Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Anonim Şirketlerde Yönetimin Temsil Yetkisi ve Devri

Rüknettin Kumkale
Yeminli Mali Müşavir
rkumkale@yahoo.com

Türk Ticaret Kanunu’nun Yönetimin devri başlıklı 367. Maddesine göre; Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirir.”

Bu madde hükümlerine göre yönetim devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir.

Yönetim kurulu, yönetim haklarıyla temsil yetkilerini muhakkak kendisinin kullanmasının zorunlu olmadığı; gereğinde bir gözetim organı olarak çalışabilen bir organdır. Kanunla yönetim kurulunun hemen hemen üyelerinin tümünün, yürütme yetkisini haiz olmayan üye konumuna geçebildiği esnek bir rejim benimsenmiştir. 365 inci maddedeki karineye uygun olarak, (TTK.Md. 365– Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Kanundaki istisnai hükümler saklıdır.) yönetimin, bazı yönetim kurulu üyelerine ve/veya üçüncü kişilere devir edilmesini düzenlemektedir. Yönetimin bu anlamda devri, organsal işlevin devridir. Devir esas sözleşmesel dayanağı gerektirir ve ancak yönetim kurulu tarafından kabul edilen bir teşkilat yönetmeliği ile yapılır. Korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir şekilde ortaya koyan alacaklılar bu yönetmelik hakkında bilgilendirilir. Hüküm ile yönetim kurulu yanında ondan tamamen bağımsız, “yönetim” diye adlandırılan bir organ yaratılmamış, yönetim kurulu ile “yönetim” arasında kesin bir ayrım bulunduğu anlayışı reddedilmiş, sadece şirketin işletme konusunun elde edilebilmesi için gerekli tüm kararların alınması hakkının, yani bir iç ilişki hakkı olan yönetimin, kısmen veya tamamen devrine imkân verilmiştir. Devir, kural olarak temsil yetkisinin devrini içermez. Bunun için temsil yetkisinin 370 inci maddeye göre ayrıca veya aynı işlemde açıkça belirtilmek suretiyle devri gerekir.

Devir organsal işlevleri içerdiğinden sorumluluk yönünden önemli sonuçlar doğurur. Bunlar TTK Md 553/2 maddesinde açıkça öngörülmüştür.  (TTK Md. 553/2 : Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.)

Temsile ilişkin konular veya para yönünden yapılacak sınırlama ile atanacak yetkililer, mutlaka TTK 367’de bahsi geçen ve yetki sınırının belirlenmiş olduğu bir iç yönergenin hazırlanması gerekmektedir. Bu yönerge TTK Md. 419’da belirtilen yönergeden farlı bir yönergedir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 370 ilâ 373 maddeleri Temsil Yetkisini açıklamaktadır.

Buna göre,

Bu fıkra hükümlerine göre, şirketin amacı ve işletme konusu dışında yapılan işlemler de, şirketi bağlar, üçüncü kişiye karşı şirket sorumludur; ancak, sınırı aşan temsil yetkisini haiz kişiye karşı şirket rücu talebinde bulunabilir.

İkinci fıkra işletme konusu dışındaki işlemlerin şirketi bağlaması kuralının istisnasını düzenlemektedir.

Şirket, yapılan işlemin, işletme konusunun dışında bulunduğunu üçüncü kişinin bildiğini veya halin icabından bilebilecek durumda bulunduğunu ispat ederse işlem şirketi bağlamayacaktır. Ancak, şirket esas sözleşmesinin ilân edilmiş olması, bu hususun ispatı için tek başına yeterli görülmemiştir. Bu hüküm “ Şirketin tescili ve ilânı” başlıklı 354. madde ile uyumludur. Çünkü, anılan maddeye göre şirketin amaç ve konusunda sicil müspet işlevini icra etmez; yani ilân edildiği için üçüncü kişi şirketin amaç ve konusunu bilmek zorunda değildir.

Yönetim kurulu, temsile yetkili kişileri belirledikten sonra bunların temsil şekillerini de gösterir kararını, Türk Ticaret Kanunu’nun 373/1 maddesi gereği, notere onaylatır ve tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline verir.

Exit mobile version