Esas No : 2013/117
Karar No : 2015/3744
Borçlu şirket adına düzenlenen ve ilk vergi ve ceza ihbarnamelerinin şirket müdürüne tebliğ edildiği adres bilinen adres kapsamında sayılacağından, vergi borçlusu şirkete ait (2) no.lu ihbarnamelerin söz konusu adreste tebliğine çalışılmadan şirketin ticaret siciline kayıtlı adresinde tebliğ edilememesi neden gösterilerek ilan yoluyla tebliğinde hukuka uygunluk bulunmadığı hk.
İstemin Özeti: Davacı adına, (…) Ltd. Şti.’nden tahsil imkanı kalmadığı ileri sürülen amme alacağı için ortak sıfatıyla düzenlenen 30.07.2008 tarih ve 34 ve 36 takip no.lu ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. Danıştay Üçüncü Dairesince verilen bozma kararına uyan Vergi Mahkemesi kararıyla; borçlu şirket adına düzenlenen ve ilk vergi ve ceza ihbarnamelerinin şirket müdürüne tebliğ edildiği adres davalı idarenin bilgisi dahilinde olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 101. maddesi uyarınca şirketin kanuni temsilcisinin adresi bilinen adres kapsamında sayılacağından, vergi borçlusu şirkete ait (2) no.lu ihbarnamelerin söz konusu adreste tebliğine çalışılmadan şirketin ticaret siciline kayıtlı adresinde tebliğ edilememesi neden gösterilerek ilan yoluyla tebliğinde hukuka uygunluk bulunmadığı, bu durumda usulüne uygun kesinleşmeyen vergi ve cezaların tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin de hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal etmiştir. Davalı idare tarafından, davacının ortağı olduğu şirket adına yapılan tarhiyatların kesinleşmesi üzerine düzenlenen (2) no.lu ihbarnamelerin ve ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edildiği, şirket ortağı sıfatıyla davacının sorumlu olması nedeniyle düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
Karar: Mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularının, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebileceği, temyiz istemine konu yapılan kararın Danıştay Üçüncü Dairesinin 09.04.2012 gün ve E. 2010/6347, K. 2012/1146 sayılı kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler sözü edilen kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, oybirliğiyle karar verildi.