Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Sermaye Taahhüdünün Yerine Getirilmemesi – Rüknettin KUMKALE, YMM

Sermaye Taahhüdünün Yerine Getirilmemesi

Rüknettin KUMKALE
Yeminli Mali Müşavir

Sermaye taahhüdünün yerine getirilmesi/getirilmemesi ve sonuçları ile ilgili hükümler Türk Ticaret Kanunu’nun muhtelif maddelerinde yer almaktadır.

Burada konu ile ilgili Türk Ticaret Kanunu maddeleri ve madde gerekçeleri yazılarak açıklanmaya çalışılacaktır.

1.Sermaye payının taahhüdü ve ödenmesi

Türk Ticaret Kanununun sermaye koyma borcunun genel olarak açıklamasının yapıldığı 128 maddesinin 1. fıkrası “Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur.” ,

7.fıkrası “Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için ihtar şarttır. “,

8.fıkrası ise “Ortaklarca, sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların korunması için, kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir istenebilir. Tedbir üzerine açılacak davalar için, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda öngörülen süre ancak şirketin tescil ve ilanı tarihinden itibaren işlemeye başlar.”

hükümlerini içermektedir.

TTK Md: 128’de söz edildiği üzere, her ortak taahhüt ettiği sermaye nedeni ile şirkete borçlu bulunmaktadır. Şirket ortağın sermaye taahhüt borcunu yerine getirmesini isteyebilir, taahhüdün yerine getirilmesinde gecikme olması halinde uğranılan zararın tazminini isteyebilir.

129.madde “Zamanında ifa edilmeyen sermaye para ise, 128 inci madde gereğince tazminat hakkına halel gelmemek şartıyla, aksine şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa, şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödenir.” hükmü bulunmaktadır.

Buna göre, şirketin tescilinden itibaren zamanında ödenmeyen sermaye payı için temerrüt faizi ödeneceği belirtilmiştir.

Türk Ticaret Kanunu’nun pay bedellerinin nakdi ödenmesi ile ilgili 344. maddesine göre, “ Nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az yüzde yirmibeşi tescilden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen yirmi dört ay içinde ödenir. Payların çıkarma primlerinin tamamı tescilden önce ödenir.”

2.Sermaye payının ödenmemesinin sonuçları

2.1. Temerrüt hali

Pay bedellerini ifa ve ifa etmemenin sonuçlarının ilkesinin belirtildiği 480/1 maddeye göre, “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, esas sözleşmeyle pay sahibine, pay bedelini veya payın itibarî değerini aşan primi ifa dışında borç yükletilemez.”, ödemeye çağrı başlıklı 481 maddede ise pay bedellerinin yönetim kurulu tarafından esas sözleşmede başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, pay sahiplerinden ilan yoluyla isteneceği belirtilmektedir. Maddenin gerekçesine göre yönetim kurulunun bu yetkisi devredilemez. Ayrıca madde de yönetim kurulu tarafından verilecek ilanda nelerin bulunması gerektiği ile ilgili açıklık getirilmiştir. Buna göre ilanda, ödenmesi istenen sermaye borcunun oranı veya tutarı ile ödeme tarihi ve ödemenin nereye yapılacağı açıkça belirtilir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 482. maddesinde sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesinin sonuçları konu edilmektedir. 482/1’e göre “Sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen pay sahibi, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür.”

482/2 maddede ise sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen pay sahipleri ile ilgili olarak yönetim kuruluna bir takım yetkiler verilmektedir.  “ yönetim kurulu, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal etmeye yetkilidir. İptal edilen pay senetleri ele geçirilemiyorsa iptal kararı 35 inci maddede yazılı gazetede ve ayrıca esas sözleşmenin öngördüğü şekilde ilan olunur.”

Ayrıca, Esas sözleşmeyle, pay sahipleri, temerrüt hâlinde, sözleşme cezası ödemekle zorunlu tutulabilirler. (TTK  Md:482/3)

2.2. Iskat

Türk Ticaret Kanunu’nun Iskat Usulü başlıklı 483. maddesine göre;

Kanunun 482 nci maddesinin yukarıya çıkartılan ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanabilmesi için, yönetim kurulu tarafından, mütemerrit pay sahibine, 35 inci maddede yazılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile esas sözleşmenin öngördüğü şekilde ilan yoluyla şirketin internet sitesinde de yayımlanacak bir mesajla ihtarda bulunulur. Bu ihtarda, mütemerrit pay sahibinin temerrüde konu olan tutarı bir ay içinde ödemesi, aksi hâlde, ilgili paylara ilişkin haklarından yoksun bırakılacağı ve sözleşme cezasının isteneceği belirtilir.

Nama yazılı pay senetlerinin sahiplerine bu davet ve ihtar, ilan yerine, iadeli taahhütlü mektupla ve internet sitesi mesajı ile yapılır. Bir aylık süre, mektubun alındığı tarihten başlar.

Mütemerrit pay sahibi, yeni pay sahibinin ödemelerinden açık kalan tutar için şirkete karşı sorumludur.

Bu hükümlere göre , pay sahibinin bedelleri ödenmiş paylardan yoksun bırakılması mümkün değildir. Yoksun bırakılma sadece ıskat usulünün uygulandığı paylar için söz konusudur. (TTK Md: 483 Gerekçe)

3.Bedellerinin tamamı ödenmemiş nama yazılı paylar

Türk Ticaret Kanunu’nun bedellerinin tamamı ödenmemiş nama yazılı paylar başlıklı 501. maddesine göre,

Bu payları iktisap eden kimse, pay defterine kaydedilmekle şirkete karşı geri kalan pay bedelini ödemekle yükümlü olur.

Şirketin kurulması veya esas sermayenin artırılması sırasında iştirak taahhüdünde bulunan kimse, payını başkasına devrettiği takdirde, bedelin henüz ödenmemiş olan kısmı kendisinden istenemez; meğer ki, şirketin kuruluşu veya esas sermayenin artırılması tarihinden itibaren iki yıl içinde şirket iflas etmiş ve payı iktisap eden kimse paydan doğan haklardan yoksun bırakılmış olsun.

Payını devreden kimse ikinci fıkra hükmüne tabi değilse, iktisap edenin pay defterine kaydedilmesiyle borçlarından kurtulmuş olur.

4.Sorumluluk

Sermaye taahhüdünün yerine getirilmemesi ile ilgili olarak yukarıda belirtilen kanun maddelerinin uygulanmamasından dolayı yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumlulukları bulunmaktadır. Bu kişiler, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. (TTK Md: 553/1)

Exit mobile version