Kazancının Yarısı Vergilendirilmeyecek İşler
Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
emrahaygul@yahoo.com
1.Giriş
2013 Yılına vergi artışları ile girdik. Yeniden değerleme oranına bağlı olarak otomatik artması düşünülen kimi maktu vergiler ve vergiye esas değerler, bu yıl Bakanlar Kurulu Kararı ile daha yüksek oranda artırıldı. Ayrıca kimi vergilerdeki (KDV, damga vergisi ve harç oranları) oranlar da artırıldı.
Bütçeyi dengelemek adına sürekli yapılan vergi artışları (ki burada güncelleme oranının üzerindeki artışları kastediyoruz) vergilerin amaçlarından uzaklaşmasına sebep olabilmektedir. Örneğin özel tüketim vergisinin teorik amaçları ve gerekçesi ile şu an geldiği durum kıyaslandığında bu durum daha iyi anlaşılabilir. Nitekim sözleşmeler üzerinden alınan damga vergisi oranları da 3 yıl içinde binde 7,5 ‘den, önce yüzde 10’luk artış, ardından %15’lik artış ile bugün yüzde 1’e (binde 9,48) ulaşmıştır. Günümüzde sözleşme ile iş yapmanın artması sebebiyle, kağıtlar üzerinden alınan ve önceleri önemsenmeyen damga vergisi kimi sektörlerde kazanç üzerinden alınan vergiden önemli hale gelmiştir.
Yukarıda belirtilen ve halen gündemde olan vergi artışlarına karşılık, vergisel özendirme ve istisnalara ilişkin düzenlemeler de yapılmaktadır. Bu yazımızda bunlardan birini hatırlatacağız.
Ülkemizde kronik hale gelen cari açık, döviz kazandırıcı faaliyetlerin (ihracat vb.) artırılması ile çözülebilir. Tabi bu faaliyetlerin ithalata dayalı olmaması gerekmektedir. Bu açıdan hizmet ihracatı önemlidir.
Ayrıca hizmet sektörünün istihdama katkısı giderek artarken ve bu açıdan dünyada da önemli hale gelirken, makineleşme ile sanayi sektörünün istihdama katkısı azalmaktadır. Örneğin dünyada gelişmekte olan çağrı merkezi sektörü önemli istihdam olanağı sağlamaktadır. [1]
Ancak artan uluslararası rekabet hizmete dayalı döviz kazandırıcı faaliyetleri zorlaştırmaktadır. Bu durumda bu sektörlerin devletçe desteklenmesi gereğini ortaya çıkarmaktadır.
Vergi istisnaları ile kimi döviz kazandırıcı hizmet faaliyetleri bugüne kadar desteklenmiştir. Bunlara aşağıdaki düzenlemeler örnek gösterilebilir.
– Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda kurumlar vergisi istisnası.
– Türk uluslararası gemi siciline kayıtlı gemilerin işletilmesinden ve devrinden elde edilecek kazançlara ilişkin gelir ve kurumlar vergisi istisnası.
2012 yılında yukarıdaki örneklere bir yenisi daha eklenmiştir. Bu yasal düzenleme, Türkiye’den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen kimi hizmetlerden elde edilen kazancın %50’sinin beyan edilen vergiye esas kazançtan indirilebilmesine ilişkindir.
2.Yasal Düzenleme
15.06.2012 Tarih ve 28324 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6322 Sayılı Kanun uyarınca Kurumlar Vergisi Kanununun 10. maddesine yapılan ekleme (ğ bendi) ile Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirilebilecektir. Yasal düzenleme uyarınca indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır. Benzer düzenleme Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesine eklenen 13. bent ile gelir vergisi mükellefleri için de yapılmıştır.
Bu düzenlemeler 15.06.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
3.Kazancın Yarısı Vergiden “İstisna” Değil Beyanname Üzerinden Yapılacak “İndirim” Olarak Nitelendirilmiştir
Yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere kazancın yarısı vergiden istisna olarak nitelendirilmemiş, beyanname üzerinden yapılacak indirim olarak nitelendirilmiştir. Bu nitelendirmenin sonuçları aşağıda özetlenmiştir.
a.İstisnaların aksine, indirime konu faaliyetlere ilişkin gider ve zararların kazançtan düşülmesinde sınırlama yoktur.
Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmü yer almaktadır. Bu hüküm istisna kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olduğundan, indirime konu faaliyetlere ilişkin gider ve zararların kazançtan düşülmesinde sınırlama yoktur.
b.İndirim ancak kazanç olması halinde uygulanır ve sonraki yıla devredilemez
Bu indirim, Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer İndirimler” başlıklı 10 uncu maddesinde yer almaktadır. Bu madde ile düzenlenen diğer indirimler, esasen kazancın bulunması halinde beyanname üzerinden indirim konusu yapılan ve kazancın yetersiz olması nedeniyle de sonraki yıllara devredilemeyen indirimlerdir.
4.İndirim Kapsamındaki İşler
İlgili şirketler tarafından elde edilen kazancın %50’sinin beyan edilen kazançtan indirilebilmesi için bu kazancın aşağıda belirtilen faaliyetlerden elde edilmiş olması gerekmektedir.
– Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmetleri.
– İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetleri.
5.Tebliğ İle Belirlenen Diğer Şartlar
Konu ile ilgili olarak 31.12.2012 Tarih ve 28514 (4. Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede 7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği yayımlanmıştır. Bu tebliğde indirimden faydalanma şartları aşağıdaki gibi açıklanmıştır.
5.1. İndirim Kapsamındaki Faaliyetler Ana Sözleşmede Yazılı Esas Faaliyet Konuları Arasında Yer Almalıdır
İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.
5.2.Tebliğ Taslağında Yer Alan “Yurt İçine de Hizmet Verilmesi Durumunda İndirim İmkanından Faydalanılamayacağı” Hususu Yayımlanan Tebliğde Yoktur
Yayınlanan Tebliğe göre mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti ile Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin Türkiye’de yerleşmiş olan kişilere de hizmet vermesi indirimden faydalanmaya engel teşkil etmeyecek, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara verilen hizmetlerden elde edilen kazancın %50’sine indirim uygulanacaktır.
5.3. Eğitim ve Sağlık İndirimi Uygulaması İçin İzin ve Ruhsat Şartı
Sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin elde ettiği kazançlara indirim uygulanabilmesi için Sağlık Bakanlığından alınan ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunulması zorunludur. Eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları gerekmektedir.
Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış olmak şartıyla sağlık turizmi ile uğraşan işletmelerin de indirimden faydalanması mümkündür.
5.4. Hizmetin, Türkiye’den Münhasıran Yurt Dışı Mukimi Kişi ve/veya Kurum İçin Yapılmış Olması
Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmetlerinin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen hizmetlerin fiilen verilmesi gerekmekte olup, bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.
5.5. Faturanın Yurt Dışı Mukimi Kişi ve/veya Kurum Adına Düzenlenmesi
Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek faturanın, yukarıda özellikleri açıklanan yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi gerekmektedir.
Sağlık alanında faaliyette bulunan şirketlerin ülkemiz ile ikili sosyal güvenlik anlaşması bulunan ülkelerde yerleşik olanlara verdikleri hizmetin bedelinin ülkemiz Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili ülke kurumlarından tahsil edilmesi nedeniyle, hizmet bedeli karşılığı faturanın Sosyal Güvenlik Kurumuna düzenlenmesi durumunda da indirimden faydalanılabilecektir.
5.6. Hizmetlerden Yurt Dışında Yararlanılması
Türkiye’den verilen, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmetlerinden yurt dışında yararlanılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için verilen hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisinin olmaması gerekmektedir.
5.7. Türkiye’de Yerleşmiş Olmayan Kişilere Verilen Eğitim ve Sağlık Hizmetlerinin Yararlanıcısının Yurt Dışında Olması
Bu hizmetler, fiziki olarak Türkiye’de verilmekle birlikte yararlanıcısının Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişiler olması gerekmektedir.
6.Kazancın Tespiti, Kayıtlarda İzlenmesi ve Beyanı
6.1. İndirim Tutarının Tespiti
Tebliğe göre indirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın %50’si, kurumlar vergisi beyannamesinin “Kazancın Bulunması Halinde İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılabilecektir. Diğer indirim ve istisnalar ile geçmiş yıl zararları nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutar izleyen dönemlere devredilemeyecektir. Faaliyet sonucunun zararlı olması halinde ise indirim söz konusu olmayacaktır.
6.2. Kazançların Kayıtlarda İzlenmesi
Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri ile ilgili olarak indirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen kazancın, kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde, indirim uygulanacak kazanca ilişkin hasılat, gider ve maliyet unsurlarının ayrı olarak tespit edilmesi esastır.
Gider ve maliyet unsurlarının ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olmadığı hallerde ise müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan hasılatın toplam hasılata oranı esas alınarak dağıtılacaktır.
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsamda değerlendirilmeyen faaliyetlerde müştereken kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının amortismanlarının ise bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtımının yapılması gerekmektedir.
Hangi işte ne kadar süreyle kullanıldığı tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin amortismanlar ise, müşterek genel giderlerle birlikte dağıtıma tabi tutulacaktır.
6.3. Türkiye’de Yerleşmiş Olmayan Kişilere Verilen Eğitim ve Sağlık Hizmetlerine İlişkin Bildirim ve Belgeler
Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında faaliyet gösteren ve yurt dışı yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde ettikleri kazançlarının %50’sini indirim konusu yapan işletmelerin, hizmet verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad-soyad ya da unvan, hangi ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli gibi bilgileri içeren formun, her bir geçici vergi beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak verilmesi gerekmektedir. İlgili geçici vergi beyannamesinin ekindeki forma dahil edilememiş bilgilerin bir sonraki geçici vergi beyannamesi ekindeki formla bildirilmesi mümkündür.
Bunun yanı sıra, sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelere Sağlık Bakanlığınca verilen ruhsatın, eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelere de Milli Eğitim Bakanlığınca verilen izin belgesi veya ruhsatın bir örneğinin, indirimden faydalanılacak ilk yıl, yıllık kurumlar vergisi beyanname verme süresi içerisinde bağlı bulunan vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.
7.Sonuç
6322 Sayılı Kanun uyarınca Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununa yapılan eklemeler ile 15.06.2012 tarihinden itibaren, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, vergiye esas kazançtan indirilebilecektir.
Bu düzenlemeler 15.06.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İndirim için; indirim kapsamındaki faaliyetin ana sözleşmede yer alan faaliyetler arasında olması, eğitim ve sağlık hizmetlerinde ruhsat ve iznin bulunması, hizmetin Türkiye’den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması, faturanın yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi, hizmetlerden yurt dışında yararlanılması, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yararlanıcısının Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerden olması gerekmektedir.
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen kazancın, kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.
Ayrıca eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin bildirim ve belge ibrazı yükümlülüğü bulunmaktadır.
Çağrı Merkezleri Derneğinin verilerine göre bu sektörde Hindistan’da 574.800, Kanada’da 402.000, Filipinler’de 123.600 kişi istihdam edilirken, bu rakam ülkemizde 30.000’dir (Çağrı Merkezleri Derneği- Dünya ve Türkiye Çağrı Merkezi Sektörü). Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta Hindistan, Kanada ve Filipinler gibi ülkelerin çağrı merkezi hizmetlerini ABD ve Avrupa ülkelerindeki büyük şirketlere yönelik yapmalarıdır.