Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Kutbettin Arzu, Türk kirazının Çin’e ihraç edilmesinin yurt içinde piyasa fiyatlarını olumlu etkileyeceğini söyledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Kutbettin Arzu, “Türk Kirazlarının Çin’e ihraç Edilmesine Yönelik Bitki Sağlığı Gereklilikleri Değerlendirme Toplantısı”nın açılışında Türkiye’nin göstergelere bakıldığında, tarımsal ekonomik büyüklük itibariyle 2002 yılında Avrupa dördüncüsü iken, bugün Avrupa’nın en” büyük tarımsal ekonomisi olduğunu söyledi.
Türkiye’nin tarımsal ürün ihracatında da geçmişe göre büyük başarı kaydettiğinin altını çizen Bakan Arzu, “Uyguladığımız etkin ve istikrarlı politikalarla, tarım sektörü son 12 yılın 9’unda büyüyerek son yarım yüzyılın en istikrarlı dönemini yakalamıştır. 2002’de 23,7 milyar dolar olan tarımsal milli geliri 61 milyar dolara ulaştırdık” dedi.
Bakan arzu şöyle devam etti. Ülkemizin son 12 yıllık döneminde hayvansal ürün üretimine baktığımızda; Kırmızı et üretimi 421 bin tondan 1 milyon tonun üzerine, beyaz et üretimi 696 bin tondan yaklaşık 2 milyon tona, süt üretimi 8,4 milyon tondan 18,5 milyon tona ve yumurta üretimi 11,6 Milyar adetten 17,1 milyar adete yükselttik. Su ürünleri yetiştiriciliği üretimimiz 61 Bin tondan 235 bin tona ulaştı.”
Bakan Arzu, G20 Liderler Zirvesi’nde imzalanan, “Türk Kirazlarının Çin’e İhraç Edilmesine Yönelik Bitki Sağlığı Gereklilikleri Protokolü”ne ilişkin bakanlıkta düzenlenen değerlendirme toplantısının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, 2016’da Çin’e ne miktarda kiraz ihraç edileceği ve bu ihracatın yurt içinde fiyatları nasıl etkileyeceğine yönelik sorusuna Arzu, “Piyasa fiyatlarını olumlu etkiler. Çin gibi önemli bir pazara girdiğimiz zaman üreticilerimiz fiyat kırımına girmeyecekler. Toplantının ardından üreticimiz, ihracatçımız, bakanlıklarımızın ilgili bürokratlarıyla işbirliğiyle bu piyasada nasıl daha iyi fiyatlarla mal satarız diye tartışacaklar. İyi fiyatlarla mal sattığımızda hem üreticimizi hem de iç piyasayı korumuş olacağız” yanıtını verdi.
Bakan Arzu, tavuk etinde arsenik bulunduğu iddialarının hatırlatılması üzerine, Türkiye’de çok farklı spekülasyonların yapıldığını söyledi. Konuyla ilgisi olmayanların bu konuda konuştuğunu ya da bu konuda söylenenlerin başka taraflara çekildiğini belirten Bakan Arzu, şunları kaydetti: “2011 yılında ABD’de tavukta kullanılan bir ilacın zararlı olduğu, kanserojen ihtiva ettiği konusunda çalışma yapılmış ve ilaç ABD’de yasaklanmış, uygulanmıyor. Bu ilaç bize hiç gelmemiş, ne bizde üretilmiş, ne bize ithal edilmiş, ne bizde kullanılmış. Gıda kodeksimizde de bu tür ilaçların kullanılması yasak. Yani biz bu konuda AB’den de ABD’den de öndeyiz. Kendi kendimizin ayağına kurşun sıkmak bu, böyle bir dedikodu çıkarıyoruz hem iç piyasada insanlarımızın kafasında hem de ihracat yaptığımız ülkelerde soru işareti oluşuyor. Maalesef bir kısım etiketli unvanlı arkadaşlar, televizyonlarda boy gösterip yalan yanlış bilgiler veriyorlar ve insanların kafasını bulandırıyorlar.”
GDO’lu yemlere ilişkin konunun da yanlış bilindiğini ve aktarıldığını ifade eden Arzu, GDO ile ilgili kararların Biyogüvenlik Kurulunca alındığını anlattı. Arzu, “Bizim ülkemizde şu anda gıdada kullanılmıyor, yemde kullanılıyor, yemden de insanlara zarar verdiği tespit edilmemiş” dedi. İlgili kurulca incelenerek sadece soya ve mısırda uygun bulunan genlerin hayvan yemi olarak kullanılmasına izin verildiğini anımsatan Bakan Arzu, Türkiye’nin bu konuda AB ve ABD’den daha iyi duurmda olduğunu vurguladı.