Özkan AYKAR
Gelir Uzmanı
[email protected]
1.Giriş
09.03.2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan Kanun teklifi ile sigortacılık ve belediye mevzuatına, sermaye piyasalarına ve Onuncu Kalkınma Planında yer alan sosyal yardımlarla ilgili eylem planlarına yönelik çeşitli düzenlemelere yer verilmiş olup, aynı zamanda uygulamada ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanması amacıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu ile ilgili vergisel hükümlere yer verilmiştir.
Bu yazımızda; 09.02.2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan Kanun teklifinde yer alan vergisel düzenlemeler aktarılmaya çalışılacaktır.
- 09.03.2015 tarihli Kanun Teklifine Yönelik Açıklamalar ve Hükümler
09/02/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan Kanun teklifi ile Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında yapılan değişikliklerle sermaye şirketlerinin nakdi sermaye artırımları üzerinden hesaplanacak faizin kurum kazancından indirim konusu yapılması ile halka açık anonim şirketlerin kar dağıtımında farklı oranlarda kesinti yapılması hususlarında düzenleme öngörülürmüştür.
Ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile ilgili düzenlemede ise yoklama faaliyetinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesi hedefi doğrultusunda, teknolojinin sunduğu imkânlar kullanılarak yoklama faaliyetlerinin daha hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirilmesi amaçlanmıştır.
Bunun dışında, uluslararası kuruluşlar ile bunların mensuplarına sağlanacak özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi istisnasının kapsamı genişletilmektedir.
2.1. Katma Değer Vergisi Kanununda Yapılacak Düzenleme
Teklifin beşinci maddesi ile uluslararası kuruluşlar ile bunların mensuplarına sağlanacak katma değer vergisi istisnasının kapsamı genişletilmektedir. Düzenleme ile ev sahibi ülke anlaşması veya ülkemizin taraf olduğu diğer anlaşmalar çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan ya da Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türkiye’deki uluslararası kuruluşlar faydalanabilecektir. Ayrıca bu istisnadan, söz konusu kuruluşların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan yönetici kadrolarındaki mensupları da yararlanabilecektir.
MADDE 5 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 26 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Ev sahibi hükümet anlaşmaları veya ülkemizin taraf olduğu diğer anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlar ile bu kuruluşlara bağlı program, fon, temsilcilik ve özel ihtisas kuruluşlarının resmi kullanımları için yapılacak mal teslimi ve hizmet ifaları, bunların sosyal ve ekonomik yardım amacıyla bedelsiz olarak yapacakları mal teslimi ve hizmet ifaları, bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları ile ilgili mal ve hizmetlerin bunlara teslim ve ifası; ilgili kurum, temsilcilik, program, fon ve özel ihtisas kuruluşlarının Türkiye’deki faaliyetlerinin devamı veya ilgili kurumlara ilişkin uluslararası anlaşmaların yürürlükte bulunduğu süre içerisinde katma değer vergisinden müstesnadır.
Birinci fıkrada yer alan istisnadan yararlanan kuruluşların yönetici kadrolarında görev yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan mensuplarına Türkiye’de görevde bulundukları süre içerisinde yapılacak mal teslimi ve hizmet ifaları da katma değer vergisinden müstesnadır.” |
2.2. Özel Tüketim Vergisi Kanununda Yapılacak Düzenleme
Teklifin altıncı maddesinde, uluslararası kuruluşlar ile bunların mensuplarına sağlanacak özel tüketim vergisi istisnasının kapsamı genişletilmektedir. Düzenleme ile ev sahibi ülke anlaşması veya ülkemizin taraf olduğu diğer anlaşmalar çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan ya da Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türkiye’deki uluslararası kuruluşlar faydalanabilecektir. Ayrıca bu istisnadan, söz konusu kuruluşların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan yönetici kadrolarındaki mensupları da yararlanabilecektir.
MADDE 6- 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına “ithali veya bunlara teslimi” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile ev sahibi hükümet anlaşmaları veya ülkemizin taraf olduğu diğer anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’deki uluslararası kuruluşlar ve bunların yönetici kadrolarında görev yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan mensupları tarafından Türkiye’de görevde bulundukları süre içerisinde kendi ihtiyaçları için ilk iktisabı, ithali veya bunlara teslimi” ibaresi eklenmiştir. |
2.3. Vergi Usul Kanununda Yapılacak Düzenleme ve Elektronik Yoklama
213 sayılı Vergi Usul Kanunun 107/A maddesine birinci fıkradan sonra getirilen fıkra ile elektronik ortamda yapılacak tebligatların tebligat iletisinin muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen 5 inci günün sonunda yapılmış sayılacağı hükmü eklenerek tebligatın yapılma zamanı 7201 sayılı Tebligat Kanununa paralel bir şekilde açıklığa kavuşturulmuştur.
MADDE 7- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 107/A maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” |
213 sayılı Kanuna 132 nci maddeden sonra gelmek üzere eklenecek 132/A maddesinde Yoklama faaliyetinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesi hedefi doğrultusunda, teknolojinin sunduğu imkânlar kullanılarak yoklama faaliyetlerinin daha hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda yoklama faaliyetlerinin elektronik ortamda da yürütülmesi ve bu yoklama fişlerinin elektronik ortamda da oluşturulmasının önü açılmıştır.
Tüm süreçlerin elektronik ortamda gerçekleştirildiği elektronik yoklama faaliyetinde kayıt altına alınan bilgilerin hüküm ifade edecek şekilde onaylanabilmesi elektronik imza veya mobil imza seçeneklerinden biri ile yapılabilmektedir. Ülkemizde elektronik ve mobil imza kullanımının yaygınlaşmamış olması nedeniyle elektronik ortamda yapılan yoklama faaliyetinin; ıslak imza ile de onaylanabilmesine imkân sağlamak üzere, şekil ve muhteviyatı Maliye Bakanlığınca belirlenecek elektronik yoklamayı temsil eden bir form vasıtasıyla nezdinde yoklama yapılanın ıslak imzasının alınması amaçlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, elektronik ortamda kayıt altına alınan yoklama fişleri ile birinci fıkrada belirtilen formların şekil ve muhteviyatını tespit etmeye, bunların şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle imzalanması usul ve esaslarını belirlemeye, bunları internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında ilgili kişilere göndermeye ve elektronik ortamda yürütülecek yoklama faaliyetlerine ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
MADDE 8- 213 sayılı Kanuna 132 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki 132/A maddesi eklenmiştir.
“Elektronik yoklama
MADDE 132/A- Yoklama neticeleri yoklama yerinde bu Kanunun 131 inci maddesinde yer alan yoklama fişi ile aynı mahiyette olan, elektronik ortamda tanzim olunan “yoklama fişi” ile de kayıt altına alınabilir. Bu fiş nezdinde yoklama yapılan veya yetkili adamı tarafından elektronik imza araçlarıyla imzalanır. Yoklama fişinin elektronik imza araçlarıyla imzalanmaması durumunda yoklama fişini temsil eden ve yoklama fış muhteviyatının değiştirilemeyeceğini güvence altına alan benzersiz bir kodun üzerine yazıldığı bir form imzalanır.
Maliye Bakanlığı elektronik ortamda kayıt altına alınan yoklama fişleri ile birinci fıkrada belirtilen formların şekil ve muhteviyatını tespit etmeye, bunların şifre, elektronik imza veya diğer; güvenlik araçları konulmak suretiyle imzalanması usul ve esaslarını belirlemeye, bunları internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında ilgili kişilere göndermeye ve elektronik ortamda yürütülecek yoklama faaliyetlerine ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” |
2.4. Gelir Vergisi Kanununda Yapılacak Düzenleme
Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde yapılan değişiklikle kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi oranlarını halka açık anonim şirketler için farklı oranlarda belirleme hususunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.
MADDE 10- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin altıncı fıkrasının üçüncü paragrafının sonuna “ya da halka açık anonim şirketler için,” ibaresi eklenmiştir. |
2.5. Kurumlar Vergisi Kanununda Yapılacak Düzenleme
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendi ile finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, varlık kiralama şirketleri, bankalar ve sigorta şirketleri gibi finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, yapılan hesaplama sonucu bulunan tutarın %50’sinin ilgili hesap dönemine ait kurumlar vergisi matrahından indirilmesi sağlanmaktadır. Bu uygulama ile sermaye şirketlerindi nakit artırılan sermaye üzerinden hesaplanan faizin kurumlar vergisi matrahından indirilerek sermaye artışı teşvik edilmekte ve uygulama esasları belirlenmektedir.
Ayrıca, Bakanlar Kuruluna verilen yetki ile bentte yer alan %50 oranını, farklı kriterler itibarıyla ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya; halka açık sermaye şirketleri için halka açıklık oranına göre %150’ye kadar farklı uygulatmaya yetki verilmektedir.
MADDE 11- 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“ı) Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si.
Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılır. Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması halinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Bu bent hükümlerine göre hesaplanacak indirim tutarı, nakdi sermayenin ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay süresi kadar hesaplanır. Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar, sonraki hesap dönemlerine devreder. Bu bendin uygulanmasında sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklananlar dahil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.
Bu bentte yer alan oranı, şirketlerin aktif büyüklükleri, çalışan personel sayıları ve yıllık net satış hasılatlarına göre veya sermayenin kullanıldığı yatırımdan elde edilen gelirlerin kurumun esas faaliyeti kapsamında olmayan faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri; gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşmasına göre ya da sermayenin kullanıldığı yatırımların teşvik belgeli olup olmadığına veyahut makine ve teçhizat veya arsa ve arazi yatırımları için sermayenin kullanıldığı alanlar itibarıyla ya da bölgeler, sektörler ve iş kolları itibarıyla ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya; halka açık sermaye şirketleri için halka açıklık oranına göre %150’ye kadar farklı uygulatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.” |
Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde yapılan değişiklikle kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi oranlarını halka açık anonim şirketler için farklı oranlarda belirleme hususunda Bakanlar Kuruluna teklifin 12. maddesi ile yetki verilmektedir. Teklifin 13. maddesi ile de Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde yapılan değişiklikle kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi oranlarını halka açık anonim şirketler için farklı oranlarda belirleme hususunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.
MADDE 12- 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “sınırlar dahilinde” ibaresinden sonra gelmek üzere “ikinci fıkrada belirtilen kazançlar için halka açık anonim şirket olup olmadığına göre,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 13- 5520 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan “bir katına kadar artırmaya” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve aynı sınırlar dahilinde ikinci fıkrada belirtilen kazançlar için halka açık anonim şirket olup olmadığına göre farklılaştırmaya” ibaresi eklenmiştir. |
2.6. Yürürlük ve Yürütme Maddesi
Teklifin 32 ve 33. maddelerinde Kanunun Yürütme yürürlük maddesi yer almaktadır.
MADDE 32- Bu Kanunun;
a) 15 inci maddesi 1/1/2005 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
b) 23 üncü maddesi ile 31 inci maddesinin (b) ve (c) bentleri 15/5/2015 tarihinde,
c) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 33-
– Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. |
- Sonuç
09/02/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan Kanun teklifi ile Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında yapılan değişikliklerle sermaye şirketlerinin nakdi sermaye artırımları üzerinden hesaplanacak faizin kurum kazancından indirim konusu yapılması ile halka açık anonim şirketlerin kar dağıtımında farklı oranlarda kesinti yapılması hususlarında düzenleme öngörülürmüştür. Ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile ilgili düzenlemede ise yoklama faaliyetinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesi hedefi doğrultusunda, teknolojinin sunduğu imkânlar kullanılarak yoklama faaliyetlerinin daha hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirilmesi amaçlanmıştır. Bunun dışında, uluslararası kuruluşlar ile bunların mensuplarına sağlanacak özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi istisnasının kapsamı genişletilmektedir