Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu – DEİK bünyesinde Türkiye-Rusya ilişkileriyle ilgili son gelişmelerin değerlendirildiği toplantının akabinde DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan bir açıklama yaptı. Vardan açıklamasında şunları ifade etti:
“Yaşanan gelişmelerle ilgili olarak DEİK Yönetim Kurulu üyelerimiz, Avrasya Bölgesi İş Konseyi Başkanlarımız ve Türkiye-Rusya İş Konseyimizin Yürütme Kurulu üyelerinin davetli olduğu bir istişare toplantısı gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bu toplantıda aşağıdaki görüşlerin kamuoyu ile paylaşılmasına karar verilmiştir:
Bilindiği üzere Türkiye ile Rusya arasındaki ticari ilişkiler bilhassa son 10 yılda büyük ivme kazanmış ve her iki ülkeyi kolay çözülemeyecek bağlarla birbirine bağlamıştır. Öyle ki, stratejik boyuta taşınan ilişkiler neticesinde iki ülke arasındaki ticaret hacmi, geçen yıl 31 milyar ABD Dolar seviyesine ulaşmış, bunun yaklaşık 25 milyar doları ithalatımız, 6 milyar doları da ihracatımızdan oluşmuştur. Ayrıca bu hacmin önümüzdeki yıllarda 100 milyar dolara ulaşması da hedeflenmişti.
Bu rakamlara baktığımızda ve son 10 yıldaki ikili ilişkilerdeki gelişmeleri göz önüne aldığımızda, Türkiye ve Rusya’nın birbirlerini tamamlayan ticari ortaklar olduğu ortadadır. Ayrıca, her iki ülkenin ilişkileri ticari boyutta kalmamakta, bunun yanında ciddi yatırım ilişkilerini de içermektedir.
Hatta Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkileri, ticaret ve yatırım boyutundan akrabalık ilişkilerine de ulaşmıştır. Bugün her iki ülkenin önemli sayıda vatandaşının birbirleriyle evlilikler yaparak aile oluşturdukları hepimizin malumudur. Bunların ışığında, Türkiye ve Rusya arasında oldukça sıkı ticari, sosyal ve kültürel bağlılıkların var olduğunu vurgulamak isteriz.
Ancak, geçtiğimiz günlerde yaşanan gelişmeler çerçevesinde, Rusya’da faaliyet gösteren üyelerimizden aldığımız bildirimlerde uluslararası ticari teamüllerin aksine genel itibariyle bazı olumsuzlukların yaşandığı ve bunların da endişelere sebebiyet verdiği ifade edilmektedir.
Bizler, öncelikle her iki ülkenin ticaret erbabını endişeye sevk eden uygulamaların ne Türkiye ne de Rusya’ya bir yarar getirmeyeceğini düşünüyoruz.
Ayrıca şuna inanıyoruz ki, bir ülkenin uzun vadeli ticaret ve yatırım ortamı, siyasetten bağımsız olarak geliştirilmelidir ve siyaset, iş dünyasının önünü kapamak bir yana bilakis açmalıdır.
Dolayısıyla işadamlarımızın karşılaştığı uygulamaların, Rusya’ya ilgi duyan diğer ülke firmaları için de güven zedeleyici olabileceği kanaatindeyiz. Hâlbuki arzumuz, Rusya ile kurduğumuz ve büyük emeklerle bugüne getirdiğimiz ilişkilerimizin hedeflendiği şekilde ilerlemesidir. Yaptığımız görüşmelerde birlikte çalıştığımız Rus ortaklarımızın da aynı görüşte olduklarını öğrenmiş olmaktan dolayı ayrıca memnuniyet duyuyoruz.
Biz Türklerin Rusya’ya, Rusların da Türkiye’ye karşı duyduğu güvenin azalmaması hatta aksine daha da artması gerektiğini düşünüyoruz. Mal ve para kaybedildiğinde tekrar kazanılabilir, ancak dostluklar ve güven kaybedilirse bunun telafisi kolay olmayacaktır.
Türkiye, dünyanın yaşadığı sıkıntılı süreçte, bilhassa içinde bulunduğu coğrafyada, güven ve istikrarı temsil eden, hemen herkesin de gelip iş yapmayı arzuladığı bir ülkedir. Ayrıca işadamlarımız bugün dünyanın hemen her ülkesinde başarılı ve dürüst faaliyetler gerçekleştirmektedir.
Dolayısıyla yıllar boyu bilhassa yurt dışı ilişkilerde edindiğimiz tecrübelere istinaden yaşanan bu süreçte sakin ve sabırlı olmamız ve gelişmeleri yakından suhuletle takip etmemiz gerektiğine inanıyoruz.
Tarih boyunca köklü ilişkileri haiz her iki ülkenin hükümetlerinden bu noktada beklentimiz, tepkisel değil, yapıcı yaklaşımlarla karşılıklı menfaatler çerçevesinde bu olayın siyasi ve askeri kanalların kullanılarak bir an önce vuzuha kavuşturulmasıdır.
Bizler de DEİK olarak bu süreci yakından takip etmeye, Rusya’daki iş ortaklarımızla beraber sürece elimizden geldiği kadar olumlu katkı yapmaya ve iki ülke arasında ilişkileri geliştirmeye devam edeceğiz.”