Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık: “Gelecek kuşaklara su bakımından daha fakir bir ülke bırakmamak bizim görevimiz, onun için üretirken de tüketirken de çok daha dikkatli olmak durumundayız” dedi.
Işık, Bakanlığı, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile Dokuz Eylül Üniversitesince rektörlük binasında gerçekleştirilen “Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu”nda yaptığı konuşmada, her yıl farklı bir şehirde ve farklı bir üniversitenin işbirliğiyle bu etkinliği gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Danışma Kurulunda Prof. Dr. Aziz Sancar’ın bulunduğunu belirten Işık, Sancar’ın Nobel Kimya Ödülü’nü alarak herkesin göğsünü kabarttığını dile getirdi.
Işık, “Hocamızın İzmir Dokuz Eylül Üniversitemizin böylesine önemli bir enstitünün danışma kurulunda yer alıyor olması aslında Dokuz Eylül’ün de ne kadar kadirşinas olduğunu ve bilim adamına ne kadar değer verdiğinin bir göstergesi. Nobel aldıktan sonra davet edilseydi çok anlamlı olmazdı, ama Nobel almadan davet edilmesi ondan sonra Nobel’e aday gösterilmesi Dokuz Eylül Üniversite’miz açısından gerçekten kutlanması gereken bir durumdur” diye konuştu.
Çevre hassasiyeti
Sempozyumun, suyun verimli kullanımına ve çevre hassasiyeti konularında farkındalığın artmasına katkı sağlayacağına inandığını aktaran Işık, bu yılki etkinliğin İzmir’de gerçekleşmesinin ayrı bir önem taşıdığını ifade etti.
Işık, dünyada hızı düşmüş olsa da bir büyüme olduğunu, bu büyüme sırasında tedbir alınmaması durumunda yüzyılın sonunda dünyada ısı değerinin 4 derece artacağını ve pek çok yerin sular altında kalacağını söyledi. Işık, şöyle devam etti:
“Dünya bu gerçeği gördüğü için uzun yıllardır iklim değişikliğine yönelik zirveler düzenliyor çalışmalar yapıyor. Biliyorsunuz bu Kyoto Protokolü idi, bu protokol 2020 yılında tamamlanacak ve Paris Protokolü devreye girecek. Burada hedef 4 derecelik artışı 2 derecede tutabilmek. Eğer dünya 4 derecelik ısı artışını 2 derecede tutabilirse işte o zaman en azından ekolojik dengeyi biraz daha az tahrip etmiş olacak. Bunun için her ülkenin ne yapması gerektiği noktasında çalışma yapıldı.”
“Türkiye su zengini bir ülke değildir”
Bakan Işık, sürdürülebilir üretim için en az girdi ve atıkla üretim yapılmasının sağlanması gerektiğine işaret ederek, Türkiye’nin bu noktada istenilen seviyeye henüz ulaşmadığını bildirdi.
Türkiye’nin enerji yoğunluğunu azaltması gerektiğini ve bunun için Enerji Bakanlığıyla çalışma yürüttüklerini anlatan Işık, bu noktada verimsiz elektrik motorlarının sanayide kullanılmaması için Kayseri’de pilot uygulama başlattıklarını anımsattı.
Işık, atığı minimize etmenin de sürdürülebilir üretimin en önemli bileşeni olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Sürdürülebilir üretimde su verimliliğinin bir tema olarak bugün ele alınmasını önemsiyorum. Zira herkesin bildiğinin aksine Türkiye su zengini bir ülke değildir, Türkiye su noktasında aslında fakir diyeceğimiz ülkelerden bir tanesi. Türkiye’nin şu anda kişi başına düşen bin 519 metreküp suyla su sıkıntısı çeken bir ülke konumunda olduğunu unutmamak durumundayız. 2030 yılında ise bu rakamın kişi başına bin 120 metreküpe düşecek. Yani suyu ne kadar verimli kullanmamız gerektiğini bu rakamlarla bize çok iyi anlatıyor. Şu anda ülkemizde kullanılabilir su miktarı 44 milyar metreküp, bu rakamın yüzde 73’ü tarımda, yüzde 16’sı içme suyu olarak, yüzde 11’i ise sanayide kullanılıyor. İşte tarımda kullandığımız su miktarıyla çok daha fazla üretim yapmanın yolunu aramalıyız.
Bu ülke ve bu dünya sadece bize ecdattan emanet değil, gelecek kuşakların bizim üzerimizdeki en önemli emaneti yaşadığımız ülke ve dünyadır. Onlara en güzel ülkeyi ve dünyayı bırakmak bizim en temel sorumluluğumuz. Gelecek kuşaklara su bakımından daha fakir bir ülke bırakmamak bizim görevimiz. Onun için, üretirken de tüketirken de çok daha dikkatli olmak durumundayız.”
Işık, Bakanlığın temel politikalarını yerli, yenilikçi ve yeşil üretim olarak “3 Y” diye belirlediklerini bildirdi.