Sahte Fatura ve Vergi Teşviki
Mustafa Bahadır ALTAŞ
SM.Mali Müşavir
Giriş;
Geçtiğimiz ay yürürlüğe giren 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına dair kanunla (11 Nisan 2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.) sahte faturanın düzenlenmesi ve kullanımını engellemek için bir takım önlemler alınmıştır. Yapılan düzenleme esas itibariye “Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlerin cezalandırılması” olmakla birlikte sahte fatura düzenleyenlere karşı bir takım önlemler içeriyor olmasının yanında bu tür işlemelere konu tarafları da yakından ilgilendirmektedir.
Açıklama;
6455 sayılı kanunla getirilen düzenlemenin yasa metninde yer aldığı şekli “Vergi Usul Kanunu 359’uncu maddede sayılan fiilleri işledikleri veya bu fiillere iştirak ettikleri vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporla tespit edilenlerden bu durumları kesinleşenler ile birinci, ikinci ve üçüncü fıkraların kapsamına girenler veya bu fiillere iştirak edenler, fiilin işlendiği tarihten itibaren altı yıl süreyle hiçbir surette vergi teşvik ve desteklerinden yararlanamazlar.” şeklindedir.
6455 sayılı yasa da yer alan düzenlemenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları sahte belge düzenleyenleri kapsarken VUK 359’uncu maddesi ile ilgili hüküm iş dünyası için ön plana çıkmaktadır, çünkü VUK 359 maddesi sadece sahte belge düzeyenlerle sınırlı olmayıp sahte belge kullananları da kapsamaktadır. Bilindiği üzere VUK, Kaçakçılık Suçları ve Cezaları başlıklı 359-a/2 maddesi “Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar.” Şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle 6455 kanunla Vergi Usul Kanununda yapılan yeni düzenleme özellikle iş dünyasının yakından ilgilendirmektedir.
Ticaret yaşamdaki gerçekler dikkate alındığında büyük/küçük tüm firmaların almış oldukları mal ve hizmetler için her yıl binlerce fatura alındığı göz önüne alınırsa bu faturalar içerisinde sayı olarak az miktar olarak çok önemsiz bir veya birkaç sahte belge olarak değerlendirilecek bir faturanın çıkma ihtimali her zaman vardır. Böyle bir durumda bu firmaların sahip oldukları yatırım teşvik belgesinde yer alan teşvik ve destek unsurlarında yararlanma imkânı ortadan kalkabilir. Bu firmaların KOSGEB, AR-GE ve diğer benzeri teşvik ve destek unsurlarından da yararlanma hakkına engel olacaktır.
Bu konuda yapılan incelemede mükellef nezdinde düzenlenecek inceleme raporunda firmaların bilerek ve kasıtlı olarak bu belgeleri kullanmadıkları kanaatine varılıyorsa bu mükellefler için VUK 359’uncu maddesi hükmü uygulanmıyor. (VUK 306.No.lu Genel Tebliği) Bu konumda bulunan mükelleflerin sahte ve muhteviyatı itibari ile yanıltıcı fatura/belgeyi bilmeyerek ve kasıt olmaksızın kullandığını kanıtlanabilir ise bu mükellefler için yeni getirilen düzenlemeye göre vergi teşviklerini kaybetmek söz konusu olmayacaktır.
Sonuç;
Yapılan düzenleme vergi teşvikinden yararlanan işletmeler için önem arz etmektedir. Özellikle mal ve hizmet alımlarında alınan faturaların sahte ve muhteviyatı itibari ile yanıltıcı fatura olup olmadığı konusunda firmaların geçmişten daha fazla dikkat etmeleri gerekmektedir. Özellikle mal ve hizmet alımlarına ilişkin VUK’da belirtilen düzenlemelere uygun belgelerin (Sevk irsaliye, Taşıma irsaliyesi, ambar teslim tesellüm fişleri vb.) düzenlenmesi ve ödemlerinin banka ve finans kurumları aracılığı ile yapılması önem arz etmektedir. Aksi takdirde bu firmaların yararlanmakta oldukları teşvik unsurları iptal edilebileceği gibi geçmişte yararlanmış oldukları (altı yıllık) teşvik 6183 sayılı kanunun kapsamında iade istenebilir.