T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MANİSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı: 85373914-125[49.01.07]-78
Tarih: 20/08/2013
Konu: Geçmiş yıllara ilişkin giderlerin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 2011 yılına ait olup, dönem yasal kayıtları tamamlanarak, kapanış işlemleri gerçekleştikten sonra tarafınıza ulaşan ve yasal defterlere kayıt imkanı kalmayan gider (telefon, elektrik, su, doğalgaz, posta, sağlık malzemesi, banka masrafları gibi) faturalarını, tahakkuk ve dönemsellik ilkesi gereğince, KVK-6/2007-1 sayılı Sirkülerde yapılan açıklamalar çerçevesinde beyannamenin “Kazancın bulunması halinde indirilecek istisna ve indirimler” bölümündeki “Diğer indirim ve istisnalar” bölümünde indirim konusu yaptığınız, söz konusu faturalara ait tutarları mükerrer indirime mahal vermeyecek şekilde 2012 yılı defterlerine kanunen kabul edilmeyen gider olarak kaydettiğiniz belirtilerek, yapılan işlemlerin doğru olup olmadığı hususunda görüş talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kurum kazancının tespitinde indirilebilecek giderler sayılmıştır.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, bu işlemin miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise, bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Dönemsellik, tahakkuk etmiş bir gelir için söz konusudur. Bu esaslar dikkate alındığında, bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme olmadığı sürece mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Bu hüküm uyarınca ticari faaliyetle ilgili olarak yapılan ve indirimi mümkün olan giderler, ilgili bulunduğu yılın ticari kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir. Ayrıca, ticari kazancın tespitinde tahakkuk esası geçerli olduğundan, bir giderin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmiş olması yeterlidir.
KVK-6/2007-1 sayılı Sirkülerin “Zarar olsa dahi indirilecek istisnalar ve indirimler”bölümünün “65- Diğer İndirimler” alt bölümünde; “bu satıra yazılacak indirim ve istisna konusu kazançların bulunması halinde bunların nelerden oluştuğu hususu da beyannameye eklenen yazıda ayrıca belirtilecektir. E-Beyannamede ise “Diğer İndirim ve İstisnalar” satırının doldurulması durumunda, her bir indirim ve istisnanın hangi mevzuattan veya işlemden kaynaklandığı belirtilecek şekilde ayrı ayrı satırlara yazılması gerekmektedir.” açıklamasına yer verilmiştir.
Buna göre; 2011 yılına ait olan ancak, hesap dönemi kapandıktan sonra gelen gider faturalarında yer alan tutarların tahakkuk ettikleri 2011 yılının gideri olarak değerlendirilmesi ve fatura tarihinin içinde bulunduğu 2011 yılının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dolayısıyla bu fatura tutarları, kurumlar vergisi beyannamesinde “Zarar olsa dahi indirilecek istisnalar ve indirimler” bölümündeki “Diğer indirim ve istisnalar” satırında açıklama da girilerek gösterilmek suretiyle kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir. Ayrıca, söz konusu faturalar 2012 yılında kayıtlara alınarak bu dönemde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
Öte yandan, 2011 yılına ilişkin banka hesaplarının kullanımı nedeniyle şirketinize, 2012 yılında düzenlenen ekstrelerle yansıtılan hesap işletim ücreti, masraf v.b. giderlerin ise 2012 hesap döneminin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.