Doç.Dr.Ali HEPŞEN
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi
Finans Anabilim Dalı Öğretim Üyesi / alihepsen@yahoo.com
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta deprem olmak üzere afet tehlikelerine karşı 2012 yılında, “6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu”nu çıkardı. Kanunun amacı afet riski altındaki yapıların dönüştürülerek can ve mal kayıplarını önlemek, aynı zamanda hayat kalitesini arttırarak, enerji tasarrufuna ve çevreye duyarlı yerleşim alanları oluşturmak olarak belirlendi. Bu kapsamda konutu veya işyeri riskli olarak tespit edilen hak sahiplerine Bankalardan kullanılacak olan kredilere faiz desteği de sağlanması öngörülmüştü.
İlgili işbirlikleri ile,
- Tapu belgesi kat mülkiyetli veya kat irtifaklı olup, bağımsız bölüm tek bir malike ait ise, bu durumdaki maliklere bölüm başına 100Bin TL’ye kadar,
- Tapu belgesi kat mülkiyetli veya kat irtifaklı olup, bağımsız bölüm birden fazla malike ait ise, bu durumdaki maliklere bölüm başına 100Bin TL’ye kadar kullandırılacak kredi, bağımsız bölüm üzerindeki hisseleri oranında paylaştırılarak,
- Tapu belgesi arsa paylı olup, bağımsız bölümü belli olmayan ve bağımsız bölüm sayısı riskli yapı tespit raporunda belirlenen riskli yapının hak sahiplerine ödemiş oldukları emlak vergisine ya da malik üzerine kayıtlı su, elektrik, doğalgaz vb. hizmetlerden birinin son 3 aya ait faturalarından birinin getirilmesi şartı ile her bağımsız bölüm için malike 100Bin TL’ye kadar,
- Riskli olarak tespit edilen yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olanlara ise 100Bin TL’ye kadar faiz destekli kredi kullandırılabileceği ifade edilmektedir.
Burada ifade ettiğimiz faiz desteklerine yönelik olarak bazı sınırlamalar da söz konusudur. Buna göre, konut kredi vadelerinin azami ödemesiz 2 yıllık dönem dâhil toplam 10 yıl, işyeri kredilerinde azami ödemesiz dönem dâhil toplam 7 yıl olması; ödemesiz dönem sürecinde anapara ödemesinin alınmaması, ancak hak sahibinin talebine bağlı olarak anapara ödemesinin yapılabilmesi; ödemesiz dönem sürecinde mutlaka faiz ödemesinin alınması; ödeme geri ödeme planının eşit taksitli olarak uygulanması ve faiz desteği sağlanacak krediler için bankalar tarafından talep edilecek ücret, sigorta ve benzeri giderler hak sahipleri tarafından ödenmesi söz konusu olmaktadır. Bankalarla yapılan işbirliğinde Devlet teşviki nedeniyle konut kredilerinde yıllık %4 (işyeri kredilerinde yıllık %3) daha düşük faiz öngörülmektedir.
Geldiğimiz noktada, Bakanlık ve bankalar arasında yapılan protokoller uyarınca, Bakanlığın internet sayfasından derlenen bilgilere göre, toplamda 17 banka ile işbirliğine gidildiği görülüyor. İlgili kredi yapılarının Kanunun çıktığı bugünden günümüze uzanan süreçte ne kadar etkin kullanıldığı, ne kadarlık bir kredilendirme sürecinin yaşandığı, kaç kişinin bankalarca kredilendirildiği gibi sorularına maalesef cevap bulamıyoruz. Belki ilgili Kanun kapsamında maliklerin kredilendirilmeleri yerine inşaat firmalarının bankalar tarafından Gayrimenkul Proje Geliştirme Kredileri çerçevesinde kredilendirilmelerini ve faiz desteğinin firmalara doğrudan sağlanmasını da tartışmak gerekebilir diye düşünüyorum.