İşçinin İş Görmekten Kaçınabilme Hakkı
Umut ÇİRAY
Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettiş Yardımcısı
umutciray@hotmail.com
Giriş
Çalışma hayatının temel yapı taşı iş sözleşmeleridir. İş sözleşmeleri birçok unsurdan meydana gelse de ana unsur ücret kavramıdır. Ücretlerin zamanında ödenmesi, çalışanların gerek günlük ihtiyaçları gerekse uzun vadeli planlar için oldukça önemlidir. İş sözleşmesinin kurulmasıyla işçi işin niteliğine göre emek vermek, bir şey üretmek vb. taahhütlerde bulunduğu gibi işverenlerde bu edim karşılığında işçilere karşı ücret ödeme borcu altına girmektedir. Kaldı ki İş Hukuku ücreti işçinin fiili çalışmasının karşılığı olarak düşünmemekte; işçinin çalışmadığı ya da çalışamadığı durumlarda da kendisine geçineceği ücretin verilmesi gereğine inanmaktadır. Edimlerini yerine getirmeyen tarafların bir takım yaptırımlara maruz kalması kaçınılmazdır. Bu çalışmada, çalışma hayatında sık sık karşılaştığımız ücretlerin zamanında ödenmemesi sonucunda işçinin haklarını ve bu hakkın kullanılmasının hukuk âleminde doğuracağı sonuçlar üzerinde durulacaktır.
1- İş Görmekten Kaçınmanın Hukuki Dayanağı
4857 Sayılı İş Kanunun 34. Maddesinde ’’ Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz. ’’ denilmektedir.
2- İş Görmekten Kaçınabilmenin Koşulları
a- Hakedilmiş ve muaccel hale gelmiş ücret alacağının tümünün ya da önemli bir kısmının ödenmemiş olması,
b- Ücretin ödenmemesine mücbir (zorlayıcı) bir sebebin yol açmamış olması,
c- Ücretin ödenmesi gereken tarihten itibaren yirmi gün geçmiş olması (kanunen öngörülen gecikme süresinin beklenilmesi)
3- İş Görmekten Kaçınmada Usul
İşin bırakılması tarzı konusunda kanunda herhangi bir düzenleme bulunmadığına göre, bu şekildeki bir davranışın ortaya konulması biçimi fazla önemli olmaması gerekir. İşçi karşı tarafa intikal ettirmek kaydı ile işyerine gelmemek, gelip de işe başlamamak (iş başı yapmamak) şeklinde bir davranışla tavrını ortaya koyabileceği gibi; önceden işvereni veya işveren vekilini haberdar ederek belirli bir tarihten itibaren de kanuni imkanı kullanabilecektir. Doktrinde bu konuda değişik görüşler öne sürülmüştür. (1)
Bazı yazarlar işçilerin “işverene yapacakları yazılı bildirimle” bu yola başvurabileceklerini; işgörmekten kaçınma şeklindeki davranışın işçinin işe devamsızlığı şeklinde ortaya çıkamayacağını; ücretin ödenmesi halinde derhal işgörmeye başlayabilecek bir şekilde işyerinde hazır olması” gerektiğini öne sürmektedir.(2)
Kanuni yükümlülüğünü yerine getirmemiş kusurlu bir işveren karşısında kanuni haklarını kullanan işçilerin bu konudaki davranışlarının işverenin inisiyatifine bırakmak uygun olmasa gerektir. İşverenin ücret borcunu tediye etmedikçe, işçilerden çalışmalarını istemesi mümkün olmadığına göre, işverenin emrine amade olmaları, işyerinde ispatı vücut etmeleri gerekli değildir. Ayrıca Yargıtay’ın hükme verdiği fonksiyon bakımından çalışmadıkları için ücret alamayacak işçilerin, dışarıda çalışmalarını engellemek de hakkaniyete ve işin gereğine uygun düşmeyecektir.(3)
4- Çalışılmayan Süre İçin Ücret Talep Edilemez
Çalışılmayan süre için ücret talep edilip edilemeyeceği konusu 4857 sayılı kanunda açıkça düzenlenmemiş, konu Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 10.02.2005 Tarih, E. 2004/13259, K. 2005/3782 sayılı kararıyla çözüme kavuşmuştur. Söz konusu Yargıtay Kararında:
’’1. İşçinin ücretinin ödeme gününden itibaren 20 gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmemesi halinde işçi iş görme borcunun yerine getirmekten kaçınabilir. Bu süre içinde ücret ödemesi uygulaması yapılacağı yasa tasarısında düzenlendiği halde Türkiye Büyük Millet Meclisindeki görüşmeler sırasında bu düzenleme yasa metninden çıkarılmış ve bu suretle Yasama Organı boşta geçen bu sürede ücret istenemeyeceğine dair iradesini açık olarak ortaya koymuştur
2. 34. maddenin bu düzenlemesine göre işçinin iş görme borcunu yerine getirmekten kaçındığı bu sürenin ücretini işverenden talep etmesi mümkün değildir. Zira, işçinin çalışmaması kendi iradesi ile oluşmuştur.
Dava: Davacı ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Yargıtay Kararı: Davanın dayanağı 4857 sayılı yasanın 34. maddesidir. Davacı ücretinin ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmemesi sebebiyle iş görme borcunu yerine getirmekten 60 gün süreyle kaçındığını çalışmadığı bu sürenin ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı dava konusu sürede işçilerin eylem yaptığını, çalışılmayan sürenin ücretinin talep edilemeyeceğini, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece dava kabul edilmiştir. İşçinin ücretinin ödeme gününden itibaren 20 gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmemesi halinde işçi iş görme borcunun yerine getirmekten kaçınabilir. Bu süre içinde ücret ödemesi uygulaması yapılacağı yasa tasarısında düzenlendiği halde Türkiye Büyük Millet Meclisindeki görüşmeler sırasında bu düzenleme yasa metninden çıkarılmış ve bu suretle Yasama organı boşta geçen bu sürede ücret istenemeyeceğine dair iradesini açık olarak ortaya koymuştur. 34. maddenin bu düzenlemesine göre işçinin iş görme borcunu yerine getirmekten kaçındığı bu sürenin ücretini işverenden talep etmesi mümkün değildir. Zira, işçinin çalışmaması kendi iradesi ile oluşmuştur. Açıklanan bu nedenlerle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.’’ (4)
5- İş Görmekten Kaçınmanın Hukuki Sonuçları
4857 Sayılı İş Kanunun 34. Maddesinde iş görmekten kaçınmanın hukuki sonuçlarını;
a- Kanuni imkânı topluca kullanan işçilerin davranışının grev teşkil etmeyeceği
b- İşten kaçınma hakkını kullanan işçinin bu sebeple sözleşmesinin feshedilemeyeceği
c- İş görme borcundan kaçınan işçinin yerine yeni işçi alınamayacağı ve bu işlerin başkalarına gördürülemeyeceği, şeklinde ifade edilmiştir.
Sonuç
4857 Sayılı İş Kanunun 34. Maddesinde ücreti, kanuni süresi içinde ödenmeyen işçinin iş görmekten kaçınma hakkının bulunduğuna ilişkin hüküm mevcuttur. İşçilerin iş görmekten kaçına bilmesi için ücretin, ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmemesi gerekir. 4857 sayılı kanunda iş görmekten kaçınmada uyulması gereken usule ilişkin herhangi bir hüküm mevcut değildir. İş görmekten kaçınan işçi çalışmadığı süreler için herhangi bir ücret talep edip edemeyeceğine ilişkin kanunda herhangi bir hüküm bulunmayıp, bu konuda Yargıtay’ ın, işçinin çalışmadığı süre için herhangi bir ücret talep edemeyeceğine ilişkin kararı mevcuttur. İşçinin, iş görmekten kaçınma hakkını kullanması durumunda, işveren işçinin sözleşmesini feshedemez.
Kaynakça
– 4857 Sayılı İş Kanunu
– Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 10.02.2005 Tarih, E. 2004/13259, K. 2005/3782
– Güzel A.:Karar İncelemesi, Çalışma ve Toplum, 2005/2, s. 124
– Narmanlıoğlu Ü.:Kanuni Süresinde Ücreti Ödenmeyen İşçinin İş Görmekten Kaçınabilme Hakkı (İmkanı), İzmir 2012, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 12, Özel S., 2010, s.623
– Uçum B.: Yeni İş Yasası Semineri, İstanbul 2004, İstanbul Ticaret Odası Yayını,s.166.
(1) Narmanlıoğlu Ü.:Kanuni Süresinde Ücreti Ödenmeyen İşçinin İŞ GÖRMEKTEN Kaçı nabilme Hakkı (İmkanı), İzmir 2012, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 12, Özel S., 2010, s.623
(2) Uçum B.: Yeni İş Yasası Semineri, İstanbul 2004, İstanbul Ticaret Odası Yayını,s.166.
(3) Narmanlıoğlu Ü.:Kanuni Süresinde Ücreti Ödenmeyen İşçinin İş Görmekten Kaçınabilme Hakkı (İmkanı), İzmir 2012, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 12, Özel S., 2010, s.624
(4) Güzel A.:Karar İncelemesi, Çalışma ve Toplum, 2005/2, s. 124