Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek’in Çeyrek Büyüme Değerlendirmesi
2015 yılında çok zor bir konjonktürde Türkiye başarılı bir büyüme performansı sergiledi. Türkiye ekonomisi 2015 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,0 ile beklentilerin üzerinde, ilk 3 çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 oranında büyümüştür. Yılın üçüncü çeyreğinde büyüme özel sektör talebi öncülüğünde gerçekleşmiştir.
2015 yılında iki seçim nedeniyle oluşan siyasi belirsizliklere, Fed’in faiz artırım beklentisiyle küresel finansal piyasalardaki dalgalanmaya, komşu ülkelerde artan jeopolitik gerginliğe, en büyük ticaret ortağımız olan AB’deki ekonomik sorunlara ve dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’deki yavaşlamaya rağmen elde ettiğimiz ekonomik büyüme yadsınamayacak bir başarıdır.
Yüzde 3,5-4 civarında bir büyüme, 2015 yılında Türkiye ekonomisinin Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ekonomilere göre yaklaşık 2 kat veya daha hızlı büyümesi demektir.
2016 yılı ise çok daha iyi olacak; çünkü reformlar hayata geçirilecek ve büyüme potansiyeli artacak. Kasım seçimleri sonrası ülkemizde siyasi görünümün iyileşmesi ve dört yıllık iktidar döneminde reformları hızla uygulamaya koyacak olmamız, orta vadede gelişmiş ülkelerle arayı kapatmaya devam edeceğimizi göstermektedir.
Türkiye ekonomisi yüksek istihdam yaratmaya devam etmektedir. Küresel kriz sonrası dönemde yaklaşık 6,4 milyon kişiye, son bir yılda ise 800 binin üzerinde yeni istihdam yarattık. Orta-uzun vadede, özellikle genç ve kadınların istihdamına yönelik uygulamalarımızla yüksek düzeyde iş imkanı oluşturmaya devam edeceğiz.
Türkiye ekonomisi reformlar ve güçlü temelleriyle gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışmaktadır. Emtia ihracatçıları düşük piyasa fiyatları sebebiyle yüksek bütçe açığı verirken bu yıl ülkemiz genel devleti dengede, yani sıfır açıkla, kapatacaktır.
Önümüzdeki yıllarda da maliye politikasında sıkı duruşa devam edeceğiz. Bu, Türkiye’nin iki temel sorunu olan cari açık ve enflasyonla mücadelede yardımcı olacak, uygulamaya koyacağımız 2. ve 3. nesil reformlar için gerekli mali alanı sağlayacaktır. Bu reformlar sayesinde Türkiye’nin küresel rekabet zincirinde yukarı çıkmasını sağlayacağız; sürdürülebilir büyüme oranını artıracağız ve orta vadede cari açığın milli gelire oranını yüzde 3’ün altına indireceğiz.
Kalkınma ve refahın iki temel bileşeni olan siyasi istikrar ve reform hükümeti sayesinde ülkemizin ekonomik görünümü pozitife dönmüştür.