Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 12. Taraflar Konferansı (COP12) kapsamında, Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı işbirliğinde TOBB’un ev sahipliğinde organize edilen, Sürdürülebilir Arazi İş Forumu Ankara ATO Congresium’da gerçekleştirildi.
Forumda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, küresel bir mücadele alanı olan ve 195 ülkenin taraf olduğu Çölleşme ile Mücadele Taraflar Konferansına, Türkiye’nin ilk defa ev sahipliği yaptığını hatırlatırken, Birleşmiş Milletler kapsamındaki bu organizasyonun ev sahipliğini Türkiye’ye kazandırdığı için Bakan Veysel Eroğlu’na teşekkür etti. Hisarcıklıoğlu Eroğlu’nun bakanlığı döneminde
2008-2012 yılları arasında; 2,3 milyon hektar sahada erozyonla mücadele ve ağaçlandırma çalışması yapıldığını anlattı. Bu kapsamda 2,5 milyar fidan dikimi sağlandığını belirten Hisarckılıoğlu, Türkiye’nin kurak bölgelerindeki tarım arazilerinin sulanması ve uzak bölgelerden su taşınması alanında dev projelere imza atıldığını söyledi.
-4 milyar hektar arazi tehlikede
Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesinin, dünyanın geleceği açısından çok önemli bir rolü bulunduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Zira, dünyada 4 milyar hektar arazi çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya. Dünyada çölleşmeden doğrudan etkilenen insan sayısı 250 milyon. Çölleşmenin önüne geçilmediği takdirde, yakın gelecekte 1,2 milyar insan bu tehditten doğrudan etkilenecek. Bu da; 1,2 milyar insanın açlık ve susuzlukla karşılaşması, geçim kaynağının yok olması veya göç etme zorunda kalması demektir. Yani özetle çölleşme ile mücadele, gelecekteki insani, ekonomik ve sosyal problemlerin ortaya çıkmasını engellemektir. İşte bu yüzden Birleşmiş Milletlerin küresel çapta yürüttüğü bu program, hepimiz için hayati öneme sahip” dedi.
-Çölleşme iktisadi faaliyetleri de etkiliyor
Çölleşme, iklim değişikliği ve diğer çevre sorunlarının insanları birey olarak ilgilendirdiği gibi, ekonomiyi ve iktisadi faaliyetleri de doğrudan etkilediğini belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: “Özel sektöre çok büyük maliyetler getiriyor. Tarım, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık gibi sektörler bundan doğrudan etkileniyor. Yine gıda, tekstil, madencilik, deri-ayakkabı gibi sektörler ilk etkilenenlerin başında geliyor. Sadece bu sektörler değil, hemen her sektör çölleşme riskinin etkisine maruz kalıyor. Zira, bütün sektörler hammadde elde etmek veya üretim sahası oluşturmak amacıyla, araziyi doğrudan veya dolaylı olarak kullanıyor. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler; Çölleşme ile mücadele kapsamında; arazi bozulumunun önlenmesi ve sürdürülebilir arazi yönetimi alanlarına özel sektörün katılımının kritik önemde olduğunu kabul ediyor. Dolayısıyla, Türk Özel sektörünün çatı kuruluşu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak, bu İş Forumuna ev sahipliği yapmak bizim için de gurur verici.
Ayrıca, 2017 yılında yapılacak bir sonraki iş Forumuna kadar da, Birleşmiş Milletler Çatısı altındaki Sürdürülebilir Arazi Yönetimi İş Forumu’nun başkanlığını bugünden itibaren Birliğimiz yürütecek.
Bu dönemde ortaklarımızla birlikte çok faydalı çalışmalar yapacağımızı buradan ifade etmek istiyorum.
Bu İş Forumu, iş dünyamızın sürece dahil edilmesi ve konuya ilişkin bilinçlenmesi açısından büyük önem arz ediyor. Bu çerçevede bugün burada, yurtiçinden ve dışından gelen iş dünyasının çok değerli temsilcileri, çölleşmenin ekonomik hayat ve iş dünyası üzerindeki etkileri ile özel sektörün bu mücadeledeki rolünü ele alacaklar.
Özelikle, Sürdürülebilir Arazi yönetimi başlığı altında, arazi bozulumunun dengelenmesi konusunda uygulama olanakları, iş dünyasının bu konuda olabilecek katkıları ve çözümler tartışılacak.
Yine bununla ilgili uluslararası ve ulusal alanda kurulacak mekanizmalar, destekler ve Kamu-özel sektör işbirliği ve teşvik sistemleri de, önemli konu başlıkları olacak.
Bu İş Forumu’nun temel çıktısı olacak “Ankara Deklarasyonu”; İş Dünyasının “Arazi Bozulumunun Dengelenmesi” konusundaki görüşleri ve önceliklerini içerecek şekilde, Üst Düzey Toplantılara İş Dünyasının Deklarasyonu olarak sunulacaktır. Buradan elde edilecek çıktıların, hem Türkiye’de yapılacak olan G20 zirvesine, hem de Paris’te yapılacak olan İklim Değişikliği Taraflar Konferansına katkı yapması da en büyük temennimizdir.”
– “Kullanılabilir arazilerin yüzde 25’i bozuldu”
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) Dünya Başkanı Peter Bakker da ekonomik gelişmenin sürdürülebilirlikle birlikte götürülmesi gerektiğini söyledi. İş dünyasının sürdürülebilir kalkınma hedeflerini yakalamak için dünyadaki kaynakların tüketimi konusunda önemli bir görevi olduğunu kaydeden Bakker, bu kapsamda iş dünyasının sürdürülebilir arazi yönetimi için çalışmaya başladığını anlattı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşarı Lütfi Akca ise BM verilerine göre dünya üzerindeki kullanılabilir arazilerin yüzde 25’inin bozulmuş durumda olduğunu bildirdi. Her yıl 10 milyon hektardan fazla arazinin, insan faaliyetleri nedeniyle bozulduğunu belirten Akca, Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum itibarıyla çölleşme, arazi tahribat ve kuraklıktan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer aldığını vurguladı.
Türkiye’nin orman alanını 2023 yılına kadar yüzde 27,8’den, yüzde 30’a çıkarmayı hedeflediklerini kaydeden Akca, “Dünyada orman varlığı azalırken Türkiye orman varlığını arttıran nadir ülkelerden biri olarak çölleşmeyle mücadele de önemli adımlar atmıştır. Bunun neticesinde erozyonla kaybettiğimiz toprak miktarı yılda 500 milyon tondan, 168 milyon tona düşürülmüştür” ifadelerini kullandı.