Tahsil Edilemeyen Ancak Temlik Edilen Alacağa Şüpheli Ticari Alacak
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Tarih: 15.02.2011
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.18.02-32323-7834-78
Konu : Tahsil edilemeyen ancak temlik edilen alacağa şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılamayacağı Hk.
İLGİ: …
İlgi (a ve b) dilekçelerinizde; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numaralı mükellefi olarak seramik yer ve duvar karoları imalatı ve satışı faaliyetiyle iştigal ettiğiniz, 2009 takvim yılında mallarınızın pazarlamasını yürüten ve aynı gruba bağlı olan …’nin yazılı talepleri doğrultusunda firmanın bayilerine faturalar karşılığında toplam 1.349.077,88 TL tutarında seramik satışının yapıldığı, ancak bayilerin şirketinizden almış olduğu malların bedellerini ödemediği, pazarlama firmasının gerek aracılık yaparak gerekse direkt satış yaptığı mallar için 400.000,00 TL tutarında ipotek aldığı, söz konusu 1.349.077,88 TL tutarındaki alacağınızın, bayilerinden ipotek alan …’ne bu şirkete olan borcunuza mahsup edilmek üzere temlik edildiği ve temlik üzerine şirketinizin aktifinde yer alan tutarın adı geçen şirkete geçtiği, firmanın tahsilatı yapması durumunda şirketinize ödeme yapacağı, temlik edilen bu alacağın tahsili için adı geçen şirketin Ankara İcra Müdürlüğünde icra takibine başladığı belirtilerek, söz konusu alacak için 213 sayılı VUK.nun 323. maddesine istinaden şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılıp ayrılmayacağı hususunda görüş verilmesi talep edilmiştir.
213 sayılı VUK.nun “Şüpheli Alacaklar” başlıklı 323. maddesinde;
“Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.”
Hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan Kanun hükmüne göre ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkan bulunmamaktadır.
Öte yandan 818 sayılı Borçlar Kanununun 162. maddesinde;
“Kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak men edilmiş olmadıkça borçlunun rızasını aramaksızın alacaklı, alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir.”
Hükmüne yer verilmiştir.
Bahsi geçen Kanun hükmü uyarınca temlik edilen alacağın, alacak talep hakkı temlik edilen firmaya geçeceğinden, Kanunun amir hükümlerine uygun şekilde temlik edilen alacak, temlik eden açısından ortadan kalkacaktır.
Buna göre; şirketinizce, mallarınızın pazarlamasını yürüten ve aynı gruba bağlı olan şirketin bayilerine fatura karşılığında sattığınız malların bedellerinin ödenmemesi nedeniyle şirketinizin aktifinden çıkarılmak suretiyle ve özel hukuk hükümleri uyarınca yapılan sözleşmeye istinaden, malların pazarlamasını yürüten firmaya olan borcunuza mahsuben temlik edilen tutarlar için 213 sayılı VUK.nun 323. maddesi hükümleri uyarınca şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.