Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
ÖDEME KOLAYLIĞI AFFA DÖNÜŞÜYOR – BERABERİNDE BAZI TARTIŞMALARI DA GETİRİYOR
- Giriş:
Son günlerde, Hükümet yetkililerince deklere edilen ve kamuoyunda geniş yer alan “vergi affı” veya “ödeme kolaylığı” [*] nihayet “torba kanun tasarısı” ile TBMM’ne sunulmuş ve alt komisyonda görüşülmeye başlanılmıştır.
Önceleri, bazı kamu alacakları için “ödeme kolaylığı” olarak başlatılan çalışmanın kapsamı bir hayli genişletilerek “vergi affı”na dönüşmüş ancak, birçok kolaylığın yanında bazı konularda tartışmalara da yol açmış bulunmaktadır.
29.11.2010 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” nın gerekçesi ve içeriği özetle aşağıdaki şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
- Tasarının Gerekçesi ve İçeriği:
Uluslararası finans piyasalarında başlayan ve tüm sektörleri etkisi altına alan küresel ekonomik kriz, ülkemizde de dış talebin düşmesine bağlı olarak ekonomik daralmaya neden olmuştur.
Yaşanan bu süreçten olumsuz etkilenen işletmelerin kamuya olan borçlarına uygulanan ek mali müeyyideler de borç tutarlarını artırmış, icra takibine maruz kalan borçlulara mevcut yasal düzenlemeler ile sağlanmaya çalışılan ödeme imkânları da bu borçların tasfiyesinde yeterli olamamıştır.
Kamuya olan borçların enflasyon oranında endekslenmek suretiyle ödenmesi, kamu ile olan mali ilişkinin belli bir plan dâhilinde çözümlenmesi suretiyle faaliyetlere devam edilmesine imkân verilmesi yönünde talepler artmıştır.
Ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir şekilde devamlılığını temin etmek, yatırım ortamını iyileştirmek, özel sektörün kamuya olan borç yükünü azaltmak, maliye ve para politikalarının daha etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amaçlarıyla bu Kanun Tasarısı hazırlanmıştır.
Tasarının kapsamı alacaklı idareler ve alacak türleri itibarıyla mümkün olduğunca geniş tutulmuştur. Ayrıca, yapılacak ödemelerde finansman sıkıntısı ile karşılaşılmaması için uzun sürede taksitle ödeme imkânı getirilmiş ve borçların önemli bir tutarının ödeneceği iki idare olan Maliye Bakanlığına bağlı tahsil daireleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine yapılacak taksit ödemeleri aynı aya denk gelmeyecek şekilde düzenlenmiştir.
Beş kısımdan oluşan Tasarının ilk dört kısmında kamu ile borçlular arasındaki alacak-borç ilişkisine yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Tasarının beşinci kısmında ise Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Hakkında Kanun, İş Kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu ve diğer bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelere ilişkin değişikliklere ve Kanunun uygulanması ile ilgili son hükümlere yer verilmiştir.
Tasarının Birinci Kısmında Kanunun kapsamına yönelik genel hükümler yer almaktadır.
Tasarının İkinci Kısmının Birinci Bölümünde Maliye Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, il özel idareleri ve belediyelere bağlı tahsil dairelerince takip edilen kesinleşmiş amme alacakları ile belediyeler (büyükşehir belediyeleri dahil) ve büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerince takip edilen kesinleşmiş bazı alacaklar yeniden yapılandırılmaktadır. Ayrıca, kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan kamu alacaklarıyla ilgili olarak ödeme kolaylığı getirilmek suretiyle ihtilafların sonlandırılmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
İkinci Kısmın İkinci Bölümünde vergileme süreçlerini kavramak amacıyla kapsama giren vergi alacaklarına yönelik inceleme ve tarhiyat safhasındaki işlemler için düzenleme yapılmıştır. Bu bölümde pişmanlıkla ya da kendiliğinden yapılan beyanlar üzerine tarh edilen vergilere ilişkin düzenleme yapılmak suretiyle mükelleflerin beyan dışı bıraktıkları matrahların beyan edilmesi teşvik edilmiştir.
Tasarının İkinci Kısmının Üçüncü Bölümünde matrah ve vergi artırımına ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Bu bölümde yer alan düzenlemelerle mükelleflerin geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası riskleri ortadan kaldırılarak geleceğe yönelik iş ve yatırım kararlarına daha sıhhatli bir şekilde odaklanmalarına imkân sağlanması, vergi idaresinin de denetim kapasitesini cari vergilendirme dönemlerine odaklamak suretiyle vergi kayıp ve kaçağının azaltılması ve kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin daha etkin bir şekilde yürütülmesi hedeflenmektedir.
Tasarının İkinci Kısmının Dördüncü Bölümünde stok ve kasa hesaplarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, öngörülen düzenlemelerle işletme kayıtlarının gerçek duruma uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır.
Tasarının Üçüncü Kısmının Birinci Bölümünde Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerince takip edilen kesinleşmiş sigorta prim alacakları yeniden yapılandırılmaktadır. Ayrıca, bu bölümde kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan sigorta prim alacaklarının yükümlüyle bir ortak noktada uzlaşarak tahsilini öngören düzenlemeler bulunmaktadır. Bu bölümde yapılan diğer düzenlemeyle de, 1479 ve 2926 sayılı Kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde prim borçları nedeniyle ilgili Kanunları uyarınca sigortalılık süreleri durdurulmuş olan hak sahiplerine yeniden bir imkân verilmekte ve bu sigortalılık sürelerinin ihyası amaçlanmaktadır.
Tasarının Dördüncü Kısmında çeşitli ve ortak hükümlere yer verilmiştir.
Tasarının Dördüncü Kısmının İkinci Bölümünde başvuru ve ödeme süresi ile şekli, süresinde ödenmeyen taksitlere ve iade edilmeyecek alacaklara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Tasarının Beşinci Kısmında başta Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu olmak üzere çeşitli kanun ve kanun hükmünde kararnamelerle ilgili değişikliklere ilişkin hükümlerle son hükümlere yer verilmiştir.
- Değerlendirme ve Sonuç : (Tasarıya Yönelik Eleştirilerimiz)
Düzenlemenin ne kadar adil olup/olmadığı konusunda eleştirilerde bulunmaktan ziyade; tasarının bu şekilde yasalaşması halinde yararları yanında getireceği sıkıntı veya eleştirilerimizi de aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
- 31.07.2010 tarihinden sonra tahakkuk etmiş ve kanunun çıktığı tarihe kadar ödenmemiş borçlar, 31.07.2010 tarihinden önce tahakkuk etmiş bulunan ve ödenmemiş borçların yeniden yapılandırılmasına engel teşkil edip etmeyeceği tasarıda net bir ifade olarak yer almamış bulunmaktadır.
- Özellikle kasa hesapları için getirilen düzenlemede %10 oranı çok yüksek olup, fazla ilgi göremeyeceği ve sorunun da devam edeceği düşünülmektedir. Oranın %5 ’e çekilmesi halinde konunun amacına ulaşabileceği kanaatindeyiz.
- Matrah artırımı ile 5811 sayılı varlık barışı kanunu arasında bir ilişki kurulmamıştır. Matrah artırımında bulunan mükellef varlık barışından da yararlanacak mıdır? Veya buna ihtiyaç duyacak mıdır? Tersi de mümkün, vaktiyle varlık barışından yararlanan mükellef tekrar aynı yıllar için matrah artırımında bulunabilecek midir?
- Mükellef matrah artırımında bulunurken, aynı zamanda stok ve kasa beyanından da yaralanacak mıdır?
- Matrah artırımı ile indirimli kurumlar vergisi arasında bir ilişki kurulmamıştır. İndirimli kurumlar vergisine tabi mükelleflerinin hangi oran üzerinden matrah artırımına tabi olacakları belirtilmemiştir. Örneğin; birleşme sonucu 2009 yılında %5 indirimli kurumlar vergisine tabi bir mükellef 2009 yıllı matrah artırımında hangi oran ile muhatap olacaktır?
- Özellikle KDV de matrah artırımda bulunan bir mükellefin ilgili dönemlerde almış olduğu KDV iadeleri için geriye yönelik incelemelerin devam edip etmeyeceği konusu tasarıda çok net veya anlaşılır değildir.
- Tasarının 6.maddesinin 4.bendindeki düzenlemeye göre; bazı şartları taşıyan mükellefler matrah artırımda %20 yerine %15 indirimli kurumlar vergisi ödeyeceklerdir. Ancak, tasarının ilgili maddesindeki şartlar net ve anlaşılır olmadığı gibi ilgili kanunun 2.ve 3.maddesindeki yararlanma şartına bağlanılması yerine, sadece “beyannamelerini kanuni süresinde vermiş ve kanunun çıktığı tarihte borcu olmayan mükellefleri kapsamalıdır” şeklinde düzenlenmesinin daha doğru olacağı.
- Matrah artırımı ile KOD ilişkisi kurulmamıştır. KOD sistemine son verilmekle beraber, vaktiyle çeşitli nedenlerle KOD’lara alınmış mükelleflerin matrah artırımda bulunmaları halinde durumlarının ne olacağı netleşmelidir.
Yukarıdaki eleştirileri artırmak mümkün ancak, tasarı TBMM’de görüşülmekteyken (bize göre) bazı acil konuları ve eleştirileri dile getirmeye çalıştık. Bu görüşlerimize katılanlar olacaktır, katılmayanlar olacaktır, şimdiden saygıyla karşılıyoruz. Ancak, başta vergi mevzuatında olmak üzere çok ciddi ve kapsamlı bir düzenleme ile karşı karşıyayız. Konunun amacına ulaşması ve kalıcı bir çözüm olması açısından tüm tarafların üzerine düşen görevi ve sorumluluğu hassasiyetle yerine getirmeleri gerekmektedir.
——————–
[*] Talha APAK, Vergi Affı değil Ödeme Kolaylığı – Varlık Barışı Değil Bozuk Bilançoların Düzeltimi, www.alomaliye.com 27 Eylül 2010