Danıştay 4. Daire Kararı E.2010/792
T.C.
DANIŞTAY
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2010/792
Karar No : 2011/899
Davacı :…..
Vekili :…..
Davalı : Maliye Bakanlığı/ANKARA
Davanın Özeti : 5.12.2009 gün ve 27423 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 113 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin “Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara İlişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem” başlıklı “E” bölümünün iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğu, Katma Değer Vergisi Kanununun 30/c maddesi uyarınca mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı, yapılan düzenlemenin Kanuna uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi Yavuz Şen’in Düşüncesi : . Aksi yönde düzenlenen genel tebliğin dava konusu edilen bölümünün kanunu aşar nitelikte olduğu sonucuna ulaşıldığından düzenlemenin iptali gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Nagihan Altekin’in Düşüncesi : Olayda, kozmetik alanında faaliyet gösteren davacının stoklarda yer alan ve değerini tamamen kaybetmiş ürünlerin takdir komisyonu kararı ve noter gözetiminde imha edilmesinin zayi olan mal kapsamında değil fire olarak değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de; zayi kelimesinin anlamı; işe yaramaz, kayıp, yok olmuş olarak tanımlanmış olup, değerini tamamen kaybetmiş ürünlerin imha edilmesi durumunun zayi kapsamında bulunması karşısında iptali istenilen Genel Tebliğde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 113 sıra No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin E bölümünün iptali istemiyle açılan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesi’nce gereği görüşüldü:
İptali istenen düzenlemede uyuşmazlığın özü, kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya takdir komisyonu huzurunda imha edilen malların zayi mal olarak nitelendirip nitelendirilmeyeceğidir. Vergi kanunlarında zayi olan mal veya zayi olma kavramlarının ne anlama geldiği hususunda bir açıklamaya yer verilmediğinden zayi olmanın kelime anlamının ortaya konulması gerekmektedir. Zayinin sözlükteki anlamının kaybolma, yitme, kayıp, yok olmuş, elden çıkmış, mahvolmuş olarak tanımlandığı, zayi olmanın yitmek, kaybolmak olarak tarif edildiği görülmektedir. Bu itibarla, sebebi ne olursa olsun ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya takdir komisyonu huzurunda imha edilen malların yitip gittiği ve yok olduğu açıktır. Öte yandan, İdarenin önceki uygulamalarının aksi yönde olmasının uyuşmazlık konusu malların nitelendirilmesinde herhangi bir hukuki etkisi olmayacaktır. Bu nedenle, Genel Tebliğin dava konusu edilen bölümünde hukuka aykırılık görülmemiştir. 23.02.2011
KARŞI OY
Kullanım süresinin geçmesi veya diğer nedenlerle kullanılamayacak hale gelen malların takdir komisyonu kararıyla imha edilmesi işleminde, mükellefin iradesi dahilinde bir yok etme veya zayi etme olayı söz konusu olamadığı ve işlemin tamamen vergi idaresinin bilgisi dahilinde ve onun kararı ile gerçekleştirildiğinden Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30/c maddesinde öngörülen anlamda zayi olan maldan söz edilemeyeceği aksi yönde düzenlenen Genel Tebliğin dava konusu edilen bölümünün Kanunu aşar nitelikte olduğu sonucuna ulaşıldığından Genel Tebliğin iptali istenen bölümde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile 113 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin “E” bölümünün iptali gerektiği görüşüyle karar karşıyım.