Tasfiye Dönemi Zarar Mahsubu
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı: B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1473
Tarih: 05/09/2011
Konu: Tasfiye dönemi, zarar mahsubu ve kıst dönem beyannamelerinin nasıl verileceği.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, tasfiye dönemi, zarar mahsubu ve kıst dönem beyannamelerinin nasıl verileceği hususunda görüş talep edilmektedir.
Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Zarar Mahsubu” başlıklı 9 uncu maddesinde; kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların kurum kazancının tespitinde hasılattan indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun “Tasfiye” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında ise, her ne sebeple olursa olsun tasfiye haline girmiş kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiyenin kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlayacağı ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği, başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve sonraki dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönemin bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı, tasfiye kârının da tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu fark olduğu hükme bağlanmıştır.
Kurumlar vergisi uygulamasında tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten itibaren başlamakta olup, tasfiyenin sona erdiği tarihe kadar devam etmektedir. Tasfiye başlangıç tarihinden aynı yıl sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı bağımsız bir tasfiye dönemi sayılmakla birlikte, bağımsız bu tasfiye dönemlerinde de tasfiye süreci devam etmektedir.
Buna göre; şirketinizin tasfiye dönemleri itibariyle beyannamelerinin, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda yazılı sürelerde verilmesi gerekmekte olup; yine aynı Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen şartları taşıması halinde dönem zararının kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 340 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile elektronik beyannameye ilişkin usul ve esasların temelleri ve işleyişleri belirlenerek uygulamaya ihtiyari olarak başlanılmıştır.
367 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kurumlar vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın kurumlar vergisi beyannamesini ve geçici vergi beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.
376 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ise hiçbir hadle sınırlı olmaksızın;
-Ticari zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerine yıllık gelir vergisi beyannamesini, geçici vergi beyannamelerini,
-Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükelleflerine muhtasar beyannamesini, katma değer vergisi beyannamesini (1 ve 2 no.lu)
340 ve 346 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.
Tasfiye halindeki kurumlar vergisi mükellefleri de kurumlar vergisi beyannamelerini (tasfiyeye giriş tarihinden önceki kıst dönemler hariç) elektronik ortamda göndermek zorundadırlar.
Ancak, tüzel kişiler için tasfiye, devir, birleşme ve hesap döneminin değişmesi durumunda verilmesi gereken kıst dönem beyannameleri henüz elektronik ortamda alınamamaktadır. Anılan kıst dönem beyannamelerinin kağıt ortamında vergi dairelerince kabul edilmesi gerekmekte olup elektronik ortamda gönderilmediğinden dolayı cezai müeyyidesi bulunmamaktadır.
Bu itibarla, elektronik ortamda vermiş olduğunuz beyanname 05/10/2006-31/12/2006 dönemine ilişkin hesap dönemini kapsamakta olup 01/01/2006-04/10/2006 kıst dönem beyannamesinin kağıt ortamında gönderilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu döneme ilişkin zararın 05/10/2006-31/12/2006 ve müteakip dönemlerde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir.
Diğer taraftan, 01/01/2006-04/10/2006 kıst dönemine ilişkin zararın 05/10/2006-31/12/2006 dönemine ilişkin verilen beyannamede 2005 yılı zararları içerisinde gösterilerek indirim konusu yapılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.