir eser olmadığından, elde edilen hâsılatın anılan maddedeki istisnadan yararlanması mümkün değildir.[9]
Bununla birlikte, televizyon kuruluşu ile yapılan sözleşme hükümleri gereği, sunucunun tamamen işverenin talimatları doğrultusunda ve belirli bir işyerine bağlı olarak sanatçı /sunucu görevini ifa etmesi yine sözleşme hükümlerine göre programların prodüksiyonuna katkı bulunma ve programın içeriğini hazırlayıp ve gösterime hazır hale getirmekle yükümlü olmakla yaptığı işin bir eser meydana getirmeyi kapsamadığı, programların her türlü hak sahibinin mutlak suretle ve münhasıran televizyon kuruluşu olması halinde de elde ettiği hâsılatın serbest meslek faaliyeti olarak değil Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde tanımlanan ücret olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Buna göre, sanatçının televizyon programında, televizyon kuruluşu ile arasında yapılan sözleşme hükümleri çerçevesinde ifa edilen sanatçı/sunucu görevi karşılığında elde edilen gelir, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde tanımlanan ücret niteliğindedir. Bu nedenle de anılan Kanunun 18 inci maddesindeki istisnadan yararlanılamaz.
- Prodüksiyon şirketinin projelerinde rol alan sanatçılar
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ‘Ücretin tarifi’ başlıklı 61 inci maddesinde Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez” hükmü ile ‘Serbest Meslek Kazancının Tarifi’ başlıklı 65 inci maddesinde; Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır’ hükümlerine yer verilmiştir.
Aynı kanunun ‘Arızi Kazançlar’ başlıklı 82/4.maddesinde, arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılat ın arızi kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine aynı kanunun ‘Vergi Tevkifatı’ başlıklı 94/2. maddesinde de, ‘Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden, 18.madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden % 17, diğerlerinden de % 20 oranında vergi tevkifatı yapılacağı’ hüküm altına alınmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketin, sözleşme gereği olarak prodüksiyon şirketlerinde rol alan sanatçılarla ücret ilişkisini doğuran hizmet sözleşmesi olması halinde şirket tarafından yapılan ödemeler ücret olarak değerlendirilerek, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1-1 maddesine göre tevkifat yapılması gerekir.
Diğer taraftan prodüksiyon şirketlerinin projelendirdiği çeşitli aksiyonlarda rol alan sanatçıların söz konusu faaliyetleri kendi nam ve hesaplarına mutat meslek olarak icra etmeleri halinde; Serbest meslek kazancı olarak değerlendirilecek, bu gelirler için serbest meslek makbuzu, söz konusu faaliyetin arızi olarak icra edilmesi halinde ise arızi serbest meslek kazancı olarak değerlendirilecek bu gelirler için ödemeyi yapanlarca gider pusulası düzenlenmeli ve her iki durumda da Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1-2 b maddesi hükmüne göre tevkifat (stopaj) yapılması gerekir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 maddesinde, ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-c maddesinde de, profesyonel sanatçıların yer aldığı gösteriler ve konserler ile profesyonel sporcuların katıldığı sportif faaliyetler, maçlar, yarışlar ve yarışmalar tertiplenmesi, gösterilmesi katma değer vergisine tabi tutulmuştur. Aynı Kanun’un 9 uncu maddesinde, gerekli görülen hallerde vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığa yetki verilmiştir. Buna göre; organizasyonlarda profesyonel sanatçıların yer alması halinde, bu sanatçıların elde ettiği kazançlar serbest meslek kazancı olarak vergilendirileceğinden katma değer vergisinin beyan edilip ödenmesinde sorumluluk uygulaması söz konusu olmayacak, verilen hizmet bedeline ilişkin katma değer vergisi profesyonel sanatçı tarafından beyan edilip ödenecektir. Söz konusu organizasyonlarda amatör sanatçıların yer alması halinde ise, verilen bu hizmet, Kanunun 1/3-c maddesi uyarınca katma değer vergisinin konusuna girmemektedir. Diğer taraftan, konser veren sanatçılar ile hizmet sözleşmesi kapsamında icra edilen hizmet var ise elde edilen gelir ücret olarak vergilendirileceğinden, katma değer vergisi söz konusu olmayacaktır. [10]
- Müzisyenlik
Sanatçının bir işyeri açmaksızın talep edilen değişik mekânlarda enstrümanı ile şarkı söyleme işi ile iştigal ettiği ve ne şekilde vergilendirileceği hususu ile ilgili olarak[11];
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ücretin tarifi” başlıklı 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” hükmü yer almıştır. Yine aynı Kanunun “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde; ”Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi ve mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır” denilmiştir. Öte yandan, aynı kanunun 66 ncı maddesine “Dava vekilleri, müşavirler, kurumlar ve tüccarlarla serbest meslek erbabının ticarî ve meslekî işlerini takip edenler ve konser veren müzik sanatçıları bu işleri dolayısıyla serbest meslek erbabı sayılırlar.” hükmü yer almıştır.
Diğer taraftan;”213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Gider Pusulası” başlıklı 234 uncu maddesinde; ”Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa; yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir “denilmiştir. Buna göre;
- Özel eğlence mekanlarında, düğün ve benzeri toplantılarda enstrüman ile şarkı söyleme faaliyeti nedeniyle vergi muafiyetinden faydalanılması mümkün bulunmadığından sahne alınan işletmeler tarafından sanatçı adına gider pusulası düzenlenmesi mümkün değildir,
- Bu faaliyet serbest meslek faaliyeti olup, elde edilen kazancında serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir,
- Bu faaliyeti sürekli aynı mekânda bir işverene tabi olarak yapılması halinde ise müzisyene yapılan ödemelerin ücret kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
- Reklâm, dizi ve sinema oyunculuğu
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesinde; ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu, 65 inci maddesinde ise, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek kazancı olduğu, serbest meslek faaliyetinin, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması gerektiği belirtilmiştir.Aynı kanunu’nun 82 inci maddesinde de, arızî olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılatın arızi kazanç olduğu belirtilmiştir.
Aynı kanunun 94/1 maddesinde; “hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddeye yazılı olup ücret sayılan ödemelerden 103. ve 104. maddelere göre, 94/2 maddesinde de, “yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden, 18. madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden % 17, diğerlerinden de, % 20 oranında vergi tevkifatı yapılacağı” hüküm altına alınmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, Reklam, sinema ve dizi film setlerinde çalışan oyuncuların söz konusu faaliyetleri kendi nam ve hesaplarına mutad meslek olarak icra etmeleri halinde serbest meslek erbabı olacağından elde ettikleri kazançların serbest meslek kazancı, aynı faaliyetlerin arızi olarak yapılması halinde ise, arızi serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmesi, faaliyetlerin mutad meslek olarak icra edilmesi halinde icra edenlerin serbest meslek makbuzu, arızi olarak icra edilmesi halinde ise gider pusulası düzenlenmesi, her iki halde de yapılan ödemelerden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/2. maddesi gereğince % 20 oranında stopaj yapılması gerekmektedir.
- İnternet üzerinden yapılan satışlarda katma değer vergisi oranı ve belge düzeni
Sanatçıların, internet üzerinden satış yaparak (moda, tasarım vs) firmalar arasında aracılık hizmeti sunması ve bu hizmet karşılığında komisyon geliri elde edilmesi halinde katma değer vergisi oranının ve belge düzeninin ne şekilde olacağı hususu ile ilgili olarak;
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 229’uncu maddesinde; faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 231’inci maddesinin 5’inci fıkrasında ise; faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenmesi gerektiği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun; 1’inci maddesinin 1’inci fıkrasında; Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olduğu, 2’nci maddesinde; teslimin bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu, bir malın alıcıya veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdiinin de teslim hükmünde olduğu, 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği, 10’uncu maddesinde, vergiyi doğuran olay, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması; malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi; komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, malların alıcıya teslimi anında meydana geleceği, 20’nci maddesinin 1’inci fıkrasında; teslim ve hizmet işlemlerinde, matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, 24’üncü maddesinin (b) fıkrasında; ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi ödemelerin, aynı madde’nin (c) fıkrasında ise; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un 28’nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile KDV oranları, Karara ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir. Bu itibarla internet platformu üzerinden satışa aracılık hizmetleri karşılığında hizmetin gerçekleştiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde ürün satışına aracılık edilen kişiler adına fatura düzenleme zorunluluğu bulunmakta olup, sunulan bu hizmetler % 18 oranında katma değer vergisine tabi olacaktır. Aynı platform üzerinden sanatçının kendi ürünlerini satması halinde ise bu teslimlere ilişkin olarak teslim tarihinden itibaren yedi gün içerisinde yukarıda belirtilen kararnamede yer alan katma değer vergisi oranları dikkate alınarak fatura düzenlemesi gerekir. [12]
- Desinatörlük
Genel kabul görmüş bilimsel yayınlarda deseni görsel bir etki yaratmak amacıyla yapılmış çizgi resimlerin tümü ve bir yüzeyin üstünde, nesnelerin biçimlerini canlandıran resim, desinatörün ise, çizgi resim yapan kimse olarak tanımlandığı, bu tanımlamalardan desenin resim sanatının özel bir türü, desinatöründe bu tür resimleri yapan sanatçıya verilen isimdir. Desinatörlük işinin serbest meslek faaliyeti mi yoksa ticari faaliyet olarak mı değerlendirileceği konusu ile ilgili olarak[13];
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ticari kazanç olduğu belirtilmiş, aynı Kanununun 65 inci maddesinde de “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…” hükmü yer almıştır. Öte yandan, aynı Kanunun 66/2 ncı maddesinde ise, “Bizzat serbest meslek erbabı tarifine girmemekle beraber serbest meslek erbabını bir araya getirerek teşkilat kurmak veya bunlara sermaye temin etmek suretiyle veya sair suretlerle serbest meslek kazancından hisse alanlar; “serbest meslek erbabı sayılırlar denilmiştir. Dolayısıyla, mükellefin sahibi bulunduğu işyerinde çalıştırdığı işçilere desen çizimi işini yaptırması, bu işçilerin idaresi ve yönetimi ile uğraşması ve üretilen mamulleri pazarlayıp satması, bir ticari organizasyonu gerektirmekte olup, bu işten elde edilen kazancın da ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.
Konu ile ilgili olarak Danıştay 3. Dairesi[14] yukarıda yer alan bakanlık görüşüne muhalefet etmiş olup aksi yönde karar vermiştir. Buna göre; desen ve desinatör kavramlarının Gelir Vergisi Kanununun 18 inci madde hükmünün kapsamı dışında düşünülmesinin mümkün değildir. Ayrıca sanatçının şahsi bilgi ve kabiliyeti ile meydana getirdiği desenleri kumaş imalatçılarına satması, söz konusu çalışmalarının serbest meslek faaliyeti olarak nitelendirilmesini engelleyemeyeceği gibi uyuşmazlığa konu istisnadan yararlanabilmek için eserlerin kimin kullanımına ve ne şekilde terk edileceği konusunda yasal bir kısıtlama da bulunmamaktadır.
* Desinatörlük faaliyetinin, sermayeden çok kişisel bilgi ve yeteneği gerektirmesi nedeniyle serbest kazancı istisnasından yararlanması gerekmektedir.[15]
- Tiyatro
Bir öyküyü, sahne olarak ayrılmış bir yerde, oyuncuların söz ve hareketleriyle canlandırma sanatıdır. Tiyatro sözcüğü Yunanca’da “seyirlik yeri” anlamına gelen theatron’dan türetilmiş, dilimize İtalyanca’daki teatro sözcüğünden geçmiştir. Günümüzde modern bir tiyatro binası başlıca üç bölümden oluşur.[16]
- İzleyicilerin oturarak oyunu izlediği oditoryum;
- Oyunun sergilendiği sahne;
- Sahnenin iki kenarında ve arkasında, çeşitli dekor ve gereçlerin bulunduğu sahne arkası ya da kulis
Devlet Tiyatroları; Yerli ve yabancı eserlerle halkın genel eğitimini, dil ve kültürünü yükseltmek, Türk Sahne Sanatlarının yurtiçinde ve yurt dışında gelişmesini, yayılmasını ve tanıtılmasını sağlamak, Türk dilini yerleştirmek ve şive birliğini meydana getirmek, temel değerler üzerinde doğru yargılara varılmasını sağlamak, sanat estetik duygusunu geliştirmek amacıyla 10 Haziran 1949 tarihinde kabul edilen 5441 sayılı kanun ile kurulmuştur.
Bunun yanında, Özel Tiyatrolara Devlet Desteği Yönetmeliği 11.08.2006 tarih ve 26256 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelikle kaldırılmıştır. Özel tiyatrolara devlet yardımı “Kültür ve Turizm Bakanlığınca Yerel Yönetimlerin, Derneklerin ve Vakıfların Projelerine Yapılacak Yardımlara İlişkin Yönetmelik” Geçici 3. maddesine göre, Özel tiyatroların başvuruları, özel tiyatroların projelerine yapılacak yardımlara ilişkin münhasır Yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar bu maddenin yayımından önce yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerince değerlendirilir” hükmü ile yapılmaktadır.
İngiltere tiyatro modelinde, hükümet bütçesi ve Milli Piyango fonundan kültür ve sanat faaliyetleri için ayrılan ödenekler hükümetten tamamen bağımsız olarak çalışan direk Sanat Konseylerine (Arts Council) aktarılmakta oradan da konseyler tarafından sanat ve kültür kuruluşlarına yardım olarak destek verilmektedir. Söz konusu yardımlar talep edilen yardım miktarı da göz önüne alınarak belirlenen kıstaslar çerçevesinde yapılmaktadır. [17]
14.1. Tiyatronun vergilendirilmesi
Sanatçılar tarafından sahnelenen kendi oyunlarının eser sayılan oyunlar olmaması ya da eser tanımına girmekle birlikte kendileri tarafından yazılan eserler olmaması halinde, tiyatro oyunculuk faaliyetlerinden elde edilecek hâsılatın ortaklık olarak paylaşılması halinde payına düşen kazancın Gelir Vergisi Kanununun 65’ inci maddesi gereğince serbest meslek kazancının genel hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu kazanç nedeniyle 18’inci maddede bahsedilen istisnadan faydalanılması mümkün olmamaktadır. [18]
Söz konusu tiyatro gösterilerinin aynı kanunun 94’ üncü maddesinde sayılan kişi ve kuruluşlara tertiplemesi/oynanması halinde bu faaliyetler nedeniyle kendi ve diğer grup üyelerine yapılan ödemelerden anılan kişi ve kuruluşlarca gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
Bu faaliyetlerin bir işverene tabi ve belli bir işyerine bağlı olarak sürdürülmesi durumunda, kendi veya gruptaki diğer oyuncuların Gelir Vergisi Kanununun 61’ inci maddesi gereğince ücretli sayılacağı ve elde edilen kazancın da ücret olarak vergilendirileceği tabiidir. Yukarıda yapılan açıklamalara göre;
- Sanatçının tiyatro oyununu kendisi yazıp gösterime sunması ve oyunların eser niteliği taşıması halinde, sahnelerde icra edilmesi karşılığında elde edilecek bu oyuna ilişkin hâsılata münhasır olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununun 18’ inci maddesinde yer alan istisnadan faydalanılması mümkün bulunmaktadır.
- Bu istisnanın vergi dairesine mükellefiyet tesis ettirilmesine bir etkisi yoktur. Ancak, tiyatronun sanatçı tarafından yazılması ve sahnelenmesi halinde bile olsa bu oyunların eser sayılan oyunlar niteliğinde olmaması ya da eser tanımına girmekle birlikte başkası tarafından yazılan eserler olması halinde oyunculuk faaliyetlerinden elde edilecek hâsılatın ortaklık olarak paylaşılması halinde oyuncu başına düşen kazancın Gelir Vergisi Kanununun 65’ inci maddesi gereğince serbest meslek kazancının genel hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu kazanç nedeniyle 18’inci maddede bahsedilen istisnadan faydalanılması mümkün olmamaktadır.
- Söz konusu tiyatro gösterileri aynı kanunun 94’ üncü maddesinde sayılan kişi ve kuruluşlarca tertiplemesi halinde bu faaliyetler nedeniyle tiyatro oyuncularına yapılan ödemelerden anılan kişi ve kuruluşlarca gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
- Bu faaliyetlerin bir işverene tabi ve belli bir işyerine bağlı olarak sürdürülmesi durumunda, sanatçının veya gruptaki diğer oyuncuların Gelir Vergisi Kanununun 61’ inci maddesi gereğince ücretli sayılacağı ve elde edilen kazancın da ücret olarak vergilendirileceği tabiidir.
Örneğin; Tiyatro sanatçı Ali POYRAZ, İspanyol Tiyatrosunun Çehov’u olarak anılan Alphonso (Alfonso) Paso’yu kendi tiyatrosunda sahnelemiştir. Söz konusu tiyatro oyunu sanatçının kendi eseri olmadığından bu oyun dolayısıyla elde edilen hâsılat Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesi kapsamındaki telif hakları istisnasından yararlanamayacaktır. Bu nedenle, tiyatro sanatçısı tarafından elde edilen gelirler için, yıllık Gelir Vergisi ve Katma Değer Vergisi beyannamesi verilmesi gerekir.
Örneğin, Tiyatro oyununun sanatçının kendi eserini olması ve vergi mükellefi olmayan nihai tüketicilere (vatandaşlara) mutad olarak sahnelenmesi halinde ise elde edilen gelirler için Katma Değer Vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi, sorumluluk uygulamasından yararlanılmaması nedeni ile de defter tutması, beyanname vermesi gerekir. Sözü edilen gelirler için ayrıca gelir vergisi beyannamesi verilmemesi ve yapılan ödemelerden de vergi kesintisi yapılmaması icap eder.
Aynı oyunun sanatçı tarafından Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara sahnelenmesi halinde KDV sorumlu sıfatıyla ilgili kuruluşlarca beyan edilmesi halinde ise ayrıca KDV mükellefiyetine gerek bulunmayacak olup yapılan ödemelerden sadece % 17 oranında vergi kesintisi yapılması gerekecektir.
14.2.Kültür Bakanlığına Bağlı Devlet Tiyatrosuna yapılan nakdi yardımlar
Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin 6 numaralı bendinin ikinci paragrafında, genel bütçeye dahil dairelere, katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere veya köylere bağışlanan okul, kreş ve spor tesisleri, kütüphane, müze, sanat galerisi, kültür merkezi ve sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerin sergilendiği tesisler ile 50 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 35 yatak) kapasitesinden az olmamak üzere yurt ve sağlık tesislerinin (huzurevi dahil) inşaası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşaası için ilgili kuruluşlara yapılan bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış yardımların kurum kazancının tespitinde gider olarak hâsılattan indirilebileceği belirlenmiştir.
Bu hükmün uygulanmasına ilişkin esaslar 22.08.1996 gün ve 86/10942 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan ve 17 Eylül 1986 gün ve 19224 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Okul, Kreş, Spor, Yurt ve Sağlık Tesisleri ile Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinde Bulunan Kurum ve Kuruluşlara Yapılacak Bağış ve Yardımlar Hakkında Yönetmelik”de açıklanmış bulunmaktadır.
Bu konudaki uygulama halen yürürlükte bulunan söz konusu yönetmelik hükümlerine göre sürdürülmektedir. Söz edilen paragrafta yer alan “kütüphane, müze, sanat galerisi, kültür merkezi ve sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerin sergilendiği tesisler” ifadesi 02.06.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4108 sayılı Kanunun 30. maddesiyle eklenmiş olup, bu konuda yeni bir yönetmelik yayımlanıncaya kadar söz konusu tesisler için yapılacak bağış ve yardımlar hakkında da halen yürürlükte olan anılan yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle, mükellefler tarafından Devlet Tiyatrosu Müdürlüğüne yapılacak bağışın sözü edilen yönetmelik çerçevesinde yapılması ve ilgili Bakanlıktan uygunluk belgesinin alınması halinde kazancının tespitinde tamamının indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.[19]
- Tercümanlık Hizmeti
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65’inci maddesinde “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır” hükmü yer almaktadır. Yine aynı Kanunun vergi tevkifatını düzenleyen 94’üncü maddesinde; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar. Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç);
a) 18’inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden % 17,
b) Diğerlerinden % 20, vergi tevkifatı yapılır” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümler çerçevesinde; yapılan tercümanlık hizmetinin, süreklilik arz etmesi (bir defadan fazla yapılması) ve kendi nam ve hesaplarına (herhangi bir işverene tabi olmaksızın) yapmaları durumunda elde edilen gelir serbest meslek kazancı olarak değerlendirilecek ve bu kişilere yapılan ödemelerden % 20 oranında tevkifat yapılacaktır. [20]
Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikâye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisinden müstesnadır.
Mütercimlik faaliyetinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre eser niteliğinde olan çalışmaların Kültür İl Müdürlüğünden alınacak belge ile belgelendirilmesi halinde, söz konusu çalışmalardan dolayı elde edilecek hâsılata münhasır olmak üzere Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisnadan faydalanılması mümkün bulunmaktadır.[21]
- İnternet sitesi üzerinden maç yorumları yapan sanatçılar
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65’inci maddesinde; “serbest meslek kazancı”, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar, serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” şeklinde açıklanmıştır. Aynı Kanunun 66.maddesinde ise serbest meslek faaliyetini mutat meslek halinde ifa edenlerin, serbest meslek erbabı olduğu belirtilmiştir.
Serbest meslek faaliyetinde ana unsur, faaliyetin sermayeden çok kişisel çalışmaya, ilmi ya da mesleki bilgi ve ihtisasa dayanması ile bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır. Bu unsur, serbest meslek kazancını ücret gelirinden ayıran en önemli özellik olup, söz konusu faaliyetlerden elde edilen kazançların daha çok emek ürünü olduğunu göstermesi gerekmektedir. Serbest meslek kazançlarında emek; bir işverene tabi olmaksızın, şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesinde; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” denilmektedir. Maddenin 2/b bendinde; yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden % 20 oranında tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, maç yorumları yapan gerçek kişilerin icra ettikleri maç yorumları ve örnek kupon hazırlama çalışmaları mutad serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilecek olup, bu çalışmalar nedeniyle söz konusu yorumculara yapılacak serbest meslek ödemeleri üzerinden, Gelir Vergisi Kanununun 94/2-b bendi uyarınca % 20 oranında gelir vergisi kesintisi yapılması gerekir.[22]
- Medya Danışmanlığı [23]
Müşterilere verilen ürün ve hizmetler içerisinde yer alan ve televizyon radyo program yapımcıları, yazarlar, mütercimler tarafından yapılıp yayınlanan televizyon ve radyo programlarının, gazete ve dergi yazılarının, biyografilerin, anıların, tarihçelerin, kitapların ve kitap çevirilerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre eser niteliği taşıması ve bu durumun ilgililerce İl Kültür Müdürlüğü’nden alınacak belge ile tevsik ve ispat edilmesi şartıyla, söz konusu çalışmalardan elde edilecek hâsılat a münhasır olmak üzere Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisnadan faydalanılması mümkündür.
Bu şahıslardan alınacak hizmet karşılığında serbest meslek yönünden mükellefiyeti bulunmayan bu kişilere yapılacak olan ödemeler için gider pusulası düzenlenmesi ve yapılan ödemelerin gayrisafi tutarları üzerinden anılan Kanunun 94/2-(a) maddesi uyarınca % 17 oranında gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir. Ancak, söz konusu kişiler tarafından gerçekleştirilen bu çalışmaların eser niteliği taşımaması durumunda ilgililere yapılacak ödemelerin gayrisafi tutarları üzerinden anılan Kanunun 94/2-(b) maddesi uyarınca şirketinizce % 20 oranında gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, müşterilere verilen ürün ve hizmetler içerisinde yer alan ve elektronik ortamda yayımlanan web sitesi tasarımları ve yayınları ile internet tasarımları ve içerikleri, newsletter tasarımları ve içerikleri, faaliyet raporları, ekonomi sanat teknoloji gibi konulardaki araştırmaları, katalogları, editing çalışmaları, broşür insert gazete ilavelerinde yer alan içerikleri, seminer eğitimleri ve stratejik medya ilişkileri danışmanlığı çalışmalarını gerçekleştiren tasarımcıların, yazarların, eğitimcilerin ve danışmanların söz konusu çalışmalarından dolayı Gelir Vergisi Kanununun 18. maddesinde yer alan istisnadan faydalanmaları mümkün değildir. Ancak, söz konusu kişiler tarafından gerçekleştirilen çalışmaların ve seminerlerin ilmi ya da mesleki bilgi ve ihtisas gerektiren çalışmalar olması nedeniyle serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerekecektir. Dolayısıyla, serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilen ancak istisna kapsamında değerlendirilmeyen bu çalışmaları karşılığında ilgililere yapılacak ödemelerin gayrisafi tutarları üzerinden anılan Kanunun 94/2-(b) maddesi uyarınca % 20 oranında gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
- Endüstriyel Tasarım Çalışmaları[24]
Söz konusu endüstriyel tasarımları ile ilgili çalışmaların Gelir Vergisi Kanunu’nun 18.maddesinde açıklanan istisna kapsamında değerlendirilmesi olanaklı olmamaktadır. Dolayısıyla, yapılan çalışmalardan elde edilen kazancın, aynı kanunun 65.maddesi hükmüne göre “serbest meslek kazancı” olarak vergilendirilmesi gerekir.
- Hobi amaçlı sanatsal faaliyetlerin yürütülmesi halinde vergilendirme
Kazanç gayesi güdülmeksizin hobi amaçlı, amatörce yapılan sanatsal çalışmalar için bir yer kiralanması halinde söz konusu yerin kira ödemelerinde tevkifat olup olmadığı ve gelir vergisi karşısındaki durumu ile ilgili olarak[25];
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde,”Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.” hükmü yer almakta olup Kanun’un 2’nci maddesinde, gelire giren kazanç ve iratlar 7 unsur halinde sayılmıştır. Aynı Kanun’un 65’inci maddesinde, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı olduğu belirtilerek serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması şeklinde tanımlanmış ve bu faaliyetleri devamlı olarak yapanların elde ettikleri kazançlar “serbest meslek kazancı” olarak adlandırılmıştır. Kanun’un 66’ncı maddesinde ise, “Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un; “Gelirin toplanması ve beyan” başlıklı 85’inci maddesinin birinci fıkrasında mükelleflerin, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verecekleri, ikinci fıkrasında tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabının ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verecekleri belirtilmiş, 86’ncı maddesinin (1-a) bendiyle tam mükellefiyette kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı için yıllık beyanname verilmeyeceği diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye ithal edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Kanun’un 18’inci maddesinde; “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekar, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hâsılat Gelir Vergisi’nden müstesnadır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir. Yukarıda yazılı kazançların arızi olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez. Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.” hükmü yer almıştır.
Diğer taraftan Kanun’un 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar” hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi uyarınca, serbest meslek faaliyetlerini icra edenlere yapılacak ödemelerde uygulanacak tevkifat oranı 18’inci madde kapsamına giren işlerde % 17, diğer işlerde ise % 20 oranında olduğu, aynı maddenin (5-a) bendiyle de, 70′ inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden, % 20 oranında tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Serbest Meslek Erbabında İşe Başlamanın Belirtileri” başlıklı 155’inci maddesine göre;
1.Muayenehane, yazıhane, atölye gibi özel iş yerleri açmak,
2.Çalışılan yere tabela, levha gibi mesleki faaliyette bulunulduğunu ifade eden alametleri asmak,
3.Her ne şekilde olursa olsun devamlı olarak mesleki faaliyette bulunduğunu gösteren ilanlar yapmak,
4.Serbest olarak mesleki faaliyette bulunmak üzere mesleki teşekküllere kaydolunmak emarelerinden herhangi birinin bulunması serbest meslek erbabı için işe başlamayı göstereceği belirtilmiş, mesleki teşekküllere kaydolunanlardan görevleri veya durumları icabı bilfiil mesleki faaliyette bulunmayacak olanlar bildirmelerinde bu ciheti de açıklayacakları hüküm altına alınmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ancak kazanç gayesi güdülmeksizin yaptığınız hobi amaçlı olarak sanatsal gösteri hazırlıklarınız serbest meslek mükellefiyetini gerektirmediği gibi, hobi amaçlı olarak sanat icra etmek için kiralanan işyeri için yapılan kira ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında göre de gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Ancak söz konusu çalışmaların bedel mukabili veya gider karşılığı ifa edilmesi halinde veya gelir elde edilmese dahi Vergi Usul Kanunu’nun 155’inci maddesinde sayılan serbest meslek erbabında işe başlamayı gösteren emarelerden birinin mevcudiyeti halinde serbest meslek faaliyetiniz nedeniyle mükellefiyetinizin tesisinin gerekeceği gibi;
– Amatörce olsa bile yapılan sanatsal tiyatro faaliyetine ilişkin senaryolarının şahsen yazılması halinde, bu senaryoların 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser niteliği taşıdığının Kültür ve Turizm Bakanlığından alınacak yazı ile tevsik edilmesi şartıyla, söz konusu çalışmalarınızın icrasına ilişkin olarak elde edeceğiniz hâsılat a münhasır olmak üzere Gelir Vergisi Kanunu’nun 18’inci maddesinde yer alan istisna hükmü gereğince gelir vergisinden istisna olup kiralana işyerine ödenen kira bedelleri üzerinden tevkifat yapılmayacak ancak, ödenilen kira bedelleri gayrimenkul sahibi tarafından Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin (1-d) bendi uyarınca yıllık gelir vergisi beyannamesi ile gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan edilecektir.
– Gelir Vergisi Kanunu’nun 18’inci maddesinde yer alan istisnadan yararlanılmaması halinde ise, tiyatro oyunculuğundan elde edilen kazancın Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’inci maddesine göre serbest meslek kazancına ilişkin genel hükümlere göre vergilendirilmesi gerekmekte olup, kiralanan işyerinde ödenen kira bedelleri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin (5-a) bendine göre % 20 gelir vergisi tevkifatı yapılarak muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
- Eğlence İçerikli Programlar
Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesinin getiriliş amacı müellif, mütercim, heykeltıraş, ressam ve bestekârların ilmi, edebiyat, kültür ve güzel sanatları geliştirmek için meydana getirilen eserlerin devamını sağlamaktır.
Kazançlara istisna hükmünün uygulanabilmesi için, elde edilen gelirin serbest meslek kazancı olması, kazancın maddede sayılan meslek erbabı tarafından elde edilmesi ve yaratılan eserlerin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1 inci maddesinde tanımı yapılan eser niteliğinde olması gerekmektedir. 5846 sayılı Kanunun 1 inci madde de eser sahibinin hususiyetini taşıyan ve kanun uyarınca ilim, edebiyat, musiki, güzel sanatlar ve sinema eserleri sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak tanımlandıktan sonra kanun kapsamına giren eserler ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat ve sinema eserleri olmak üzere dört grup halinde sayılmıştır.
Bir fikir ürünün eser sayılmasındaki önem, onun korunmasıyla sıkı sıkıya ilgilidir. Koruma, ancak toplumun kültürünü geliştiren, zenginleştiren ve ona katkıda bulunan fikri ürünler için sağlanmaktadır. İşte Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesiyle getirilen istisnanın amacı da, bu şekilde toplum kültürüne katkıda bulunan, müellif, mütercim, heykeltraş ressam, bestekarlar ve mucitlerin, ilim ve edebiyat eserleri ile musiki eserleri, güzel sanat ve sinema eserlerinin devamını sağlamak, teşvik etmektir.
TV’lerde yapımı ve sunuculuğu üstlenilen eğlence programlarının özgün yaratıcılık içermesi ve program nedeniyle maddi haklar açısından korunması bunun eser olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Programların eğlence içerikli olması ve yarışmacılara hediye vermek amacıyla izlenme oranını artırma amacı gütmesi programın kültürel ve sosyal amaçtan ziyade olduğunu göstermektedir ki vergi istisnasından yararlanamaz.[26]
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 5 inci maddesine göre “Sinema eserleri, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi tespit edildiği materyale bakılmaksızın, elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sesli veya sessiz, birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir. Görüntülü eserlerden hangi tür programların eser sayılacağı hususuna da açıklık getirilmiş olup, bu tür programlar normatif ve tahdidi olarak sınırlandırılmamıştır. Buna göre, program yayın formatlarının da anılan yasa kapsamında eser sayılması ve korunmasının gerektiği kabul edilmesine yönünde karar vermiştir.[27]
Bu bağlamda Yüksek Yargı kararlarına göre, televizyonda yayınlanan programlarının FSEK göre eser niteliğinde oldukları kuşkusuzdur. Ancak sözü edilen eserlerin vergi istisnasından yararlanması sözü edilen programların mahiyeti önemli olup bu vergisel avantajın sağlanması kültürel ve sosyal amaçlı olmalarından geçer.
- İllüzyon (Sihirbazlık)
Hangi sanatçıların meydana getirdikleri eserlerin vergiden istisna edileceğine Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesinde sayılmıştır. Sözü edilen eserlerin vergiden istisna edilebilmeleri için;
- Elde edilen kazancın serbest meslek kazancı olması,
- Sözlü veya yazılı bir hizmet sözleşmesi ile işverene bağlı olarak yapılmaması,
- Elde edilen gelirin münhasıran GVK’nun18 inci maddesinde sayılan kişilerce elde edilmesi gerekir.
Bu kapsamda illüzyon (sihirbazlık) mesleğinin icra edilmesi karşılığında elde edilen gelir vergiden istisna edilmemiş olup genel esaslar çerçevesinde vergilendirilmesi gerekir.[28]
- Komedyenlik
Bilindiği üzere Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesinde yer alan istisnanın uygulanabilmesi için;
- Gelir, serbest meslek erbabı durumunda olan müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcıları ve mucitler veya bu sayılanların kanuni mirasçıları tarafından elde edilmeli,
- Kazanç yukarıda açıklanan kişiler tarafından; Şiir, hikaye, roman, ropörtaj, karikatür, film, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerin gazete, dergi, radyo ve televizyonda yayınlanması,
- Kitap, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmaları veya bunlar üzerinde mevcut haklarını devir ve temlik etmeleri veya kiralamaları karşılığında elde edilmiş olmalıdır,
- Yukarıda sözü edilen eserlerin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Hakkındaki Kanun hükümlerine göre, eser niteliğinde olması gerekir
Bu açıklamalar ışığında serbest meslek faaliyeti kapsamında yapılan komedyenlik ve ses taklidi faaliyetinin telif hakları istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.[29]
- Türkçeye Çevrilen Teklif Mektubu ve Yazılar
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1 inci maddesinde eser sahibinin hususiyetini taşıyan ve her nevi fikir ve sanat mahsulü olarak tanımlanmıştır.
Bu hükme göre, Türkçeden yabancı dillere, yabancı dillerden Türkçeye çevrilen yazı, teklif mektubu ve kanunlar 5846 Sayılı Kanun karşısında kitap halinde birer eser sayılmayacağından bunların mütercimlerine yapılan ödemeler istisnadan yararlandırılması mümkün değildir.[30]
- Cam üfleme sanatı
Söz konusu çalışmalar Gelir Vergisi Kanunu’nun 18’inci maddesinde sayılan eser grupları içerisinde yer almadığından, aynı maddede belirtilen istisnadan faydalanılması mümkün değildir.
Cam üfleme çalışmalarının bir işyeri açılmaksızın yapılması ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesinde sayılan diğer şartlara da uyulması kaydıyla esnaf muaflığından yararlanılması mümkün bulunmaktadır. Söz konusu ürünlerin 94’üncü maddede sayılan kişi veya kuruluşlara satılması durumunda, bu satış karşılığında yapılacak ödemeler üzerinden anılan maddenin (13) numaralı bendi gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir. Ancak, söz konusu cam üfleme çalışmalarını sabit bir işyeri açarak satılması durumunda söz konusu esnaf muaflığından da yararlanılamayacaktır.[31]
- Çini sanatı
Çini, toprağın pişirildikten sonra şekil verilip kap-kacak, tabak, vazo, sürahi vb. eşyalar üretilmesine dayalı bir el sanatıdır. Aynı zamanda fayans, porselen tabak, seramik gibi eşyaların süslenmesinde kullanılan bir yüzü sırlı, renkli dekor ve motiflerle işlenmiş kaplama malzemesine, bu malzemeyle işlenmiş eşyalara çini, bu süsleme işine de çinicilik denir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre Sedef kakma sanatı, Güzel Sanat Eseri olarak değerlendirilmiş olmakla birlikte, söz konusu çalışmalar Gelir Vergisi Kanunu’nun 18’inci madde de sayılan eser grupları içerisinde yer almadığından, aynı maddede belirtilen istisnadan faydalanılması mümkün değildir.[32]
[1] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 09.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 18-680 sayılı özelgesi
[2] 6322 sayılı kanunun 4.maddesiyle değişen bent; Yürürlük 15.06.2012
[3] Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 08.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2011-GVK-18-2-383 sayılı Özelge
[4] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 05.11.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 18-488 sayılı Özelge
[5] Muğla Vergi Dairesi Başkanlığının, 22.10.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.48.15.01-48.15.01/GVK-6-30 sayılı Özelge
[6] http://www.cerezforum.com/el-sanatlari/39828-kece-nedir-kececilik.html
[7] Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 19.04.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-18-4-280 sayılı Özelge
[8] http://www.seslendirme.org/spiker-sunucu.htm
[9] İstanbul Defterdarlığı’nın 03.05.1999 tarih ve B.07.0.GEL.0.42/4215-32/763/17183 sayılı Özelgesi
[10] Konya Vergi Dairesi Başkanlığı 26.03.2007 tarih ve B.07.1.GİB.4.42.16.01/GVK-2/ 797 sayılı Özelgesi)
[11] Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, B.07.1.GİB.4.07.16.01/GVK.ÖZ.08.111 sayılı Özelgesi
[12] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 15.07.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-997 sayılı Özelge
[13] Gelirler Genel Müdürlüğünün, 25.08.1998 tarih ve B.07.0.GEL.0.40/4016-75/30688 sayılı Özelgesi
[14] 23.11.1993 tarih ve Esas No: 1992/2394, Karar No: 1993/3333
[15] Danıştay 3. Dairesi, 30.04.1992 tarih ve Esas No: 1991/1480, Karar No: 1992/1543 sayılı Özelge
[16] http://www.diyadinnet.com/YararliBilgiler-1224&Bilgi=tiyatro
[17] Baş Müfettiş Zafer YER, 30.04.2004-10/1 sayılı İnceleme ve Araştırma Raporu
[18] İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı, 17.01.2005 tarih ve B.07.4.DEF.0.35.11/176200-2261/420 sayılı Özelge
[19] 03.04.1998 tarih ve B.07.0.GEL.0.50/5013-37/12936 sayılı Özelge
[20] Konya Vergi Dairesi Başkanlığı, 30.11.2006 tarih ve B.07.1.GİB.4.42.16.01/GVK-2/ 2581 sayılı Özelge
[21] Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı, B.07.1.GİB.4.07.16.01/GVK.ÖZ.08.118 sayılı Özelgesi
[22] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK-65-12523 sayılı özelgesi
[23] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK-94/2 sayılı özelgesi
[24] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 23.08.2004 tarih ve 11555 sayılı özelgesi
[25] İstanbul VDB, 24.10.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 18-1860 sayılı özelge
[26] Danıştay 4. Dairesinin 18.11.1998 tarih ve E:1998/2246 – K:1998/4348
[27] Yargıtay 11 inci Hukuk Dairesinin 05.04.2005 tarih ve E:2004/6612 K: 2005/3278
[28] Maliye Bakanlığı’nın 17.11.1995 tarih ve GVK-18-4434-885 sayılı Özelge
[29] Maliye Bakanlığı’nın, 16.03.1984 tarih ve 84/3-2134-129/16719 sayılı Özelge
[30] Maliye Bakanlığı’nın, 25.01.1978 tarih ve 3-2134-93/6225 sayılı Özelge
[31] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı,14.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 18-746 sayılı Özelge
[32] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 10.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 18-707 sayılı Özelge