Mahalli En Büyük Mal Memuru Defterdar
Muharrem ÖZDEMİR
Yeminli Mali Müşavir
DEFTERDAR, cümle malımın nâzırı olub, umûr-ı alem ona müfevvazdır. Ânın izni olmadan bir akçe ne dâhil ve ne hâric-i hazine ola. Kanunname-i Ali Osman (1476 tarihli Fatih Kanunnamesi)
1- MALİYE TEŞKİLATI, DENETİM VE DEFTERDAR
Maliye Bakanlığı merkez ve teşkilat yapısı Osmanlıdan günümüze kadar pek çok değişikliğe uğramıştır. Cumhuriyet döneminde başlangıçta Maliye, Gümrük ve Tapu Bakanlığı olarak örgütlenmiş Tapu Genel Müdürlüğü Bakanlık bağlı kuruluşu olarak faaliyet göstermiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında istatistik müdürlüğü, tuz umum müdürlüğü, tapu müdürlüğü, darphane müdürlüğü, milli saraylar müdürlüğü gibi ilgili ve ilgisiz müdürlükler Maliye Bakanlığı bünyesinde görev ifa etmişlerdir.
Maliye Bakanlığına bağlı faaliyet gösteren tekel ve gümrük birimleri teşkilattan ayrılmış ve bağımsız Bakanlık olarak örgütlenmiştir. Ancak bu ayrılık 1983 yılına kadar devam etmiş gümrük teşkilatı eskiye dönüş yaparak Maliye Bakanlığına bağlı hale getirilmiştir.[1]
02.07.1993 tarih ve 484 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile maliye politikalarının hazırlanmasına yardımcı olmak, maliye politikasının uygulanması, uygulamanın takibi ve denetlenmesi hizmetlerini yapmak üzere Maliye Bakanlığı kurulmuştur.
Bunun yanında Maliye Bakanlığına bağlı ilgili hazine, gümrük ve tekel gibi birimlerinde yaşanan değişim ve gelişimler denetim birimlerinin örgütlenme biçimlerinde de yaşanmıştır. Şöyle ki;
13.06.1933 tarihinde yürürlüğe giren 2265 sayılı Kanunla, taşra birimi olan Mili Emlak Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösteren “Emlak Müfettişi”, 30.05.1934 tarihinde kabul edilen 2473 sayılı Kanunla merkezdeki Milli Emlak Genel Müdürlüğü bünyesine dahil edilmiştir. Daha sonra 29.05.1936 tarihinde kabul edilen 2996 sayılı Kanunla Müfettişlik unvanı kaldırılarak taşra denetim elemanlığından çıkartılarak merkez denetim elemanlığı statüsünde “Milli Emlak Kontrolörü” unvanlı kadro ihdas edilmiş ve en son 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile[2] bu unvan “Maliye Uzmanı” olarak değiştirilmiştir.
Bunun yanında yine aynı şekilde 2265 sayılı Kanunla İstanbul Defterdarlığı Tahakkuk Müdürlüğüne bağlı “Pul Tahakkuk Müfettişi” Tahsilât Müdürlüğü nezdinde de “Tahsilât Müfettişi” kadroları taşra denetim elemanı sıfatıyla oluşturulmuştur. Maliye Bakanlığı teşkilat yapısında yapılan değişiklikle[3], söz konusu unvanların yerine “Varidat Kontrolörlüğü” Kadrosu oluşturulmuştur. Gelirler Umum Müdürlüğü’nün kurulması ile[4] “Gelirler Kontrolörü” unvanı ihdas edilmiş olup bu unvan 646 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile[5] Vergi Müfettişi olarak hayat bulmuştur. Dolayısıyla taşra denetim elamanlığından merkezi denetim elemanlığına giden bir süreç yaşanmıştır.
1934 tarih ve 2395 sayılı Kanunla Defterdara bağlı “Hesap Mütehassıslığı” ve daha sonra Kazanç Vergisi Kanunu’nu değiştiren 3840 sayılı Kanunla 1940 yılında Hesap Mütehassıs Muavinliği de ihdas olunmuştur. Başlangıçta ücretle çalıştırılan Hesap Mütehassısları sonradan, 4644 sayılı Kanunla, kadrolu olarak atanmışlardır. Ancak, mahalli karakterli olma ve Defterdarlıklar bünyesinde yer alma durumları devam etmiştir.[6] 28 Mart 1945 tarih ve 4709 Sayılı Kanunla Maliye Bakanına bağlı “Hesap Uzmanları” Kurulu kurulmuş ve 646 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile[7] “Vergi Müfettişliği” olarak devam etmektedir.
Denetime tarihsel açıdan bakıldığında Maliye Bakanlığı bünyesinde denetim icra eden denetim elemanlarının tamamı kuruluşta taşra denetim elemanı olarak faaliyet göstermiş ve süreç içerisinde farklı statülerde varlıklarını devam ettirmişlerdir.
Gerek Maliye Bakanlığı teşkilat yapısı ve gerekse denetim ayağında Cumhuriyet tarihi içerisinde birçok evrim geçirmiş ve günümüze kadar farklı unvanlarda görev icra edilmiştir. Ancak belirtmem gerekir ki Osmanlı’dan Cumhuriyet tarihimize kadar geçen bu süre zarfında bu süreçten en az etkilenen ve varlığını günümüze kadar en etkin bir biçimde sürdüren kurum Defterdarlık’tır.
Defterdarlık kimi mali kaynaklara göre I. Murat zamanında ihdas edilmiş olduğu söylense de en sağlam yazılı kaynak 1476 tarihli Fatih Kanunnamesi (Kanunname-i Ali Osman)’dır. Fatih Kanunnamesine göre “Defterdar, cümle malımın nâzırı olub, umûr-ı alem ona müfevvazdır. Ânın izni olmadan bir akçe ne dâhil ve ne hâric-i hazine ola” ifadesi halen varlığını korumaktadır.[8]
Defterdarlığın görev ve yetkilerini ilgilendiren 5345 Sayılı Gelir İdaresi Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun[9] ile 29 ilde doğrudan Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı taşra teşkilatı olarak vergi iş ve işlemlerinden sorumlu Vergi Dairesi Başkanlığı kurulmuştur.
Aynı Kanunu’nun 33 üncü maddesinde ilin en büyük mal memuruna, defterdara ve defterdarlığa yapılmış atıflar ilgisine göre vergi dairesi başkanı ve başkanlığına, vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürü veya müdürlüğüne yapılmış sayılır hükmü ile Defterdarlığın görev ve yetkileri bu iller ile sınırlı olarak budanmıştır.
Ancak belirtmek gerekir ki geri kalan 52 ilde Defterdar mahalli en büyük mal memuru sıfatıyla varlığını sürdürdüğünden Gelir İdaresi Teşkilat yapılanması örgütlenmesi güçlü bir şekilde tamamlanamamıştır. Yapılması gereken Bakanlığın gider ve gelir birimleri ayrışmasından vazgeçerek etkin Defterdarlık örgütlenmesine geri dönülmesi ve Osmanlı geleneğinden gelen güçlü kurum kültürü, vatandaş nezdindeki ağırlığı ve itibarından yararlanılmalıdır.
Defterdar halen, 178 Sayılı Maliye Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin[10] EK 11 inci maddesine göre, bulunduğu ilde Maliye Bakanlığının en büyük memuru ve il ve bağlı ilçeler teşkilatının amiri olup, işlemlerin kanun hükümlerine göre yürütülmesi, denetlenmesi, merkez ve taşradan sorulan soruların cevaplandırılması, kanuna aykırı hareketi görülenler hakkında takibatta bulunulması, atamaları il’e ait merkez ve bağlı ilçeler maliye memurlarının sicillerinin tutturulması ile görevli ve sorumludur.
Defterdarlık birimleri, defterdarın yönetimi altında muhasebat, milli emlak ve muhakemat birimleri ile personel müdürlüğünden oluşur. Büyükşehir belediye sınırları içinde ayrıca ilçe teşkilatı il merkezlerindeki ilçe malmüdürlükleri dışındaki birimler doğrudan doğruya defterdarlığa bağlıdır.
Defterdarlığa bağlı olarak görev icra eden mal müdürlüğü, muhasebe müdürlüğü, muhakemat müdürlüğü ve dolayısıyla hazine avukatları, milli emlak müdürlüğü, personel müdürlüğü, saymanlık müdürleri yanında 52 ilde vergi dairesi müdürleri, gelir müdürleri, takdir komisyonu başkanlıkları ile büsbütün etkin olarak görev icra etmektedir. Ancak Vergi Dairesi Başkanlığı münhasıran 29 ilde ve sadece vergi dairesi boyutu ile sınırlı görev icra etmesi nedeniyle etkinlikten uzaktır.
Bu çalışmamızda Defterdar ve/veya Mahalli En Büyük Mal Memuru’nun çeşitli kanunlarda tanımlanmış görev ve yetkilerine değinilmiş olup görüleceği üzere gerek milli ve gerekse idari bütün düzenlemelerde Defterdar, mülki idari amirlerinden sonra sayılarak güçlü pozisyonunu korumaktadır.
2- DEFTERDARIN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI
2.1. Ortalama Kâr Hadlerinin Tespiti
Ortalama kâr haddi, asgari gayrisafi hasılat ve gider esaslarına göre gelir tespiti uygulaması Gelir Vergisi Kanunu’nun 111 inci maddesi hükmü 01.01.1996 tarihinden itibaren yürürlülükten kaldırılmıştır. Ancak 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 42 inci maddesinde mevcudiyetini korumaktadır.
Buna göre, Ortalama Kâr Hadleri Maliye Bakanlığınca emtia ve iş nev’ilerine göre hazırlanacak cetveller üzerine il merkezlerinde o il defterdarının veya mazereti halinde tevkil edeceği maliye memurunun başkanlığı altında gelir müdürü ve vergi dairesi müdürü olmak üzere üç memur üye ile tüccarlar için il merkezindeki ticaret odalarınca, esnaf ve sanatkarlar için kanunla kurulan esnaf dernekleri birliğince, birlikleri yoksa esnaf ve sanatkar teşekküllerince yapılır.
Komisyon, defterdarın yazılı isteği tarihinden başlayarak üç ay içinde takdir işini tamamlar, lüzum görülen yerlerde ve hallerde bu süre Maliye Bakanlığınca bir yıla kadar uzatılabilir.
2.2. Emlak Vergisine Ait Bedel ve Değerlerin Tespiti, İlanı ve Kesinleşmesi
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 49 uncu maddesi emlak vergisi ait bedel ve değerlerinin tespiti ilan ve kesinleşmesi ile ilgili hükümleri ihtiva etmektedir.
Buna göre, Takdir Komisyonlarının arsalara ve araziye ait asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin dört yılda bir yapacakları takdirler, tarh ve tahakkuk işleminin yapılacağı sürenin başlangıcından en az altı ay önce karara bağlanarak, arsalara ait olanlar takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye ait olanlar il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odalarına ve belediyelere imza karşılığında verilir.
Büyükşehir belediyesi bulunan illerde takdir komisyonu kararları, vali veya vekalet vereceği memurun başkanlığında, defterdar veya vekalet vereceği memur, vali tarafından görevlendirilecek tapu sicil müdürü ile ticaret odası, serbest muhasebeci mali müşavirler odası ve esnaf ve sanatkârlar odaları birliğince görevlendirilecek birer üyeden oluşan merkez komisyonuna imza karşılığında verilir.
Merkez komisyonu kendilerine tebliğ edilen kararları onbeş gün içinde inceler ve inceleme sonucu belirlenen değerleri ilgili takdir komisyonuna geri gönderir. Merkez komisyonunca farklı değer belirlenmesi halinde bu değerler ilgili takdir komisyonlarınca yeniden takdir yapılmak suretiyle dikkate alınır.
2.3.Takdir Komisyonun Görev ve Yetkileri
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 72 inci maddesine göre, Takdir Komisyonu; illerde Defterdarın, ilçelerde malmüdürünün (müstakil vergi dairesi olan ilçelerde ilgili vergi dairesi müdürünün) veya bunların tevkil edecekleri memurların başkanlığı altında ilgili vergi dairesinin yetkili iki memuru ile seçilmiş iki üyeden kurulur.
Araziye ait asgarî ölçüde birim değer tespitinde takdir komisyonu; valinin başkanlığı altında Defterdar, Tarım, Gıda ve Hayvancılık il müdürü ile il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odalarından seçilmiş birer üyeden kurulur.
Defterdarın Başkanlığında toplanan takdir komisyonu 72’nci maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonunun görevleri şunlardır.
- a) Yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak;
- b) Vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek (Bu gibi takdirler de takdir kararına bağlanır.)
- c) Takdir komisyonu bu görevlerini yaparken takdir sebepleri bulunup bulunmadığını incelemez. Yalnız hatalı gördüğü muamelelerde, ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecburdur.
- d) 72’nci maddenin ikinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köyün cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeleri itibariyle asgarî ölçüde birim değer tespit etmekle görevlidir,
- e) 72 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu ise, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca her il veya ilçe için arazinin cinsi (Kıraç, taban ve sulak) itibariyle asgari ölçüde birim değer tespit etmekle görevlidir,
- f) 72 nci maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu 74 üncü maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haizdir.
2.4. Zirai Kazançlar İl Komisyonu
Zirai Kazançlar İl Komisyonu valinin başkanlığında Defterdar, gelir müdürü, ziraat müdürü, veteriner müdürü, il merkezindeki ziraat bankası şube müdürü ve seçilmiş üç üyeden kurulur. Ormancılığa ilişkin konuların görüşülmesinde komisyona veteriner müdürü yerine orman işletme müdürü veya tevkil edeceği bir temsilci katılır. (VUK Md.83)
Zirai kazançlar il ve merkez komisyonları kamu idare ve müesseseleri ile Devlet ekonomi kurumlarından ve görevlerinin gerektirdiği sair gerçek ve tüzel kişilerden her türlü bilgileri isteyebilirler. Gerekli gördükleri hallerde bilirkişilere inceleme de yaptırabilirler. Bilgi istemede 148’inci maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.
Komisyonlarca bu hükümlere göre istenilen bilgileri vermeyenler ve bilirkişiliği kabul ettikleri halde gerekli incelemeleri yapmayanlar hakkında mükerrer 355’inci madde hükmü uygulanır.
2.5. Komisyon Üyelerine Ücret Ödenmesi
Vergi Usul Kanunu’nda yazılı komisyonlarla ortalama kar hadlerini tespit eden özel komisyonlar ve uzlaşma komisyonlarının (Zirai Kazançlar Merkez Komisyonu, Ortalama Kâr Hadleri Merkez Komisyonu, Merkez Uzlaşma Komisyonları ile Gelir Vergisi Kanununun 31’inci maddesinde zikredilen yönetmelik hükümlerine göre kurulan komisyon hariç) Başkan ve üyelerine bu komisyonlardaki görevleri dolayısıyla mahalli Defterdarlığın teklifi üzerine Maliye Bakanlığınca tayin olunacak miktarda ücret verilir. (VUK Md.92)
2.6. Vergi İnceleme Yetkisi
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 135 inci maddesinde vergi incelemesine yetkililer sayılmıştır. Buna göre, vergi incelemesi; Vergi Müfettişleri, Vergi Müfettiş Yardımcıları, İlin En Büyük Mal Memuru veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapılır. Gelir İdaresi Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar her hal ve takdirde vergi inceleme yetkisini haizdir.
2.7. Kaçakçılık Suçların Cezalandırılmasında Usul
Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi başkanlığı veya Defterdarlık tarafından keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi mecburidir.
2.8.Vergi mahkemesinde Dava Açmaya Yetkililer
Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler. Vergi dairesi tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir. (VUK 377)
Vergi dairesi başkanlıkları ile vergi daireleri, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan davalarda Gelir İdaresi Başkanlığının (İl özel idareleri ile belediyeler, valilerin) muvafakatini almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidemezler.
Gelir İdaresi Başkanlığı, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin taraf bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına ve/veya Defterdarlıklara devredebilir.
2.9. Defter Tasdikine Ait Bordrolar
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 226 ıncı maddesine göre, Tasdik makamları tasdik ettikleri defterlere ait aşağıda yazılı malumatı tarih sırasıyla, üçer aylık bordrolara derç ve bunları en geç bir ay içinde bulundukları yerin En Büyük Mal Memuruna tevdi ederler.
2.10. Harçlar Kanunu
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 134 üncü maddesine göre, teftiş ve kontrol yetkisi, Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları ile Mahallin En Büyük Mal Memurları her hal ve takdirde, harçları tahsile salahiyetli memurların hesaplarını teftiş ve kontrole yetkilidirler.
2.11. İhtiyati Tahakkuk
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanun’un 17 inci maddesinde bulunan şartlardan herhangi birinin mevcudiyeti takdirinde İhtiyati Tahakkuk, Vergi dairesi müdürünün (5345 sayılı Kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında, ilgili grup müdürünün ve/veya müdürün) yazılı talebi üzerine Defterdar ve/veya vergi dairesi başkanı, mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerinden Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek olanlarla bunların zam ve cezalarının derhal tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir verebilir.
2.12. Haciz
Haciz muameleleri, tahsil dairelerince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin, mahalli en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılır.
Köylerde ve Köy Kanunu tatbik edilen bucaklarda menkul mal haczi haciz varakası üzerine köy ihtiyar kurullarınca yapılır. Bu yerlerde gerek görülen hallerde Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek vergiler için muhtarın veya ihtiyar kurulu üyelerinden birinin huzuruyla tahsil dairesine menkul mal haczi yaptırmaya o Mahallin En Büyük Mal Memuru yetkilidir.
2.13. Satış Komisyonu
Gayrimenkuller, satış komisyonlarınca açık artırma ile satılır. Satış komisyonu, il ve ilçelerde En Büyük Mal Memurunun veya tevkil edeceği zatın reisliği altında belediye meclisi tarafından kendi azası arasından seçilmiş bir zat ile alacaklı amme idaresinin salahiyetli bir memurundan ve gayrimenkulün bulunduğu yer tapu sicil muhafızı veya tevkil edeceği zattan teşekkül eder. (Md.90)
2.14. Devir, bölünme ve hisse değişimi hallerinde vergilendirme
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu[11] 20 inci maddesinde devir, bölünme ve hisse değişimi hallerinde yapılması gereken işlemlerde usul ve esaslar açıklanmıştır. Buna göre, Birleşilen kurum, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini münfesih kurumun birleşme sebebiyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt eder. Mahallin En Büyük Mal Memuru bu hususta birleşilen kurumdan ayrıca teminat isteyebilir.
Bölünen kurumun varlıklarını devralan kurumlar, bölünen kurumun bölünme tarihine kadar tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarından müteselsilen sorumlu olacaklarını ve diğer ödevlerini yerine getireceklerini, bölünen kurumun bölünme nedeniyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesine ekleyecekleri bir taahhütname ile taahhüt ederler. Mahallin En Büyük Mal Memuru, bu hususta bölünen kurum ile bu kurumun varlıklarını devralan kurumlardan teminat isteyebilir.
3- MİLLİ EMLAK İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER
3.1. İskan Kanunu
5543 Sayılı İskan Kanunu[12] göçmenlerin, göçebelerin, yerleri kamulaştırılanlar ile millî güvenlik nedeniyle yapılacak iskân çalışmalarını, köylerde fiziksel yerleşimin düzenlenmesine ilişkin uygulamaya esas şartları ve alınacak tedbirleri, iskân edilenlerin hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.
Bu Kanun hükümlerine göre iskân edilecekleri tespite ve taşınmaz mal tahsisine mahallin en büyük mülki amirinin veya görevlendireceği kişinin bakanlığında; Çevre ve Şehircilik, Tapu, Maliye (Defterdar), Tarım ve gerektiğinde ihtiyaç duyulacak konularda hizmet veren kamu kurum ve kurulularının görevlilerinden teşekkül edecek Mahalli İskân Komisyonu yetkilidir.
3.2.Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması
5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun[13], Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.
Zarar tespit komisyonları illerde; bu Kanun kapsamında yapılacak başvurular üzerine on gün içinde kurulur. Komisyon, bir başkan ve altı üyeden oluşur. Valinin görevlendireceği vali yardımcısı komisyonun başkanı; Maliye (Defterdar), bayındırlık ve iskân, tarım, sağlık, sanayi ve ticaret konularında uzman ve o ilde görev yapan kamu görevlilerinden vali tarafından belirlenecek birer kişi ile baro yönetim kurulunca baroya kayıtlı olanlar arasından görevlendirilecek bir avukat komisyonun üyesidir.
3.3. Kayyım Tayin Edilmesi
3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanuna[14] göre, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 427 nci maddesi hükmü gereği bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, Mahallin En Büyük Mal Memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.
Mallar üzerindeki yönetim görevi sona erinceye kadar, yönetim kayyımı tayin edilen En Büyük Mal Memuru yerine vekâlet eden veya atanan kimse de bir karara gerek kalmadan o makama tayin edilmiş sayılır. Kayyım tayin edilen mal memuru, Hazine avukatı bulunan yerlerdeki dava ve icra işlerinde vereceği yetki belgesi ile Hazine avukatı tarafından temsil olunur.
3.4. Tapu Kanunu
2644 Sayılı Tapu Kanunu[15] 1 inci maddesine göre, Gayrimenkullerin tescilinde o gayrimenkul Devlete ait ise bulunduğu yerdeki En Büyük Mal Memuru, özel idareye ait ise vali, evkafa ait ise evkaf müdürü veya memuru, belediyeye ait ise belediye başkanı, köye ait ise muhtar ve mahsus kanunla teşekkül etmiş diğer hükmi şahıslara ait ise bunların kanuni mümessilleri salahiyetlidirler.
Denizden doldurulmak istenilen yerler için o yerin En Büyük Mal Memurundan izin almak lazımdır. Bu izin doldurulacak yer belediye sınırı içinde ise belediyenin, limanı da alakadar ediyorsa liman dairesinin veya deniz ticareti idaresinin ve müstahkem mevki kumandanlığı olan yerlerde müstahkem mevki kumandanlığının muvafakatleri alındıktan sonra 3 yıl müddetle verilir. (Md. 8)
3.5. Pul ve Kıymetli Kâğıtların Bayiler ve Memurlar Vasıtasıyla Satılması
3468 Sayılı Pul ve Kıymetli Kâğıtların Bayiler ve Memurlar Vasıtasıyla Sattırılması ve Bunlara Satış Aidatı Verilmesine Dair Kanunu’nun[16] 5 inci maddesine göre, pul ve kıymetli kâğıt bayiliği yapabilmek için mahallin En Büyük Maliye Memurundan ruhsat tezkeresi almak şarttır. Noterler ve kendilerine izin verilen memurlar bu kayidden müstesnadır.
Ruhsat tezkeresi almayanlar hakkında yazılı idarî yaptırımlara karar vermeye Defterdar veya mal müdürü yetkilidir. (Madde 6)
3.6. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu
3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu’na[17] göre, fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlar ile gerektiğinde her ne suretle olursa olsun Türkiye’ye kabul edilmiş veya gelmiş olan kişilere yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek amaçlanmıştır.
Bu Kanun’un amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdî ve aynî yardımda bulunmak üzere her ilde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulur. Mülkî idare amirleri vakfın tabii başkanı olup, illerde belediye başkanı, Defterdar, il millî eğitim müdürü, il sağlık müdürü, il tarım müdürü, il Aile ve Sosyal Politikalar Müdürü ve il müftüsü vakfın mütevelli heyetini oluşturur.
3.7. Sulama Birlikleri Kanunu
6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu’nun[18] amacı, Ülkenin su varlık ve kaynaklarının rasyonel kullanımı maksadıyla umumi sulardan faydalanmak üzere Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilmiş veya halen inşa edilmekte olan ya da inşa edilmesi planlanan sulama tesislerini gayelerine uygun şekilde kullanmak, işletmek, bu tesislerin bakım, onarım ve yönetim sorumluluğunu yürütmek, tesisi geliştirmeye yönelik yeni projeler yapmak, yaptırmak veya tesisi yenilemekle görevli sulama birliklerinin kuruluşu, organlar ile görev ve yetkilerini düzenlemektir.
Birliklerin idari ve mali denetimi, her yıl valiler tarafından yapılır veya yaptırılır. Birliğin idari ve mali denetimini yapmak üzere vali tarafından, vali yardımcısının başkanlığında; Defterdar, tarım il müdürü, DSİ bölge müdürü ve il mahalli idareler müdürü veya bunların görevlendirecekleri temsilcilerden oluşan bir denetim komisyonu kurulur. (Madde 18)
3.8. İl İdaresi Kanunu
5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun[19] 57 inci maddesine göre, İl idare kurulu, valinin başkanlığı altında hukuk işleri müdürü, Defterdar, milli eğitim, çevre ve şehircilik, sağlık, tarım müdürlerinden teşekkül eder.
3.9. Milli Müdafaa Mükellefiyeti
3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nun[20] 1 inci maddesine göre, Seferberlik ve savaş hali ile bu hallerin henüz ilan edilmemiş olduğu ancak savaşı gerektirebilecek bir durumun meydana geldiği gerginlik ve kriz dönemlerinde yapılacak seferberlik hazırlıkları ile kıtaların toplanması esnasında, alelade vasıtalarla temin edilemeyen bütün askeri ihtiyaçları veya hizmetleri bu Kanun hükümleri dairesinde vermeye veya yapmaya her şahıs borçludur.
Her vilayet ve kaza merkezinde en büyük mülkiye memurunun reisliği altında En Büyük Maliye Memuru, askerlik şube reisi, askerlik şubesi bulunmayan yerlerde jandarma komutanından ve belediye ile ticaret ve sanayi odası tarafından seçilecek birer zattan mürekkep bir milli müdafaa mükellefiyeti komisyonu bulunur. Ticaret ve sanayi odası bulunmayan yerlerde belediyeden iki aza seçilir. (Madde 8)
3.10. Kamulaştırma
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu[21] Kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların usul ve yöntemlerini düzenler.
Mahkeme, taşınmaz malın kamulaştırma bedelini kanunda belirtilen usulde ve sürede tespit eder. Mahkeme, idarece verilen bilgi ve belgelerden, zilyedin kamulaştırma tarihinde taşınmaz malı Türk Kanunu Medenisi hükümleri dairesinde ve zilyetlikle iktisap etmiş olduğunu belirtmeye yeterli gördüğü takdirde, kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin bilirkişi raporunu idareye, bu raporla birlikte idarece verilen diğer belgeleri tespit edilen zilyede tebliğ eder. Ayrıca taşınmaz malın durumu, o yerine En Büyük Mal Memuruna bildirilmekle beraber, taşınmaz malın bulunduğu yerde çıkan mahalli gazetede ve Türkiye genelinde yayımlanan bir gazetede en az bir defa ilan edilir. (Madde 19)
3.11. Suriye Uyruklu Kişilerin Hazinece El konulan Malların İdaresi
Suriye Uyrukluların Mallarının Tespiti ve Bu Mallara El Konulması Hakkında Yönetmelik[22] 28/5/1927 gün ve 1062 sayılı Kanun hükümleri gereğince yürürlüğe girmiş olup, Suriye uyruklu bütün özel ve tüzel kişilerin, Türkiye’de bulunan taşınmaz ve taşınır-zati ve ev eşyası hariç malları ile bütün hak ve menfaatlerine hazinece el konulmasını düzenlemektedir.
Özel idareler, tapuda kayıtlı olsun veya olmasın vergi tahrir ve yoklamalarında Suriye uyruklu kimseler adına kayıtlı bütün taşınmaz malların bir cetvelini çıkararak üç ay içinde Mahallin En Büyük Mal Memuruna verir.
Gümrük idareleri ile pasavan vermeye yetkili merciler Suriye uyruklu özel ve tüzel kişiler tarafından kendilerine tevdi edilen beyannamelerin taşınır ve taşınmaz mallarla hak ve alacaklara ilişkin kısımlarının birer örneğini üç ay içinde Mahallin En Büyük Mal Memuruna bildirirler.
Her köyün ihtiyar heyeti ile her kasaba ve şehrin mahalle muhtarları kendi bölgelerinde Suriye uyruklu özel ve tüzel kişilere ait malların bir cetvelini bir ay içerisinde Mahallin En Büyük Mal Memuruna vermeye mecburdur.
Türk Parasını Koruma Mevzuatına göre, bloke edilmiş paralar ve varsa sair menkul kıymetler Hazine adına özel bir hesapta toplanarak bu muamelenin yapıldığı ilgili bankalar tarafından derhal Mahallin En Büyük Mal Memuruna bildirilir.
Türkiye’de bulunan bütün milli ve yabancı bankaların şubeleri, bloke paralar dışında, Suriye uyruklu özel ve tüzel kişiler tarafından kendilerine her ne nam ile olursa olsun yatırılmış paraların ve menkul kıymetlerin miktarını en çok bir ay içinde Mahallin En Büyük Mal Memuruna bildirmeğe ve bu paraları Hazine adına özel bir hesapta muhafazaya mecburdurlar.
3.12. Denizlerde ve Yurt Düzeyinde Görülen Patlayıcı Madde ve Şüpheli Cisimlere Uygulanacak Esaslar
4536 Sayılı Kanun[23] iç sularımızda, kara sularımızda, uluslararası hukuk kuralları uyarınca egemenlik ve denetimimiz altında bulunan deniz alanlarında ve bunları etkileyebilecek bir yerde veya yurt yüzeyinde görülecek yahut ele geçirilecek, patlayıcı madde ve şüpheli cisimlerin incelenmesine ve zararsız hale getirilmesine ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.
Patlayıcı madde ve şüpheli cisimlerin tespiti, nakli, incelenmesi, muhafazası veya zararsız hale getirilmesi için gerekli araç, gereç, personel ile bunların ihtiyacı ve giderlerinin sağlanmasından askerî ve mülkî makamlar sorumludur. Hizmet sırasında hasara veya kayba uğrayacak araç ve gereçler için verilecek tazminat, görevi veren mülkî makamlarca otuz gün içinde kurulacak bir kurul tarafından mahallî rayice göre saptanarak, en geç doksan gün içinde ödenir. Bu kurul; Mahallin En Büyük Mal Memuru veya görevlendireceği yetkili ile il trafik komisyonu ve ticaret odasını temsilen birer yetkiliden oluşur.
3.13. Suç Eşyası ve Suçla İlgili Ekonomik Kazancın Muhafaza Altına Alınması
Suç Eşyası Yönetmeliği[24] suç eşyası ve suçla ilgili ekonomik kazancın, muhafaza altına alınması, el konulması, elden çıkarılması, iadesi, müsaderesi ve imhasına ilişkin işlemlerin yapılmasında uyulacak usul ve esasları düzenler.
Buna göre, özel düzenleme bulunmayan hâllerde, el konulan nakil vasıtaları, muhafaza edilmek üzere Mahallin En Büyük Mal Memurluğuna bu usuller dairesince teslim edilir.
Suç eşyasının iadesine veya elden çıkarılmasına, teminat ya da rayiç değerinin ödenmesi karşılığında karar verilmiş ise, bunun mahallin en büyük mal memurluğuna yatırıldığına dair makbuz ya da belge evraka eklenir. Müsaderesine karar verilen diğer bilumum eşya, mahallin en büyük mal memurluğuna veya ilgileri dolayısıyla ait olduğu dairelere gönderilir.
3.14. Gecekondu Kanunu Uygulama Yönetmeliği
Gecekondu Kanunu Uygulama Yönetmeliğine[25] göre; Bakanlığın lüzum gördüğü yerlerde en büyük mülkî amirin veya onun vazifelendireceği şahsın başkanlığında, il imar müdürü veya memuru, mahallin en büyük mal memuru veya yetkili kılacağı bir kişi ile yeteri kadar teknik ve idari elemandan daimi komisyonlar kurulur. Bu komisyonlar, Bakanlığın il, ilçe ve belediyelerde kendi adına yapacağı işleri yürütürler.
3.15. Su Ürünleri Kanunu
1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu’nun[26] 34 üncü maddesine göre, zapt edilen su ürünleri ile ilgili olarak tüketiminde veya kullanılmasında sakınca görülmeyenler, derhal mahallin en büyük maliye memuru marifetiyle, maliye teşkilatı bulunmayan yerlerde belediye veya ihtiyar heyeti tarafından en yakın satış yerinde açık artırma sureti ile satılır.
Zapt edilen istihsal vasıtalarından sahiplenilmeyen ve avcılıkta kullanılmasında sakınca görülmeyenler on günlük süre sonunda mahallin en büyük maliye memuru marifetiyle satılır. Satılamayanlar ve avcılıkta kullanılması sakıncalı görülenler bilimsel kuruluşlara bağışlanır.
Bu Kanunun tatbikinde yer alan idarî para cezaları mahallin en büyük mülkî amiri ile denizlerde Sahil Güvenlik Komutanlığı bot komutanları tarafından kesilir ve mahallin en büyük mal memurluğuna yatırılır.
4- SONUÇ:
Defterdar veya Defterdarlığın önemi sadece vergi, milli emlak, muhasebe, muhakemat, saymanlık, takdir komisyonu gibi 178 sayılı Kanun Hükmünde sayılan görev ve yetkileri icra etmesinden ileri gelmediği yukarıda sayılan Cumhuriyet tarihi kadar eski ve özdeş kanuni düzenlemelerden anlaşılmaktadır.
Maliye Bakanlığı teşkilat yapısı Cumhuriyet tarihi süreci içerisinde incelendiğinde idari birimleri ile denetim ayağında birçok sancılı değişime ve dolayısıyla zorda olsa evrensel anlamdaki gelişmelere ayak uydurmak zorunda kalmıştır.
Bu anlamda ifade etmek gerekir ki 2005 yılında iyi niyetle ve 29 ilde kurulan Vergi Dairesi Başkanlığı hedeflenen politikaları gerçekleştirmekten uzak kalmıştır. Münhasıran bu illerde Başkanlık vergi iş ve işlemlerinden sorumlu iken Defterdar 52 ilde ve dolayısıyla ülke sathında vergi politikaları icra etme yanında farklı kanuni düzenlemelerde yapılan atıflar nedeniyle varlığını güçlü şekilde sürdürmektedir.
Bu açıklamalar ışığında da görüleceği üzere, Maliye Bakanlığının taşra teşkilatında ikili ve parçalı anlayıştan vazgeçilerek gelir ve gider birimlerinin eskiden olduğu gibi ve halen ağırlıklı illerde uygulanan biçimi ile Defterdarlık bünyesinde toplanmasının sağlanmasıdır.
Çünkü taşrada algı “Maliye” demek “Defterdar” demektir.
[1] http://www.maliye.gov.tr/Tarihce
[2] 02.112011 tarih ve 28103 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[3] 29.05.1936 tarih ve 2996 sayılı Kanunla
[4] 29.05.1946 tarih ve 4910 sayılı kanunla
[5] 11.07.2011 tarih ve 27990 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[6] www.huk.gov.tr
[7] 11.07.2011 tarih ve 27990 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[8] Dr. Erdoğan ÖNER, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet Döneminde Mali İdare. Ankara-2005.
[9] 16.05.2005 tarih ve 25817 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[10] 14.12.1983 tarih ve 18251 Mükerrer Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[11] 26.09.2006 tarih ve 26301 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[12] 26.09.2006 tarih ve 26301 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[13] 27.07.2004 tarih ve 25535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[14] 27.05.1989 tarih ve 20177 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[15] 29.12.1934 tarih ve 2892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[16] 04.07.1938 tarih ve 3950 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[17] 14.06.1986 tarih ve 19134 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[18] 22.03.2011 tarih ve 27882 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[19] 18.06.1949 tarih ve 7236 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[20] 16.06.1939 tarih ve 4234 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[21] 08.11.1983 tarih ve 18215 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[22] 17.10.1966 tarih ve 12428 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[23] 27.02.2000 tarih ve 23977 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[24] 01.06.2005 tarih ve 25832 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[25] 17.10.1966 tarih ve 12428 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[26] 04.04.1971 tarih ve 13799 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.