Tecil Faizi ve Yapılandırma Faizleri Gider Yazılması
Mustafa Bahadır ALTAŞ
SM.Mali Müşavir
[email protected]
Giriş; Ülkemizdeki vergi kanunlarında mükelleflerin vergisel yükümlülüklerinden kaynaklanan adlarına tahakkuk etmiş vergilerin ödeme süresinde ödenmemesi ile eksik tahakkuk veya eksik ödenmesinden kaynaklanan gecikmeler nedeniyle vergi aslına bağlı olarak ödeme süresine kadar geçen süreler için ayrıca gecikme faizi, gecikme zammı hesaplanarak tahsil edilmektedir. Yine vergi kanunlarımızda yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin eksik ya da yerine getirilmemesi halinde ise vergi ziyaı cezası ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezası ile idari para cezaları kesilmektedir. Vadesinde ödenmeyen vergiler için hesaplanan gecikme faizi ve gecikme zammı ile kesilen cezalarının vergi matrahının tespitinde gider yazılmamasına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemeler kapsamında tecil faizi ve son zamanlarda uygulanan yapılandırma faizi de gecikme zammı ve gecikme faizi gibi değerlendirilerek ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmamaktadır. 6183 sayılı kanunda yer alan, tecil faizi ve kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması için yapılan düzenlemelerde uygulanan faizlerin nevi ve nitelik itibari ile yeniden değerlendirilerek ticari kazancın tespitinde gider yapılması konusu yazımızda gündeme getirilmiştir.
Yasal düzenleme ve uygulama;
Ticari kazancın tespitinde gider kabul edilemeyen indirimler
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunun 41/6 maddesi
Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar (Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.)
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi 11.maddesi Kabul edilmeyen indirimler
d) Bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri.
Gecikme Faizi Nedir?
Gecikme faizi, VUK md.112’de düzenlenmiştir. beyan üzerine tarh olunan vergiler ile İkmalen, re’sen veya idarece tarh olunan verginin geç veya eksik tahakkuku dolayısıyla uygulanan, kamunun alacağından mahrum kalması karşılığı olan ve kamu alacağının ödenme vadesindeki paranın zaman değerini korumak ve tazmin etmek için alınan fer’i nitelikli bir alacaktır. Geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz.
Gecikme Zammı Nedir?
Gecikme Zammı, 6183 sayılı kanunun 51.madde düzenlenmiştir. Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı gecikme zammı tatbik olunur. Kamunun alacağından mahrum kalınması karşılığı olan ve paranın ödeme vadesindeki zaman değerini korumak ve tazmin etmek için alınan fer’i nitelikli bir alacaktır. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir. Bakanlar Kurulu, gecikme zammı oranlarını aylar itibarıyla topluca veya her ay için ayrı ayrı, yüzde onuna kadar indirmeye, gecikme zammı oranı ile gecikme zammı asgari tutarını iki katına kadar artırmaya, ayrıca gecikme zammı oranını aylar itibarıyla farklı olarak belirlemeye ve gecikme zammını bileşik faiz usulüyle aylık, üç aylık, altı aylık veya yıllık olarak hesaplatmaya yetkilidir. 19/10/2010 tarihli ve 27734 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 12/10/2010 tarihli ve 2010/965 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesiyle, birinci fıkrada yer alan gecikme zammı oranı her ay için ayrı ayrı uygulanmak üzere %1,40 olarak belirlenmiştir.
Tecil Faizi Nedir?
Tecil; kökeni Arapça bir terim olan tecil “erteleme” olarak bilinmekte, kullanılmaktadır. Tecil bir başka ifade ile öteleme ileriki bir zamana bırakma anlamında da kullanılmaktadır. Vergi mevzuatımızda Tecil uygulaması 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanunun 48.maddesinde düzenlenmiştir. Tecil faizi 6183 sayılı Kanunda yer alan hükümlere göre taksitlendirilerek tecil edilen kamu alacağına uygulanan faiz oranıdır. Yasada yer aldığı şekli ile kanunun ve alacaklı amme idarelerinin öngördüğü şartlarla, amme alacağının 36 ayı geçmemek üzere faiz alınarak tecil edilerek taksite bağlanabilmesi mümkündür. Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan 4 nolu tahsilat genel tebliği ile 21 Ekim 2010 tarihinden itibaren yıllık tecil faiz oranı %12 olarak uygulanmaktadır.
Son yıllarda gecikme faizi ve gecikme zammı yerine geçerli kılınan hesaplamalar
4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu
Asılları kısmen ya da tamamen ödenmiş olan vergilere ilişkin gecikme zammı ve gecikme faizi yerine, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay için belirlediği toptan eşya fiyat endeksinin aylık oranı esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden ödenir.
6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanunu
Madde kapsamında ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına, vade tarihinden, Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme zammı yerine, daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması halinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine, TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak TEFE/ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
6552 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanunu
Kanunun belirtilen tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacakların ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî amme alacakları yerine bu kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınacaktır. 213 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme faizi ve 6183 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme zammının hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değişmemekte, sadece aylık gecikme faizi/gecikme zammı oranı yerine yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları kullanılmaktadır.
Değerlendirme: Yukarıda yer aldığı şekli ile tecil faizi ve alacakların yapılandırılmasında bu alacaklara ilişkin faiz, cezai faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının hesaplanarak bulunacak oran üzerinden paranın ödeme vadesindeki zaman değerini korumak ve tazmin etmek için alınan fer’i nitelikli enflasyon farkının üzerinden bir hesaplama yapılmaktadır. Bu şekilde hesaplanan tutarların ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılmamasına ilişkin 213 sayılı VUK, 193 sayılı GVK ve 5520 sayılı KVK’ nun da bu konuda açık bir düzenleme ve hüküm yer almamaktadır.
Tecil uygulaması; Tecil işlemin borçlu ve alacaklı arasında karşılıklı rıza ile yapılan bir ödeme tablosu ile kamu alacağının tahsilini ön görmektedir. 6183 Sayılı kanunun 48. maddesini incelediğimizde tecil için aşağıda yer alan belirli şartların olduğunu görülmektedir.
- Müracaat şartı
- Çok zor durum şartı
- Teminat gösterilmesi
- Hüsnüniyet şartı
- Tecil Faizi şartı
Tecil uygulamasında uygulanan tecil faizi ise kamuya borçlu bulunan mükellefin, idareye müracaat ederek belirli tutardaki bir borcun koşulu olarak idare ve vergi borçlusunun birlikte belirlediği tarihlerde ödenmesinden doğan kamu zararının giderilebilmesi için paranın ödeme vadesindeki zaman değerini korumak ve tazmin etmek üzere borçlu tarafından ödenen bir pay veya bedeldir.
TEFE/ÜFE veya Yİ-ÜFE aylık değişim oranları uygulaması; Kamuoyunda af yasaları olarak da adlandırılan kamu alaçığını tahsili amacı ile yapılandırılmasına ilişkin yapılan düzenlemeler de borçlu ve alacaklı arasında karşılıklı rıza ile yapılan bir ödeme tablosu ile kamu alacağının tahsilini ön görmektedir. Kamu alacağının yasanın uygulama tarihi itibariye güncelleme hesabında gecikme faizi ve gecikme zammı gibi önceden belirlenmiş bir oran yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak bir hesaplama yapılmakta vergi borcunun peşin ödeme yerine taksitle ödenmek istenmesi hâlinde ise borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şartıyla,
- Altı eşit taksit için 1,05
- Dokuz eşit taksit için 1,07
- On iki eşit taksit için 1,10
- On sekiz eşit taksit için 1,15,
Katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunan tutarın taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanmakta ve bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilmektedir
Sonuç; Günümüzde ekonomik sistemde özellikle enflasyon değerlerinin yüksek olduğu dönemlerde, paranın reel satın alma gücünde enflasyondan kaynaklanan azalmanın telafisi için borç-alacak ilişkisinde faiz uygulanarak paranın satın alma gücü korunmaktadır. Tecil ve kamu alacağının yapılandırılması uygulamasında ise kamu alacağının vadesinde ödenmemesi sonrasında tarafların karşılıklı rıza ile belirli bir oran üzerinden belli şartlarda yazılı olarak kayıt altına alınan mutabakat sonucunda ödenmeyen kamu alacağının ödenmesi konusunda enflasyondan kaynaklanan kaybının telafisi amacıyla, vergi mükellefiyetine bağlı olarak ortaya çıkan ek bir mükellefiyettir.
Kamu alacağının tahsili amacı ile yapılan tecil işlemi ve yapılandırma uygulaması, bir anlamda devletin alacağını tahsil etmek için vergi mükellefine vade farkı/faiz almak kaydı ile ödeme imkanı sağlaması veya finansman temini/kredi kullandırması olarak değerlendirilmelidir. Kamu alacağın tahsili amacıyla bir ödeme takvimine bağlı olarak Tecil faizi ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları uygulanarak hesaplanan tutarın vergi kanunlarımıza göre ticari kazancın tespitinde gider kabul edilemeyen indirimler arasında yer alması bu konumda bulunan mükellefler tarafından her zaman caydırıcı olarak görülmekte ve vergi borcunun bu yöntemler ile ödenmesine olumlu bakılmamaktadır.
İş dünyası başta olmak üzere bu konu gündeme getirilerek 213 sayılı VUK. 3.maddesinde yer alan “Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır. ” düzenlemesi ile “…. Olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.” Düzenlemesi kapsamında değerlendirilerek tecil faizi ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları uygulanarak hesaplanan tutarın tecil ve yapılandırma uygulanması sonrasında vergi alacağının bir finansman temini/kredi kullandırması gibi taksit süresine uygun ödeme planına da bağlandığı dikkate alınarak, muamelenin bundan sonraki gerçek mahiyeti (borçlar kanunu hükümleri göre) nevi ve nitelik değişikliği itibari ile yeniden değerlendirilerek ticari kazancın tespitinde gider kabul edilmesi tartışmaya açılmalıdır.